Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1347 E. 2021/629 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1347 Esas
KARAR NO : 2021/629

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ayakkabı imalat ve satışı yapan davalı şirketin … ili, ….. ilçesindeki tek yetkili satıcısı olduğunu, bu yetkiyi alabilmek için davalı firmaya …bank ….. Şubesinde bulunan hesaba 30.000-TL’lik teminat mektubu ve …. ili, ….. ilçesi, ….. Mah. ….. pafta, ….. ada, … parselde kayıtlı gayrımenkulunü ipotek olarak verdiğini, davacının şubat 2018 kış fuarında, 2018 Sonbahar / Kış sezonu için 108.764,42-TL tutarında ürün siparişi verdiğini, siparişini verdiği ürünlerin ödemesini çeklerle yaptığını, siparişi verilen bu ürünlerden sadece spor ayakkabı siparişinin gönderildiğini, bot ve kışlık ayakkabı siparişlerinin gönderilmediğini, aynı zamanda davacının davalı firmaya Ağustos 2018 yaz fuarında 2019 ilkbahar / yaz sezonu için 135.830,77-TL ‘lik ürün siparişi verdiğini ancak bu ürünlerin henüz almadığını, Gebze …. Noterliğinin 04/12/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarını keşide ederek teslim edilmeyen mallarının gönderilmesi ve mağduriyetinin giderilmesini istemişse de davacının taleplerinin reddedildiğini, bu nedenlerle davacı adına kayıtlı … ili, ….. ilçesi, …… Mah. ….. pafta, ….. ada, … parselde kayıtlı gayrımenkul üzerindeki davalıya ait ipoteğin fekkine, ..bank ….. şubesi hesabındaki 30.000-TL’lik teminat mektubunun davalıdan alınarak davacıya iadesine, …bank ….. şubesi, 31/01/2019 tarihli, 26.000-TL’lik çek, 28/02/2019 tarihli, 25.000-TL’lik çek, 31/03/2019 tarihli, 25.000-TL’lik 30/04/2019 tarih, 25.000-TL’lik çek, 31/05/2019 tarih, 25.000-Tl’lik çek, 30/06/2019 tarih, 25.000-TL’lik çek, 31/07/2019 tarihli, 25.000-TL’lik çek üzerine dava sonuçlanıncaya kadar tedbir konulmasına, dava sonucunda bedelsiz kalanların iptali ile davacıya iadesine, davacı kışlık sezon ortasında haksız yere ürünsüz bırakılarak iş yapamaz hale getirilmesi ve bu nedenle manevi anlamda da büyük sıkıntıya düşürülmüş olması nedeniyle 30.000-TL’Lik manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının kazanç kaybı ve uğradığı zararın tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacının davalı firmada olan %15 iskonto alacaklarının tespiti ile borçtan mahsubuna, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin Ülke genelinde hiçbir firma ile akdetmiş olduğu yetkili satıcı/distribütörlük sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle davacının tek satıcı olduğu yönündeki beyanının asılsız bir beyan olduğunu, müvekkili Şirket ile davacı 25.11.2015 tarihinden beri çalışmakta olduğunu, çalışmaya başlanılan dönemde davacının biri … ilçesi diğeri ….. ilçesi olmak üzere iki mağazası bulunmakta olduğunu, davacı ile çalışılmaya başlanması akabinde doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak 21.12.2016 tarihinde dava dilekçesinde belirtilen ipotek tesis edildiğini davacının … ilçesindeki mağazasını -Müvekkili Şirket satış temsilcilerinin edindiği bilgilere göre ekonomik sebepler nedeniyle- Ağustos 2018 yılında kapattığını, davacı tarafın 2017 yılının Ağustos ayında düzenlenen yaz fuarına katıldığını ve 2018 yılı yazlık ürünleri için 228.000,00 TL’lik ürün siparişi verdiğini, davacı tarafın vermiş olduğu siparişlere karşılık olarak 31.07.2018 keşide 30.000,00 TL bedelli, 31.08.2018 keşide 45.000,00 TL bedelli, 30.09.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli, 31.12.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli, 31.01.2019 keşide 26.000,00 TL bedelli, 28.02.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli, 31.03.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli ve 30.04.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli çekleri keşide Müvekkili Şirkete verdiğini, davacı tarafa “repete” siparişleri dahil toplamda 265.615,50 TL değerinde 2018 yılı yazlık ürün teslimatı yapıldığını, davacı taraf teslimatı yapılan ürünlerin 22.435,14 TL’lik kısmını Müvekkili Şirket’e iade ettiğini, davacı taraf 2018 yılının Şubat ayında düzenlenen kış fuarına da katıldığını ve 2018 yılı kışlık ürünleri için 127.000,00 TL’lik ürün siparişi verdiğini, davacı taraf vermiş olduğu siparişlere karşılık olarak 31.10.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli, 31.11.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli, 31.05.2019 keşide 26.000,00 TL bedelli, 30.06.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli, 30.06.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli ve 31.07.2019 keşide 25.000,00 TL bedelli çekleri keşide Müvekkil Şirket’te verdiğini, davacıya sipariş etmiş olduğu ürünlerin 64.656,79 TL’lik kısmının teslim edildiğini, davacının yazlık ürünler için vermiş olduğu 31.07.2018 keşide 30.000,00 TL bedelli çeki ödeme güçlüğü içerisinde olduğundan kredi kartı ile 2 taksit olarak ödediğini ve çekin kendisine iade edildiğini, akabinde davacı tarafın Ekim 2018 tarihinde Müvekkili Şirket merkezine gelerek maddi durumunun iyi olmadığını beyan ederek Müvekkil Şirket’ten almış olduğu ürünlere karşılık olarak … İlçesinde bulunan evinin devrini ve mal iadesini teklif ettiğini, davacının bu teklifinin Müvekkili Şirket tarafından kabul edildiğini sonrasında davacının müvekkili Şirket merkezinden ayrıldığını, davacının aynı gün Müvekkili Şirket merkezine tekrar gelmiş ve yanında getirmiş olduğu kredi kartı ile 70.000,00 TL’lik ödeme yaptığını, müvekkili Şirket almış olduğu bu ödemeye karşılık davacıya yaz sezonu için alınan 31.12.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli, kış sezonuna ait teslimatın gerçekleştirmiş olduğu ürünlere karşılık aldığı 31.10.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli ve 30.11.2018 keşide 26.000,00 TL bedelli çekleri kendisine teslim ettiğini,davacı tarafın dilekçesinde vadesi gelmeden ödemesi yapıldığını beyan ettiği çekler iş bu çekler olup önemle belirtmek gerekir ki davacının yapmış olduğu 70.000,00 TL’lik ödemeye karşılık kendisine toplam tutarı 78.000,00 TL olan 3 adet çek teslim edildiğini, davacı tarafın dilekçesinde bu hususa hiç değinmediğini, gerek davalının mal iadesi talebinde bulunması ve ödeme güçlüğü içerisinde olduğunu beyan etmesi gerekse de teslim almış olduğu ürünlere karşılık olarak ödeme vasıtası olarak vermiş olduğu çeklerin karşılıksız çıkması Müvekkil Şirket’in ürün tesliminden kaçınmasının haklılığının göstergesi olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M. Mali Müşavir 26/08/2019 tarihli kök raporunda özetle; davacı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, taraflar arasında herhangi bir mal alım satım sözleşmesinin bulunmadığı, davalı şirketin teslimatı gerçekleştirilen 2018 ilkbahar yaz ürünlerine karşılık olarak ödeme vasıtası olarak almış olduğu 31/01/2019 keşide tarihli 26.000-TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerine davacı tarafından verilen teminat senedinin nakde çevrildiği ve davacının cari hesabına işleyerek ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, davacı şirketin dava dilekçesinde talep ettiği, …bank ….. şubesi, 31/01/2019 tarihli, 26.000-TL’lik çek, 28/02/2019 tarihli, 25.000-TL’lik çek, 31/03/2019 tarihli, 25.000-TL’lik 30/04/2019 tarih, 25.000-TL’lik çek, 31/05/2019 tarih, 25.000-Tl’lik çek, 30/06/2019 tarih, 25.000-TL’lik çek, 31/07/2019 tarihli, 25.000-TL’lik çekler ile ilgili olarak davalı şirketin bankadan tahsil ettiği asgari çek bedellerinin dahi davacı şirketin cari hesabından tenzil ederek ticari defterlerinde 127 şüpheli ticari alacaklar hesabına kayıt ettiği, davacı şirketin ileri vadeli çekleri ödememesinden kaynaklı olarak 07/08/2019 tarihi itibariyle davalıya 101.380,91-TL borcunun bulunduğu, taraflar arasında mal alım satım sözleşmesi bulunmaması ve davacının mal alımı ile ilgili olarak ödeme şartlarını yerine getirmemesinden dolayı davacının kazanç kaybı ve uğradığı zararın tespiti ile ilgili herhangi bir hesaplama yapılamayacağı, sonuç ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 04/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi üzerine dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi S.M. Mali Müşavir 16/11/2019 tarihli ek raporunda özetle; tarafların 2018 yılı ticari defter kayıtlarında borç ve alacak miktarının birbiri ile örtüştüğü, tarafların 2019 yılında düzenlediği fatura miktarlarının 5.000-TL (kdv hariç) olmasından dolayı tarafların BA ve BS formlarında bağlı bulundukları vergi dairelerine iş bu faturaları bildirmedikleri, kök raporda tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları incelendiği ve raporun içinde ayrıntılı olarak değerlendirmelerin yapıldığı, davacı şirketin dava tariih olan 31/12/2018 itibariyle cari hesaba istinaden davalıdan 29.857,64-TL alacağının bulunduğu, davalı şirketin dava tarihi olan 31/12/2018 tarihi itibariyle cari hesaba istinaden 29.858,36-TL borcunun bulunduğu, kök raporda davacı şirketin ileri vadeli çekleri ödememesinden kaynaklı olarak 07/08/2019 tarihi itibariyle davalıya 101.380,91-TL cari hesap borcunun bulunduğu, davalı şirketin tahsil edemediği çekler ile ilgili olarak bankadan tahsil ettiği asgari çek bedellerini de davacı şirketin cari hesabından tenzil ederek ticari defterlerinde kayıt altına alındığına dair tespitlerin mevcut olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizin 14/12/2020 tarihli celsesinde Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ilet dava tarihi itibari ile davacının davalıya teslim edilen ürünlerle alakalı olarak borcunu ödeyip ödemediği, davalının da davacıya teslim etmesi gereken ürün olup olmadığı, davacının teslim edilmeyen ürünlerden kaynaklı olarak herhangi bir kazanç kaybının olup olmadığı, aynı zamanda teslim edilmesi gereken ürünlerin davacı tarafından teslim tarihi geldiğinde davalının teslim edilmesi gereken ürünleri teslim edip etmediği, buna bağlı olarak da davacının teslim tarihlerinde teslim edilmesi gereken ürünlerin ödemesini yapıp yapmadığı, aynı zamanda daha evvel teslim edilmiş olan ürünler nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı, nihayetinde davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve mali müşavir bilirkişi yanına Ayakkabıcılık konusunda uzman Sektör Bilirkişi de tayin edilerek rapor düzenlenmesi istenmiş olmakla; Bilirkişi S.M. Mali Müşavir … ve Endüstri Yüksek Mühendisi Prof. Dr. …’ın 17/05/2021 tarihli heyet raporunda özetle; …’nın 2018 yılı net satışlarının 473.936,60-TL olduğu, 2019 yılı net satışlarının ise 65.656,14-TL olduğu tespit edilmiş olup, 2019 yılında net satışlarında 2018 yılına göre 408.280,46-TL azalma olduğu, 2018 yaz sezonu için davacının siparişlerinin davalı tarafından büyük oranda karşılanmış olduğu, 2018 kış sezonu siparişlerinin ise kısmen karşılanmış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişki kapsamında davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile uğranılan zararın davalıdan tazmini davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı tarafından davalıya satın alınan malları sebebiyle verilen çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Sözleşmede edimlerin nasıl ifa edileceği hususu kararlaştırılmamış ise kural olarak edimlerin aynı anda ifası söz konusu olacaktır. Somut olayımızda davacı tarafından her ne kadar ticari ilişki kapsamında malların kendisine teslim edilmediği iddiası ile alacak talebinde bulunulmuş ise de taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, tarafların aynı anda edimlerini ifa etmeleri gerektiği fakat davacının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle davacının edimini ifadan kaçınmış olmasının hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca davacı adına kayıtlı taşınmaza konulan ipoteğin ticari ilişki kapsamında davalının davacıdan alacağına karşılık olarak konulduğu, davacının yapılan inceleme neticesinde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, ya da yerine getirdiğini kanuni deliller ile ispatlayamadığı dikkate alınarak ipoteğin fekki ve alacak talepleri hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden; manevi tazminatın şartlarını inceleyecek olur isek, kişilik hakları haksız bir şekilde saldırıya uğrayan meydana gelen acının bir nebze olsun tazmini için manevi tazminat talebinde bulunabilir. Somut olayımızda ise uyuşmazlık konusu mal varlığından kaynaklanmakta olup, mal varlığına ilişkin haklar kişilik hakları kapsamına girmemektedir. Bu sebeple ortada bir kusur olsa dahi davacının manevi tazminat talep etme şartları oluşmadığından bu talep hakkında da aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 683,10-TL harçtan mahsubuna, artan 623,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza