Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1337 E. 2020/440 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1337
KARAR NO : 2020/440

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlunun eczacı olduğu ve müvekkilinin pazarlamakta olduğu bir kısım ürünlerin bayisi olduğunu, bu surette aralarında bir cari hesap ilişkisi oluştuğunu, müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhinde ilamsız icra takibi başlattığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borçlunun yetkiye ilişkin yapmış olduğu itirazın hukuken geçerli bir itiraz olmayıp, itirazla birlikte yetkili olduğu iddia edilen icra dairesinin bildirilmediğini, bu sebeple Bakırköy …. İcra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiğini, borca ilişkin itirazının ise haksız ve kötüniyetli olduğunu, borçlunun cari hesap ekstresinde bakiye borcu kaldığı sabit olup, hakkında icra takibi başlatılmasına sebebiyet vermiş olması nedeni ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve avukatının hiçbir borç mutabakat mektubunun tarafına gönderilmediğini, muhasebe kayıtlarında mevcut olan bilgilere göre borcunu posta yoluyla 09/07/2018 tarihinde vadesinden önce ödediğini, davacıyı yemine davet ederek borcumu ödediğini ve hatalı ürünleri geri almasını söylediğini, ticari bir kusurunun bulunmadığını, davacıyla olan ticari ilişkilerinde hiçbir kusur ve eksik olmaksızın sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacının hiçbirini yerine getirmediğini, davanın hem esas hem de usul yönünden yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek itirazlarının kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 4.218,28-TL alacağın tahsili için 28/06/2018 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun borca, ferilerine itiraz ettiği, icra dairesine itirazın yasal süresinde yapıldığı, itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Bilirkişi SMMM ….’in 20/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının borç/alacak durumunun 28/06/2018 takip tarihi itibariyle asıl alacak ve toplam olarak davacı tarafın lehine 425,95 TL olması gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya muhtevîyâtı küllîyen tetîk edildiğinde;
Dava, davalı aleyhine yapılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptâli davasıdır.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. ).
Kaldı ki itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.(Üstündağ, S: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102)” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 27.11.2013 gün ve 2013/13-372 E., 2013/1606 K. sayılı kararı)
Somut olayımızda davacının yerleşim yerinin ….. olduğu, borçlunun yerleşim yerinin ise Beykoz-İstanbul olduğu, uyuşmazlığın para borcundan kaynaklandığı ve her iki tarafın da yerleşim yeri dışında Bakırköy icra dairelerinde icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Bu açıklamalardan sonra tekrar olayımıza dönecek isek, bu haliyle yetkili icra dairesinde takibin yapılmadığı açık olup, usul esasa tekaddüm eder (usul esastan önce gelir-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği, davacının talebi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 57,42-TL harçtan mahsubu ile ARTAN 3,02 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3,362,11-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalıvekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda karar verildi. 28/07/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸