Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1321 E. 2022/171 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1321 Esas
KARAR NO : 2022/171

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket …… Hizmetleri Tic. A.Ş. ile davalı şirket ….. Mobilya San.ve Ticaret A.Ş. arasında navlun akdi kurulduğunu ve müvekkili ….. şirketinin , ….. Mobilya’ya ait emtiaların taşıması işini üstlendiğini ve üstlenilen hizmetin ifa edildiğini, taşıma işleminin gerçekleşmesine, taşımaya konu emtiaların, alıcı adresine vasıl olması, teslim ve tahliyesi ile navlun alacağı yasal olarak muaccel hale gelmiş olmasına karşın, ….. Mobilya tarafından, müvekkili şirketin navlun ücretlerine ilişkin fatura bedelinin, emtialar da alıcı adresine tam ve tekmil şekilde ve süresinde teslim edilmiş olmasına rağmen ödenmediğini, basiretli bir tacir gibi ve iyi niyetli davranan müvekkili ….. tarafından, ödenmeyen navlun bedelinin ödenmesi bakımından bir takım şifahi görüşmeler yapıldığını, ancak taraflar arasındaki görüşmelerden hiçbir netice alınamaması üzerine, müvekkili alacağının tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında alacağın varlığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, ancak buna rağmen davalı şirket alacağın tahsilini geciktirmek ve zaman kazanmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, yapılan itirazın kötü niyetli, haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı …’ nın Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa, takip talebinde açıklandığı gibi, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talebinin kabulüne, takip konusu alacak olan 29.076,31 TL nin tahsili amacıyla takibin sürdürülmesine, davalının itirazı nedeniyle % 20’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, teminat karşılığında borçlu şirketin borca yeter miktardaki menkul ve gayrımenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve delil listesinin HMK ‘nun emredici hükümlerine uygun olmadığını, Navlun akdinden kaynaklı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin, Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğunu, bu sebeple, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Hendek Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, bu nedenlerle öncelikle görev ve yetki iitirazlarının değerlendirilerek karar verilmesini, mahkemeniz aksi kanaatte ise davacının müvekkiline yönelttiği haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 29.076,31-TL toplam ve asıl alacağın, asıl alacağa işleyecek %19,5 avans faizi ile birlikte icra masrafı, vekalet ücretinin tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir … ve Taşıma konusunda uzman ….’ün 12/02/2021 tarihli raporunda özetle; dava dosyası, davacı şirket defter ve belgelerinin incelendiğini, usul yönünden incelenen 2014 dönemi tüm yasal defterlerinin fiziki, 2015-2016-2017-2018 dönemi defter-i kebir ve yevmiye defterinin ise, elekironik olarak totulduğu, Elektronik ortamda tutulan defter-i kebir ve yevmiye defterinin, berat onaylarının usulüne uygun ve zamanında alındığı, fiziki tutulan yasal defterlerin, açılış noter tasdiklerinin ve 2014 dönemi yevmiye deflerinin kapanış tasdikinin zamanında ve usulüne uygun yaptırıldığı, tüm defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla, HMK 222/3 hükmü uyarınca, takdirin mahkemede olduğunu, dosya kapsamı ele alındığında, taraflar arasındaki ilişkinin yazılı cari hesap sözleşmesine dayanmayan bir ticari ilişki içerisinde yürütüldüğünün anlaşıldığı, Davacının 29.,076,31.TL tutarındaki bakiye alacak iddiasının on bir adet faturaya dayandığı ve davalı adına düzenlenen e-faturalara itiraz edilmediği, bu bakımdan tarafların yasal defter kayıtlarında işlenmiş olması halinde ödenmesi gerektiği, davacı yasal defterlerinin incelenmesi neticesinde, davaya konu faturaların, yasal defterlerine doğru ve muhasebe ilkelerine Uygun olarak kaydedildiği, takip talebi tarihinde (20.09.2018) davalı hesabının 29.076,31.TL tutarında borçlu olduğu ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyasında belirtilen alacak tutarı (29.06,31.TL) ile uyumlu olduğu, netice olarak, davacı yasal delter ve belgelerine göre; davalının 29,076,31.TL tutarında borçlu olduğu sonucuna varıldığını, davalının İstanbul dışında yerleşik olmasından dolayı, nezdinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda net bir kanaate varılabileceğinin anlaşıldığını, şayet; davacının iddiasında haklı olduğuna karar verilir ise; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. EK, sayılı dosyasına yapılmış olunan, davalı itirazının iptali, takibin devamı talebinin yerinde olduğu, 3095 Sayılı Kanun’ (Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizinç İlişkin Kanun) hükümlerine istinaden 20,09.2018- 28.12.2018 tarihi aralığındaki (99) gün için Yıllık %19,50 oranındaki hesaplanan faiz tutarının: 1.537,86.TL olabileceği, ayrıca, icra inkar tazminatı (29,076,31.TL X 4420 – 5.81 5,26.TL) talebinin nihai takdirinin mahkemede olduğu, taşıma sürecine ilişkin dosya kapsamında yapılar inceleme neticesinde TTK ve KTY’nin dosya içerisinde yer alan tanım ve maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanın sunduğu taşıma hizmetine ilişkin Taşıma Bedeli açıklaması içeren Toplam 15.308.441 TL bedelli navlun faturasının davacı-davalı arasındaki taşıma sözleşmesinin kurulduğunu gösteren faturalar olduğu, dolayısıyla davacı tarafın bu ücretten hak talep edebileceği, desi farkı faturasının taşıma ücreli hesaplanmasında taşınan yükün desi ölçüsü üzerinden yapılan hesaplamaya dayanmış olabileceği kanaatine ulaşıldığı, dolayısıyla bu faturadan doğan bedeli talep edebileceğinin değerlendirildiği; ancak ekipman bedeli açıklamalı faturanın kapsamının taşıma sözleşmesinden doğan süreçlere ilişkili olup olmadığının tespit edilemediği, ekipman hizmetinim taşımaya ilişkin yükleme-boşaltma-istiflenie vb. detaylarda kullanılan ekipmanlara ilişkin mi, yoksa faşıma süreçleriyle ilişkisi olmayan ayrıca bir lojistik hizmete dair kesilmiş bir fatura mı olduğunun tespit edilemediği, dolayısıyla davacı yanın bu fatura bedelini davalı taraftan huzurdaki davada talep edip edemeyeceğine ilişkin takdirin sayın mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve DAVALI TARAFA ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi S.M.M.M …. raporunda özetle; davalının incelemeye esas olacak şekilde defter sunmadığı, İncelemeye konu olan yılda Davacı ….. LOJİSTİK KARGO HİZMETLERİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin dosyaya sunmuş olduğu fatura ,yeymiye kayıtları, cari hesap ekstresi üzerinde yapılan incelemede kayıtların tekdüzen hesap planına uygun kayda alındığı ilgili faturaların zamanında kayıtlara işlenerek e-defter beratlarının kanuni süresi içinde oluşturulduğu ve bunlara bağlı olarak davalı tarafa kesilen 11 adet faturanın ve dava konusu 29.076,31 TL tutarındaki bakiyenin davacı tarafından sunulan ekstreye dayanarak 18.02.2014 yılından başlayıp 27.08.2018 tarihine kadar süregelen ticari ilişkinin sonucu olarak doğduğu tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 29,076,31.TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.986,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 351,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.635,02-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL başvurma harcı, 351,18-TL peşin harç, 2.618,30-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.005,38-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza