Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1310 E. 2021/465 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1310 Esas
KARAR NO : 2021/465

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket sahibi olduğu …’de davalı şirkete ait bir takım reklam işlerini yapmış ve yayınlamıştır. Bu reklam karşılığını da davalı şirkete fatura tanzim ettiğini ve faturaları gönderdiğini, müvekkili şirket tüm edimlerini yerine getirdiğini, reklamları yayınlayarak görevini yerine getirdiğini, davalı şirketin ise yayınlanan bahse konu reklam bedellerinin ödemelerini yapmadığını, yayınlanan reklam bedelleri için davalıya ait olan cari hesap borcu toplamı olan 23.854,88-TL için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazının zaman kazanmak için yaptığını ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dairesine yapılan yetkisizlik itirazının usulüne uygun olduğunu, davacının yapmış olduğu işlerin bedelinin ne kadar olduğuna ilişkin, müvekkili şirket tarafından herhangi bir onayın mevcut olmadığını, herhangi bir onay olmaksızın davacının yapmış olduğu işlerin müvekkili şirket tarafından kabul edilebilirlik barındırmadığını, taraflar arasında herhangi bir anlaşma olmadığından hizmet bedelinin bilirkişi marifeti ile belirlenebileceği, davacının kendisinden talep edilen hizmeti eksiksiz bir şekilde yerine getiremediğini, davacının hizmetinin kusurlu olduğunu, öncelikle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 23.854,88- TL asıl alacak ve 3.305,17-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.160,05-TL toplam alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 ticari faizi ile birlikte icra masrafları ve vekalet ücretinin tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmış ve takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M.M.M. …’in 20/12/2020 tarihli raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2017 ve 2018 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davalı şirkete ait 2017 ve 2018 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davalı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, tarafların 2017 ve 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü, davacı …’nin düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 06.09.2018 tarihi itibariyle davalı …den 23.854,88 TL alacağının bulunduğu, davalı …nin tarafına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 06.09.2018 tarihi itibariyle davacı ….’ye 23.854,88 TL borcunun bulunduğu, davacı yanın icra takibinde talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 3.171,47 TL olarak hesaplandığı, davacı ….’nin düzenlediği hizmet faturalarından kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 06.09.2018 tarihi itibariyle davalı …’den 23.854,88 TL asıl alacak, 3.171,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.026,35 TL alacağının bulunduğu, davacı yanın 23.854,88 TL asıl alacağı için icra takip tarihi olan 06.09.2018 tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında (değişen oranlarda) avans faiz talep ettiği, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve taraf defterleri incelenmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde, taraf ticari defterlerinin alacak borç ilişkisi kapsamında birbirini teyit ettiği, söz konusu alacağın davacı defterlerinde 23.854,88 TL olarak göründüğü, aynı miktarın davalı defterlerinde borç kaydı olarak göründüğü gelinen aşamada davalının davacıya borçlu olduğu, söz konusu borcu ödemediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından her ne kadar rapora itiraz edilmişse de raporun yeterli olduğu ve hüküm kurmaya elverişli olduğu dikkate alınarak bu itirazlara itibar edilmemiştir. Gelinen aşamada taraf defterlerinde kayıtlı olarka görünen borcu davalının kanuni delillerle ödediğini ispatlaması gerekmekte olup, yargılama sırasında borcu inkar dışından ödemeye ilişkin somut delil dosyaya sunamadığından söz konusu borcun hala davalı uhdesinde olduğuna dair mahkememizce kanaat edinilmiş, ayrıca davacının icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürmediği dikkate alınarak asıl alacak miktarı üzerinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca alacağın likit olduğu, uyuşmazlık konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacıya borçlu olarak göründüğü fakat buna rağmen söz konusu faturaların hala teslim edilmediği iddiasında ısrar ettiği, davalı beyanları ile yine kendisine ait usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerin birbiriyle uyuşmadığı söz konusu iddiasın TMK madde 2’ye da uymadığı dikkate alınarak takdiren icra inkar tazminatı miktarı arttırılarak dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 23.854,88-TL üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %30’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Reddedilen kısma ilişkin şartları oluşmayan Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.629,53- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 328,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.301,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 3.305,17-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL başvurma harcı, 328,03-TL peşin harç, 909,90-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.273,83-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.118,80-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza