Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1294 E. 2019/1226 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1294 Esas
KARAR NO : 2019/1226

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, ancak davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide düzenlenen faturalar ve banka kaayıtları incelendiğinden müvekkilinin davalıya yaptığı ödeme karşlığında davalının bu banka ödemeleri karşığlı mal teslimi yapmadığını, bu nedenle bakiye alacağının olduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına , %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkümiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edilmiş, ancak cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Bakırköy …. İcra Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, …. esas sayılı dosya aslının gönderildiği görüldü. İncelenmesinde; 07/06/2018 tarihli 2016 yılı fatura cari hesap alacağına istinaden 13.036,35-TL toplam alacak tutarı için icra takibi başlatıldığı, takibe 18/06/2018 tarihinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu mahkememizde yasal bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi SMMM …… 27/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile, yanlar arasında davalı tarafından davacıya Temizlik malzemesi satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, davacının sunduğu fatura ve ödeme dekontlarının incelenmesi ve davacı tarafından sunulanlarla bağlı kalarak; davalının davacıya 72.286,54 TL’lik fatura kestiğini, davacının ise davalıya 83.732,94 TL ödeme yaptığını, dolayısıyla davacının verilen sipariş avansından kaynaklı olarak davalıdan 11.446,40 TL alacaklı olduğunu, davacı ticari defter ibraz etmediği için, ticari defterleri ile alacağını ispat edemediğini, tacirlerin yasalarda öngörülen ticari defterleri yasalara uygun şekilde tutmaları ve açılış ve kapanış kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini “HMK190.Madde de iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lefitne hak çıkaran tarafa aittir.” Bu sebeple davacı taraf alacaklı olduğunu ispat edemediğini, davalı tarafından gerek davaya cevap verilmemesi, gerekse de herhangi bir ticari defler ve belge ibraz edilmemesi nedeniyle, davalı yönünden bir değerlendirme yapılamadığını, davacı taraf ispat yükünü yerine getirmediği için alacaklı olduğunu ispat edemediğini beyan etmiştir.
Davacı vekili, 08/07/2019 tarihli celse beyanı ile, davacı defterlerinin talimat yoluyla Batman’da incelenmesini talep etmiş, akabinde Kozluk Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla alınan bilirkişi Mali Müşavir…. 01/10/2019 tarihli raporu ile, sunulan ticari defterlere bakıldığında ticari ilişkinin olduğunu, düzenlenen faturaların işlendiğinin görüldüğünü, davacı şirketin 2016 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde defter kayıtlarındaki verilen 159 sipariş hesabı kodunda davalıya yapmış olduğu sipariş ödemesinin 11.446,80 TL bakiye olduğunun görüldüğünü, davalı tarafından davacıya avansa karşılık ürün gönderilmediğini, verilen avansın iadesinin gerektiği kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkik edildiğinde;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Somut olayımızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği alacaklı olduğu iddia eden davacı üzerindedir.
Taraflar tâcir olup, davacı delil olarak ticâri defterlerin incelenmesine dayanmış ve bu konuda inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde davacının dayandığı defterlerin kapanış tasdiklerinin süresinde yapılmadığı tespit edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222’de “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü mevcuttur. Bu sebeple söz konusu ticari defterler davacı lehine delil olarak mahkememizce değerlendirilmemiştir.
Gelinen aşamada uyuşmazlığın değeri tanıkla ispat kuralının altında olması sebebiyle davacının iddiasını kesin delillerle ispat etmesi gerekmekte olup bu konuda somut delil ileri süremediğinden talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 195,48 TL harç ile 27,16 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 222,64 TL harçtan mahsubu ile kalan 178,24 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar verildi. 02/12/2019

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸