Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1289 E. 2022/504 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1289 Esas
KARAR NO : 2022/504

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …. San. ve Tic. A.Ş.’nin tiçari alacağı nedeni ile davalı … End. Mal. Met. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında Küçükçekmece… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını ve borçlu şirkete Örnek No :7 ödeme emri gönderildiğini, gönderilen bu ödeme emrinin borçlu şirkete 08.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin, tebliğ edilen ödeme emrine 08.11.2017 tarihinde icra takibindeki yetkiye, borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, TBK m. 89/1 uyarınca icra takibine borç bir para borcudur. Davalı borçlunun akdi ilişkiye herhangi bir itirazı bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin ticari adresi bulunan Küçükçekmece İcra Müdürlüğü icra takibi konusunda yetkili olduğunu, davalı borçlu şirketin yetki itirazının yersiz olduğunu, bu nedenlerle borçlu şirketin Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu şirketin kötü niyetli itirazı nedeni ile % 20′ den aşağı olmamak üzere takdir olunacak icra inkar tazminatının borçludan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı borçlu şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin hesaplarını incelendiğinde davacı tarafa borcunun olmadığını tespit ettiğini, taraflar arasında bahsi geçen faturalarla ilgili herhangi bir alım satım söz konusu olmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddine, davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı şirketin, davalı borçlu hakkında 9.476,07-TL asıl alacak ve 230,35-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.706,42-TL alacağını, asıl alacağına yıllık %9,75 avans faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 08/11/2017 havale tarihli dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyasındaki itiraz, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının, davalıya verdiği hizmetler karşılığında cari hesap ilişkisi sebebiyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, temerrüt şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, takip öncesi faiz talep edilip edilemeyeceğinin tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği anlaşılmış, bilirkişi Mali Müşavir …’ın 12/12/2019 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından ibraz edilen 2017 yılı ticari defterlerinden Envanter Defterinin açılış noter tasdikinin zamanında yaptırılmış olduğu, Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin E- Beratlarının Oluşturma Tarihlerinin süresi içerisinde olduğu, 2017 yılı kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlarının lehine kesin delil vasfının bulunduğu, davalı şirket inceleme tarihimiz itibariyle herhangi bir ticari defter ve kâyıt ibraz etmediğinden davalı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamamış olup, davalılarin ihtilafa düştüğü dava konusu alacak bakiyesinin tespitinde davacı kayıtları ve tüm dosya muhteviyatı belgelerin esas alındığı, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi 30.10.2017 itibari ile davacının, davalıdan 9.476,07 TL alacaklı olduğu, dava konusu alacağı oluşturan faturalara ait sevk irsaliyelerinin incelenmesinde fatura muhteviyatı malların ….nakliyat ile nakledildiği, irsaliyelerin teslim alan bölümünde …. tarafından isim ve imzasının olduğu, dava dosyası faturaların davalıya tebliği ile ilgili belge olmadığı, davacı tarafından takibe geçilerek borçlunun temerrüde düştüğünün mahkeme takdirlerinde olduğu, mahkeme tarafından 6102 sayılı TTK’nın 1530.uygulanabileceğinin kabulü halinde ; mahkeme tarafından davacının davalıdan 9.476,07,00 TL alacaklı olacağının ve davacının faiz talebinin kabulü halinde davacının talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 194,27- TL olacağı hususları görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyamız arasına celp edilen belgeler de dikkate alınarak davalının itirazlarının da değerlendirilmesi için dava dosyasına rapor sunan bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişinin 12/02/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından ibraz edilen 2017 yılı ücari defterlerinden Envanter Deftcrinin açılış noter tasdikinin zamanında yaptırılmış olduğu, Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin E-Beratlarının Oluşturma Tarihlerinin süresi içerisinde olduğu, 2017 yılı kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıllarının lehine kesin delil vasfının bulunduğu ve davacının ticari defterlerinde takip tarihi 30.10.2017 itibari ile davacının, davalıdan 9.476,07 TI. alacaklı olarak gözüktüğü, davalı tarafın itiraz dilekçesinde belirtilen davalı şirkete ait ticari deflerlerin incelenmediği yönündeki beyanları ile ilgili olarak mahkemenin 19.07.2019 tarihli ara kararında “6700 sayılı HMK’nun 219, 220, 222.maddeleri gereğince taraflara bilirkişi incelemesine esas olacak ticari defter, kayıt ve belgelerini incelerne gün ve saatinde mahkememiz duruşma salonunda ibraz etmeleri için süre verilmesine, aynı yasanın 220/3.maddesi gereğince, inceleme günü defter, kayıt ve belgelerini ibraz etmedikleri ve aynı sürede delilleri ile birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret de göstermedikleri ya da belgenin ellerinde bulunduğunu inkar ettikleri ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmedikleri taktirde mahkemece belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanının kabul edilebileceğinin ihtarma, HMK 218 müddesi gereğince talep halinde bilirkişiye gerektiğinde mahallinde inceleme yetkisi verilmesine, taraf vekillerince inceleme günü hazir bulunmalarına” karar verildiği, dava dosyasında mevcut davalı vekili tarafından mahkemeye sunulmuş 06.09.2019 tarihli dilekçesinde;“19.07.2019 tarihli celsesinin urar kakarım bu dilekçe ile yerine getiriyoruz ara kararla yerine bildirmemiz istenilen müvekkil şirkete ait ticari defter kayıtların bulunduğu adres “… sokak no… Sitesi KONAK/İZMİR” ” olarak bildirildiği, 23.09.2019 tarihli inceleme günü düzenlenen “Bilirkişi Yemin ve Teslim Tutanağı’”nda da davacı tarafın incelemeye katılarak 2017 yılı ticari defter kayıtlarını içerir USB sunduğu, davalı tarafın incelemeye katılmadığı, bu suretle davalı tarafin ticari defterlerinin sunulmadığı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmediği, davalı tarafın dilekçesinde davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adresin “… sokak no.. .. Sitesi KONAKJ/İZMİR” olarak bildirilmesi, diğer bir deyişle bildirilen adresin şehir dışı olması, dava dosyası içerisinde de bu konu ile ilgili herhangi bir karar olmaması sebebi ile davalı tarafın ticari defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, Dava dosyasında mevcut tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinin mahkeme müzekkeresine cevaben göndermiş oldukları Ba-Bs formlarının incelenmesinde, davacı şirket ait formlarda davacı şirket tarafından davalı şirket adına tanzim edilen dava konusu alacak bakiyesini oluşturan 3 adet faturanın davacıya ait Bs formunda yer aldığı, davalı şirket ait formlarda davacı tarafından tanzim edilmiş faturaların kaydının bulunmadığı, davalı tarafından lanzim edilmiş faturalarının tutarlarının da 5.000,00TL.nin altında olması sebebi ile de bu faturalarında kaydının bulunumayacağı, bu sebeple davalıya ait Ba ve Bs formlarının incelenmesinde davalı taraf ile davacı taraf arasında 2017-2018 dönemleri içerisinde herhangi bir satım/alım kaydının görülmediği, dava konusu alacağı oluşturan faturaların muhteviyatı malların teslim ve faturaların tebliği ile ilgili olarak yapılan incelemelerde dava dosyası içerisinde faturaların davalıya tebliği ile ilgili belge olmadığı, dava konusu alacağı oluşturan faturalara ait sevk irsaliyelerinin incelenmesinde farura muhteviyatı malların .. nakliyat ile nakledildiği, irsaliyelerin teslim alan bölümünde …. tarafından isim ve imzasının olduğu, Mahkemenizin müzekkeresinc cevaben İzmir Sosyal Güvenlik İl Müd.tarafından gönderilmiş, cevabi yazının ekinde yer alan ….’a ait dönem bordrosu incelenmesinde ….’ın 2017-2018 yıllarında “… Kargo Lojistik Dağıtım Akaryakıt ve Tic. Lid. Şti. ile ….” adlı firmalarda çalıştığı, davalı şirkette çalışması olmadığı, dava dosyası içerisinde de sevk irsaliyeleri üzerinde Teslim Şekli bölümünde yer alan Nakliyeci …’dan malların sevk irsaliyesi üzerinde sevk adresi olarak belirtilen davalı şirketin adresine malların ne zaman ve kime teslim edildiği hususunda gelen herhangi bir belge ve bilgi olmadığı, bu bilgi ve belgelere göre fatura muhteviyatı malların davalıya teslimi ile ilgili tam olarak değerlendirme yapılamadığı hususlarını görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı defterlerinin incelenmesi için İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, Bilirkişi Mali Müşavir …’un 29/12/2021 tarihli raporunda özetle; Mahkeme tarafından icra takip ve dava konusu faturaların içeriğindeki malların davalı tarafa teslimi ile söz konusu faturaların tebliğinin davacı tarafından ispat edilememesi halinde ise, davacı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre; davacı tarafın, davalı tarafa icra takip tarihi olan 30.10.2017 tarihi ve dava tarihi olan 26.12.2018 tarihi itibarıyla 761,61 TL . tutarında borçlu olacağı, davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre de, davacı taraf, davalı tarafa icra takip tarihi olan 30.10.2017 tarihi ve dava tarihi olan 26.12.2018 tarihi itibarıyla aynı miktarda 761,61 TL. tutarında borçlu olduğu, işlemiş Faiz Yönünden dava dosyasında taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı gibi, davacı/alacaklı tarafından borçlu/davalı tarafa alacağının ödenmesi ve temerrüde düşürülmesi ile ilgili olarak keşide edilmiş ihtarnamenin bulunmadığı görülmüş olmakla, borçlu/davalı taraf, icra takip tarihi olan 30.10.2017 tarihi itibarıyla temerrüde düşürülmüş olduğu, bu nedenle, borçlu/davalı taraf icra takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden ve taraflar arasında da faiz ödenmesi ile ilgili olarak akdedilmiş sözleşme bulunmadığından davacı/alacaklı tarafından borçlu/davalı taraftan icra takibi öncesinde işlemiş faiz talep edilemeyeceğinden, faizin, icra takip tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği hususunun mahkeme takdirinde olduğu, ancak, davacı tarafından sadece asıl alacak yönünden itirazın iptali yönünde dava açılmış olduğu görülmüş olmakla, davacı tarafından davalı taraftan icra takibi öncesinde işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği hususunun hukuki yönden değerlendirilmesinin mahkeme takdirinde olduğu, işlemiş faizin süresi ve oranı konusunun hukuki yönden değerlendirilmesinin mahkeme takdirinde olduğu, mahkeme tarafından davacı tarafın davalı taraftan ödenmeyen faturalardan dolayı, 9.476,07 TL. tutarında bakiye alacaklı olacağının ve davacı tarafın işlemiş faiz talebinin kabulü halinde, icra takibi sebebi, her ne kadar faturaya dayalı ticari alacak olsa dahi, işlemiş faizin hesabında süre, TTK. 1530. maddesine göre malın teslim veya faturanın alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda temerrüde düşeceği ve davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş olan faturalarda ödeme vadesi olarak 90 gün belirlenmiş olduğundan, TTK. 1530. maddesine göre faturalar bazında işlemiş faizin hesaplanmasında otuz günlük süre yerine, söz konusu faturalarda belirlenmiş olan doksan günlük ödeme süresinin dikkate alınması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı TTK. 1530. maddesine göre TCMB. tarafından 2017 yılı için yayımlanmış bulanan “Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faizi Oranı” Ve 10,75 olarak dikkate alındığında, işlemiş faiz aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere 46,74 TL. Olarak, TCMB. Tarafından 2017 yılı için yayımlanmış bulunan “Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz Oranı” Yo 9.,75 olarak dikkate alındığında, işlemiş faiz aşağıda tabloda görüldüğü üzere 42,39 TL olarak hesaplanmış olduğu, davacı/alacaklı tarafın, davalı/borçlu taraftan cari hesaptan, 31.07.2017 tarihi itibarıyla 9,476,07 TL. tutarındaki bakiye ticari alacağı olduğuna Sayın Mahkeme tarafından karar verilmesi halinde ise, işlemiş faizin 230.,35 TL. tutarında olduğu hususları tespit edilmiş olup, son kararın mahkeme takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkinden kaynaklandığı iddia edilen fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü ticari ilişkiden kaynaklı alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup taraf delilleri bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir.
Tarafların tacir olması uyuşmazlığın fatura alacağı ve ticari ilişkiden kaynaklandığı dikkate alınarak takdiri delillerden olan taraf defterlerinin incelenmesine mahkememizce karar verilmiş, yapılan inceleme neticesinde her ne kadar davacı defterleri usulüne uyun tutulmuş ve davalıdan alacaklı olduğu davacı defterlerinde tespit edilmişse de söz konusu tespite mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira aynı şekilde davalı defterleri de incelenmiş ve yapılan tespite göre davalı defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, davalı defterlerine göre davacıya borcu olmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğu, taraf defter kayıtlarının birbirini teyit etmediği anlaşılmış ve bu gerekçe ile ispat yükünün hala davacı üzerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Gelinen aşamada davacının miktar itibariyle iddiasını artık yasal delillerle ispatlaması gerekmekte olup, dava dilekçesinde dayandığı yemin delili kendisine hatırlatılmış, yemin metni sunmayacağını beyan etmekle davacı iddialarının mevcut deliller kapsamında soyut kaldığı kanaatine varılmakla, “tevehhüme itibâr yoktur” (Soyut beyana itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği dava hakkında ve davacının takip yapmada kötü niyeti ispatlanamadığından davalının tazminat talebi hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
-Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 161,83-TL harçtan mahsubuna, fazla yatan 81,13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza