Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1280 E. 2021/431 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1280 Esas
KARAR NO : 2021/431

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen ürünlere karşılık alacağına ilişkin ……… numaralı 21/02/2015 tarihli 109.791,30-TL bedelli faturayı düzenlendiğini, fatura bedellerini ödemeyen borçlu aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesine, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından süreç hakkında davacıya ticari etik güdülerek şeffaf bir şekilde bilgi verildiğini, davacının bu süreçlerden haberi yokmuş ve ayıplardan sorumluluğu bulunmuyormuşcasına hareket ederek davayı ikame etmesinin kabul edilemez olduğunu, davacı şirketin ürünleri ayıplı ve eksik olarak teslim ettiğini, müvekkili şirket, davacı şirketin riski üstlenerek işlemlerine devam etmesi halinde bile iyi niyetli davranarak meydana gelen zararın yarısını ödemeyi kabul ettiğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu ve bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 109.791,30-TL asıl ve toplam alacak ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık değişen oranlarda ticari (%9,75 faizi, icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi kurulu Mali Müşavir …… ‘ın ve Tekstil Mühendisi …….’in 03/02/2020 tarihli kök raporunda özetle; Tarafların ticari defter kayıtlarına göre Takip tarihi itibari ile kur farkları hariç olmak üzere davacının davalıdan davacı tarafından tanzim edilmiş 21.02.2015 tarih……. nolu faturadan ile ilgili olarak 101.658,61 TL. alacaklı olduğu, davacı tarafından davalıya 109.791,30 TL ( 101.658,61 TL + 8.132,69 TL KDV) tutarındaki 21.02.2015 tarih ….. nolu faturayla 4.465 adet …… order nolu ……. Shirt ve 1.511 adet …… order nolu ….. Shirt ürününün satıldığı, bağımsız SGS raporlarına göre teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığı, davalının davacıya e-maille ayıp ihbarında bulunduğu ve davacının oluşabilecek riskleri kabul etmesi üzerine ürünleri müşterisine sevk ettiği, ancak davalının ……. order nolu ……. Shirt ve ……. order nolu ….. Shirt ürünler nedeniyle zarara uğradığı iddiasının ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 13/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile kök rapora itiraz ettiği ve dosyanın ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi kurulu Mali Müşavir ……. ‘ın ve Tekstil Mühendisi …….’in 03/02/2020 tarihli ek raporunda özetle; Somut olaydaki iddia, savunma, vakıa ve sunulan belgeler Mahkemenin tarafımıza tevdi ettiği görev kapsamında değerlendirildiğinde; tarafların kök bilirkişi raporuna karşı itirazları yukarıda değerlendirilmiş olup, kök rapordaki tespit ve değerlendirmede herhangi bir değişiklik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, malların ayıplı olduğu ve zararın bulunduğuna ilişkin iddiada ise ispat yükü davalı üzerindedir. Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, aradaki farkın tarafların farklı kurlar üzerinden kayıt yapması nedeniyle oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından ayıp nedeniyle riskin üstlenileceğine ilişkin davacı ile anlaşıldığı bu sebeple zararın paylaşılması gerektiği iddia edilmiş olup, ayıplı malın davalı tarafından kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu noktadan itibaren davalının ayıplı ürünlerden kaynaklı bir zararının bulunup bulunmadığının tespiti gerekli olup, incelenen davalı defterlerine göre herhangi bir zarar tespit edilememiş, davalı tarafından da süresinde ne kadar ve ne şekilde zararının bulunduğuna dair denetlenebilir somut delil sunulmamıştır. Bu sebeple davalının ayıptan kaynaklı zararının olduğu iddiasını itibar edilmeyerek taraf defterlerinin incelenmesi neticesinde davacının alacaklı olduğu ve söz konusu alacağın likit olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
-Davalının aleyhine yapılan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 7.499,84-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.326,01-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.173,83-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 14.380,17-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL başvurma harcı, 1.326,01-TL peşin harç, 1.834,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.195,91-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.12/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza