Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1249 E. 2021/857 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1249 Esas
KARAR NO : 2021/857

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02.03.2018 tarihinde davacı firma tarafından, araç üreticisi … A.Ş. Bayisi olan … Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş. İsimli firmadan …. model bir adet araç alındığını, çok kısa bir süre sonra 31.05.2018 tarihinde fren hidroliği ve başkaca arızalar vermesi üzerine çekici vasıtasıyla çekilerek davalılara ait servise alındığını, uzun süre geçmesine rağmen aracın teslim edilmemesi üzerine her iki davalıya da Kadıköy …. Noterliğinin 24.07.2018 tarihli …. yevmiye numaralı evrakıyla “satış sözleşme konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini” dair ihtarname gönderilmiş ancak davalılarca bugüne kadar bu ihtarnameye cevap verilmediğini, aracın yaklaşık iki ay süreyle davalılar uhdesinde kalıp 25.07.2018 tarihinde teslim edildiğini, 13.09.2018 tarihinde araç ……. arızası nedeniyle davalı servise götürülüp aynı gün geri verildiğini, 18.09.2018 tarihinde araç tekrar …….. arızası nedeniyle servise götürülüp 3 gün serviste kaldığını, 07.11.2018 tarihinde ……. arızası nedeniyle araç servise götürülmüş ve 13 gün sonra 20.11.2018 tarihinde davacıya teslim edildiğini, servis yetkililerince bi sıkıntı olmayacağı belirtilerek müvekkil geçiştirildiğini, aracın üretimden kaynaklandığı sabit olan bu hatalar nedeniyle bu hususta aydınlatma yükümlülüğü de davalılar tarafından yerine getirilmediğini, ilk götürüldüğünde aracın yaklaşık 2 ay serviste kalması nedeniyle davacı firma sahibi araçla yurtdışına çıkamamış ve 910 Euroya yurt dışında araç kiralamak zorunda kaldığı gibi 1304 TL ulaşım masrafı yaptığını, sonuç olarak satış sözleşmesine konu aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; Ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığını, dava konusu aracın trafiğe çıkış tarihi 22/03/2018 olup, aracın satın alınmasından yaklaşık 1 yıl sonra davanın açıldığını, davacı taraf, muayene yükümlülüğünü yerine getirip süresi içerisinde var olduğunu iddia ettiği ayıba ilişkin ihbarda bulunmadığını, ayıp iddiasını kabul etmemekle beraber davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, dava konusu aracın ilk olarak 31/05/2018 tarihinde ESP ikazı nedeniyle servise götürüldüğünü, yapılan kontrollerde fren hidrolik seviyesi düşük olduğundan ESP arıza ışığının yandığının tespit edildiğini, arızalı olan westinghouse ve fren ana merkez sistemi garanti kapsamında değiştirilerek üründeki sorun giderilmiş ve bu süreçte davacıyı mağdur etmemek üzere ikame araç hizmeti sunulduğunu, davacı 13/09/2018 ve 18/09/2018 tarihlerinde aracı …….. arızası iddiasıyla servise götürüldüğü, yapılan inceleme ve test sürüşlerinde herhangi bir arıza durumuna rastlanmadığını, son olarak davacı 07/11/2018 ve 20/12/2018 tarihlerinde aracı …….. arızası iddiasıyla servise götürüldüğü ve yapılan incelemelerde pre-safe sisteminde herhangi bir arıza olmadığı tespit edildiği, gerek Yargıtay’ın temyiz gerekse de Bölge Adliye Mahkemeleri’nin istinaf kararlarıyla tespit edildiği üzere, esasa müessir olmayan arızalar aracın misliyle değişimini gerektirmediği gibi, garanti kapsamındaki seçimlik hakkını ücretsiz onarım hakkı yoluyla tüketen davacı artık ayıpsız misliyle değişime yönelik diğer seçimlik hakkını da kullanamayacağını, tüm bu anlatımlar çerçevesinde, dava konusu araçta davacı tarafça iddia edildiği üzere üretimden kaynaklanan herhangi bir hata veya ayıp bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .. Oto şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının aracı 22.03.2018 tarihinde satın aldığını ve 01.08.2018 tarihinde aracın ayıplı olduğu iddiası ile ihtarname gönderdiğini, huzurdaki davanın muayene ve ihbar süresine riayet edilmemiş olması sebebiyle reddini talep zorunluluğu doğduğunu, somut olayda davacının iddiaları tamamen kullanıcı hatalarına yönelik olup, araçta imalattan kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, ……. arızasına yönelik iddialar, davacının araçtaki özellikleri tam olarak kullanamamasından kaynaklı olduğunu, davacı tarafından bu özellik, araç 4×2 durumunda iken ya farkına varmadan aktif hale getirilmekte ya da başka bir tuşa basmak isterken ……… ‘ye ilişkin tuş aktif hale getirilerek kullanıldığını, nitekim buna ilişkin aracı kullanan kişi ile test sürüşüne çıkılmış ve …….. kullanımı hakkında tekrar bilgilendirme yapıldığını, kısaca kullanıcı hatasına dayalı hususlar ile araçta gizli ayıp olduğu izlenimi oluşturulmuş ve bunun aksi gerek tanık beyanları, gerekse de bilirkişi incelemesi ile ispatlanabilecek nitelikte olduğunu, davacının diğer iddiası ise pre-safe ikazına yönelik olduğunu, davaya konu araç bir arazi aracıdır ve hangi şartlarda, hangi durumda kullanımı sırasında iddia edilen durumun oluştuğu tarafımızca bilinememektedir. Araçta şu aşamada herhangi bir arıza bulunmamaktadır ancak ………. standartları dışında araca arka çeki demiri ve bagaj kapağının takıldığı ve yine standart dışı olarak elektrik kablo tesisatının yapıldığı tespit edilmiştir. bu durum ise araçta kısa devre yapmaya ve sensörler ile fonksiyonlarında arıza veya hataya sebebiyet verebilecek nitelikte olduğunu, dava konusu somut uyuşmazlıkta kullanıcı hatası söz konusu olup, misli ile değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir ayıp söz konusu değildir. aracın garanti süresi içinde yaptığı arıza derhal giderilmiştir. imalattan kaynaklı herhangi bir kusur, ayıp olmaması bir yana, garanti belgesi yönetmeliği’nin 9. maddesinde düzenlenen şartlar da işbu davada gerçekleşmemiştir. davacının misli ile değişim talep etmesi hukuken mümkün değildir. hak düşümü ve zamanaşımı süreleri göz önüne alınarak davanın reddine, davanın kabul edilmesi durumunda araçta meydana gelen değer kaybının iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
-Mahkememizin 25/02/2020 tarihli duruşmasında davalı tanığı dinlenilmiş olup;
Davalı Tanığı … Beyanında: Ben halen davalı şirkette atölye şefi olarak görev yapmaktayım, dava konusu araç servisimize fren hidroliği ikazı ile gelmişti, kontrolünü yaparak fren ana merkezinin aızalı olduğunu tespit edip, parça siparişini yaptık, aracı serviste tutarak müşteriye yedek araç verdik, daha sonra parçalar gelince parçaları takıp, yol kontrolü yaptıktan sonra aracı müşteriye teslim ettik, sonraki dönemde araç …….. arızası ve ……. arızası nedeniyle tekrar servisimize geldi, …….. arızasının bulunmadığını, ancak düğmesine basılmış olması nedeniyle uyarı verdiğini tespit ettik, bunu müşteriye izah ettik, kendisi de kontrol etti, sorun olmadığı anlaşıldığından araç müşteriye teslim edildi,……. ise güvenlik yardımcı sistemi olup, davacının aracında kirlenme nedeniyle uyarı verdiğini tespit ettik, güvenlikle ilgili olduğu için parça değişimini yaptık, sonraki dönemde yine araç…….. uyarısı nedeniyle getirildi, o dönem ………. yetkilileri de gelerek aracı incelediler, araca çeki demiri takıldığı, bunun kablolaması nedeniyle pre-safe sisteminin uyarı verdiği tespit edildi, Davacının çeki demiri ve kablolama işlemi ………. yetkili servisinde yapılmamıştı, Aracın onarımı sonrasında hiç bir arıza olmaksızın araç sahibi ile birlikte yol testi yapılarak araç teslim edildi, ………. tarafından çeki demiri satışı yapılmaktadır, ancak biraz pahalı olduğu için müşteriler bunu tercih etmiyorlar, araçta …….. arızası yoktu, …….. ise frene yardımcı bir sistem olup, uyarının anlamı sürücüye sistemin şu anda devrede olmadığını belirtmek içindir, …….. aracın yokuş aşağı sabit hızda gitmesini sağlayan bir sistemdir, aracın başka bir kez daha getirildiğini hatırlıyorum, ancak onda yaptığımız kontrolde yine …….. düğmesine basılmış olduğunu, ESP ve sis lambası düğmesine basılmış olduğunu tespit edip, düğmeleri tekrar basarak aracı teslim ettik, bazen müşterilerin bu şekilde getirdikleri araçta herhangi bir sorun olmadığını tespit edince servis kaydı girilmeden basit işlem yapılıp teslim edilmektedir, garanti süresi içerisinde kullanıcı hatası olsa bile müşteri memmuniyeti için parça değişimi dışında müşteriden ücret alınmamaktadır, Çeki demiri için standart dışı bir kablolama pre-safe uyarasını tetikleyebilir dedi.
-Mahkememizin 25/02/2020 tarihli duruşmasında dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi sureti ile dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcutsa nedeni ve niteliğinin tespiti, imalat veya onarım hatası ya da kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıp tespit edilmesi halinde ayıbın niteliği itibariyle misli ile değişim, bedelsiz onarım veya satış bedelinden indirim koşullarının oluşup oluşmadığı, ayıp giderim bedelinin tespiti hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti olarak …, …. ve … tarafından düzenlenen 16/03/2021 havale tarihli raporda; Dava konusu araç gizli ayıplı ve bu ayıbın giderilmesinde de servis tarafından verilen hizmetin ayıplı olduğu, dava konusu arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, imalat hatasından kaynaklandığı, dava konusu arızanın, araçtan faydalanmayı engeller nitelikte olduğu, dava konusu arızanın, kusursuz emsailerine nazaran sıfır kilometre satın alınan bir araçtan beklentileri olumsuz etkiler nitelikte olduğu, arızanın giderilebilir nitelikte olduğu ve gizli ayınlı olması nedeniyle de garanti süresine bakılmazsızın ücretsiz olarak giderilmesi gerektiği, aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi veya araç satış bedelinin iadesinin mahkeme takdirinde olduğu, ayıp giderim bedelirin davalılar tarafından yapılacak onarım işlemine göre belli olacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
-Taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinin sunulduğu, mahkememizce taraf itirazlarının irdelendiği şekilde 06/04/2021 tarihli havalesi doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 02/08/2021 havale tarihli ek raporda; kök raporda belirtilen hususların geçerli olduğu belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf-tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, davacıya satışı yapılan aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcut ise niteliği, ayıbın kullanıcı hatası veya üretimden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna bağlı olarak davacının misli ile değişim talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
TTK m.23’e göre tacirler arasındaki mal ve satış sözleşmelerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
BK.m.223’te ayıp düzenlemesi yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/son maddesine göre: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Gizli ayıp mevcut ise, herhangi bir şarta ve sınırlamaya tabi olmaksızın alıcı seçimlik hakkını kullanması için yeterlidir. Satıcı tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Dolayısıyla ayıbın küçük, büyük veya orantılı olup olmaması sonucu değiştirmeyecektir. Asıl olan alıcının ürünü ilk aldığı zamanki tercih hakkıdır. Ayıplı , defolu veya kusurlu bir ürünü indirimli fiyata alıp almama tamamen alıcının tercihidir. Eğer alıcı en ufak bir kusur bile olmasını istemeden parasını tam ödeyerek bir ürün alıyorsa bu niyet ile aldığı üründe sonradan gizli ayıp çıkması nedeniyle ayıbın tür ve oranı gerekçe göstererek alıcıyı ilk başta istemediği bir alışverişin içine ve tercihe zorlamak TBK 223 sayılı yasanın amaç ve emredici hükümlerine tamamen aykırıdır. Açıklanan bu hususlar doğrultusunda dava konusu araçta aracın güvenliğinin esas unsurlarından olan (kaza öncesinde kazayı önlemeye veya önlenemeyen kazalarda ise kazanın zararlı etkilerini azaltmaya yönelik bir dizi farklı alt sistemler bütünü olan) ……… özelliğinin sürekli hata verip, bu fonksiyonun sınırlanmasından kaynaklı imalat hatasının bulunduğu sabit olup, bu haliyle imalat kusurlu olan aracı davacının almak istemediği açıktır. Bu husus TBK 227/4 bendine göre değerlendirilmiş buna göre Alıcının seçimlik hakları a. Genel olarak başlıklı maddede;
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
“4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.”
Sonradan ortaya çıkan ayıp nedeniyle davacı tercih etmediği seçimlik hakkını kullanmaya zorlanamayacaktır. Var olan hata ve ayıp davacının yenisi ile değiştirilmesi talebi için haklı bir sebeptir. Satıcı, tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Davacı alıcı misli ile değiştirilmesi yönünde tercih hakkını kullanmış olup, bu durum aşırı bir masrafı da gerektirmemektedir. Öte yandan araçtaki ayıp kullanmakla ortaya çıkan ve gizli ayıp türü olduğu için davalının hak düşürücü süre geçtiği itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki ayıbın tespitinden itibaren gelen belge ve beyanlara göre davacı makul süre içinde bunu davalıya bildirmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, yargılamaya konu 22/03/2018 trafiğe ilk çıkış tarihli … Model Dizel …. araç tipli aracın bütün masrafları davalı taraflara ait olmak üzere aracın ayıpsız bir misliyle (teslim olunan malın mülkiyetinin davalılara bırakılmasına) ile değiştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Yargılamaya konu 22/03/2018 trafiğe ilk çıkış tarihli … Model …. araç tipli aracın bütün masrafları davalı taraflara ait olmak üzere aracın ayıpsız bir misliyle değiştirilmesine, teslim olunan malın mülkiyetinin davalılara bırakılmasına,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 13.756,50 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 3.439,13 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.317,37 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça yatırılan 3.480,23 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen ve edilecek bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.760,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen ………. ‘ ın ücreti olan 850,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 22.546,85 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran tarafa İADESİNE,
– Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza