Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1244 E. 2018/861 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1244 Esas
KARAR NO : 2018/861

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç filo kiralama ve inşaat işi yaptığını, inşaat sektöründe yaşanan durgunluk gibi nedenlerle işletmenin kısa vadede faaliyetlerini sekteye uğrattığını, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemediğini, diğer boçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesi bulunduğunu, bu nedenle vade verilmek suretiyle borçlarını ödeyebilmek ve muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep ettiğini, belirterek müvekkili şirket lehine üç aylık geçici mühlet kararı verilmesine, şirkete bir geçici konkordato komiseri atanmasına, şirket mallarının muhafazası için gerekli tedbirler kapsamında olmak üzere şirket malvarlığının korunması amacı ile konkordato mühletinin sonuna kadar 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere şirkete karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesine, konkordato talebinden önce şirkete karşı 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere başlatılmış tüm icra takiplerinin durdurulmasına, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, şirketin keşide ettiği çeklerinin karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesine, alacaklı bankalardaki şirket hesaplarında oluşan blokajların kaldırılmasına, mühlet ve tedbir öncesinde gönderilen doğacak alacakların da haczini içeren haciz müzekkereleri ya da haciz ihbarnamelerinin mühmet içerisinde uygulanmamasına, mühlet kararından sonra hesaplara gelecek muhtemel paraların ve şirket lehine doğacak alacakların şirkete ödenmesine, ihtiyati tedbir yoluyla karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; 7101 sayılı kanunla değişik İİK.nun 285 ve devamı maddeleri hükümlerine dayalı olarak açılan konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
7101 sayılı yasa ile değişik İİK’nın 286’ncı maddesi uyarınca borçlu tarafından eklenecek belgelerden olan;
İİK 268/b madde ve bendi uyarınca;
– Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilançonun ıslak imzalı olarak düzenlenerek sunulmadığı,
– Gelir tablosunun ıslak imzalı olarak düzenlenerek sunulmadığı,
-Hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançoların ıslak imzalı olarak düzenlenerek sunulmadığı,
– Nakit akım tablosunun ıslak imzalı olarak düzenlenerek sunulmadığı,
-Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgilerinin aslı gibidir yazılarak ıslak imzalı olarak sunulmadığı,
-Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listelerin ıslak imzalı olarak sunulmadığı,
– Tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgelerin ıslak imzalı olarak sunulmadığı,
İİK 268/c madde ve bendi uyarınca; alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listelerin ıslak imzalı olarak sunulmadığı,
İİK 268/d madde ve bendi uyarınca; konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi ön görülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablonun ıslak imza ile sunulmadığı,
İİK 268/e madde ve bendi uyarınca; kamu gözetimi muhasebe ve denetim standartları kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından türkiye denetim standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları , bu kapsamda İİK 286 b,c,d,e madde ve bentleri hükümleri uyarınca yukarıda izah edilen eksik belgelerin sunulmadığı görülmüştür.
7155 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmü”Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.”
“Birinci fıkranın (e) bendi kapsamında düzenlenecek raporlar ve bu raporlara dayanak olacak denetimlerde, denetim kuruluşlarının faaliyetleri, hak ve yükümlülükleri, raporların inceleme ve denetimleri, bu raporlar sebebiyle doğacak idari ve hukuki sorumluluk ile diğer hususlar hakkında 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”şeklindedir.
Yapılan değişiklikle denetim raporunu hazırlayacak denetim kuruluşlarının faaliyetleri, bu kuruluşların hak ve yükümlülükleri, hazırlanan raporların ilgili kurum tarafından incelenmesi ve denetlenmesi, bu rapor sebebiyle denetim kuruluşlarının idari ve hukuki sorumlulukları ile diğer hususlar hakkında 660 sayılı KHK hükümleri uygulanacaktır. Böylece denetim raporlarını hazırlayacakların çalışma şekli, denetimleri ve sorumlulukları açıkça düzenlenmektedir.
Bu düzenlemeyle, konkordato başvurusunda ibraz edilmesi gereken, bağımsız denetim kuruluşlarınca hazırlanacak olan rapora ilişkin esaslar yeniden belirlenmektedir. Öncelikle,raporu verecek denetim kuruluşları daraltılmakta ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarının rapor hazırlaması öngörülmektedir. Ayrıca raporun niteliği değiştirilmekte ve fınansal analiz raporundan makul güvence veren denetim raporuna dönülmektedir. Yine denetimin standardı netleştirilmekte ve raporun Türkiye Denetim Standartlarına göre hazırlanması şart koşulmaktadır. Buna göre Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları konkordato başvurusu sırasında mahkemeye sunulacaktır. Böylece konkordato talep eden borçlu hakkında geçici mühlet kararı verilmesi, borçlunun mali durumunu net bir şekilde ortaya koyan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporuna dayanacaktır. Kanunun gerekçesine göre “Yapılan değişiklik, borçlu ve alacaklının menfaat dengesinin daha iyi bir şekilde korunmasına katkı sağlayacaktır”.
Maddenin gerekçesinde;”…denetim raporunu hazırlayacak denetim kuruluşlarının faaliyetleri, bu kuruluşların hak ve yükümlülükleri, hazırlanan raporların ilgili kurum tarafından incelenmesi ve denetlenmesi, bu raporlar sebebiyle denetim kuruluşlarının idari ve hukuki sorumlulukları ile diğer hususlar hakkında 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanması hükme bağlanmaktadır. Böylece konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporlarını hazırlayanların çalışma şekli, denetimleri ve sorumlulukları açıkça düzenlenmekte ve bu çerçevede hazırlanacak raporla, konkordato talep edenin gerçek mali durumunun mahkeme huzuruna taşınması sağlanmaktadır.”denilerek yeni getirilen değişikliğin amacı dile getirilmiştir.Bu amaç konkordato talep eden şirketin gerçek mali durumunun Mahkemece bilinmesidir.
Kanunda ayrıca 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmış olup anılan KHK’nın 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde bağımsız denetim ” Finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin, finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını,” şeklinde tanımlanmıştır. Her ne kadar yasa koyucu bağımsız denetimden açıkça söz etmemekte ise de,konkordato talep eden şirketin gerçek mali durumunun mahkeme huzuruna taşınması amacına ancak bağımsız denetim veya bağımsız denetime yakın bir denetim ile ulaşılabilecektir.
Yapılan değişiklikle …bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmış ve karar tarihi itibariyle yönetmelik çıkmamıştır.Ancak Kanun koyucu kanun maddesinde ve gerekçesinde açıkça makul güvence veren denetim raporunun ne olduğu hususunda açıkça düzenleme yapmıştır.Artık kanunda ve gerekçesinde belirtilen denetim raporunu karşılamayan bir raporu ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmemesi nedeniyle kabul edilmesi veya yönetmeliğin çıkmasının beklenmesi amaca uygun düşmeyecek,kanun koyucunun derhal yürürlüğe girmesini öngördüğü hükmün yönetmelik çıkıncaya kadar uygulanmaması sonucunu doğuracaktır.Kaldı ki Adalet Bakanlığı tarafından çıkartılacak yönetmelik Kanun’a aykırı olamayacaktır.
Somut uyuşmazlıkta,borçlu şirket tarafından, İİK 286.madde kapsamında sunulan belgeler incelendiğinde, yasa değişikliğinden önce istenilen finansal analiz raporu ve ya ön projenin ve diğer belgelerin sunulduğu ancak sunulan diğer raporda makul güvence verilmediği sözü geçen denetim raporunun konkordato talep eden şirketin gerçek mali durumunu yansıtmaktan çok uzak olduğu ayrıca makul güvencenin bağımsız denetim kuruluşu tarafından verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı gibi denetim ile ilgili bir sözleşmenin dahi dosyaya ibraz edilmediği,buna göre borçlu tarafından sunulan ve “makul güvence veren denetim raporu ” olarak adlandırılan raporun kanunun aradığı anlamda bir denetim raporu olmadığı anlaşıldığından,davanın,İİK’nun 286/1-(e) maddesi yollamasıyla HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının 7155 Sayılı Kanunun 13.maddesiyle değişik 2004 Sayılı İİK’nun 286/1-(e) bendi uyarınca konkordato talebine eklenecek belgelerden olan makul güvence veren bir denetim raporu olmadığı anlaşıldığından davanın İİK’nun 286/1-(e) maddesi yollamasıyla HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 21/12/2018

Başkan …
E-imzalıdır ¸
Üye …
E-imzalıdır ¸
Üye …
E-imzalıdır ¸
Katip …
E-imzalıdır ¸