Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/118 E. 2018/895 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/118
KARAR NO : 2018/895

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalı arasında yapılan eser sözleşmesi gereğince müvekkilinin 10 ve 12 nolu dairelerin yapılması işini üstlendiğini, inşa edilecek olan dairelerin satışına dair teminat teşkil etmesi amacıyla 30/10/2017 tarih 220.000,00 TL bedelli 30/09/2017 tarih 300.000,00 TL bedelli 2 bono düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, anlaşma metninde görüleceği üzere bonoların teminat olarak verildiğine başkasına devir ve ciro edilemeyeceğinin açıkça yazıldığını, bu nedenle anılan senetlerin teminat senedi vasfında olduğunu, davalının söz konusu senetlerden hiç bir alacağı olmamasına rağmen anlaşmaya aykırı davranarak müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, takibin Bakırköy … ATM ‘nin …. D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile başladığını, yapılan icra takibi ve ihtiyati haciz işlemlerine karşı Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosyada taşkın haciz itirazında bulunduklarını, ayrıca ihtiyati haciz kararına karşı da mahkemeye itiraz edildiğini, müvekkilinin daireleri teslim etmik için işlerine devam ettiğini, davalının ise ödemesi gerekli bedelleri zamanında ödemeyerek kısmi olarak sadece 257.000,00 TL ödemede bulunduğunu ve müvekkiline sözleşmeyi feshettiğini, ödemiş olduğu bedelleri iade etmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıya 144.500,00 TL tutarında geri ödeme yapıldığını, bakiye 112.500,00 TL’nin de iade edileceğini davalıya beyan ettiğini, ancak davalının müvekkili tarafından verilmiş olan teminat senetlerini iade etmediğini, kötü niyetli olarak icra takibi yaptığını ileri sürerek öncelikle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı icra takibi tutarının ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin müvekili yönünden tedbiren durdurulmasına, yargılama neticesinde müvekkilinin takip konusu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, % 20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; anlaşma başlıklı belgenin müvekkili tarafından tanzim edilmediğini ve imzalanmadığını, davacının elinde böyle bir belge var ise bunun aslını mahkemeye ibraz etmesi gerektiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle beraber bir an için bu senetlerin borçlu tarafından müvekkiline verilmesi taahhüt edilen 10 ve 12 nolu dairelerin teminatı olarak verildiği kabul edilse bile borçlunun bu daireleri hangi arsası üzerinde yapacağı inşaattan vereceğini belirtmesi gerektiğini, müvekkiline vermiş ise tapu kayıtlarını da ibraz etmesi gerektiğini, yine karşı tarafın senetlerin geçersiz olduğunu iddia edebilmesi için bahsettiği 10 ve 12 nolu dairelerinin tapularının müvekkiline verildiğini ispat etmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkilerinin çok eskilere dayandığını, geriye dönük olarak birbirlerine banka havalesi yolu ile birçok kereler paralar gönderdiklerini, bu sebeple davacının müvekkiline gönderdiğini iddia ettiği ödemelerin, bu senetlerin karşılığı olarak gönderilmiş meblağlar olmadığını, dava konusu senetlerin tamamen bu ticari işlerin dışında gelişen bir borç ilişkisi için nakit olarak davacıya verilmiş meblağ kaşılığında alındığını, davacının son 1 yıl içinde maddi sıkıntı içine düştüğünü, borçlarını ödeyebilmek için müvekkili gibi bir çok kişiden nakit paralar aldığını, sahibi bulunduğu bir çok taşınmazı acele ile elinden çıkardığını ileri sürerek haksız ve dayanaksız davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden örneği celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 15/05/2016 tanzim 30/09/2017 ödeme tarihli 300.000,00 TL bedelli ve 15/05/2016 tanzim 30/10/2017 ödeme tarihli 220.000,00 TL bedelli senetlerle ilgili Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan 15/01/2018 tarih … D.İş Esas, … D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 18/01/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bir kısım gayrimenkulleri üzerine haciz şerhlerinin işlendiği, takibe konu senet örneklerinin incelenmesinde senetlerin üzerinde teminat senedi olarak verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, huzurdaki menfi tespit davasının ise icra takibinden sonra 30/01/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi 06/04/2018 tarihli heyet ara kararı ile değerlendirilmiş, davanın İİK.nun 72.maddesine dayalı kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK.nun 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verilemeyeceğinden icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine, davacının icra takip dosyasındaki takip tutarının ödenmemesine ilişkin talebi İİK.’nın 72/3 maddesi kapsamında değerlendirilerek; mevcut dosya içeriğine göre Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda takip dosyasındaki toplam alacağın takdiren %20’si tutarı teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş, yasal sürede talepte bulunulup teminat yatırılmadığından tedbir infaz olmadığı gibi yasa hükmü gereğince kendiliğinden kalkmıştır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında: davalı ile anlaştıklarını, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmediklerini beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir.
Davacı asil duruşmadaki beyanında; vekilinin beyanına bir diyeceğinin olmadığını, davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında: feragate bir diyeceklerinin olmadığını, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmiştir.
Taraf vekillerinin vekaletnameleri incelendiğinde davadan feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, tarafların serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davacı vekili davadan usulüne uygun feragat ettiğinden davacının davasının feragat nedeniyle reddine, talep edilmediğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 8.880,30-TL harçtan mahsubuna, artan 8.844,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Karar kesinleştiğinde artan olur ise avansların yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacının , davacı vekilinin, davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2018

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸