Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/117 E. 2018/386 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/117
KARAR NO : 2018/386

DAVA : Şirketin İhyası (6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesine göre)
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası (6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesine göre) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı ve müdürü bulunduğu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı ….Ltd.Şti.nin TTK ve Ticaret Sicil Tebliği çerçevesinde sermaye artırımını yapmaması gerekçesiyle 07/07/2014 tarihinde TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edildiğini, vergi dairesinde şirketin faaliyetinin devam ettiğini, şirket üzerinde kayıtlı bulunan araçların, demirbaşların, borç ve alacakların tasfiye edilmesi gerektiğini, şirket ortaklarından …. ve … vefat ettiğinden ortaklar kurulu kararı alınamadığını, şirketin münfesih duruma düştüğünü, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebileceklerini , bu çerçevede münfesih şirketin tasfiye amacıyla sınırlı olarak ihyasına, şirketin tasfiyesine, tasfiye işlemlerinin yapılması için davacının tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, re’sen terkin işleminin 6102 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında yapıldığını, şirketin sermaye artırımı yükümlülüğünü yerine getirmediği için re’sen terkin edildiğini, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine Ve Kuruluşu Ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğin 7.maddesi kapsamında sermayesini asgari tutara yükseltmesi için son tarih olan 14/02/2014 tarihine kadar sermayesine artırmadığından infisah etmiş olduğunun tespiti üzerine re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 07/07/2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, müvekkili kurum tarafından söz konusu şirkete yasada belirlenen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi, ayrıca davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanını sunmaması ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin ünvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait mal varlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin anılan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, Tebliğin 16/2 maddesi hükmü uyarınca bu hususta mahkemeye başvurularak karar alınması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, zira tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak yapıldığını, şirketin sermayesini asgari tutara yükseltmemesinin kendi kusuru olduğunu, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; 6102 sayılı TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nolu … Ltd.Şti.nin sermayesini belirlenen tarihe kadar asgari tutara yükseltmemesi nedeniyle Tebliğin 5/4., TTK.nun geçici 7.maddesine göre re’sen terkin kapsamına alındığı, şirkete 26/03/2014 tarihinde ihtarname düzenlendiği, tebliğ tarihinden itibaren iki aylık süre verildiği, ihtar tebligatının bila tebliğ iade olduğu, sicil gazetesinde aynı ihtarın ilan edildiği ve sonunda 07/07/2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiği görülmüştür.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dava dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı terkin olan şirket tarafından açılan ihya davası olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı şirketin dava tarihi itibariyle tüzel kişiliğinin bulunmadığı, aktif husumet ehliyetinin olmadığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, bu dosya içerisinde Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gönderilen 01/03/2016 tarihli yazı cevabına göre mahkememiz dosyasında ihyası istenilen şirketin 25/02/2016 tarihinde yapılan yoklamada faaliyetine devam ettiğinin tespit olunduğu bildirilmiştir.
20/05/2018 tarihinde Uyap üzerinden alınan araç takyidat bilgisine göre ihyası istenilen şirket adına kayıtlı … ve … plakalı araçların bulunduğu, aracın birinin trafikten men edildiği, diğer aracın trafik kaydında rehin ve haciz şerhlerinin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında ; müvekkilinin ortağı ve müdürü bulunduğu şirketin mevzuatın öngördüğü asgari sermaye tutarı kadar sermayesini artırmadığından TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edildiğini, ancak şirket münfesih durumda olmakla birlikte şirket adına kayıtlı araçlar, demirbaşlar, borç ve alacaklar olduğundan şirketin tasfiyesinin gerektiğini, şirkete ait …, … plakalı araçların haciz ve muhafaza işlemleri nedeniyle yedieminlik otoparkında beklediğini, her geçen gün otopark ücreti işlediğini, borçların ödenmesi ve şirket mal varlığının tasfiyesinin gerektiğini, bu nedenle davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, delillerin toplandığını, davalı … Sicil Müdürlüğünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini, duruşmaya tahkikat duruşması olarak devam edilmesini istediklerini bildirerek beyanını imzasıyla onaylamıştır.
Yargıtay yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere; “6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar şirketlerin veya kooperatiflerin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, 6103 sayılı kanunun 20/1 ve tebliğin 7.maddesi kapsamında 14/02/2014 tarihine kadar sermayesini asgari tutara yükseltmeyerek münfesih duruma düşülmesi, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler veya kooperatifler re’sen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere veya kooperatiflere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler veya kooperatifler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin veya kooperatiflerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta; davacının ihyası istenilen şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu, şirketin sermayesini asgari tutara yükseltmediği, münfesih duruma düştüğü, resen terkin kapsamına alındığı, yapılan ihtara ve ilana rağmen sermayesini arttırmadığı gibi diğer işlemleri de ikmal etmediği sonunda 6102 sayılı TTK.nun geçici 7.maddesi doğrultusunda 07/07/2014 tarihinde re’sen terkin edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Huzurdaki dava 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Uyap üzerinden çıkartılan trafik kayıtlarına göre ihyası istenilen şirkete ait …. ve … plakalı araçların bulunduğu, araçlardan birinin trafik kaydında rehin ve haciz şerhinin olduğu, araçların muhafaza işlemleri nedeniyle yediemin otoparkında beklediği, borçların ödenmesi için şirket mal varlığının tasfiyesinin gerektiği, bu şartlarda terkin olunan şirketin ihya edilmesinde eldeki davanın davacısının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde; işbu davayı açmakta hukuki yararının varlığı kabul edilen davacının davasının kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı iken 6102 sayılı TTK.nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan … Ltd.Şti.nin tüzel kişiliğinin tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, ihyasına karar verilen şirket yasa gereği münfesih durumda olduğundan tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirket ortağı ve eski müdürü olan davacı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, talep edilmediğinden ve davanın açılmasına davalı kurum sebebiyet vermediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yine davalı kurumun yargılama giderinden de sorumlu tutulmamasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … numarası ile kayıtlı iken 6102 sayılı TTK.nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan … LTD.ŞTİ.nin tüzel kişiliğinin tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-İhyasına karar verilen şirket yasa gereği münfesih durumda olduğundan tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirket ortağı ve eski müdürü olan davacı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harcın ilam ve karar harcına mahsubuna, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan masrafların talebi nedeniyle kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Talep edilmediğinden ve davanın açılmasına davalı kurum sebebiyet vermediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8- Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Kâtip …