Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1167 E. 2022/978 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1167 Esas
KARAR NO : 2022/978 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun, adresinin Ankara’da olmasından bahisle yetkili icra müdürlüklerinin Ankara İcra Müdürlükleri olduğunu, Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün yetkili olmadığını iddia etse de, icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmış olup davalının yetki itirazının isabetsiz olduğunu, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde, davacı …. San. ve Tic. A.Ş.’ ye asıl alacak ve faiziyle birlikte toplam 20.063,62 TL tutarında borcunun söz konusu olmadığını iddia etmişse de bu iddianın tamamen asılsız olup alacağı sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan, cari hesap alacağı olan 20.063,62 TI tutarındaki asıl alacak için başlatılan icra takibinin, davalının borca itiraz etmiş olması sebebi ile haksız olarak durduğunu, taraflarınca başlatılan icra takibine dayanak olan 01.01.2017-31.12.2017 tarihli cari hesap dökümleri incelendiğinde davalı şirketin, davacı müvekkili şirkete borçlu olduğunun ve icra takibinin bunun üzerine başlatıldığının görüleceğini, davalı tarafın aralarındaki borç ilişkisini ve ödeme yapılmamış olmasına rağmen soyut iddialarla alacağı sürüncemede bırakmak ve borcu inkar etmek niyetinde olduğunu, davalının bu amacının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının tüm itirazlarının haksız, mesnetsiz ve ödemeyi geciktirme amaçlı, kötü niyetli itirazlar olduğunu, davacı müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının gerçek bir alacak olup cari hesaptan kaynaklanan bu alacağın müvekkilinin ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borca yapılan itirazın, tamamen borçlunun ödemekle yükümlü olduğu alacağı sürüncemede bırakmak ve müvekkilinin alacağını geç tahsil etmesini sağlamak amacıyla yapıldığını, alacağın likit olduğunu ve davalının kötü niyetle, süreci uzatmak için itiraz ettiğinden borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum kılınmasını talep ettiklerini iddia ederek; davalı borçlu tarafın haksız itirazının iptaline ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile derdest icra takibinin devâmına, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %20 den az olmayacak miktarda icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasıyla müvekkili şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan takipte yetki ve borca itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacının ise huzurdaki iş bu davayı açtığını, icra takibine itirazlarında da ayrıca ve açıkça belirttikleri üzere müvekkili şirketin adresinin Ankara ili olduğunu, Bakırköy İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin değil Ankara İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın takiplerinin dayanağının 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasındaki cari hesaplarından kaynaklanan 20.063,62 TL’lik asıl alacak olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde ve ekte sundukları 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasını kapsayan cari hesap ekstresi incelendiğinde davacı tarafın iddia ettiği gibi alacaklı değil aksine 5.909,65 TL müvekkili şirkete borçlu olduğunun görüleceğini savunarak; öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile açılan davanın Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisizliği nedeniyle reddine, nihai olarak ise davacının haksız ve kötü niyetli işbu davasının esastan reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 20.063,62-TL asıl alacak, 4,95-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.068,57-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı şirkete 11/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 17/09/2018 tarihli dilekçesi ile yetkiye, takibe, asıl alacağa, faiz ve ferilerine itiraz ettiği, davalının itirazı üzerine 19/09/2018 tarihinde icranın durdurulması kararı verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Sayılı takip dosyası, dosya kapsamı belgeler ve davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın miktarı hususlarında SMMM bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmek üzere Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile gönderilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Davalı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde usulüne uygun tasdik edildiği, davacının davalının ticari defter kayıtlarında …. A.Ş. (SATICILAR) Alt hesap kodu ile takip edildiği, taraf şirketler arasındaki ticari ilişkinin Ticari Defter kayıtlarına göre 02/02/2016 tarihinde başladığı, 2016 yılı kayıtlarına göre davacının davalıdan 31/12/2016 tarihi itibariyle 158.180,48-TL alacaklı gözüktüğü, davacının icra dosyasındaki hesap dökümüne göre davacının davalıdan 31/12/2016 tarihi itibariyle 190.547,75-TL alacaklı gözüktüğü, aradaki 32.367,27-TL farkın 20.600,00-TL zeytin iadesinin davalı tarafından 2016 yılında teslim edilmiş olmasına rağmen bu kaydın davacı kayıtlarında 2017 yılında gözükmesinden kaynaklandığı, bu kaydın 2016 yılında yapılmış olması halinde davacının 31/12/2016 yıl sonu bakiyesinin 169.947,75-TL olması gerektiği, davalı bakiyesinin ise 158.180,48-TL olduğu ve aradaki devir farkının 11.767,27-TL olacağı, 2017 yılı kayıtlarının incelenmesinde; 14.206,00-TL’nin davacı kayıtlarında çek iadesi olarak gözükmesine rağmen bu çekin davalı kayıtlarında görülmediği, 11.767,27-TL + 14.206,00-TL=25.973,27-TL (Davacı) – 5.909,65-TL (Davalı) =20.063,62-TL davacı kayıtlarına göre davacının alacaklı olduğu iddiasının olduğu, temel uyuşmazlığın davacı kayıtları ile davalı kayıtlarının 2016 yılı devir bakiyesindeki 11.767,27-TL fark ile 2017 yılı davalı kayıtlarında yer almayan 14.206,00-TL çek iade iddiasından kaynaklandığı, davalı kayıtlarına göre davalının davacıdan 18/08/2017 tarihi itibariyle 5.909,65-TL alacaklı gözüktüğü” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Mahkememizin 04/12/2019 tarihli duruşma ara kararı ile; Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamındaki belgeler, icra dosyası ve davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; HMK’nun 273. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe veya aleyhe delil olma durumunun olup olmadığı hususları ile dosya içerisinde mevcut 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınmak ve davalı şirket defterleri ile mukayese yapılmak sureti ile taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
Bila tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin davalı şirket tarafından düzenlenen faturalar, alınan faturalar ile bu faturalara karşılık yapılan tahsilat ve ödemelerini “120 Alıcılar Hesabının” 120.02.013 kodlu alt hesabında takip edildiği, davacı şirketin 2018 yılı kapanış bakiyesinin 20.063,62-TL olduğu, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelendiğinde, satış faturası, iadesi gerçekleşen çekler toplamının 1.239.197,52-TL olduğu, yapılan ödemelerin ve alınan faturalarının toplamının 1.219.133,90-TL olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezine müzekkere yazılarak; …. vergi numaralı, … sicil numara.lı davalı şirket bünyesinde … isimli çalışan olup olmadığı hususunun araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi, ayrıca davalı şirketin 2016 yılı çalışanlarının isim listesinin kayıtlardan çıkartılarak Mahkememize gönderilmesi istenmiş, cevabi yazı ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezine yazılan müzekkereye verilen cevapta; aylık prim hizmet belgesi bilgileri listesinde yapılan araştırmada, davalı iş yerinde …. isimli sigortalının kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Güneşli, Saruhanlı ve Ostim Vergi Dairesi Müdürlüklerinden; taraf şirketlerin 2017-2021 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
16/03/2022 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları mukayese yapılmak (dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları) ve davacı tarafın iddiası, davalı tarafın savunması, taraf vekillerinin dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
08/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Sayılı dosyasına sunulan 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı kayıtlarına göre davalının davacıdan 18/08/2017 tarihi itibariyle 5.909,65-TL alacaklı gözüktüğü, taraf ticari defterleri arasındaki farkın 25.973,27-TL (20.063,62-TL + 5.909,65-TL) olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan davacı şirket kayıtlarında olup davalı şirket kayıtlarında olmayan ve raporda listelenen kayıtlara ilişkin davacı şirket vekilinden dayanak belgelerin talep edilmiş olmakla rapor tarihine kadar herhangi bir belge sunulmadığından mezkur kayıtların davacının ispatına muhtaç olduğu, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan olan alacağının ispata muhtaç olduğu ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporu, 08/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, davalı şirket ticari defterleri incelenerek düzenlenen 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının davalının ticari defter kayıtlarında … A.Ş. (SATICILAR) Alt hesap kodu ile takip edildiği, taraf şirketler arasındaki ticari ilişkinin Ticari Defter kayıtlarına göre 02/02/2016 tarihinde başladığı, 2016 yılı kayıtlarına göre davacının davalıdan 31/12/2016 tarihi itibariyle 158.180,48-TL alacaklı gözüktüğü, 2017 yılı kayıtlarının incelenmesinde; 14.206,00-TL’nin davacı kayıtlarında çek iadesi olarak gözükmesine rağmen bu çekin davalı kayıtlarında görülmediği, temel uyuşmazlığın davacı kayıtları ile davalı kayıtlarının 2016 yılı devir bakiyesindeki 11.767,27-TL fark ile 2017 yılı davalı kayıtlarında yer almayan 14.206,00-TL çek iade iddiasından kaynaklandığı, davalı kayıtlarına göre davalının davacıdan 18/08/2017 tarihi itibariyle 5.909,65-TL alacaklı gözüktüğü, davacı şirket ticari defterleri incelenerek düzenlenen 08/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan davacı şirket kayıtlarında olup davalı şirket kayıtlarında olmayan ve raporda listelenen kayıtlara ilişkin dayanak belgelerin talep edilmesine rağmen rapor tarihine kadar herhangi bir belge sunulmadığından mezkur kayıtların davacının ispatına muhtaç olduğu, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan olan alacağının ispata muhtaç olduğu hususlarının tespit edildiği, davacı tarafça taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup usulüne uygun olarak düzenlenmiş davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan ve BA/BS formlarında da bildirilmeyen fatura ve kayıtlara ilişkin belge sunulamadığı görülerek, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığından; yasal delillerle ispat edilemeyen davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 342,73-TL’den mahsubu ile kalan 262,03-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 66,20-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e duruşma sistemi ile yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip …

¸

Hakim ….
¸