Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1112 E. 2022/369 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1112 Esas
KARAR NO : 2022/369

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın aksesuar satışı ve tekstil ürünlerine taş işlemeciliği ile iştigal ettiğini, ancak 2013 yılından bu yana hiçbir sebep gösterilmeksizin mütemadiyen müvekkili firmaya reklamasyon faturası kesildiğini, kesilen reklamasyon faturalarının 2013 yılında toplam 4.033,83-TL, 2014 yılında toplam 9.686,,79-TL, 2015 yılında toplam 114.157,00-TL, 2016 yılında toplam 117.750,08-TL, 2017 yılında toplam 505.969,21-TL olup toplam 751.596,91-TL olduğunu, taraflar arasında aksesuar satışı, işlenmesi ve işçilik konusunda beş yılı aşkın bir süre önce sözleşme imzalandığını, davalının bütün taşeronlara sözleşme dışı uygulamalar yaptığını, müvekkili firma tarafından reklamasyon faturalarının her birine itiraz edilmesine rağmen hiçbir hatalı ürünü görme ve inceleme şansı bulunumadığını, bunların bir kısmı için protokol yapıldığını, davalı firmanın ürünlerinin teslime hazır durumda olduğunu, ürünlerin sayımının yapıldığını, faturaların kesildiğini, alacağın muaccel olduğunu, davalının mallar üzerine uygulanan aksesuarların ve işçiliğin bedelini ödemediğini, davalının kullanılan hapis hakkına ve borca itiraz ettiğini, hapis hakkının tüm şartlarının oluştuğunu, müvekkilinin davalıdan takip bedeli kadar alacağı olduğunu, MK 950/1 maddesi gereği söz konusu malların ekonomik değeri olan ve paraya çevrilebilir mallar olup hapis hakkının kullanıldığının da kendilerine ihbar edildiğini, davalının hapis hakkının kaldırılması için dava açtığını ancak davanın reddedildiğini, davalının muvazaalı işlemler yapıp malları müvekkilini nelinden almaya çalıştığını, düzmece bir şekilde kendisini borçlu olarak gösteren bir senet düzenleyerek ihtiyati haciz kararı aldığnı ve üçüncü şahıs olan müvekkilinin elindeki malları haczedip muhafaza altın aalmaya geldiğini, alacağın muacceliyet kesbettiğini, dosya borcu kadar alacağının bulunduğunu, davacının tüm bu işlemleri ile de kanıtlanmış durumda olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun takip konusu borcunu takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; öncelikle konusuz kalan takibe ilişkin ikame edilen işbu itirazın iptali davasının esasa girilmeksizin reddi gerektiğini, davacının itirazının süresinde olmadığı, tarafların tacir oldukları, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde iradelerinin hür olduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereği reklamasyon faturalarının haricindeki tutarların işbu dava ile talep edilemeyeceği, takip talebi ve ödeme emrinin yasal olarak içermesi lazım gelen kayıtları ihtiva etmediği, icra hukuk mahkemesi dosyalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini, alacak iddialarının asılsız olup süresinde reklamasyon faturalarına itiraz edilmediğini, faturaların kabul edilerek ticari defterlerine kaydedildiğini, genel hapis hakkında hapis hakkı ile korunan alacağın üzerinde hapis hakkı kullanılan malların bir bağlantısı bulunması gerektiğini, genel hapis hakkının kullanılmasi için alacağının muaccel olması gerektiğini, alacaklının şartları varsa zilyetlik davasından yararlanabileceğini, hapis hakkı için defter tutma usulünen genel hapis hakkında uygulanmayacağını, dava dilekçesi ve hapis hakkı uygulanması talep dilekçesinde belirtildiği üzere alacak talebinin 751.596,91-TL tutarında reklamasyon faturalarına ilişkin olduğunun kabulünü talep ettiklerini, davacı tarafından kullanılan hapis hakkının hukuka aykırı olduğunu, yasal koşulları taşımadığı gibi davacının alacak iddialarının ihtilaflı olduğunu, TMK 950 maddesi uyarınca hapis hakkı tesis edilen ürünler ve hapis hakkı ile korunan alacak arasında bağlantı bulunması ve alacağın muaccel olması gerektiğini, müvekkiline ihtarnamede verilen süre henüz dolmadan ihtarnamenin tebliğ edildiği gün olan 22/11/2017 tarihnde muaccel olmayan alacağa istinaden hapis hakkı uygulanamayacağını, ihtarnamede, hapis hakkı talebinde belirtilen tutar ve ödeme emrinde talep edilen tutarların birbirleriyle çelişkili olduğunu, davacının hapis hakkının tesis edildiği tarihte cari hesap alacağının ise takibe konu edilmediğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosaysına müvekkili taraıfndan depo edilen bedelin iadesinin gerektiğini, karşı dava olarak ise; taraflar arasında uzun yıllardır fason imalat konusunda ticari ilişki içerisinde olduğunu, ancak davacı karşı davalı tarafından kendisine yönelik düzenlenen faturalara istinaden 450.205,13-TL KDV iadesini alamadığını ve haksız eylemi nedeni ile maddi olarak zarara uğradığından huzurdaki tazminat davasını karşı dava olmak üzere ikame ettiğini, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davacı karşı davalı tarafından sebebiyet verilen ve haksız bir biçimde uğramış olduğu zararın tazmini ve asıl dava yönünden müvekkili aleyhine hükmedilebilecek tutara ilişkin takas/mahsup talebi ile ikame edilen karşı davanın kabulünü talep ettiklerini belirterek sonuç olarak; öncelikle müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına depo edien 1.542.200,00-TL’nin müvekkile iadesine, asıl davanın öncelikle usulden herhalde esastan reddine, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına, karşı davadaki tazminat talebinin takas ve mahsubuna, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava; İİK 67.madde uyarınca davanın, ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası karşı dava yönünden ise tazminat talebi olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya icra takip dosyayı vergi ve sicil kayıtları tarafların BA-BS formları vergi inceleme raporları celb edilmişitr.
Takibin akibeti bakımından HMK 165.madde uyarınca Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında (“İcra Takibi”) mevcut itirazın iptaline karar verilerek takibe devam edilmesi talep edilmiştir. Anılan İcra Takibi şikayet neticesinde Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve …. K. sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verilmiştir. İşbu karara karşı Davacı/Karşı Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin anılan ilamı Mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, Sayın Mahkememiz tarafından oluşturulan 05/03/2020 tarihli ve 1 numaralı ara karar uyarınca Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasının istinaftan dönüşünün beklenilmesine karar verilmiştir. Nitekim anılan dosyanın istinaf başvurusuna ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi … Hukuk Dairesinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde, … E. ve …. K. sayılı 08.06.2020 tarihli karar ile Davacı/Karşı Davalı’nın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E. ve … K. Sayılı ilamıyla karar kesinleşmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacının davalı aleyhine 05,12.2017 tarihinde asıl alacak 1.150.000,09 TL olmak üzere taşınır rehininin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ödeme emri başlattığı, Davalı tarafa 08.12.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve Davacı tarafından hapis hakkı kullanıldığı görülmüştür. Hak düşürücü süre içinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Gelinen aşamada takibin iptal edilmesi sonrasında davacı ISLAH dilekçesi vererek Davamızın alacak davası olarak kabulü ile devamına ve müvekkili tarafından imal edilen ve yasa dolandırılarak elinden alınan malların bedelinin ve daha önce dosyanızda bulunan cebren kesilen ve ödetilen reklamasyon faturalarının da dikkate alınarak, alacağın faiz ve tüm ferileriyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına; karar verilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz.
Şeklinde alacak davasına dönüştürmüştür.
Mahkememizce Davacı vekiline sunduğu ıslah dilekçesi yönünden maktu harcı yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına, rağmen davacı taraf söz konusu harcı yatırmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 170/2. maddesi gereğince ıslah hakkı ancak bir kere kullanılır. Bu nedenle terditli ıslahın kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu şekilde bir alacak talebinde bulunabilmesi için başvuru harcı yatırarak harçlandırmadığından bu dilekçenin ek dava dilekçesi olarak kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle artırılan miktara ilişkin hüküm kurulamaz. Nitekim mahkemede, bu talebi ret ettiği halde, ıslah edilen kısım yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde bir karar vermiş olması hatalıdır. Islahla talep edilen kısım yok hükmündedir. Dolayısıyla bu kısım yönünden bir karar verilmesine gerek de yoktur.(YARGITAY 13. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/21084 KARAR NO : 2019/12367 )
Somut olay bakımından 6100 sayılı HMK’nın 176.maddesine göre, taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen ve tamamen ıslah edebilir. Davanın tamamen ıslahı aynı Kanunun 180. Maddesinde, kısmen ıslahı ise 181. Maddesinde düzenlenmiş olup; davacı tarafın, yargılama sırasında verdiği 22.10.2019 tarihli dilekçesiyle, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlattığı ilamsız icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali için açtığı davasını tamamen ıslah ederek alacak davasını dönüştürdüğü anlaşılmıştır.
HMK’nın 178. Maddesinde ” (1) Islah eden taraf, ıslah sebebiyle geçersiz hâle gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere hâkimin takdir edeceği teminatı, bir hafta içinde, mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aksi hâlde, ıslah yapılmamış sayılır. (2) Karşı tarafın zararının kesin olarak tespit edilmesinden sonra, mahkeme veznesine yatırılan miktar eksikse tamamlattırılır, fazla ise iade edilir.” hükmüne yer verilmiş olup; ıslah eden davacının bu madde kapsamında hakimin belirleyeceği teminatı mahkeme veznesine yatırması zorunludur. Ancak mahkememizce teminat alınmasına gerek görülmemiş sadece harç eksikliği bakımından davacıya süre verilmiştir.
Ayrıca, davacı taraf itirazın iptali olarak açtığı davasını ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğüne göre, 1.150.000 TL üzerinden peşin olarak alınması gereken karar ve ilam harcını tamamlaması gerekirdi. Zira davacı taraf, itirazın iptali davası açtığından davacı açarken, icra dosyasında yatırdığı 5.750 TL harcı mahsup ettirerek, bakiye kısmı yatırmıştır. Dava tamamen ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğüne göre, artık mahsup edilen bu kısmında yeniden davacı tarafça yatırılması ve Harçlar Kanunun 30. Maddesi kapsamında süre verilmesine rağmen maktu ya da bakiye peşin nispi harcı yatırmadığı görülmüştür. Eksik nispi harcın olduğu anlaşılmıştır. Davacının incelenen dosya kapsamına göre HMK 180.madde uyarınca ıslah edeceğini beyan eden taraf 7 günlük kanuni süre içinde vermesi gerekirken bayram resmi tatil sonunda hafta sonuna sürenin denk gelmesi nedeniyle 17.05.2021 tarihi son gün olduğu dikkate alındığında ıslah dilekçesi süresinde olmadığı anlaşılmıştır. Zira HMK’nun 94.madde uyarınca kanuni süreler kesin olup hakim kanuni süreleri artırıp azaltamaz. Diğer bir husus ise harçlar bakımından davacı süresinde veya süreden sonra dahi işlem yapmadığından davacı taraf ıslah etmiş sayılmadığından iş bu dava itirazın iptali olarak görülerek yargılamaya devam edilmiştir.
Gelen sicil kayıtlarından Davalı …. Mahallesi … Sk. No: … Bakırköy/İstanbul adresinde mukim … Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, …. Konfeksiyon Anonim Şirketi ile Bakırköy …. Noterliği’nin 19.12.2019 tarihli ve … sayısıyla tasdikli 18.12.2019 tarihli genel kurul kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na istinaden birleşmiştir.
HMK 266.madde kapsamında asıl ve karşı dava için mali bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konusu mal veya hdavacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konus mal veya hizmet teslimini ispat edip edemediği gelen irsaliye ve BA -BS kayıtları da incelenerek davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde cari hesap asıl alacağı, işlemiş faiz talep edip edemeyeceği talep edebilecekse işlemiş faizin başlangıç tarihi ve miktarı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti, işlemiş faizin faiz miktarının da tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi ….mahkememize sunmuş olduğu 25/09/2019 tarihli raporunda özetle;Davacı şirketin İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında yer alan adresinde 20.09.2019 tarihinde yerinde incelemeye gidildiği, şirketin kapalı olduğu bu hususta davacı şirket defter kayıtlarında herhangi bir inceleme yapılamadığı, Davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz bulunan 2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılı ticari defterlerine göre; davacı şirkete 226.764,13 ‘TL borçlu olduğu, davalı şirketin 27.12.2018 tarihli dilekçesinde karşı dava olarak belirtiği ve uğradığı zarar yönünden; Davah şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı’nın tarafından gdüzenlenen KDV İadesi kontrol raporu üzerinde Davacı şirkete ait sahte belge düzenleme fiili ile tespit yapıldığı, Davalı şirketin KDV iadesi yönünden rapor ekinde ayrıntılı olarak verilen tabloda açıkça belirtildiği üzere 450.198,13 TL zararının oluştuğu, davalı şirketin davacı şirkete 226.164,13 TL borçlu olduğu ancak davali şirketin KDV iadesi yönünde davacı şirketten 450.198,13 KDV iadesi zararın oluştuğu tespit edildiğini, davacının zararından borcunun mahsup edilmesi yönündekî taleplerinin mahkemenize ait olduğu şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Karşı dava yönünden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından mali müşavir bilirkişiye dosyanın tevdii edilerek karşı davacının KDV iadesi alacağı hakkı kazanıp kazanmadığı, bu sebeple maddi zarara uğrayıp uğramadığı, varsa KDV alacağı bakımından zararının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, hükme ve denetime elverişli rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 04/02/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı ticari defterlerinde, dava tarihinde davacının davalıya 226.764,14 TL borçlu
olduğu,
rapor içerisinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere, davacının davalı faturalarından
indirim yapamadığı/İade alamadığı KDV’nin 417.982,48 TL olduğu, dolayısıyla
davalı faturalarından kaynaklı olarak davacının 417.982,48 TL zarara uğradığı,
davacı tarafından dava dilekçesinde takas-mahsup talep edildiği, davacı taleplerinin
sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu,
davacı tarafından uğradığı zararın her bir fatura yönünden mahsuplaşma tarihinden
itibaren faizi talep edilmiş ise de, davacı vergi dairesi tarafından davalının faturalarına
ait KDV’ler kabul edilmiş olsa idi, hangi tarihlerde davacıya iadesinin yapılacağının
tarafımızdan veya sayın mahkeme tarafından tespiti fiilen imkansız olduğundan
(KDV’ler bir sonraki ay iade talep edilse de, bazı durumlarda vergi daireleri
tarafından KDV iadelerinin gerçekleşmesi 6 ay-12 ay arasında sürebilmektedir.) bu
yönde bir tespit yapılamadığı, bu hususta ancak davacının temerrüt tarihlerine ilişkin
somut ve objektif bir bilgi yada belge sunması halinde değerlendirme yapılabileceği,
Hukuki tavsif ve nihai kanaat 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 hükmü gereği ” mahkemenin takdirinde olduğu görüşünü bildirmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Asıl dava bakımından dava itirazın iptali olduğundan ve yapılan yargılama sonucunda davaya dayanak olan takip takip iptal edilmesi üzerine davacı vekili her ne kadar ıslah edeceğini bildirmiş ise de HMK’nun 180.maddesi uyarınca 7 bir hafta kesin kanuni süresi içinde ıslah dilekçesi vermesi gerekirken bu süreden çok sonra 17.05.2021 tarihinde dilekçesini sunduğu gibi gereken eksik harçları yatırmadığından her yönüyle usulüne uygun ıslah dilekçesi sunulmadığından ıslah yapılmamış sayılmaması ara kararı dikkate alınarak davaya dayanak olan takip iptal edildiğinden aşağıdaki şekilde nihai olarak asıl dava bakımından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
Karşı dava yönünden, davacı davalının düzenlediği faturalar nedeniyle müvekkilinin KDV iadesi aldığını, davalının
2017 yılı Mayıs ayından itibaren vergi dairesi kayıtlarında sahte belge düzenleyen olarak yer
alması nedeniyle müvekkilinin davalının düzenlediği faturalardan dolayı 450.205,13 TL KDV
iadesini alamadığını, maddi zarara uğradığını, KDV İadesi kontrol raporlarında davalının
sahte belge düzenlendiğini tespit edildiğini beyan ederek alacak talebinde bulunmuş olup somut olayda; karşı davacı yurt dışına ihraç edeceği malların imalatına/bünyesine giren bir kısım mal ve hizmeti davalı ….’den satın
almış, sonrasında bu malları nihai ürün olarak yurt dışına ihraç etmiştir. Yurt dışı
satışlar KDV’den istisna olduğundan, ihracat faturaları KDV’siz olarak kesilmiştir.
Karşı davacı ihraç ettiği malın bünyesine giren KDV’leri indirimle gideremediğinden
iadesini talep etmiştir. Daha yalın bir anlatımla karşı davacı ihraç ettiği ürünlerin
imalatında KDV’li olarak gidere katlandığı halde, yaptığı satışlar KDV’siz olduğundan,
bu malların imalatında katlandığı giderlerin KDV’lerini geri iade alma hakkına sahip
olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
Gelen yazı cevabında davalı hakkında Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 06.05.2019 tarih
… sayılı raporda;
….’ye ait 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin hesapların, sahte belge düzenlenmesi
şüphesi nedeniyle Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi yönünden tam kapsamlı şekilde
incelenmesi için müfettişlikten talepte bulunulduğu, davalının herhangi bir ticari defter ve
belge ibraz etmediği, ….ye 591.546,39 TL re’sen KDV ve 1.774.639,17 TL
vergi zıyasi cezası tahakkuk edildiği, davalının defter ve belgelerini vergi incelemesine ibraz
etmemesi nedeniyle 213 Sayılı VUK’nın 359/a-2 mad. sayılan kaçakçılık suçunu oluşturduğu
ve davalı hakkında vergi suçu raporu düzenlenmesi gerektiği yönünde tespit raporu hazırlanmıştır.
Sonuç olarak davacı, davalının Mayıs-Kasım/2017 dönemi faturalarının 449.158,28 TL’lik KDV’sini
İndirim olarak göstermiş, bu indirilen KDV’den 338.326,59 TL’lik kısmı yüklenim listesi ile
iade olarak talep etmiş, Vergi Dairesi davalının faturalarından kaynaklı 417.982,48 TL’yi
indirim yapmamış ve dolayısıyla KDV iadesi olarak da davacıya iade etmemiştir. Dolayısıyla
davalının faturalarından kaynaklı olarak davacının 417.982,48 TL zararı meydana
geldiği anlaşılmıştır.
Öte yandan alınan her iki raporda da davacı-karşı davalı ticari defterlerinde, dava tarihinde davalı-karşı karşı davacının 226.764,14 TL borçlu
olduğu, tespit edilmiştir.
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2017/15-496 KARAR NO : 2021/208 sayılı içtihada da belirtildiği gibi ”… Mahsup, bir alacağı doğuran olayla ilgili olarak alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin ya da borçlunun katlandığı bazı külfetlerin, bu alacaktan indirilmesini ifade eder. Meselâ, bir malı sahibine iade ile yükümlü zilyedin o mal için yaptığı bazı masraflar, o maldan elde ettiği semerelerin bedeline mahsup edilir (MK. m. 907). Bunun gibi, haksız fiilden zarar gören kimsenin bu fiilden elde ettiği bir menfaat olmuşsa, böyle bir menfaat uğranılan zarara mahsup edilir. Görülüyor ki bu olaylarda karşılıklı alacaklar yoktur; sadece, alacağın net miktarını bulmak için yapılan bir hesap ameliyesi bahis konusu olmaktadır (Akman S./Burcuoğlu H./Altop A.: Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 1013).
25. Mahsup yenilik doğuran bir hakkın kullanılması olmayıp sadece alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Burada ayrı ve müstakil iki alacak bulunmamaktadır. Mahsup savunmasını, alacak miktarının indirilmesinde yararı olan herkes ileri sürebilir ve borcu sona erdiren durum olması nedeniyle hâkim tarafından resen nazara alınır.
26. HMK’nın “Karşı dava açılabilmesinin şartları” başlıklı 132/1. maddesi;
“Karşı dava açılabilmesi için;
a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,
b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması, şarttır” şeklinde düzenlenmiştir. Gerek iki dava arasında bağlantı bulunması hâlinde, gerekse takas veya mahsup iddiasıyla karşı dava açılması hâlinde, karşı dava açılmasında genel bir dava şartı olan hukuki yarar aranacaktır. Davalının alacağı, davacının alacağından daha düşük ise karşı dava açmak yerine talebini asıl davada sadece savunma olarak ileri sürmelidir. Savunma olarak ileri sürülebilecek hususların ayrı dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Nitekim bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2019 tarihli ve 2017/15-2073 E., 2019/479 K. sayılı kararında da açıklanmıştır….”
Yukarıdaki ilke ve kurallar dahilinde mahsuplaşma itiraz olup, bir davada taraflarca açıkça ileri sürülmese dâhi, hâkim dava dosyasına yansıyan belgelerden mahsup itirazının varlığını anladığı takdirde, bunları kendiliğinden dikkate almalıdır. Dava konusu somut olayda karşı davalı -karşı davalının KDV alacağından mahsup edilmesi gerektiğinden sonuç olarak alınan ikinci rapor vergi raporlarına ve vergi dairesinden gelen somut verilere dayalı olduğundan hükme esas alınmış olup tespit edilen 191.218,34 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine ve dava tarihi itibariyle usulüne uygun bir icra takibi olmadığından devam eden yargılama sürecinde usulüne uygun bir icra takibi bulunmaması nedeniyle dava konusuz kaldığından bu husus aynı zamanda özel dava şartı da olduğu dikkate alınarak haklılık durumuna bakılmaksızın yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde nihai hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Takibin iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 13.939,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.858,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 5.180 TL maktu vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-TALEBİN KISMEN KABÜL KISMEN REDDİ İLE;
Tespit edilen 191.218,34 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 13.062,12 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 7.689,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.373,12TL harcın davacı karşı davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalı karşı davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 7.689,00 TL harcın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı karşı davacı tarafından sarf edilen 2.200,00 TL bilirkişi ücretinin karşı davanın kabul oranı dikkate alınarak ( % 42,49 ) 934,78 TL yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davalı karşı davacı yararına tayin ve takdir olunan 21.835,28 TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya VERİLMESİNE,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın red edilen miktarı dikkate alınarak davacı karşı davalı yararına tayin ve takdir olunan 21.835,28 TL nispi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸