Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1070 E. 2022/945 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1070 Esas
KARAR NO : 2022/945

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/11/2016 tarihinde …. Köprüsü üzerinde meydana gelen kazada … yönetimindeki … plakalı özel otonun karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kaza tarihinde …. çalışmalarından dolayı yolların kapalı olması nedeniyle müvekkilinin geçişini sağlayacak yaya yolu kalmadığını ve kaza mahallinden karşıdan karşıya geçmek zorunda olduğunu, kazanın her ne kadar 7:30 da olmuş gibi tutanaklara yansımışsa da müvekkilinin servise 7:20-7:25 arası binmesi şart olduğundan kaza saatinin yaklaşık 7:10-7:15 civarında olduğunu, kaza tarihinde ve saatinde havanın oldukça karanlık ve yağışlı olmasına rağmen davalı …’ın farlarının açık olmaması ve kurallara uygun biçimde hızını düşürmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiğinin bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağını, bu kaza sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralanıp ameliyat olduğunu ve kol bölgesine platin takıldığını, müvekkilinin tedavisinin halen devam etmekte olduğunu ve 3 ay kolunu kullanamadığını, işbu durumun doktor raporu ile sabit olduğunu, ayrıca müvekkilinin bu kırıklar nedeni ile 1 ameliyat daha geçirme ihtimali olduğunu, müvekkilinin tam olarak ne zaman iyileşeceğinin ya da tam olarak iyileşip iyileşemeyeceğinin de kesin olarak bilinemediğini, müvekkilinin uzunca bir süre çalışamadığını ve kazanç kaybına uğradığını, davalılardan sigorta şirketine 01/11/2017 tarihinde ödeme için başvuru yapılmışsa da taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini iddia ederek; tensiben öncelikle kazaya karışan aracın aynına ve kaydına, işleten ve sürücü davalıların taşınır, taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL tedavi gideri, 500 TL bakıcı masrafı, 250 TL yol masrafı, 2.000 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe ve kaza tarihinden önce 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline getirildiğini, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin 30/06/2016 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan 01/05/2016 tarihinde poliçe genel şartlarında meydana gelen değişikliğin iş bu poliçe açısından da hüküm ifade edeceğini, somut olayda müvekkili şirkete eksik evraklarla başvuru yapılarak huzurdaki davanın ikame edildiğinden mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 30/06/2016-2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olup bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespiti gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle tedavi gideri, bakıcı gideri ve yol masrafı ile kazanç kaybından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, müvekkili şirketin kazanç kaybından dolayı da sorumluluğu bulunmadığını, gelir kaybının gerçek zarar dışında uğranılan dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dahil olmadığını, davacı tarafın gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirkete Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olup; davacı tarafın manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu savunarak; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve ekleri ile yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle davanın tebliğ tarihinin adli tıp raporunun tebliğ tarihi olan 09/07/2021 tarihi olarak kabul edilmesini, olayda idarenin hizmet kusuru olduğunu, bu sebeple Karayolları Genel Müdürlüğü ile asfalt ve yol yapım çalışmaları yapan idarenin kusur sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkillerinin zorunlu mali mesuliyet sigortasının olması nedeniyle sigorta kapsamında gerçekleşen zararlardan diğer davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, davacının talep ettiği alacakların bir kısmının zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazanın tesadüfi ve talihsiz bir şekilde davacının dikkatsizliği, yol çalışmaları ve kötü hava koşulları nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdiğini ve sonrasında da gerekli müdahalelerin yapıldığını, müvekkili …’ın göstermesi gereken dikkat ve özeni gösterdiğini, ancak, idare tarafından trafik güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin alınmamış olması ve davacının kontrolsüzce yola atlaması nedeniyle söz konusu kazanın meydana geldiğini, davacının müvekkili sürücünün istikamet şeridini kapatıp, ilk geçiş hakkını engelleyerek, kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçmek suretiyle kendi can güvenliğini tehlikeye attığını ve kazaya sebebiyet verdiğini, davacının ağır kusurlu olduğunu, müvekkillerinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmamaları, buna karşılık davacının ağır derecede kusurlu olmasına rağmen, davacının uğradığı zararı telafi etmeye çalıştıklarını, müvekkili …’ın Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliğinde geçen kurallara harfiyen uyduğunu; hız sınırını aşmadığını, seyir halindeyken gerekli kontrollerini dikkatli şekilde yaptığını ve gerekli sinyalleri vererek geçişini gerçekleştirdiğini, olay sırasında yağmur yağmadığını ve yerlerin ıslak olması ve yoldaki çalışma nedeniyle müvekkilinin hızlı gitmesinin zaten mümkün olmadığını, bununla birlikte dosyada mübrez kusur raporunda da ifade edildiği üzere; davacının, ilk geçiş hakkını yolda seyir eden sürücülere vermesi gerektiği halde, kontrolsüzce yola atladığını ve bu hareketiyle müvekkiline, kazanın meydana gelmesini engelleyebilecek herhangi bir imkan bırakmadığını, müvekkili şirketin aracın mali mesuliyet sigortasını yaptırdığını ve poliçe taksitlerini ödediğini, güvence hesabında yeteri kadar bakiyenin mevcut olduğunu, kazaya neden olan aracın ihtiyari ve zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunduğunu, müvekkili şirketin adam çalıştıranın sorumluluğu açısından kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin araçların bakımını ve şirket çalışanlarının gerekli bilgilendirme, eğitim ve denetim faaliyetlerini özenle yerine getirdiğini, bu nedenle herhangi bir haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olmadığını savunarak; dava konusu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle asıl sorumlu idareye açılması gerektiğinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın …. Sigorta A.Ş.ne ihbar edilmesine, davanın müvekkillerine izafe edilecek kusur bulunmaması nedeniyle esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları kolluk vasıtası ile araştırılmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden; … plakalı araca ait tramer kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… Sigorta A.Ş.’den; …. sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile hasar dosyasının bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden; … plakalı araca ait kayıtların bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
…. Hastanesinden; davacının hastane nezdinde yapılan tetkik ve tedavi işlemlerini gösterir belgelerin onaylı suretleri ile 2 yönlü sağ humerus, sağ skapula grafi görüntülerinin yer aldığı CD celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas …. Karar sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; katılanın …, sanığın … olduğu, Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma Suçundan yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 16/06/2020 tarih 2020/408 karar sayılı kararı ile; “…Sanığın üzerine atılı taksirle yaralanmasına neden olma suçu olup, iddia, sanık savunması, katılan beyanı, katılana ait muayene raporları, bilirkişi raporu, Adli Tıp raporu, kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamının incelenmesi ile yapılan yargılama sonucu; 10.11.2016 günü saat 07:30 sıralarında sanık sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile Abay Caddesi üzerinden … istikametine doğru seyir halindeyken olay mahalline geldiği sırada kamyonetin sol ön kısımları ile, araç istikametine göre soldan sağa karşıdan karşıya geçmek isteyen müşteki yaya …’e çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, bu kazada katılanın basit tibbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmayan ve hayat fonksiyonlarını AĞIR (4) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı meydana gelebilecek şekilde yaralandığı, bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtildiği üzere meydana gelen kazada sanığın idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında gereken dikkat ve özeni yola vermesi, seyrini mahal ve yol-zemin şartlarını dikkate alarak tedbirli sürmesi, kaplamaya giren yayaya karşı zamanında etkin tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek mevcut seyir sırasında yayaya tedbirsizce çarptığı, olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı nedeniyle tali kusurlu, katılanın da karşı dan karşıya geçmeden önce gelen araçların hız ve mesafelerini dikkate alması, ilk geçiş hakkının yaklaşan araçlara vermesi, geçişini uygun bir anda kontrollü gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyerek kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada aracın sadmesine maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerini aykırı davranışı nedeniyle asli kusurlu olduğu” gerekçesiyle sanığın atılı suçu işlediği sabit görülerek neticeten 3.000,00-TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi ile 23/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarih …. Esas … Karar sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; davacısının …, davalıların … ve …. San. Ve Tic. Ltd. Şti olduğu, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan manevi tazminat talepli dava olduğu, Mahkemenin 07/07/2021 tarih … Esas ve … Sayılı Kararı ile; “..Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı uyarınca, davacının olay nedeniyle uğradığı maluliyeti, tarafların sosyal ekonomik durumları ve davalının ceza mahkemesi dosyasında ATK Trafik İhtisas Dairesince alınan kusur raporuna göre tali kusurlu olduğu ve davacı yayanın karşıdan karşıya geçmeden önce gelen araçların hız ve mesafelerini dikkate alıp, geçiş hakkını öncelikle yaklaşan araçlara vermesi ve kendi geçişini uygun bir anda kontrollü gerçekleştirmesi gerekirken buna riayet etmeyerek, kontrolsüz geçiş yapmak suretiyle davalının sürücü olduğu araç çarpmasına maruz kaldığı için asli kusurlu olduğu dikkate alınarak, davacının uğradığı cismani zarar ve maluliyetin, tedavi sürecinin yarattığı elem ve ızdırabın telafisi” gerekçeleriyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00-TL tazminatın davalılardan olay tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyası davacının iddiası, davalı taraf savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre davaya konu kazada tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından kusur konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor dosyaya ibraz edilmiş, 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile yerleşim yeri içindeki caddede seyir halindeyken yola gereken dikkati vermediği, kavşak mahalli akabinde seyrini olay mahalli yol, hava, görüş şartlarını dikkate alarak kontrollü biçimde sürdürmesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, seyir istikametine göre sol taraftan yola giren yayayı fark etmediği ve zamanında gerekli yeterli fren/direksiyon tedbirine başvurmadan yayaya çarptığı olayda %30 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın olay mahalli caddede karşıdan karşıya geçişi öncesi ve geçişi sırasında kendi can güvenliği açısından taşıt yolu üzerinde seyir halindeki araçların hızlarına/mesafelerine ilişkin gerekli/yeterli kontrolleri yapması ve ilk geçiş hakkını sağ tarafından olay yerine yaklaşan araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, kontrolsüz biçimde taşıt yoluna girerek karşıya geçmek istediğinde ise sağ tarafından olay yerine gelmiş kamyonetin çarpmasına maruz kaldığı olayda %70 oranında kusurlu olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememiz dosyası davacı …’in haksız fiil iddiasından kaynaklanan sürekli ya da geçici iş göremezlik durumu olup olmadığı, malul kalıp kalmadığı, maluliyetinin kalıcı olup olmadığı, kalıcı ise maluliyet oranının tespiti hususunda rapor düzenlenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulunun 28/04/2021 tarih ve …. Sayılı raporunun sonuç kısmında; ” 21/08/1995 doğumlu davacının 10/11/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre, Kas İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait Yaralanmalarda Özürlülük, Şekil 2.11’e göre; %3, Tablo 2.3’e göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %2 (yüzdeiki) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
ATK raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememiz dosyası, 15/09/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, ATK … İhtisas Kurulunun 28/04/2021 tarih …. sayılı raporu ile aynı olaya ilişkin Adli Tıp …. İhtisas Kurulunun 14/04/2021 tarih ve … sayılı raporları arasında çelişki olduğundan, çelişkinin giderilmesi için rapor düzenlenmek üzere ATK Üst Kuruluna gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu …. Üst Kurulunun 20/01/2022 tarih ve …. Sayılı raporunun sonuç kısmında; ” …Davacının 10/11/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının: 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre; Kas İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye Ait Yaralanmalarda Özürlülük, Şekil 2.11’e göre %3 olduğu, Tablo 2.3’e göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %2 (yüzdeiki) olduğu, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle meslek grup numarası 1 kabul olunarak: Gr 1 VII(2Aa……..30)A %34×1/3×0.8=%9.06 E cetveline (yaşına) göre %6.3 (yüzdealtınoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, Özürlülük/Engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bu nedenle aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, Bir başkasının sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
ATK raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından rapora karşı itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Davalı … şirketi vekilinin UYAP Bilişim sistemi üzerinden gönderdiği 23/08/2022 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olunduğu, dava konusu kaza nedeniyle davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin asıl alacak ve feriyle birlikte 41.120,98-TL ödeme yapıldığı, davacı vekilince kazaya müteallik her türlü hak, dava ve alacaktan tamamen ve kesin olarak ibra edildiklerini, davacı tarafın davadan ve fazlaya ilişin haklarından feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığına ilişkin beyanda bulunduğu; davacı vekilinin UYAP Bilişim sistemi üzerinden gönderdiği 24/10/2022 tarihli dilekçesi ile davalı … şirketi ile anlaştıkları ve bu nedenle davanın konusuz kaldığına ilişkin beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni de doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Müteselsil sorumluluğun hukuki sonuçları TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(TBK 163/2) Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1)
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy 41.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı dosyası, 21/05/2019 tarihli kusur bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulunun 28/04/2021 tarih ve …. Sayılı raporu, Adli Tıp Kurumu …. Üst Kurulunun 20/01/2022 tarih ve …. Sayılı raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu; 21/05/2019 tarihli kusur bilirkişi raporu, Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas .. Karar sayılı dosyasında alınan ATK raporlarında da açıklandığı üzere; kaza tarihinde davalılardan …’ın idaresindeki … plakalı kamyonet ile Abay Caddesi üzerinden …. istikametine doğru seyir halindeyken kaza mahalline geldiği sırada kamyonetinin sol ön kısımları ile, araç istikametine göre soldan sağa karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya davacıya çarpmak suretiyle yaralamalı kazaya sebebiyet verdiği; hükme esas alınan 21/05/2019 tarihli kusur bilirkişi raporu ile benzer tespitler içeren Bakırköy .. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 04/02/2020 tarih ve … sayılı raporuna göre davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğu, davacının kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu anlaşılmakla; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesinin davalı … Sigorta Şirketi tarafından tanzim edildiği; aracın maliki olmakla işleten sıfatının kazanıldığı, KTK madde 85’de işletenin sürücünün eylemlerinden kendi kusuru gibi sorumlu olacağının düzenlendiği, KTK madde 86’da düzenlenen sorumluluktan kurtulma halinin somut olayda gerçekleşmediği, bu nedenle işletenin söz konusu olayda sorumlu olduğu, motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunması halinde hiç bir ayrım yapılmaksızın işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigortacının da sorumlu tutulması gerektiği değerlendirilerek; davalıların, davacının kaza nedeniyle maruz kaldığı maddi zararlardan kusur nispetinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; dava devam ederken davalı … şirketinin davacıya maddi tazminat talepleri bakımından 41.120,98-TL ödeme yaptığı, bu hususa ilişkin makbuz ve ibranamenin dosyaya sunulduğu anlaşılmakla; taraflar arasında sulh olunduğu gözetilerek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸