Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1036 E. 2020/25 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1036
KARAR NO : 2020/25

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … plaka sayılı ve …. model aracın 30/10/2015 tarihinde davalı …. Oto’dan sıfır kilometre olarak 189.507,73-TL bedel ile satın alındığını, davaya konu aracın müvekkili tarafından 07/09/2018 tarihinde üçüncü bir kişiye satmak amacıyla yaptırdığı ekspertiz işleminde motor kaputunun boya kalınlığının normalin üstünde olduğunun belirlendiği, dolayısıyla davaya konu aracın kaputunun işlem görmüş olarak müvekkiline satışının yapıldığı, ayıplı olarak müvekkiline satışı yapılan davaya konu aracın satışında oluşacak zararlar nedeniyle maddi tazminat talep ettiklerini ileri sürerek, şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıya ihbar edilen 02/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek reeskont faiziyle birlikte tahsiline, dava öncesi alınan bilirkişi ücreti ve işbu mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımının dolduğunu, davanın esasına girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayıp iddialarının kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını, bu nedenle dava hakkının ortadan kalktığını, dava konusu aracın sonradan boyanmış veya imalat hatalı olarak davacıya satılmış olmadığını, dava konusu araçta boyama işlemi var ise aracın davacı tarafın uhdesinde iken boyanmış olması ihtimali dahilinde olduğunu, davacı tarafın bilirkişi raporuna işlemine ilişkin yapılan masrafları talep etmesi usulüne ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmamış olması sebebiyle reddine, makul sürede yapılması gereken ihbar yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ettiği davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı; aracın arızalı olduğunu, ayıplı olması nedeni ile satışında oluşacak zararlarını istemiştir.
Davacı tarafın davalı şirketten 30/10/2015 tarihinde …. model marka araç satın alınmıştır. Araç satın alındıktan sonra 07/09/2018 tarihinde 3.kişiye satış esnasında motor kaputundaki boya kusurunu öğrendiği ve 01/10/2018 tarihinde davalı yana ihtarname gönderdiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu araç üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Davaya konu araç ile ilgili yapılan boya kalınlığı ölçümleri, davaya konu aracın motor kaputu kalınlığının diğer kaporta aksamının üzerinde olduğu göstermektedir. Gerek davaya konu aracın tramer kayıtlarında hasar geçmişinin olmaması spektrofotometre ile gerçekleştirilen ölçümler neticesinde, renk uyumunun araç geneline uymaması rağmen, ön kaputtaki ortalama boya kalındığı ve de standart sapmanın yüksek olması beraber değerlendirildiğinde, davaya konu aracın gizli ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gerektiği, mevcut boya kusuru nedeniyle davaya konu araçta 15.000,00-TL mertebesinde değer kaybı oluşacağını bildirmişlerdir.
Davalı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkememizce öncelikle zamanaşımı yönünden inceleme yapılmıştır. Davacı ise; davalının ağır kusurlu olduğunu, davalıya ayıbın derhal bildirildiğini belirtmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa ve 818 sayılı Borçlar Kanununa göre; ticari satışlarda zamanaşımı süresi 6 aydır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa göre ise; bu süre 2 yıla çıkarılmıştır. Taraflarca zamanaşımı süresi daha fazla uzatılmış ise bu süre uygulanacaktır. Uygulamada bu süre garanti süresi olarak adlandırılmaktadır. Zamanaşımı malın alıcıya teslimi ile başlamaktadır Davalının beyanına göre; garanti süresinin 2 yıl olduğu belirtilmiştir. Garanti süresinin 2 yıl olduğu hususuna davacı tarafından itiraz edilmemiş, daha uzun olduğu ileri sürülmemiştir. Aracın tesliminin 30/10/2015 tarihinde yapıldığı, her iki tarafın kabulündedir. Bu süreye 2 yıllık garanti süresi eklendiğinde sürenin bitimi 31/10/2017 tarihidir. Oysa ki, dava 31/10/2018 tarihinde açılmıştır. Davacı tarafından 01/10/2018 tarihinde ihtarname gönderilmiş ise de ihtarname zamanaşımını kesmemektedir. Davacı, davalının ağır kusuru olduğunu ileri sürerek zamanaşımı süresinin uygulanmayacağını belirtmiştir.
Ağır kusur kavramı kanunda tarif edilmemiştir. Her olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğretide ise genelde satıcının hile ve saklama ile satışı yapılan maldaki ayıpların saklanması olarak kabul edilmiştir. Mevcut davadaki araçta ayıbın gizli ayıp olduğu anlaşılmakla davalının zamanaşımı def’inin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayıbın satıcı tarafından bilindiği ve hile ile alıcıdan saklandığı tespit edilememiştir. Davacı bu hususta ispat edici delil sunamamıştır.
İlk itirazlar yerinde olmadığından mahkememizce hak düşürücü süre incelemesine geçilmiştir. Davamızda uygulanacak 6102 sayılı Kanunun 23.maddesi uyarınca “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü dikkate alındığında somut olayda davacı araçtaki ayıbı 07/09/2018 tarihinde satış esnasında eksper incelemesi neticesinde öğrendiğini açıkça beyan ettiği, davacı tarafın ayıbı 8 gün içinde davalı tarafa bildirmesinin gerektiği, ihtarname tarihini 01/10/2018 tarihinde bildirdiği, davacının tacir olduğu, satın aldığı araçla ilgili ihbar konusunda TTK 23’e göre hareket etmediği anlaşılmakla davanın 31/10/2018 tarihinde açıldığı, bu haliyle davacı tarafın davasının hak düşürücü süreye uğradığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın davasının 6102 sayılı Kanunun 23.md uyarınca hak düşürücü süre içinde açılmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harç ile 240,00-TL ıslah harcından mahsubuna, artan 221,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 6,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 15/01/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza