Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1031 E. 2020/762 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1031 Esas
KARAR NO : 2020/762

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı … Petrol İnş.Gıda Tur. San.Tic.Ltd.Şti.arasında … Mah. …. Caddesi No:…. … …/…. adresinde bulunan akaryakıt istasyonu ile ilgili ilk olarak 14/03/2014 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli Bayilik Protokolü imzalandığını, davalı şirketin söz konusu sözleşme ve protokolden kaynaklanan taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine 11/02/2016 tarihli protokol ve Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin imzalandığını, davalı şirketin 25/01/2018, 25/02/2018 ve 25/03/2018 tarihli ve her biri 30.000,00-TL olan 3 adet bonoyu ödememesi ve bu süreçte yapılan tüm görüşmelerin de olumsuz sonuçlanması neticesinde müvekkili şirket tarafından bayiye ihtarrname gönderildiğini, işbu ihtarnameye karşı … ve … vekilleri aracılığıyla İzmir …Noterliğinden keşide edilen 06/04/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalıların belirtilen muacceliyet ihtarına olumlu yanıt vermediklerini, herhangi bir ödeme yapmamaları nedeniyle 17/04/2018 tarihinde Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile … ili, …. ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın davalılara ait hisseleri üzerinde müvekkili şirket lehine tesis edilmiş ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddine, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde ödeme emrine vaki borçluların/davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız itirazları nedeni ile davalılar aleyhine ayrı ayrı alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, 2016 tarihli sözleşmenin müvekkillerinin bilgisi ve rızası dışında akdedildiğini, sözleşmedeki hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olduğundan geçersiz olduğunu, … Petrol Ltd.Şti.adına davacıya … tarafından 11/02/2016 tarihli protokol öncesinde 705.000,00-TL, protokol sonrasında … tarafından 300.000,00-TL olmak üzere toplam 1.005.000,00-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin hesaba katılmadığını, fesih ihbarnamesine itibar edilmemesine ilişkin olarak … tarafından keşide edilen ihtarnamenin dikkate alınmadığını belirterek davanın reddine , davacı adına %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Petrol İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde; öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin davacıya dava dilekçesinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 11/02/2016 tarihli sözleşme ve protokol gabin nedeniyle geçersiz olduğunu, münakit sözleşme ve protokollerin genel işlem koşulları yönünden değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu, diğer davalılar tarafından müvekkili şirket borcuna ilişkin yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, davacının başlattığı takibin sözleşmeler hukukuna ve ticari teamüllere de aykırı olduğunu, temerrüt koşulları oluşmadığından faize ilişkin kayıların kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafça ileri sürülen sözleşmenin müvekkilince haksız şekilde feshedildiği iddiasının gerçekle bağdaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde kapsamında akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıdan akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, davalı şirket dışındaki davalıların ipotek limiti miktarının söz konusu varsa borçtan sorumlu olup olmadıkları, var ise miktarının tespiti ve itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Menderes Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında; davalı gerçek kişi …’ın … Petrol İnşaat Sanayi Ticaret Ltd.Şti.’nin ortağı olduğu, diğer davalı gerçek kişi …’ın ise 05/07/2012 tarihinden itibaren … Acenteliği faaliyetinde mükellef (tacir) olduğu ve yıllık gelir vergisi beyannamesinde işletme hesabına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Davacı vekili 24/04/2019 tarihli dilekçesi ile Protokol ve Ek Protokol başlıklı belge suretleri sunulmuştur.
…. Bankası A.Ş.Genel Müdürlüğü’ne, …bank …. Şubesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
Davalının yetki itirazının İİK.nın 148.madde ve taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki şartı dikkate alınarak HMK 17.madde uyarınca takibin yetkili yerde yapıldığı dikkate alınarak davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyanın gönderildiği incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlular aleyhine 2.165.365,09- TL asıl alacak, 64.071,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.229.436,17 TL alacağın tahsili için 17/04/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlulara ödeme emrinin 18/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların vekili vasıtasıyla 24/04/2018 tarihinde icra dairesinin yetkisine, borcun tamamına faiz ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak davacıdan ürün/akaryakıt alıp sattığını, iddia ettiği ticari ilişkinin cari hesap üzerinden sürdürülüp sürdürülmediği davalının akaryakıt alıp almadığı akaryakıta ilişkin düzenlenmiş faturaları haksız olarak almaktan imtina edip etmediği davalıya Bakırköy … Noterliğinin 27/03/2018 tarih … yevmiye numaralı, İzmir ….Noterliğinin 06/04/2018 tarih … yevmiye numaralı, Seferihisar Noterliğinin 03/05/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamelere göre davacı tarafça düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası kapsamında miktarının tespitinin yanında ihtarnamelerin tebliğ tarihi itibariyle davalının temerrüde düşüp düşmediği ve davacının işlemiş faiz talep edip edemeyeceği var işlemiş faiz miktarının da tespitnin istenmesine, sunulan defterlerin bilirkişi tarafından incelenerek defterlerin TTK hükümlerine göre usulune uygun tutulup tutulmadığı, kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, 6335 sayılı yasayla değişik 6102 sayılı yasanın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince ticari defterlerin elektronik ortamda tutulup tutulmadığı, elektronik ortamda tutulan defterlerle İlgili açılış ve kapanış onaylarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca müştereken çıkartılacak tebliğe uygun olup olmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, sahibin lehine delil olma özelliği taşıyıp taşımadığı, özellikle taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı olan faturalara karşı süresi içinde herhangi bir iade faturası düzenlenip düzenlenmediği, kayıtlı olan faturalara mahsuben bir ödeme yapılıp yapılmadığı ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, SMM … tarafından tanzim edilen 18/07/2019 tarihli raporda; davacı Şirketin Ticari Defter Tasdik Bilgileri İncelemesinde Davacının, incelemeye sunulan 2014 ile 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin noter AÇILIŞ ve KAPANIŞ/BERATLARININ tasdikinin süresinde yapıldığı/yaptırıldığı, taraflar arasında 14.03.2014 tarihinde bir tip sözleşme ile bir protokol, yine taraflar arasında 11.02.2016 tarihinde bir tip sözleşme ile bir protokol akit edildiği, 11.02.2016 protokol tarihi itibariyle Davacıya vadesi geçmiş 1.789,382,00 TL borcu bulunduğunu, bu borcu işleyecek vade farkı dahil olmak üzere toplamda 2.616.000,00 TL olarak ödeyeceğini, söz konusu miktarı kayıtsız şartsız borç ikrarı anlamında kabul ettiğini, bu borcu ilgili tarihlere kadar 158.000,00 TL’lik taksitler halinde ödeyeceğini ve bu ödemeleri teminen 36 adet bono vermeyi, gayrikabili rücu surette davalı Şirketin kabul, beyan ve taahhüt ettiği hususunun bu protokoldeki davalı şirket yetkilisinin imzasından anlaşıldığı, davacı şirkete ait 2014 ile 2018 hesap ve takvim yılları Davalı Şirkete ait cari hesap ekstresine göre borç/alacak ve bakiyesinin, 11.02.2016 tarihi itibariyle davacının, davalıdan 1.132.651,99 TL alacağının göründüğü, ancak, protokolde, söz edilen vadesi geçmiş 1.321.682,00 TL borç cari hesap ekstresine göre mevcut bulunmakla birlikte, vadesi gelmediği söz edilen 468.000,00 TL alacağın nedeninin davacının defter kayıtlarından anlaşılamadığı, davalı gerçek şahıslar vekilinin 13.02.2019 havale tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu üç adet dekont analiz edildiğinde, söz konusu ödeme iddialarının toplamının 705.000,00 TL olduğu, ancak, 1.005.000,00 TL olarak ödendiği iddia ödemenin 300.000,00 TL’sinin dekontuna rastlanılmadığı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine cari hesap ekstresine göre 1700’den fazla mal alımı ve ödeme işlemlerine söz konu ticari ilişki kapsamında, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığına örnekleme yolu ile şirketin e-defterleri üzerinden inceleme yapılarak, davacının e-ortamda tutulan defterlerine kayıtlı olduğu ve kayıtların tüm ticari defterleri ile uyumlu ve birbirini teyit ettiği, örnekleme yöntemi ile incelenen (14 adet) davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen fatura örneklerinin dosyada sunulu olduğu, kayıtlı olan faturalara karşı süresi içinde herhangi bir iade faturası düzenlenip düzenlemediği, ayrıca Davalının bu faturalara 8 günlük sürede içinde itiraz ettiği ile dosyada herhangi bir belge ve bilgide mevcut olmadığı, protokol gereği bağıtlanan ve taraflarca imza altına alınan sözleşmeye göre, 11.02.2016 itibariyle, Davalının, Davacıya 2.616.000,00 TL borcunun göründüğü, davacının kayıtlarından temin edilen Davalı borçlu şirketin cari hesap ekstresine göre, davalının, davacıya 13.04.2018 takip tarihi itibariyle 513.474,38 TL borcu göründüğü, son protokole göre davalının 2.616.000,00 TL borcu görünmekle birlikte, bu miktarın 1.321.682,00 TL’si, davalının kayıtlarında görünmekte, ancak, 1.294.318,00 TL’sinin Davacının kayıtlarında borç olarak görünmediği, bu itibarla, davacının, davalıdan alacağının ödeme iddialarda içinde olmak üzere 13.04.2018 takip tarihi itibariyle 1.807.792,38 TL olarak hesaplanması, ancak, bilimsel ve hüküm kurulmaya elverişli rapor yazılabilmesi için davalı gerçek şahısların ödeme belgelerinin onaylı suretlerinin dosyaya celb edilmesi gerektiği, ayrıca, davacının şayet varsa (davacı ve davalılar arasındaki) ödeme/faiz gibi (örneğin; 1.789.682,00 TL olarak kabul edilen borcun, 2.616.000,00 TL çıkarılmasında ardaki farkın 826.318,00 TL olarak muhasebe kayıtlarına gelir ve alacak olarak kayıt edilmemişse) 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinin izin verdiği şekilde düzeltme kayıtlarının yapılarak ticari defter kayıtları ile bu kayıtların dayanağı olan ticari belgelerin yeniden incelemeye sunulması gerektiği bildirilmiş, 25.12.2019 tarihli ek raporda Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı itirazın iptali davasına konu takip dosyasının borç alacak durumunun icra takip tarihi itibariyle 1.849.685,02 TL olması gerektiği sonucuna yer verilmiştir.
Tarafların kök ve ek rapora itizarlarının değerlendirilmesi ve taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında davacının alacağının olup olmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defter, kayıt ve belgelerinin yeni bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına, taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak davacıdan ürün/akaryakıt alıp sattığını, iddia ettiği ticari ilişkinin cari hesap üzerinden sürdürülüp sürdürülmediği davalının akaryakıt alıp almadığı akaryakıta ilişkin düzenlenmiş faturaları haksız olarak almaktan imtina edip etmediği davalıya Bakırköy ….Noterliğinin 27/03/2018 tarih …. yevmiye numaralı, İzmir ….Noterliğinin 06/04/2018 tarih … yevmiye numaralı, Seferihisar Noterliğinin 03/05/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamelere göre davacı tarafça düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası kapsamında miktarının tespitinin yanında ihtarnamelerin tebliğ tarihi itibariyle davalının temerrüde düşüp düşmediği ve davacının işlemiş faiz talep edip edemeyeceği var işlemiş faiz miktarının da tespitnin istenmesine, sunulan defterlerin bilirkişi tarafından incelenerek defterlerin TTK hükümlerine göre usulune uygun tutulup tutulmadığı, kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, 6335 sayılı yasayla değişik 6102 sayılı yasanın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince ticari defterlerin elektronik ortamda tutulup tutulmadığı, elektronik ortamda tutulan defterlerle İlgili açılış ve kapanış onaylarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca müştereken çıkartılacak tebliğe uygun olup olmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, sahibin lehine delil olma özelliği taşıyıp taşımadığı, özellikle taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı olan faturalara karşı süresi içinde herhangi bir iade faturası düzenlenip düzenlenmediği, kayıtlı olan faturalara mahsuben bir ödeme yapılıp yapılmadığı ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, YMM Bağımsız Denetçi Dr. … tarafından tanzim edilen 11/03/2020 tarihli raporda özetle ; davalı … tarafından … no.lu ileri vadeli 220.000,00-TL’lik çekin 30.12.2015 tarihinde …bank üzerinden tahsilatının yapıldığı, … Bankası aracılığıyla 30.06.2015 tarihinde yapılan 60.000,00 TL ve 17.08.2015 tarihinde yapılan 425.000,00 TL olmak üzere davalı … tarafından ödenen toplam 705.000,00 TL’nin taraflar arasında imzalanan protokolün imzalandığı 11.02.2016 tarihinden önce yapılan ödemeler olduğu, davacının kayıtlarında davalı tarafından ödenen tutarlar dikkate alındığı ve bu ödeme tutarlarının hesaplamalarda dikkate alınması neticesinde davacının ticari defterlerine göre taraflar arasında imzalanan protokolün imzalandığı 11.02.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.321.651,99 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında imzalanan 11.02.2016 tarihli protokole göre vade farkı olarak 826.000,00 TL’nin taraflar arasındaki borç alacak tutarının tespitinde dikkate alınmasına ve davacı tarafından bu vade farkı tutarı dahil toplam 2.616.000,00 TL tutar üzerinden muhasebe hesabına kayıt atılmış olmasına rağmen, davacı tarafından 826.000,00 TL için vade farkı faturasının düzenlenmediğinin anlaşıldığı, fatura düzenlenmediğinden davacının ticari defterlerinde ilgili hesabın bu tutar kadar ters bakiye gösterdiği, bu çerçevede 826.000,00 TL tutarındaki vade farkı alacağının herhangi bir faturaya bağlı bir alacak olmayıp taraflar arasında imzalanan 11.02.2016 tarihli protokolde belirlenmiş olan bir alacak özelliği taşımakta olduğu, takip tarihi (27.03.2018) itibariyle davacının davalıdan; ticari işlemlerden kaynaklanan 179.365,09 TL ve 11.02.2016 tarihli protokolde belirlenmiş olan senetlerden kaynaklanan 1.986.000,00 TL senet alacağı olmak üzere toplam 2.165.365,09 TL alacağının bulunduğu, davalı … tarafından davacıya 2017 yılı Haziran ayında senet karşılığı yapılan 300.000,00 TL’lik ödeme tutarının davacının defterlerine 09.06.2017 tarihinde kaydedilmiş olduğu ve bu ödemenin davacının alacak tutarından düşülmüş olduğu, davacının senet alacağı olan 1.986.000,00 TL’lik senetlerden her biri 30.000,00 TL tutarındaki 3 adet senet ile her biri 158.000,00 TL tutarındaki 12 adet senetten 9 adedinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyasında icra takibine konulduğu ve kalan 3 adet senedin ise davacıda bulunduğu sonuçlarına ulaşıldığı bildirilmiş, itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş, YMM Bağımsız Denetçi Dr. …. tarafından tanzim edilen 09/09/2020 tarihli ek raporda özetle ; davacı tarafından muhataplar davalılara keşide edilen Bakırköy …. Noterliğinin 27.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname taraflara 29.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan 7 günlük ödeme süresi de dikkate alınarak temerrüt faiz hesabı başlangıç tarihinin 06.04.2018 olarak belirlendiği, davacı ve davalı tarafların birer sermaye şirketi oldukları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde ticari işlerde temerrüt faiz oranının serbestçe belirleneceği esası dikkate alınarak faiz hesaplaması yapıldığında, taraflarca sözleşme ile belirlenmiş olan aylık % 6 temerrüt faiz oranına (yıllık temerrüz faizi % 72 olmaktadır) göre asıl alacak tutarı 2.165.365,09 TL için hesaplanan işlemiş faiz tutarının 3.788.736,33 TL olduğu, mahkemece Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında yapılan faiz hesaplamasından farklı olarak faiz hesabında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120. Maddesindeki sınırlamanın da dikkate alınarak bir faiz hesaplamasının uygun görülmesi halinde, asıl alacak 2.165.365,09 TL için hesaplanan işlemiş faiz tutarının 1.814.724,26 TL olduğu sonuçlarına ulaşıldığı ifade edilmiştir.
Tarafların itirazlarının tek tek değerlendirilerek tüm dosya kapsamı ve davacının icra takibinde isteyebileceği faiz miktarının faiz başlangıç tarihinin de tespit edilerek hesaplanması gerektiğinden ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, YMM Bağımsız Denetçi Dr. …. tarafından tanzim edilen 16/09/2020 tarihli ek raporda özetle ; davacı ve davalı tarafların birer sermaye şirketi oldukları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde ticari işlerde temerrüt faiz oranının serbestçe belirleneceği esası dikkate alınarak faiz hesaplaması yapıldığında, taraflarca sözleşme ile belirlenmiş olan aylık % 6 temerrüt faiz oranına (yıllık temerrüz faizi % 72 olmaktadır) göre asıl alacak tutarı 2.165.365,09 TL için takip tarihi olan 17.04.2018 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz tutarının 46.985,46 TL olduğu, mahkemece Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında yapılan faiz hesaplamasından farklı olarak faiz hesabında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120. Maddesindeki sınırlamanın da dikkate alınarak bir faiz hesaplamasının uygun görülmesi halinde, asıl alacak 2.165.365,09 TL için takip tarihi olan 17.04.2018 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz tutarının 12.725,23 TL olduğu bildirilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları, icra dosyası, yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak yapılan ek protkoller kapsamında gabin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)

Taraflar arasında varlığı tartışmasız olan sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca davacı sözleşme gereği tahakkuk eden alacakları talep edebilir. Sözleşmelerde ahde vefa (pacta sund servanda) ilkesi çerçevesinde sözleşmedeki bu hüküm her iki tarafı bağlayıcı nitelikte olup davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde bu hakkını kullanması hukuken himaye görmesi gereken bir haktır.
Bilirkişi tarafından sunulan ayrıntılı, tekniğine uygun ve yargısal denetime elverişli ve yeterli bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmış sonuç olarak davalı … tarafından … no.lu ileri vadeli 220.000,00-TL’lik çekin 30.12.2015 tarihinde Vakıfbank üzerinden tahsilatının yapıldığı, … Bankası aracılığıyla 30.06.2015 tarihinde yapılan 60.000,00 TL ve 17.08.2015 tarihinde yapılan 425.000,00 TL olmak üzere davalı … tarafından ödenen toplam 705.000,00 TL’nin taraflar arasında imzalanan protokolün imzalandığı 11.02.2016 tarihinden önce yapılan ödemeler olduğu, davacının kayıtlarında davalı tarafından ödenen tutarlar dikkate alındığı ve bu ödeme tutarlarının hesaplamalarda dikkate alınması neticesinde davacının ticari defterlerine göre taraflar arasında imzalanan protokolün imzalandığı 11.02.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.321.651,99 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında imzalanan 11.02.2016 tarihli protokole göre vade farkı olarak 826.000,00 TL’nin taraflar arasındaki borç alacak tutarının tespitinde dikkate alınmasına ve davacı tarafından bu vade farkı tutarı dahil toplam 2.616.000,00 TL tutar üzerinden muhasebe hesabına kayıt atılmış olmasına rağmen, davacı tarafından 826.000,00 TL için vade farkı faturasının düzenlenmediğinin anlaşıldığı, fatura düzenlenmediğinden davacının ticari defterlerinde ilgili hesabın bu tutar kadar ters bakiye gösterdiği, bu çerçevede 826.000,00 TL tutarındaki vade farkı alacağının herhangi bir faturaya bağlı bir alacak olmayıp taraflar arasında imzalanan 11.02.2016 tarihli protokolde belirlenmiş olan bir alacak özelliği taşımakta olduğu, takip tarihi (27.03.2018) itibariyle davacının davalıdan; ticari işlemlerden kaynaklanan 179.365,09 TL ve 11.02.2016 tarihli protokolde belirlenmiş olan senetlerden kaynaklanan 1.986.000,00 TL senet alacağı olmak üzere toplam 2.165.365,09 TL alacağının bulunduğu gelen kayıtlardan protokollerden sabit olmuştur. davalı … tarafından davacıya 2017 yılı Haziran ayında senet karşılığı yapılan 300.000,00 TL’lik ödeme tutarının davacının defterlerine 09.06.2017 tarihinde kaydedilmiş olduğu ve bu ödemenin davacının alacak tutarından düşülmüş olduğu, davacının senet alacağı olan 1.986.000,00 TL’lik senetlerden her biri 30.000,00 TL tutarındaki 3 adet senet ile her biri 158.000,00 TL tutarındaki 12 adet senetten 9 adedinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında icra takibine konulduğu ve kalan 3 adet senedin ise davacıda bulunduğu, davacı tarafından muhataplar davalılara keşide edilen Bakırköy …. Noterliğinin 27.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname taraflara 29.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan 7 günlük ödeme süresi de dikkate alınarak temerrüt faiz hesabı başlangıç tarihinin 06.04.2018 olarak belirlendiği, davacı ve davalı tarafların birer sermaye şirketi oldukları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde ticari işlerde temerrüt faiz oranının serbestçe belirleneceği esası dikkate alınarak faiz hesaplaması yapıldığında, taraflarca sözleşme ile belirlenmiş olan aylık % 6 temerrüt faiz oranına (yıllık temerrüz faizi % 72 olmaktadır) göre asıl alacak tutarı 2.165.365,09 TL için için takip tarihi olan 17.04.2018 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz tutarının 46.985,46 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Davalıların Gabin iddiası yönünden ise ,
6098 sayılı TBK’nun 28. Madde anlamında aşırı yararlanmanın ( gabinin ) bulunup bulunmadığı; davalıların şirkete ait bilgileri saklayarak ve şirketin gerçek mali durumu yerine daha kötü durumda olduğuna dair davacıları kandırarak sözleşmeyi sağlayıp sağlamadıkları hususunun incelenmesi gerekmektedir. Eğer söz konusu sözleşmelerin yapılmasında gabin varsa ve davalılarda bunu sağlayacak şekilde şirketin mali durumunu farklı sunmuşlarsa; davadaki davacı talepleri hukuken haklı olacaktır. Bu takdirde davacıların sözleşmeye bağlı olarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesine ilişkin talebinin kabulü gerekecektir.
Bilindiği üzere aşırı yararlanmanın söz konusu olabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. bunlar;
-Tarafların karşılıklı edimleri arasında açık bir oransızlık bulunmalıdır buna objektif şart denmektedir.
-Bu oransızlık, davalıların davacıların düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden bir başka deyişle zayıf durumundan yararlanmaları ile ve bu durumu istismar etmeleri suretiyle gerçekleşmiş olmalıdır. Buna da subjektif şart denmektedir.
Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst davranmak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuk düzenince korunmaz.
Somut olayda aşırı yararlanma (gabin) yönünden yapılan değerlendirmede(Gabin) aşırı yararlanmanın objektif unsuru bir başka deyimle edimler arasındaki açık orantısızlığın varlığı kabul edilmiştir. Hal böyle olunca mali ve teknik yönden yapılan incelemenin eksik olmasının sonuca bir etkisi bulunmamakta hükme esas alınan raporda tespit edilen değerler arasındaki farkın ortaya konulması yeterlidir.
Somut olay bakımından aşırı yararlanmanın subjektif unsuru yönünden değerlendirmede ise; protokollerin ve sözleşmelerinin davalılar tarafından tecrübesizce ve düşüncesizce akdedildiği ve bu durumdan davacıların bilerek faydalandıkları davacı tarafça kanıtlanmalıdır. Bu ölçütler ışığında davalı taraf gelen raporlar ve imzalana ek protokollerin içeriği dikkate alındığında davalıların irade sakatlığına yönelik iddialarına itibar edilmemiş olup esas olan davalı şirketin basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü olması, yaptığı sözleşme ve protokolün sonuçlarını bilmesi ve yükümlülüklerini yerine getirmesidir.Anılan nedenlerle gabin iddiası yerinde görülememitşir.
Faiz yönünden Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 05/06/2013 tarih 2013/7303 Esas, 2013/10391 Karar, 16/05/2013 tarih, 2013/8556 Esas, 2013/12306 Karar sayılı ilamları uyarınca ticari kredi sözleşmelerine yeni TBK.nun 88 ve 120.maddelerinin uygulanamayacağı, TTK.nun 8.maddesine göre ticari işlerde akdi ve temerrüt faizi oranlarının serbestçe belirleneceği kanaatine varılmıştır. Davacı bankanın, dava dışı kredi lehtan şirkete kullandırmış olduğu kredilere ilişkin belgelerin bilirkişi heyetince incelemesi sonucunda bankaca sözleşme koşullarında kredilere uygulanmış olan en yüksek faiz oranının %27,95 olduğu tespit bu oran dikkate alınarak aşağıda temerrüt faizi belirlenmiştir. Temerrüt Faizi en yüksek akdi faiz oranını 87/11921 sayılı Kararname ve TCMB 91/1 no.lu Tebliğ hükümleri esas alınarak değerlendirildiğinde, temerrüt tarihi itibariyle yıllık %27,95 oranındaki akdi faizinin dikkate alınması gerektiği yönündeki tespitler yerindedir. Buna göre %27.95 oranındaki akdi faizin sözleşmenin 11. Md- /b bendi hükmü uyarınca % 50 fazlası mertebesinde % 41,93 Oranında Temerrüt Faizi hesaplanmıştır (27,95 x 1.5= 41.93) Buna mukabil davacı bankanın ödeme emrinde, yukarıda anılan sözleşme hükümleri doğrultusunda tespit edilmiş olan oranın üzerinde. %46,80 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmüş davacı bankanın talep etmiş olduğu bu oranın yerinde olmadığı anladığından bilirkişi heyeti tespitleri yerinde görüldüğünden davacının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Son olarak, takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı müteselsil kefillerin İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.165.365,09 TL asıl alacak ve 46.985,46 TL işlemiş faiz yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere talebi aşmamak üzere aylık %6 oranında akdi temerrüt faizi yürütülmek suretiyle devamına, alacak likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutar oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.165.365,09 TL asıl alacak ve 46.985,46 TL işlemiş faiz yönünden aynen devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere talebi aşmamak üzere aylık %6 oranında akdi temerrüt faizi yürütülmek suretiyle devamına,
3-Alacak likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutar oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 151.125,65 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 26.861,95 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 11.215,25 TL harcın mahsubuna, bakiye 113.048,45 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 26.861,95 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 11.215,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 103.647,31 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalılar yararına tayin ve takdir olunan 2.562,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından sarfedilen 539,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.539,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 2.519,54 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar … ve … tarafından sarfedilen 48,80 TL tebligat ve müzekkere giderinden oluşan yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 0,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalılar davalılar … ve …’a verilmesine, kalan kısmın davalılar … ve … üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … Petrol İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Ltd.Şti. tarafından sarfedilen 42,00 TL tebligat ve müzekkere giderinden oluşan yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 0,32 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … Petrol İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Ltd.Şti.’ne verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
13-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye … ¸
Katip …
¸