Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1001 E. 2019/482 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1001 Esas
KARAR NO : 2019/482

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müflis …Ltd.Şti.hakkında Bakırköy …. ATM’nin …. Esas ve….Karar sayılı ilamı ile 06/06/2018 tarihinde iflas kararı verildiğini, kararın ardından iflas idaresine bildirildiğini ve iflas masası kurulduğunu, alacakların toplamı için şirket yetkilisi tarafından müvekkiline verilen 07/07/2016 düzenleme 15/12/2017 vade 580.000,00-TL miktarlı senet ile iflas müdürlüğüne alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, kayıt No:… de bulunan alacağının tamamının reddine karar verildiğini belirterek öncelikle 08/11/2018 tarihinde yapılacak 2.alacaklılar toplantısına, kaydını yaptırdığı alacak miktarı yönünden katılarak oy kullanabilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yapılacak yargılama sonrasında, müvekkilinin müflis şirketten olan tüm alacaklarının (580.000,00-TL) iflas masasına kaydedilerek kabul edilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava;İİK 235 ve devamı maddelerine dayalı kayıt kabul istemine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak;
Bakırköy ….İcra ve İflas Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; müflis …Ltd.Şti. hakkındaki tasfiye işlemlerinin …. iflas sayılı dosyadan devam ettiği, müflis hakkında Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. sayılı ilamı ile iflas kararı verildiğinin bildirildiği görülmüştür.
İflas idaresi tarafından verilen red kararının davacı vekiline 08/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının posta avansını depo ettiği, bu durumda İİK 223 maddesi uyarınca dava açma süresinin tebliğden itibaren başladığı, huzurdaki davanın 22/10/2018 tarihinde açıldığı, yasal 15 hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekiline suretini sunduğu Avukatlık Ücret Sözleşmesi ve Senet aslını (ıslak imzalı) ibraz etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 08/01/2019 havale tarihli dilekçesi ekinde Avukatlık Ücret Sözleşmesinin aslı ile 15/12/2017 vade, 07/07/2016 tanzim tarihli, 580.000,00-TL bedelli senet aslını sunduğu, belge asıllarının mahkememiz kasasına alınarak kasa numarası verildiği görülmüştür.
Avukatlık sözleşmesi aslı ibrazı sonrası , davalı şirket yetkilisi (…) Avukatlık sözleşmesi sureti eklenerek sözleşme kapsamında sadece davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan Bakırköy ….İflas Müdürlüğüne hitaben yazılan belgedeki imzalara ve içeriğine itirazları olup olmadığı konusunda beyanda bulunmak üzere şirket yetkilisinin imza sirküsü ve kimliği ile birlikte gelecek duruşma hazır olması gerektiği, aksi taktirde sözleşmedeki imzaları ve içeriği kabul etmiş sayılacakları ihtarını içerir isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş, şirket yetkilisi …. belirlenen 18/04/2019 tarihli duruşmadaki senetteki imza ve iflas müdürlüğündeki beyanında: …. Ltd Şti’nin tek yetkilisi olduğunu, seneti şirket adına düzenlediğini, kaşenin ve imzanın kendisine ait olduğunu, davacının hukuk danışmanlığı yapması nedeniyle düzenlediğini, bu senedin şirket defterlerinde kaydı olmadığını, vekalet ücretini ödeyemeyince,sıkıntıya girince senet düzenlediklerini, şirketin resmi defterlerinde bu senetlerin yer almadığını, kendisinin 4-5 yıldır süre gelen davalarında avukatlığını yaptığını beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda; Talep toplam 580.000,00 TL bedelli davalı müflis şirket tarafından düzenlenen senetlerin kayıt kabule esas almak üzere kaydının gerekip gerekmediği kayıt şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda olup dava her ne kadar İİK 235.madde ve devamı uyarınca kayıt kabul davası olsa da davacı alacağın varlığını ispata yarar delillerle ispat etmelidir. Dava kayıt kabule ilişkin olsa da alacağın varlığını ispat yükü davacı alacaklıdadır. Konuyla ilgili Yargıtay … HD’nin 2004/2206 esas 2004/5413 karar sayılı emsal içtihadında belirtildiği gibi davacı bono hamili, elindeki bonoların mücerret bir alacağı temsil ettiğini bu belgeler dışında ayrıca bir kanıt sunmasına gerek bulunmadığını iddia ederek bunlar dışında herhangi bir belgeye dayanmamıştır. Kayıt kabul davası hukuki niteliği itibariyle bir alacak davasıdır. Alacak davalarında alacağın varlığını kanıt yükü davacıdadır. Kayıt kabul davalarında da, kanıt yükü yine davacıdadır. Ne var ki, kayıt kabul davalarında mücerret bononun her zamanlı düzenlenmesi olanaklı bulunduğundan alacak davalarından farklı olarak kambiyo senetleri tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu durumda davacının alacağın varlığını inandırıcı ve birbirini doğrulayan diğer somut delillerle kanıtlaması gerekir. İhtisas Dairesi Yüksek 19.Hukuk ve Yüksek 12.Hukuk Dairelerinin yerleşmiş ilke ve inançları bu doğrultudadır. (19.HD 12.12.1996 ve 1996/7983 E. 1196/11152, 12.HD 20.06.1986 gün e 1986/13141 E.-1986/7148 sayılı kararı) O halde, mahkemece, daanın iflas hukukundan kaynaklandığı dikkate alınarak kamu yararı da gözetilmek suretiyle öncelikle bono borçlusu …’nin gerçekte davacıya bir borcu bulunup bulunmadığının arsa ticari defterleri veya varsa başka kayıtları incelenerek tesbiti, bono borçlusu … müflisin ortağı ve münferit temsile yetkili olduğu (aralarında organik bağ bulunduğu) göz önünde tutularak davacının şirketten alacaklı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ve bir borcun bulunmadığının tesbiti halinde davanın reddi gerekmektedir. denilerek alacağı varlığının sadece soyut senetle isatınını tek başına yeterli görmemiştir.
Senet düzenleme tarihinin 2017 yılı olduğu dikkate alındığında dikkate alındığında davalının mahkememizde incelenen emsal dosyalardaki aynı sebeple senede dayalı kayıt kabule ilişkin birden fazla dosyasının olduğu görülmüş örneğin mahkememizin…. esas sayılı dosyasında davalının incelenen defter kayıtlarında da davaya konu senet ve diğer senetlerle ilgili hiçbir kaydın yer almadığı görülmüş olup davalının deftere kayıt etmediği beyanı da dikkate alınarak usul ekonomisi nazara alınarak yeniden defter incelenmesi kararı verilmemiş olup davacı vekalet ücreti alacağın kaynağı olarak gösterdiği mahkeme dosyalarının önceki yıllara ait olduğu ve vekalet ücretinin niteliği dikkate alındığında davacının senet tarihine kadar hiçbir bedel almadan vekalet ilişkisini sürdümesi ve iş sahibinin bu hizmet için senet düzenlemesinin hayatın olağan akışı ile uyumlu olmadığı dikkate alınmış olup sonuç olarak davacının alacağının temelinin ispatlanamadığı gibi temel ilişkinden soyut niteliği olan bono niteliğindeki davaya konu senetlerin ve ekindeki portokolün her zaman düzenlenmesi mümkün olduğu dikkate alındığında şirket defterlerine kayıt edilmeyen talebe konu senetlerle ilgili davalının kabulünün iflastan sonra müflis şirketi ve mahkemeyi bağlayamayacağı da dikkate alınarak ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubuna, bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı aisilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2019
Başkan …
E-imzalıdır ¸
Üye ….
E-imzalıdır ¸
Üye ….
E-imzalıdır ¸
Katip ….
E-imzalıdır ¸