Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/979 E. 2019/1335 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/979
KARAR NO : 2019/1335

DAVA : TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 27/02/2015-27/02/2016 tarihlerini kapsar şekilde davalı adına sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 09/07/2015 tarihinde dava dışı sürücü …. tarafından ehliyetsiz olarak kullanıldığı sırada …. idaresindeki …. plakalı araca arkadan çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı bir trafik kazası meydana geldiğini, kazada zarar gören …. plakalı aracın maliki tarafından müvekkili şirkete yapılan müracaata istinaden 5684 sayılı Kanunun 22.md uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın niteliği ve miktarının tespiti maksadıyla yaptırılan ekspertiz raporu ile tespit ve talep edilen 8.900,00-TL hasar tazminatının 07/03/2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından zarar gören aracın malikine ödendiğini, davalı sigortalıdan rücu etme hakkına sahip olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.900,00-TL tazminatın 07/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …. plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde sigortalandığını, söz konusu kaza esnasında müvekkiline ait araçta sürücü olarak bulunan …’ün ehliyetinin bulunmadığını, bu hususun davalı … şirketine de beyan edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, …’ye ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
Dava, trafik kazası nedeniyle …. plaka sayılı araç sahibine ödenen bedelin rücuen istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, hasar dosyası getirtilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler sigortacı …. ve kusur uzmanı …. tarafından düzenlenen 25/02/2019 tarihli raporda, kazanın dava dışı …. yönetimindeki …. plakalı otomobil ile anılan yolu takiben seyir halinde iken yakın ilerisindeki trafiği dikkate almadan, “hızın gerekli artlara uygunluğunu sağlama ve takip mesafesi” kurallarına ihlal ederek ve trafikte gereken dikkat ve özeni göstermeksizin ön ilerisinde aynı istikamette trafik zorunlulukları sebebi ile duraklayan sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobile arkadan çarpması, bu çarpmanın etkisi ve sirayetiyle de …. plakalı otomobilin arkadan öne doğru …. idaresindeki …. plakalı kamyona arkadan çarpması sonucu yalamalı ve maddi hasarlı olarak gerçekleştiği, K.T.K 84.madde “Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan Haller” başlığı altında asli kusur kabul edilen durumları belirlendiği, aynı maddenin (d) bendinde “arkadan çarpma” asli kusur olarak gösterildiği, kusurunun derecelendirilmesinde, tehlike yaratan ilk davranışta bulunan, kendisinden diğer tarafa göre daha fazla özen beklenen ve önemli ya da birden fazla emredici trafik kuralını ihlal eden tarafın ağır kusurlu olacağı, dikkatli kişilerin göstermesi gereken özeni göstermeyenin ise hafif kusurlu olacağı ilkesinden yararlanıldığı, davacının sigortaladığı … plakalı otomobil sürücüsü …’ün tehlike yaratan ilk davranışta bulunduğu, diğer trafik kurallarına üstülüğü kabul edilen önemli ve emredici yukarıda belirtilen birden fazla trafik kuralının tümünü ihlal ettiği, en ilkel dikkat ve özeni göstermediğinin değerlendirildiği, … plakalı otomobil sürücüsü …. ile … plakalı kamyon sürücüsü ….’a kusur atfedilemeyeceği, dosyada mevcut kaza tespit tutanağında sürücüler …. ve ….’ün beyanlarına göre kanaat açıklandığı belirtilmişse de yukarıda özeti verilen birbirini destekleyen sürücü beyanlarında sürücü …. yönetimindeki …. plakalı otomobilin durduktan sonra arkadan çarpılmaya maruz kaldığı ve aldığı darbenin etkisi ile de önündeki kamyona arkadan çarptığı anlaşıldığından kaza tespit tutanağındaki kaza öyküsü ve kusur irdelemesine iştirak edilemediği, somut olayda sürücü belgesi olmadan davalının maliki bulunduğu … plakalı aracı kullanan dava dışı …’ün tam ve asli kusuruyla kazaya/hasara sebep olduğu, davacı … şirketinin de bu hasar bedellerini mağdura 07/03/2017 tarihinde ödemiş olduğu anlaşıldığından rücu şartlarının oluştuğu ve davacının ödemiş olduğu tazminatı ödeme tarihinden itibaren dava dilekçesinde talep edildiği gibi avans faizi ile birlikte talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacı … şirketinin ZMMS kapsamında araçla arkadan çarpma kuralı ihlali nedeniyle dava dışı kişiye ödediği bedelden dolayı davalı işletenden rücu hakkının bululup bulunmadığı noktasındadır.
Dava, TTK 1483.maddeye göre Zorunlu Mali Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, TTK.nun 1301. maddesi hükmüne dayalı olarak, davalının işleten ve dava dışı sürücüsü olduğu araç ile davacı şirket nezdinde sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle, dava dışı zarar görenlere ödenen hasar bedelinin tazmini isteminde bulunmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, TTK.nun 1301. maddesinde yer alan halefiyet ilkesine dayanan rücu hakkının doğabilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesi teminatı kapsamında yapılmış bir ödemenin olması gerekmektedir. Eldeki olayda, araç ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Davacı … şirketi rizikonun gerçekleşmesi ile sigortalısının uğradığı zararı tazmin ederek, sigortalının halefi durumuna geçmiştir.
Davalı işleten şirket yönünden ise 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunu’ nun2918 sayılı KTK.nun 85/1. maddesine göre , “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu açıktır.
Talep, ZMSS sözleşmesine dayanılarak sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin sürücünün hatalı kullanması sebebi ile hasarın oluştuğunun tespit edilmesi sebebi ile rücuen tazminat talebi olduğu dikkate alındığında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı KTK’nın 95/2 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işleteninin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Mevzuat hükümlerine göre davacının rücu hakkı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … şirketi poliçe kapsamında davaya konu bedeli üçüncü kişiye ödediğine göre söz konusu bu bedeli KTK’nın 84 ve poliçe genel şartlarının 4/C maddesine göre araç maliki sigortalıya rücu etme hakkına sahiptir.
Toplanan delilere göre kaza tespit tutanağı gelen yazı cevapları, araçla arkadan çarpma kuralı ihlali yapan sürücü tarafından kullanılan araç ile meydana gelen kazada davalı şirket adına kayıtlı … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında tam kusurlu olduğu, bilirkişi raporu denetime elverişli olup hesaplanan değer kaybı rayice ve usule uygun olup davalı söz konusu zarar sigortasında gerçek zarardan sorumlu olduğundan kusur durumu da dikkate alınarak 8.900,00-TL değer kaydından davalı işleten sorumlu olduğu, davalının her ne kadar işleten sıfatı olmadığı aracı … A.Ş’ya kiraladığını savunmuşsa da dayanak kira sözleşmesini verilen süreye rağmen sunmadığı anlaşılmakla davacının 8.900,00-TL davalıdan rücu edebileceği anlaşılmış olup davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı tarafından ödenen ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, 8.900,00-TL nin ödeme tarihi olan 07/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 607,95-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 151,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 455,96-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 31,40-TL başvurma harcı, 151,99-TL peşin harç, 106,50-TL tebligat, 18,40-TL posta, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 958,29-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, 5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza