Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/972 E. 2021/823 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/972 Esas
KARAR NO : 2021/823

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan …, Rekabet Etmeme ve Gizlilik Sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, ayrıca ihbar süresine de uymadan müvekkili şirket ile olan iş sözleşmelerini feshettiğinden, 36.089,76-TL tutarındaki ceza koşulunun, dava tarihinden itibaren, avans faizi oranında faizi ile birlikte, davalının bu davranışına yeni işe girdiği diğer davalı ………. olduğunu, müvekkili şirkete karşı İş Kanunu madde 23 gereğince, müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar, … ve ……….’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesini, davalılardan …, Rekabet Etmeme ve Gizlilik Sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, ayrıca ihbar süresine de uymadan müvekkili şirket ile olan iş sözleşmelerini feshettiğinden, 54.551,52-TL tutarındaki ceza koşulunun, dava tarihinden itibaren, avans faizi oranında faizi ile birlikte, davalının bu davranışına yeni işe girdiği diğer davalı ………. sebep olduğundan, müvekkili şirkete karşı İş Kanunu madde 23 gereğince, müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar, … ve ……….’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, davamızın ikame edilen tarih itibariyle talep ettikleri alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirlenemeyeceği mümkün olmadığından, HMK. madde 107 gereğince, tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, talep miktarını arttırma hakkları ile fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkili şirketin müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gördüğünden; davalıların fiillerinin haksız olduğunun ve haksız rekabet niteliğinde olduğunun tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunmalarının men’ine, müvekkili şirketin uğradığı zarar ve zıyanın tazminini için, HMK. madde 107 gereğince taleplerini arttırma ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000 TL maddi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren, T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi oranında faizi ile birlikte, müvekkili şirkete karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, davalıların haksız eylemleri nedeniyle müvekkili şirketin, kişilik hakları zedelendiğinden TBK. madde 58 gereğince 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren, avans faizi oranında faizi ile birlikte, müvekkili şirkete karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesini, TTK. madde 59 gereğince, mahkemenizin vereceği hükmün, tüm giderleri davalılar üzerinden bırakılarak, Türkiye çapında tirajı en yüksek olan ilk üç gazeteden birinde ilanına, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalılar … Plas. San. Ve Tic. Ltd. Şti., … ve ….’nin davanın reddini talep ettiklerini, davalıların davranışlarının haksız rekabet olduğu iddiasının davacı tarafça ispat edilemediğini, zarar ve illiyet bağı yönünden haksız rekabet unsurları oluşmadığının, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
-Mahkememizin 19/02/2019 tarihli duruşmasında davacı tanıkları dinlenilmiş olup;
Davacı Tanığı …. beyanında: Ben davacı şirkette 2008 yılından beri muhasebe tahsilat görevlisi olarak çalışmaktayım, davalılar davacı şirkette satış görevlisi olaak çalışıyorlardı, bu şekilde … 1.5 – 2 yıl kadar, … ise 1-1.5 yıl kadar çalıştı, her iki davalı davacı şirketten kendi istekleriyle ayrıldılar, … araç kiralama işinde eskiden çalıştığı işe gireceğini söylemişti, ………. ise babasıyla birlikte kebapçı dükkanı açacağını söylemişti, ancak daha sonra her ikisinin de davalı ………. şirketinde çalışmaya başladıklarını farklı işyerlerinde karşılaştığımda öğrendim, davalılar yaptıkları iş gereği müşteri kitlesini ve satışı yapılan ürünleri biliyorlardı, her iki davalı yine davalı şirkete satış elemanı olarak çalışıyordu, bizim firmanın müşterilerine mal satmaya çalıştıklarını ve sattıklarını öğrendim, davalıların müşterilere ideal plastikten daha iyi boya ürünleri bulunduğunu ve daha ucuza verecekleri şeklinde beyanda bulunduklarını müşterilerden duydum, her iki firma aynı sektörde üretim ve pazarlama yapmaktadır, ayrıca davalılardan önce 3-4 çalışanın aynı şekilde davacı şirketten davalıda işe girdiklerini biliyorum, bu kişilerin adları hatırladığım kadarıyla …, … ve …., soyadlarını hatırlamıyorum, 4.kişi ise Bursa bölgesinde idi adını hatırlamıyorum, davalılar bizde işe başladıklarında işi bilmiyorlardı ancak şirket tarafından üretim ve pazarlamaya ilişkin bilgiler verildi, davalıların ………. adına mal sattığı ideal plastik müşterilerinden hatırladığım … plastik ünvanlı şirkettir, davalılar davacı şirketin ürettiği ürünlerin formülünü bilemez, maliyetini bilemez sadece satış fiyatını bilebilir, davalılar şirket maillerini kendi kişisel bilgisayarlarında açamıyorlardı, müşteri listeleri satıcılara liste halinde şirket tarafından veriliyordu, davalıların … Plastik ünvanlı şirkete bizden ayrıldıktan 1-2 ay kadar sonra satış yaptıklarını hatırlıyorum, dedi.
Davacı Tanığı … beyanında: Ben 2014 yılından beri davacı şirkette çalışıyorum, ofiste sekreterlik yapmaktayım, davalıları tanıyorum, davalı … önceki işine döneceğini belirterek ayrılmıştı, davalı … ise babasıyla işyeri açacağını belirterek ayrılmıştı, davalılar çalıştıkları dönemde şirkette bölge satış yöneticisi olarak görev yapıyorlardı, davalılara işe başladıklarında üretim ve pazarlamaya ilişkin şirkette eğitim veriliyordu, daha sonra kendilerine şirket tarafından müşteri listeleri verilerek pazarlama işini yapıyorlardı, müşterilerden ve ofise gelenlerden duyduğum kadarıyla davalılar davalı şirkette aynı işi yapmaktadır, zaten davalı şirket davacı ile aynı sektörde ve aynı ürünlerin üretimini yapmaktadır, davalıların davacı şirketin ürünlerini kötülediklerini, ayrıca davacı şirket hangi fiyattan satış yapıyorsa bir tık altında satış yaptıklarını müşterilerden duydum, başka çalışanların davacı şirketten ayrılldıktan sonra davalıda işe başladıklarını biliyorum, bunlardan hatırladıklarım … , … , …’dir, bunların ışında da çalışanlar olduğunu biliyorum, davalı …’ın davacı şirketten ayrıldıktan 1 hafta kadar kısa bir süre, en fazla 1 ay içerisinde davalı şirkette çalışmaya başladığını biliyorum, …’e ilişkin emin değilim, davalılar üretime ilişkin eğitim almışlardı ancak reçete veya formulü bilmeleri mümkün değildi, sadece satış ve pazarlama konusunda bilgi sahibiydiler, şirketin kar ve zarar durumunu bilirlerdi, şirket maillerine kendi kişisel bilgisayarlarından erişip erişemediklerini bilmiyorum, şirketin üretim ve laboratuvarlarına her isteyen her zaman giremezdi, dedi.
-Mahkememizin 21/05/2019 tarihli duruşmasında davalı tanıkları dinlenilmiş olup;
Davalı tanığı … beyanında: Ben 4 yıldan fazla bir süre önce davacı şirkette 4 ay kadar çalıştım, satış temsilcisi olarak görev yaptım, … ve … aynı şekilde satış temsilcisi olarak davacı şirkette çalışıyorlardı, her ikisinin de davacı şirketin ücret politikaları nedeniyle işten ayrıldığını biliyorum, davalıların ne kadar süre sonra ……….’da çalışmaya başladıklarını bilmiyorum, ancak …’in yaklaşık 1,5 yıl işsiz kaldığını, sonrasında çalışmaya başladığını biliyorum, ben sonrasında aynı sektörde değildim, davalılarla ara sıra görüşüyordum, bu nedenle davalı şirkette yine aynı işi yaptıklarını biliyorum, yaptıkları iş gereği davalılar müşteri kitlesine ve ürünlere hakim idiler, satış temsilcilerinin fabrikaya girmeleri mümkün değildi, bu nedenle üretime ilişkin bilgi sahibi olmaları mümkün değildir, cep telefonlarımızdan mail atılması bile mümkün değildi, arada numune almak için fabrikaya gittiğimizde dışarıda bekletilir ve numune bize dışarıya getirilirdi, müşteriler sadece davacı şirketin müşterileri değil, genel anlamda sektörün müşterileri idi, müşteri temsilcilerinin şirketin satış cirolarını bilmesi mümkün değildi, tonaj anlamında ne kadar satış yapıldığını bilirdik, ancak parasal karşılığını bilmemiz mümkün değildi, davalı şirketin davacı şirket çalışanlarına iş teklifi yaptığını duymadım, davalılara bu şekilde iş teklifi yapıldığını duymadım, işe başlayanlar açısından davacı şirkette ” şu gün başlayabilirsin ” denildiği gün de rekabet sözleşmesi imzalatılıyordu, ancak davalılar hakkında bu sözleşmenin ne zaman imzalatıldığı konusunda somut bilgim yoktur, işe başladıktan sonra çalışanlara ürünlerle ilgili 1 kez fabrika gezdirilerek üretim süreçleri anlatılıp, eğitim veriliyordu, sonrasında ise fabrikaya girilmesi mümkün değildi, davalıların davacı şirket aleyhine bir eylemlerini ve söylemlerini duymadım, satış temsilcileri görevli oldukları bölge bazında satış yapılan ürünlerin tonajını bilir, ürünlerin satış bedelini bilir, ancak tahsil edilen ürün bedelini bilmeleri mümkün değildir. Şirketin kar oranı veya maliyat analinizini satış temsilcisinin bilmesi mümkün değildir, benim bilgi görgüm bundan ibarettir dedi.
-Mahkememizin 08/10/2019 tarihli duruşmasında davalı tanığı dinlenilmiş olup;
Davalı tanığı … beyanında: Ben 1 yıl kadar davacı şirkette çalıştım, o dönem davalılar ……. ve ………. ile birlikte çalıştık, ben o dönem davacı şirkette satış destek supervisor olarak çalışıyordum, o dönem her iki davalı saha satışçısı olarak görev yapıyorlardı, davalılar müşteriden sipariş alıp veya numune alıp bize getirirlerdi, laboratuvar ortamında üretim yapılırdı, kendilerinin üretim sürecinden bilgi sahibi olmaları mümkün değildi, her iki davalı benden sonra işten ayrıldı, ancak ne sebeple ayrıldıklarını bilmiyorum, ancak şirkette mobing yapılıyordu, bu nedenle ayrıldıklarını tahmin ediyorum, davalı şirketi aynı sektörde olduğu için biliyorum, benim çalıştığım dönemde davacı şirket çalışanlarına iş teklifi yapıldığına dair bir şeye şahit olmadım, ben onlardan önce ayrıldığım için davalıların davacı şirketi kötülediklerine dair herhangi bir şey duymadım, benden önceki dönemde davalı şirketten gelip davacı şirkette çalışmakta olan kişi bulunduğunu duydum, davacı şirketin satış yaptığı firmalar sektördeki diğer tüm firmalarla alışveriş yapıyorlardı, davalıların fabrikaya girmeleri mümkün değildi, satış ciroları kendilerine bildirilmiyordu, ürünlerle ilgili eğitimler yüzeysel olarak veriliyordu, ………. benim çalıştığım dönemde davacı şirkette çalışıyordu ve halen orada çalışıyor, kendisi davacı şirkette sekreter olarak çalışıyordu, satışla ilgili bir işi yoktu, telefonlara bakardı, davalılar satış yaptıkları ürünlerin satış fiyatlarını biliyorlardı, davacı şirketin müşterilerini biliyorlardı, siparişi onlar aldıkları için satışı yapılan ürünlerin miktarlarını bilirlerdi, dedi.
-Mahkememizin 28/01/2020 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davalıların eylemlerinin haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırılık niteliğinde olup olmadığı, buna bağlı olarak davacının maddi ve manevi tazminat ile cezai şart talep koşullarının oluşup oluşmadığı, mevcut ise tutarlarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05/08/2020 tarihli raporda; Davacını davalılardan, Haksız Rekabetten kaynaklanan herhangi bir tazminat (maddi ve manevi tazminat) alacağının bulunmadığı; davacının, davalı …’den, Rekabet Yasağına aykırı davranıştan kaynaklanan, 18.044,88 TL tutarında cezai şart alacağının bulunduğu; bu alacağın talep gibi dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği; davacının, davalı …’den, Rekabet Yasağına aykırı davranıştan kaynaklanan, 27.275,46 TL tutarında cezai şart alacağının butunduğu; bu alacağın talep gibi dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
-Mahkememizin 15/09/2020 tarihli duruşmasında davacı vekili talep ettiğinde taraf itirizlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 03/02/2021 tarihli ek raporda; kök rapordaki görüş ve kanaatin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
-Mahkemizin 14/09/2021 tarihli duruşmasında davacı tarafın davalıların her üçü yönünden dava dilekçesinin 1 ve 2 no.lu taleplerine yönelik davasının iş bu yargılama dosyasından tefriki ile mahkememizin aşırı esasına kaydına; iş bu yargılama dosyasının davacının davalılara karşı dava dilekçesinin netice kısmının 3 no.lu bendindeki haksız rekabete ilişkin talebi yönünden yürütülmesine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, taraf-tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’ i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusunun; davalıların davacıya karşı haksız rekabette bulunup bulunmadıkları ve haksız rekabetten dolayı davacıya karşı hukuki sorumluluklarının ve buna bağlı olarak tazminat ödeme yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK ‘nın TTK 54 mad.de aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek 55.mad de başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiş olup 56.mad de ise hukuki sorumluluk ve haksız rekabet halinde açılabilecek dava ve taleplere yer verilmiştir.
Davalıların, davacının ürünlerini kötülediği ya da ürünler yönünden yanıltıcı veya gerçek dışı açıklamalarda bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği, tanıkların beyanlarının görgüye değil de duyuma dayalı olduğu; yine eski çalışanların işe alınması ya da iş teklifi yapılmasının haksız rekabet oluşturmayacağı, bu eylemin transfer niteliğinde olduğu ve yine haksız rekabet iddiasına dayalı olarak davacı şirketin herhangi bir maddi zararının ispat edilip tespit edilemediği de görülmüştür
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde,davacının davasının sübut bulmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının haksız rekabete ilişkin davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 4.109,56 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.050,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
– Davalı ………. şirketi tarafından yargılama gideri olarak yapılan 84,90 TL’ nin davacıdan alınarak yatıran davalıya verilmesine,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran davalı tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza