Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/969 E. 2021/449 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/969 Esas
KARAR NO : 2021/449

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …… Plastik ile müvekkilin 08/03/2017 tarihinde kullanım hakkı ve hizmet sözleşmesinin imzalandığını, işbu sözleşme ile davalı tarafın aylık 550 TL + KDV yi sabit hizmet bedelini müvekkile ödemeyi kabul ettiğini ve sözleşmeyi imzalamasından sonra müvekkile dört ay ödeme yaptığını, ancak davalı şirketin 12 haziran 2017 ve 22 haziran 2017 tarihlerinde müvekkile gönderdiği bildirimler ile sözleşmeyi haksız şekilde tek taraflı olarak feshettiğini ihbar ettiğini, davalının davaya konu sözleşmeye göre sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkı olmadığı gibi davalının fesih bildiriminde fesih nedeni olarak ileri sürdüğü iddiaların da haksız ve mesnetsiz olduğunu, 08/03/2017 tarihli kullanım hakkı ve hizmet sözleşmesinin 23. Maddesinde ”müşteri işbu sözleşme maddelerinde belirtilen yükümlerini yerine getirmediği taktirde ”hizmet bedeli” kısmında belirtilen ceza-i şart bedeli ile kalan sürenin çarpımından meydana gelen tutarı, ceza-i şart bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder, cezai şartın fahiş olduğundan bahisle tenkis istemeyecektir” denildiğini, bu nedenle davalı tarafın sözleşmeyi feshettiği tarih olan Haziran 2017 tarihinden itibaren sözleşmenin bitimine kadar olan 33 aylık hizmet bedeli karşılığı ceza-i şartın, yani 649,00 TL * 33 ay = 21.417,00 TL nin dava tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile müvekkile ödemesi gerektiğini, müvekkil şirketin çok mağdur durumda olduğu, davalı taraftan olan alacağının sözleşme ile sabit olması ve davalının mal kaçırmak suretiyle alacağın tahsilini imkansız hale getirmesi kuvvetle muhtemel olduğundan duruşma günü beklenmeksizin davalı şirketin menkul, gayrimenkulleri ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız ve yahut uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmedi gerektiğini, sonuç itibariyle bu nedenlerle davanın kabulüne, 21.417,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari, temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını dayandırdığı sözleşmeyi ibraz etmediğini ve taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkilin elinde de böyle bir sözleşme olmadığını, usul eksikliği nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkile atfedilen imzayı kabul etmediklerini, davanın dayandırıldığı sözleşmenin 1+3 yıl süreli olup bir yılın dolmasından sonra tarafların fesih bildiriminde bulunmadığı taktirde 3 yıllığına yenilenmiş sayılacağını, davacı tarafın beyanına göre sözleşmenin ilk 1 yılı dahi dolmadan fesihin gerçekleştiğini, davacı tarafın müvekkile vermiş olduğu hizmetin bedelini hizmet süresi içerisinde tamamıyla tahsil ettiğini, dava konusu rakamın düşük bir tutar olması ve müvekkil şirketin büyüklüğü karşısında ihtiyati haciz talebinin yersiz ve haksız olduğunun açık olduğunu, kaçması veya mal kaçırması iddialarının söz konusu dahi olmadığını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, ihtiyati haciz talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle cezai şart istemine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında yazıcı hakkı ve kullanımı hizmet alımına yönelik sözleşme ilişkisi olup uyuşmazlık davalının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle davacı şirketin cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tanık deliline dayanmış, tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı …… beyanında; “Davalı ile yaptığımız hizmet sözleşmesinde kendilerine fotokopi makineleri kiraladık biz bu kiralamada periyodik bakımlarınıda yaptık. 3 yıl kadar belki daha da fazla aramızdaki sözleşme ayakta kaldı. Bir gün davalı şirketin bilgi işlem departmanından……. bey den mail aldık. Sözleşmenin fesih edileceğini makineleri geri almamızı istedi. Bizde bunun üzerine ziyaretlerine gittik kendilerine nedenlerini sorduk. Fiyatların yüksek olduğunu beyan ettiler kendilerine indirim yapabileceğimizi söyledik. Bize geri dönüş sağlayacaklarını söylediler ayrıldık. Daha sonra bizimle makinelerinizi gelip alın. Sözleşmeyi fesh ediyoruz. Dediler bu sözleşme nedeniyle zarara ve haksızlığa uğradık. Makinelerle ilgili herhangi bir kullanımdan kaynaklı şikayetleri olmamıştır. Kendileri makine değişimi talep etmişlerdir. Alt kattaki makineleri başka modellerle değiştirilmiştir. Sözleşme değiştirilerek yenilenmiştir. Ayrıca yapılan ödemelerde yeni sözleşme tutarına göre yapılmıştır” Demiştir.
Davacı tanığı beyanında; “ben davacı şirkette teknisyenim. Davalı şirkete 2016 mayısta 2017 yılı sonuna kadar verilen makinelerle ilgili kontrollere gittim. Makineler arıza yaptığında eş değer makineler taktım. Davalı şirkete hizmette hiçbir sıkıntı yaratmadık. Cumartesi bile hizmet verdiğimiz oldu. Fakat bir kaç kez gittiğimde Davalı çalışanı……. bey bize fiyatlarınız pahalı biz başka firmalarla çalışacağız gibi sözler söyledi. Bizim hizmetimiz konusunda fiyatlarımızda makuldür. En son makineleri almaya da ben gittim. Başka makineler kurulmuş. …….. makineleri de bir kenara koymuşlardı.2016 yılından önce şirket çalışanlarından ….. Bey, ….. bey ve …… bey’ in davalıya hizmet verdiğini hatırlıyorum. Ayrıca bize herhanggi bir haber verilmeden aniden gelin makinelerinizi alın dediler. Makineleri geri aldığımızda herhangi bir sorun yoktu.” demiştir.
Davalı tanığı ……… beyanında; ” Davacı şirket ile yapılan sözleşmenin bir örneği bize sunulmamıştır, kendilerinden toner ve yazıcı hizmeti alıyorduk, aylık çalışıyorduk, bunuda ay sonunda davacı firma faturasını kestiğinde ödemesini yapıyorduk, 4-5 sene civarında bu firma ile çalıştık, çok eski bir sözleşme var, bu sözleşmeniin süresi bittikten sonra fatura usulüne döndük, son 3 ayda da hizmetlerini aksatmaya başladılar, bunu mail yoluyla ihtar ettik, uyardık, düzelme olmadı, bizde başka bir mail ile çalışmayacağımızı bildirdik, hizmet aksamasından kaynaklı olarak firmamızın zararı olmuştur, maddi zarardan çok iş işleyişimizde zarar gördük” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Biz davacı şirketle 2014 yılında 1+4 yıllık sözleşme imzaladık 2017 yılının başında büyük bir fotokopi makinamz arıza yapmaya başladı. Arızayı davacıya bildirdik. Davacı bu makineye geldi baktı tamir olamayacağını masrafının çok olacağını söyledi ve bize yeni bir makine sözü verip gittiler. Daha sonra yeni bir makine verildi. Bu kez sözleşme yenilendi sözleşme 1+3 yıllık oldu fakat bu makina da arıza yaptı, yerine yeniden yeni makine vereceklerini söyleyerek bize idare edin dediler. Biz 2 ay kadar idare ettik fakat bu makine yüzünden işler çok aksadı. Makineyi değiştirmeleri konusunda ……. bey ile görüştük. Değiştireceklerini söyledi. Fakat bir türlü yeni makine gelmedi. Gelen makineler eski makine oldu. Yeni makine gelmeyince sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldık. Bu olaydan önce bir itilaf yoktu. 08/03/2017 tarihli sözleşmeyi imzalayan kişi benim.” demiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan sözleşme değerlendirilmesi için sözleşme hukukunda uzman bilirkişi ile SMM bilirkişiden heyet oluşturularak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin lehlerine delil olduğu taraflar arasında alacak borç yönünden herhangi bir ithilafın olmadığı , gerek tanık ifadelerinden gerekse dosyaya sunulu e posta yazışmalarından taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 2014 yılından beri devam ettiği, davalı tarafça fesih gerekçelerinin somut delillerle ortaya konulamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart bedeli olarak 550 TL ifadesinin yer aldığı, sözleşmenin feshedildiği 22/06/2017 tarihi itibariyle davacının 33 aylık süre için cezai şart bedeli isteyebileceği bunun 18.150,00 TL olduğu faizinin de 7.148,49 TL olduğu mahkememizce bu kabul edilmediği taktirde 8 aylık cezai şart bedelinin 4.400,00 TL olduğu, faizinin 1.732,97 TL olarak hesaplandığı tespitlerine yer verilmiştir.
Taraf itirazları üzerine sözleşme hukukunda uzman bilirkişiden ek rapor alınmış, görüşünü korumuştur.
Mahkememizce bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır. Bilirkişi delili HMK içerisinde takdiri deliller arasında yer alıp mahkememiz bu hususu serbetçe değerlendirmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; taraflar arasında yazıcı kullanım hakkı ve hizmeti konusunda hizmet sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin davalı tarafından fesih edildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Eser sözleşmesi hangi nedenle feshedilirse edilsin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sona erecektir, bu durumda ise yüklenicinin yaptığı iş bedelinin hesaplanmasının sözleşmenin feshi nedeni ile hangi tarafın kusurlu olduğunun önemi yoktur, fakat davacı davalıdan cezai şart isteminde bulunmuştur, Cezai şart, sözleşme hükümlerine aykırı davranılması halinde, aykırı davranan tarafın, ana sözleşmede yer alan bir ceza hükmü veya bağımsız bir ceza sözleşmesiyle diğer tarafa ödemeyi üstlendiği fer’i nitelikte bir edim borcudur. Sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın istenebilmesi için borçlunun kusurlu bulunması gerekir. Sözleşmeye aykırı davranan borçlu, sözleşme serbestliği çerçevesinde düzenlenen cezadan sorumlu olur. Ancak alacaklı tarafın da kusurlu bulunmaması zorunludur. Yani lehine ceza öngörülen yararına cezaya hükmedilebilmesi için kusurlu bulunmaması genel hukuk prensiplerindendir. Bu nedenle eldeki davada tarafların kusur durumu irdelenmelidir. Sözleşmenin, her iki tarafın ortak kusuru ile sona erdiği durumda taraflar birbirlerinden cezai şart isteyemez.
Somut olayda davalı taraf davacıya e- mailler yoluyla şikayetlerini dile getirerek düzeltme istemlerine rağmen düzeltme yapılmaması nedeniyle sözleşmeyi feshetmiştir. Bu konuda tanıkta dinleterek savunmasını desteklemiştir. E maillere cevap vermeyen davacı tarafça davalının bu feshinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme gereği üzerine düşen edimleri gereği gibi yerine getirdiğine dair dosyada bu iddiasını teyid eden herhangi bir bilgi ve belge yoktur. Davacı tanıkları feshe dönük değil hizmetin işleyişine ilişkin beyanda bulunmuşlardır. Mahkememizce sözleşmenin her iki tarafın ortak kusuru ile sona erdiği kanaati oluşmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 365,75 TL harçtan mahsubuna, artan 306,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza