Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/954 E. 2018/266 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/954
KARAR NO : 2018/266

DAVA : MENFİ TESPİT (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin halk arasında bi polar bozukluğu olarak bilinen ruh ve sinir hastalığına duçar olduğunu, bu nedenle de temyiz kudretinin bulunmadığını, müvekkilinin tedavisi mümkün olmayan bu rahatsızlığından dolayı Küçükçekmece …Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliğinin … Esas ve … Karar sayılı kararıyla süresiz olarak kısıtlandığını, aynı kısıtlama kararıyla eşi …’in müvekkiline vasi olarak atandığını, müvekkilinin hastalığa duçar olmadan emekli olduğunu, emekli maaşını ise davalı …Ş.’nin … Şubesinden aldığını, kısıtlama kararının davalı bankaya ibraz edildiğini, müvekkilinin 2010 ve 2011 yıllarında kaybolduğunu, Mersinin Silifke ilçesinde bulunduğunu, bu aşama müvekkilinin ailesinin onun kaybolmadan önce … Bankası A.Ş. … şubesinden bu bankada aldığı emekli maaşını teminat olarak göstererek 36.000,00-TL kredi kullandığını öğrendiklerini, davalı banka ise kredi olarak kullandırdığını iddia ettiği bu bedeli müvekkilinin ailesinden istediğini belirterek, müvekkilinin kullandığı iddia olunan 36.000,00-TL’lik krediyle ilgili olarak davalı tarfa borçlu bulunmadığının tespitine, davalı bankanın müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği bedellerin müvekkiline ödenmesine, davalı banka tarafından müvekkilinin maaşından yapılan kesintilerin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı bankanın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy …Noterliğine, Küçükçekmece …Sulh Hukuk Mahkemesine ve … Bankası … Şubesine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun m. 3/f.1 -bend (l) ile tüketici işlemi tanımlanmış, bu tanıma göre , Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak açıklanmış, yine (k) bendinde ise tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Bankadan celbedilen dayanak sözleşmede taraflara atfedilen isim ve imza olduğu, esasen sözleşme içeriğine ve hükümlerine yönelik itiraz olmadığı, bu sözleşmenin başlığı “Tüketici Kredisi Sözleşmesi” olduğu gibi sözleşme öncesi bilgi formunda dahi davacının tüketici olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır.
Öyle olunca, adı geçen Kanunun m.73 uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamadan doğan bu uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Yine aynı kanunun m. 83/f.2 uyarınca, “Taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” O halde 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra açılan bu davada davacının ise mesleki ve ticari amaç olmadan hareket eden ve bu amaçla sözleşme yapan gerçek kişi olduğu, davalının ise mesleki ve ticari amaç ile kredi veren banka olduğu, bankanın davalı olmasının tüketici mahkemesinin görevini ortadan kaldırmadığı, bu yönü ile işlemin tüketici işlemi olduğu, dolayısı ile bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının önüne geçilemeyeceği kabul edilmelidir. Esasen usule ait bu düzenleme 28/05/2014 tarihi itibari ile de yürürlüğe girmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Esasen görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz.
Bilindiği üzere görev, 6100 sayılı kanun uyarınca dava şartı olup her zaman ve davanın her aşamasında ele alınması ve değerlendirilmesi gereken usuli bir işlem olup, öncelikle bu husus mahkememizce ele alınmıştır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar karşısında; mahkememizin görevli olmaması karşısında davanın usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 18/04/2018

KATİP …

HAKİM …