Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/913 E. 2022/236 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/913 Esas
KARAR NO : 2022/236

ASIL DAVA : Menfi Tespit – İtirazın İptali
ASIL DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARŞI DAVA : Alacak
KARŞI DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkile 12/02/2015 tarihinde göndermiş olduğu …. PEROJESİNE İLİŞKİN teklifin müvekkilin kabul beyanıyla birlikte kurulduğunu, müvekkil tarafından davalıya iş bu web sitesi tasarımına ilişkin bir çok kez avansların gönderildiğini, sözleşme konusunda taraflar müvekkil şirket adına kurulacak web sayfasının iki ay içinde yapılıp teslimi konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme bedelinin taraflarca yaklaşık 12.000-TL olarak kararlaştırıldığını, söz konusu bedelin yarısından fazlasının müvekkil tarafından davalıya değişik zamanlarda davalının hesabına yatırıldığını, davalının süresi içinde edimini yerine getirmediğini, akabinde davalıya Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasıyla ödemiş olduğu avansların geri iadesi için icra takibi yapıldığını, davalı tarafından haksız olarak iş bu icra takibine itiraz edildiğini, 11/07/2015 tarih, …. seri nolu ve 12.920,98-TL meblağlı fatura ile ilgili olarak davalı firmaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yapılan takibe yönelik itirazın ise iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, WEB tasarımının yasada tanımlanan unsurları taşıdığını, uyuşmazlıkların FSEK gereğince Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiğini, somut olayda Web sitesinin kurulduğunu, logosunun alındığını, davacının ihtarında kabul ettiği üzere vektorel çiziminin yapıldığını, hit isim alındığını, marka ve domian tescillerinin yapıldığını, yine e-posta verilerinden davacıya teslim için sözleşmede önerilen süre içerisinde çağrı yapıldığını, davacının mazeret ileri sürerek teslim almaktan imtina ettiğini, öte yandan davacının sürekli yeni iş istediğini, ilk sözleşmede yapılan işlerin arttırıldığını, bunun e-posta yazılarından görüldüğünü, yapılan sözleşme üzerine müvekkil adına çalışan … tarafından web sitesinin anahtarı denilebilcek olan ve destek sağlayıcı ….. sitesinde bulunan ve web sitesinin açılması için lazım gelen gerekli olan dosyaların alındığını, davacıya verildiği müvekkile söylendiğini, bunun üzerine gerçeğin ortaya çıkması için …’e ihtar keşide edilerek yasal prosedüre başlandığını, bu durumda destek sağlayıcı “….” işleticisi şirkete müzekkere yazıldığında bu kök dizinin kim tarafından alındığı ve kim tarafından kullanıldığının öğrenilebileceğini, davacı ihtarında 2.017-TL’nin yapılan iş karşılığında müvekkile ait olduğunu beyan etttiğini, ödediği bakiye 4.383-TL’yi talep ettiğini, ancak icra takibinde tüm ödemeleri takibe konu ettiğini, icra takibine konu edilen 2.017,00 TL yönünden takibin iptal edilmesi gerektiğini, ayrıca eserin oluşturulabilmesi için davacının talebi ve onayı ile yapılan resmi harcamaların iade konusu oluşturamayacağını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini; Eserin sözleşme uyarınca davacıya tesliminin önerildiğini, davacının temerrüde düşerek teslim almaktan imtina ettiğini, akabinde sitenin dosyalarının davacıya verildiğini, yani hukuk dışı yolla teslim aldığı da ihbar edildiğini, TBK 107 nazarında işin teslim edilmiş olmasından, sözleşme gereğince muaccel olan bakiye olan 5.000-TL iş bedelinin ve yine şimdilik 1.000-TL zararının ticari faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan kök raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin projenin teslim süresi başlıklı hükmünde her ne kadar işin hangi sürede tamamlanacağına ilişkin bir hüküm yer almakta ise de bu hükümde sözleşme konusu işin hangi süre içinde tamamlanacağı hususunun davalı/yüklenici tarafından açıkça taahhüt edilmediğini, davacının sözleşmeden dönmesinin gerekçesinin davalının sözleşmeden kaynaklanan iş yapma borcunun ifasında gecikmek suretiyle temerrüde düşmesi olduğu, davalının temerrüdü nedeniyle davacının sözleşmeden dönmeye hak kazanabilmesi için davalıya işi tamamlaması için uygun bir süre tanımış olması ve bu süre içinde davalının işi hala tamamlayamamış olması gerektiği, ancak davalının böyle bir süre tanımadan sözleşmeyi feshettiği, haksız olarak feshettiği görüşüne varıldığı, davacı davalıya işi tamamlaması için uygun bir süre vermiş olsaydı dahi raporun mali kısmındaki tespitlere göre davacının icra takibine giriştiği tarihte davalının sözleşme konusu işlerin büyük bir kısmını tamamladığının anlaşıldığı, bu durum karşısında davacının sözleşmeden dönmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının sözleşmeye istinaden davalıya avans olarak ödemiş olduğu iş bedeli tutarlarının 7.570,00 TL lik kısmını ödediği hususunun ödeme belgelerinden anlaşıldığını, asıl dava bakımından davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağı bulunmadığı, karşı dava konusu uyuşmazlık bakımından; davalı yüklenicinin davacı iş sahibini fatura etmiş olduğu KDV dahil 12.920,98 TL lik iş bedeli tutarının davalı yüklenici tarafından yapılmış olan işlerin bedeli olarak kadri maruf olduğu kanaatine varıldığı, karşı dava bakımından davalı yüklenicinin davacı iş sahibinden bakiye 5.350,98 TL iş bedeli alacağı bulunduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağı bulunmadığı, davalının davacıdan karşı dava tarihi itibariyle bakiye 5.350,98 TL iş bedeli alacağı bulunduğu, tazminat alacağı bulunmadığı, işbu alacağın talep gibi karşı dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsili gerektiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Asıl dava; taraflar arasındaki davalı tarafça davacı adına web sitesi tasarım ve uygulama projesinin hazırlanmasına ilişkin sözleşme kapsamında, davacı tarafça üstlenilen tüm edimlerin yerine getirilmiş olmasına rağmen, davalı tarafın süresi içerisinde teslim etmesi gereken edimini yerine getirmediği, bu nedenle B.Çekmece … Noterliğinin 10/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile akdin feshi ve ödenen bedelin iadesinin talep edilmiş olmasına rağmen ödenen bedelin iade edilmediği gibi davalı tarafça davacı adına 12.920,98 TL bedelli ve 11/07/2015 tarihli fatura keşide edilerek davacıya gönderildiği, işbu faturanın davacı tarafından ihtarname ile davalıya iade edildiği iddiasıyla davalıya ödendiği iddia olunan bedelin iadesinin temini açısından davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davalı tarafça davacı adına düzenlenen 11/07/2015 tarih ve 12.920,98 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Karşı dava; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı-karşı davacı tarafça işin yapıldığı, davacı- karşı davalı taraftan teslim almasının istendiği, buna rağmen davacı-karşı davalı tarafça teslim alınmadığı, akabinde web sitesinin dosyalarının davalı-karşı davacı çalışanı … tarafından davacı-karşı davalıya verildiğinin tespit edildiği, bu nedenle davacı-karşı davalıya eser teslim edilmiş olduğundan taraflar arasındaki sözleşme gereğince muaccel olan bakiye iş tutarı 5.000,00 TL ile davacı-karşı davalının sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle davalı-karşı davacı tarafın uğradığı iddia olunan zararlara karşılık şimdilik 1.000 TL tazminatın davacı – karşı davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tüm bu hususlar kapsamında, mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı – karşı davalının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı, her iki tarafın dava ve karşı davadaki taleplerinin yerine olup olmadığı noktasında inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, sözleşme konusu işin hangi sürede tamamlanacağı hususu davalı tarafından açıkça taahhüt edilmemiştir. Sözleşme hükmünün yorumlanmasından, işin yaklaşık 2 ay 2 hafta süreceğinin anlaşıldığı, bu haliyle sözleşme konusu işin yapımının belirsiz vadeye bağlandığı, bu sebeple davacı iş sahibi tarafından davalının temerrüte düşmesi için ihtarname keşide edilmesi gerektiği, ancak davacı tarafça ihtarname keşide edilmediği, davalı yüklenicinin temerrüte düşmediği, davalının temerrütü oluşmadan davacının 10.06.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği, davalıya ihtarname çekilmeden sözleşmenin feshedilmesinin haksız fesih oluşturduğu, davacının haksız feshe rağmen ve sonrasında davalı yükleniciye iş bedelini ödemeye devam ettiği, davalının da işi yapmaya devam ettiği, bu haliyle davacının sözleşmeyi feshetmekten vazgeçtiği ve davalının da bunu kabul ettiği, sözleşmenin uygulamasının devam ettiği,; davacının sonrasında 12.08.2015 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlattığı, sözleşmeye istinaden davalıya yapmış olduğu bütün ödemeleri istediği, icra takibi göz önünde bulundurulduğunda, davacının sözleşmeyi tekrar zımni olarak feshettiği; davacının sözleşmeden dönmesinin gerekçesinin davalının sözleşmeden kaynaklanan iş yapma borcunun ifasında gecikme suretiyle temerrüte düşmesi olduğu; ancak, davacının sözleşmeden dönmeye hak kazanabilmek için davalıya işi tamamlaması için uygun bir süre tanımış olması gerektiği ve bu tanına süre içerisinde işin hala tamamlanmamış olması gerektiği; ancak, davacı tarafından bu şekilde bir sürenin tanınmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, davacının sözleşmeyi haksız feshettiği anlaşılmıştır. Yine sözleşme ile üstlenilen işlerin büyük bir kısmının da tamamlanmış olması sebebiyle davacının ödemiş olduğu bedeli de isteyemeyeceği anlaşılmış ve asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının, davacıya fatura etmiş olduğu KDV dahil 12.920,98 TL’ lik iş bedelinin yerine getirilmiş olduğu, yapılan işlere karşılık bu bedelin kadri maruf olduğu; davacı tarafından yapılan 7.570,00 TL’ nin düşülmesi halinde, davalının bakiye 5.350,98 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak, davacının talebi ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. Davalının, davacı tarafı temerrüte düşürmediği ve yine gecikme zararı iddiasına yönelik herhangi bir delil sunmadığından, bu talebin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmişi ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı- karşı davalının davalı-karşı davacıya açmış olduğu davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya açmış olduğu davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
-Bakiye 5.000,00 TL(taleple bağlı kalınarak) iş bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken toplam 80,70 TL karar harcından, dava açılırken alınan toplam 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 51,50 TL harcın davacı – karşı davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
b- Davacı – karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
– Davacı – karşı davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
c- Davalı – karşı davacı tarafından yapılan / yapılacak toplam yargılama gideri olan 1.500,00 TL’ nin davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine,
– Davalı – karşı davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen ….’ ın toplam ücreti olan 700,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
d- Reddedilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalı – karşı davacıya VERİLMESİNE,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN:
a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken toplam 341,55 TL karar harcından, dava açılırken alınan toplam 102,47 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 239,08 TL harcın davacı – karşı davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
b- Davalı – karşı davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 135,97 TL harcın davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya VERİLMESİNE,
c- Kabul edilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalı – karşı davacıya VERİLMESİNE,

Dair; asıl dava yönünden 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere; karşı dava yönünden miktar itibariyle KESİN olmak üzere davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza