Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/896 E. 2019/67 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/896
KARAR NO : 2019/67

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2017
KARAR TARİHİ : 22/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında …. AVM içerisinde bulunan dükkan ve demirbaşların devrine ilişkin varlık devri protokolü imzalandığını, tarafların 1.530.000,00 TL üzerinde mutabık kaldıklarının, müvekkili tarafından 15/04/2017 tarih ve 531.000,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı tarafından kabul edildiğini, müvekkili tarafından vergi dairesine beyan edilerek KDV’sinin işlendiğini, taraflar arasındaki anlaşma gereğince faturadan doğan 81.000,00 TL KDV bedelinin tahsili için davalı tarafından 1 adet çek verildiğini, ayrıca fatura bedelini KDV bedelini ödeyerek teslim aldığına dair taahhütnameye imza atıldığını, tarafların bu şekilde KDV ödemesinin müvekkiline nakit olarak yapılacağı hususunda anlaşmış olduklarını, protokol gereği kalan ödemeler için davaya konu 25/07/2017 tarihli ve 1.333.400,00 TL bedelli faturanın müvekkili tarafından düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafın KDV ödemesini yapmaktan kaçındığını, oysa müvekkilinin bu fatura konusu KDV’yi beyan ederek borcunu ödediğini, bu faturadan doğan KDV alacağı için Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya dayanak protokol ve içtihatlar ışığında KDV ödemelerinin müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmede mutabık kalınan bedelin müvekkili tarafından belirtilen tarihlerde eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin tümünün KDV tutarı olmaksızın davacı tarafından bir itiraz ileri sürülmeden kabul edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 1.maddesinde açıkça sözleşme bedelinin belirtildiğini, vergisel yükümlülükler yönünden davalıya herhangi bir sorumluluk yüklenmeden bu yükümlülüklerin davacı üzerinde bırakıldığını, 15/04/2017 tarihli faturanın KDV tutarının müvekkili tarafından ödenmiş olmasının sözleşme şartlarını değiştirmediğini, müvekkilinin bu ödemeyi davacının sözleşme kapsamında devir ve abonelik işlemleri ve ruhsat işlemlerinin hızlandırılması maksadıyla davacıdan taahhütname almak suretiyle yaptığını, bu ödemenin KDV yükümlülüğünün davalıya geçtiğinin kabülü anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı …. Gıda tarafından borçlu …. Prodüksiyon aleyhine 203.400,00 TL KDV alacağının tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun yasal süresindeki itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin incelenmesinde, sözleşme bedeline KDV tutarının dahil veya hariç olup olmadığı hususunda bir hüküm bulunmadığı gibi, KDV’den sorumluluğa ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 10/08/2018 havale tarihli raporda taraflar arasındaki protokolde devir bedelinin 1.530.000,00 TL olarak belirlendiği, davacının düzenlediği toplam fatura tutarının KDV hariç 1.580.000,00 TL, KDV dahil 1.864.400,00 TL olduğu, davalının 1.530.000,00 TL ve 81.000,00 TL olmak üzere toplam 1.611.000,00 TL ödeme yapmış olduğu, satış bedeline KDV ekleneceğine ilişkin sözleşmede hüküm bulunmadığı, ancak devir bedeline ilişkin davalının fatura ödemesinde 81.000,00 TL KDV’nin davalı tarafından ödenmiş olduğu, davalının KDV’den sorumlu tutulması halinde ödenmesi gereken KDV borcunun 203.400,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacının işlettiği işyerinin demirbaşlarıyla birlikte davalıya devrine ilişkin olarak taraflar arasında 29/03/2017 tarihli varlık devri protokolü düzenlendiği, protokol kapsamında devir bedelinin 1.530.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşme bedeline KDV’nin dahil olup olmadığı ve KDV’den davalının sorumlu olacağına dair sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı, sözleşme kapsamında satış bedelinin tamamen davalı tarafından ödenmiş olduğu, hatta davalı tarafından devir bedeli kapsamında yapılan 450.000,00 TL ödeme sırasında davacı tarafça fatura ile talep edilen bu tutarın KDV’si olan 81.000,00 TL’nin de davacıya ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede ve satış sırasında KDV ayrıca gösterilmemiş ise, KDV’nin satış bedeline dahil olduğunun kabulü gerekmektedir. 3065 sayılı yasaya göre KDV mükellefi ve sorumlusu, malı teslim eden veya hizmeti gören kişidir. Satış ile birlikte devletin KDV alacağı doğmuş ve satıcı bunu ödemekle yükümlüdür. Satıcı satış sırasında KDV’nin açıkça satış bedeli dışında olduğunu bildirmemişse, satış bedeline dahil olan ve yükümlüsü bulunduğu KDV’yi taraflar edimlerini yerine getirdikten sonra artık alıcıdan isteyemez. Sözleşme kapsamında yapılan kısmi ödeme sırasında davalının bu ödemenin KDV tutarını da davacıya ödemiş olması, davalının KDV tutarından tamamen sorumlu tutulmasını gerektirmez. Bu nedenle somut olayda davacının davalıdan KDV tutarını talep etmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacı takipte haksız ve kötüniyetli olduğundan davalı lehine tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Takip konusu asıl alacak tutarı olan 203.400,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcından davacı tarafça peşin yatırılan 2.463,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.419,39 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 18.154,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.22/01/2019

Katip …

Hakim …