Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/804 E. 2021/1045 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/804 Esas
KARAR NO : 2021/1045

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2016
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından davalı Şirket’in … AVM şubesinden Müvekkil şirket ortağı ve müdürünün ticari olmayan kişisel kullanımı amacıyla 02/11/2014 tarihinde 15.000,01 TL bedeli karşılığında … marka saat satın alındığını, bu satışa istinaden davalı şirket tarafından …. numaralı e-fatura düzenlendiğini, satışa konu saat ” durma” sorunu nedeniyle 01.10.2015 tarihinde davalı firmaya garanti kapsamında tamir edilmesi amacıyla teslim edildiğini, ürüne ait garanti belgesinin fiziki ibrazı koşul olarak Müvekkil firmaya karşı ileri sürüldüğünü ve garanti belgesinin fiziki ibrazı olmadığı taktirde söz konusu ürünün garanti kapsamında tamiratının yapılamayacağının iletildiği, davalı firmanın söz konusu olumsuz tutumu karşısında müvekkil firma tarafından Tirebolu Noterliği’nin 11.11.2015 Tarih ve …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tamiri talep edilen saatin kendileri tarafından satılan bir ürün olduğu aşikar olmasına ve garanti süresinin henüz dolmadığı hususları biliniyor olmasına rağmen garanti belgesinin fiziki ibrazının şart koşulmasının yasal bir dayanağı bulunmadığı ve söz konusu saatin garanti kapsamında tamir edilmesi aksi halde firma aleyhinde yasal yollara başvurulacağı hususlarının ihtarı yapıldığını, bu ihtar sonrasında saatin davalı firma tarafından tamir edilerek müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili firmanın davalı firmanın markasına olan güven nedeniyle yapmış olduğu iş bu yüksek meblağlı alışveriş neticesinde saatin sürekli olarak aynı arızayı göstermesi nedeniyle üründen beklenen faydanın müvekkil tarafından sağlanamaması ve her seferinde müekkil firmaya karşı sergilenen olumsuz tavır ve satışa konu saatin faturasının olmasına ve kendileri tarafından satıldığı bilinmesine ve yasal zorunluluğu bulunmamasına rağmen her seferinde ürüne ait garanti belgesinin fiziki ibrazının talep edilmesinin gerekli olmadığından beyanla saatin ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı saatin davalı satıcı firmaya iadesine davacının ayıplı mala ödediği 15.000,01 TL nin, dava tarihinden itibaren işleyecek değişken reeskont faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacı tarafından satın alınan kol saatindeki problemin kullanıcı hatasından kaynaklandığını, ayıplı mal niteliğinde olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde bunun ortaya çıkacağını, davacının 1 adet … marka kol saati satın aldığını, davalı şirket saati teknik servise alıp davacıya geri verdiğini, daha sonra davacı tarafın kol saatinin tekrar davalıya getirdiğini, davalının saati ürünün imalatçısı olan … Ticaret Ltd. Şti.’ne gönderdiğini, … Saat Ticaret Ltd. Şti.nin yapmış olduğu incelemede “kasa, ve kapakta çicikler oduğu, akinede parça kırıldığı, kayışın yıprandığı tespit edilmiştir” şeklinde tespitte bulunulduğu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davcı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin … esas sayılı, … Karar sayılı 31/05/2017 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup dosya mahkememizin … sayılı esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 08/06/2018 tarihli ara kararı ile Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler incelenmek ve inceleme gün ve saatinde davacı vekili tarafından sunulması halinde davaya konu saat üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yapılmak suretiyle davaya konu saatin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın üretimden veya kullanımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıbın giderilmesinin mümkün olup olmadığı, yine giderilebilir nitelikte ise ne miktarda masraf yapılmasının gerektiği, ve yine ayıp mevcut ise bu ayıbın kabulden imtinayı gerektirecek nitelikte olup olmadığı, sonuç olarak davacı tarafın isteminin yerinde olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 21/01/2019 havale tarihli raporda; …. tarafından parça kırılmasına açıklık getirilmediği, kırılan parçanın ne olduğunun belirtilmediği, 01/10/2015 tarihli servis hizmeti davalı … tarafından gerçekleştirilmiş olup servis kapsamında kasa, bezel ve kapaktaki çizikler ile makinede parça kırılması, kayışın yıpranması gibi tespitlere yer verilmediği, saatin her iki servis başvurusunun da aynı “durma şikayet” gerekçeli olduğu, saate davalı tarafça müdahalede bulunulduğu, ne tür işlem yapıldığına dair belge bulunmadığı, dava konusu saat dosya kapsamına sunulmadığı, …. vekilinin saatin kendilerinde bulunmadığını beyan ettiği, bilirkişi tarafından saate ulaşılmadığı, dava konusu saatin muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal niteliği taşıdığı, ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın fark edilmesi ile süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 22/03/2019 tarihli duruşmasında ek rapor aldırılması için bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 12/11/2019 havale tarihli ek raporda; dava konusu saatin muadili olan malların kullanım amacını karşımalayan tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal niteliği taşıdığı, saat içerisinde zemberek denilen bir spiral yayın sıkıştırılıp genleşmesi ve buradan gelen mekanik enerjinin balans tarafından düzenlenerek eşit aralıklarla çarklara yansıtılması prensibi ile çalışan dava konusu saatin gizli ayıplı olduğu ayıbın fark edilmesi ile süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu şeklindeki kanaatin devam ettiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 15/12/2020 tarihli duruşmasında davalı itirazlarının irdelendiği şekliyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 27/05/2021 tarihli 2. Ek raporda; ek rapordaki kanaatin aynen devam ettiği bildirilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Dava konusu, davaya konu saatin kabulden imtinayı gerektirecek derecede ayıplı olduğu iddiasıyla davalıya iadesi ile satış bedelinin davalıdan tahsili istemine noktasında toplanmaktadır.
TTK m.23’e göre tacirler arasındaki mal ve satış sözleşmelerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
BK.m.223’te ayıp düzenlemesi yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/son maddesine göre: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Gizli ayıp mevcut ise herhangi bir şarta ve sınırlamaya tabi olmaksızın alıcı seçimlik hakkını kullanabilecektir. Satıcı tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Dolayısıyla ayıbın küçük, büyük veya orantılı olup olmaması sonucu değiştirmeyecektir. Asıl olan alıcının ürünü ilk aldığı zamanki tercih hakkıdır. Ayıplı , defolu veya kusurlu bir ürünü indirimli fiyata alıp almama tamamen alıcının tercihidir. Eğer alıcı en ufak bir kusur bile olmasını istemeden parasını tam ödeyerek bir ürün alıyorsa bu niyet ile aldığı üründe sonradan gizli ayıp çıkması nedeniyle ayıbın tür ve oranı gerekçe göstererek alıcıyı ilk başta istemediği bir alışverişin içine ve tercihe zorlamak TBK 223 sayılı yasanın amaç ve emredici hükümlerine tamamen aykırıdır. Satış tarihi ve garantiye başvuru tarihi ile dava tarihi arasındaki süre dikkate alınarak, davacının talebini süresinde yaptığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından düzenlenen 01.10.2015 tarihli servis teslim fiş kayıtlarında, dava konusu saatin durma şikayeti doğrultusunda servise alındığı; yine davalı tarafından düzenlenen 25.10.2016 tarihli servis teslim fiş kayıtlarında, daha önce bakıma gittiği, şimdi yine çalışmadığı şeklinde şikayet doğrultusunda servise alındığı: ihbar olanan tarafından düzenlenen 28.11.2016 tarihli kayıt servis formunda ” Kasa, bezel ve kapakta çizikler olduğu, makinede parça kırıldığı, kayışın yıprandığı” saatin komple servis “Kategori 3” kapsamında incelemesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Dava konusu saatteki parça kırılmasının kullanımdan kaynaklı mı, yoksa imalattan kaynaklı bir kırılma olup olmadığı hususu mahkememizce irdelenmiştir. Hukuka uygun ve hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları dikkate alındığında, saat içerisindeki kırılmanın davacının kullanımından kaynaklı olabilecek bir hasar olmadığı, üretimden kaynaklı olduğu mahkememizce de kabul edilmiştir. Yine saat üzerindeki yıpranmaların olağan nitelikte olduğu, bu olağan kullanımdan kaynaklı saat içerisindeki kırılmanın mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Bu husus TBK 227/4 bendine göre değerlendirilmiş buna göre Alıcının seçimlik hakları a. Genel olarak başlıklı maddede;
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
“1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.”
Sonradan ortaya çıkan ayıp nedeniyle davacı tercih etmediği seçimlik hakkını kullanmaya zorlanamayacaktır. Var olan hata ve ayıp sebebiyle davacı sözleşmeden dönme ve verdiğini geri alma hakkına haizdir. Davacı alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının, dava konusu malın ayıp niteliği ve değeri dikkate alınarak haklı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan saatteki ayıp kullanmakla ortaya çıkan ve gizli ayıp türü olduğu için davanın süresinde açıldığı kabul edilmiştir. Kaldı ki ayıbın tespitinden itibaren gelen belge ve beyanlara göre davacı makul süre içinde bunu davalıya bildirmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-15.000,01 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı uhdesinde bulunan saatin ödeme anında davalıya iadesine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.024,65 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 256,16 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 768,49 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Davacı tarafça yatırılan 291,86 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen Bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 923,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza