Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/743 E. 2020/539 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/743
KARAR NO : 2020/539

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiğini takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkiline ait ticari defter ve belgeler incelendiğinde yapılan satışlar ve bakiye tutarın miktarı konusunda itirazı gerektiren bir ihtilafın olmadığının açıkça görüleceğini ileri sürerek, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı firma ile karşılıklı ticaret yaptığını, davacı firma tarafından müvekkili firmaya bakı işlemi için sipariş verildiğini, 193 adet kalıp yaptırıldığını, ancak davacı tarafından sipariş edilen kalıp için üretim yaptırılmadığını, müvekkili firmanın 10.243,30 TL zarara sokulduğunu, bunun üzerine müvekkili firma tarafından davacı tarafa 31/08/2016 tarihli fatura ile faturalandırıldığını, söz konusu faturanın 08/09/2016 tarihinde davacı tarafından kabul edildiğini, müvekkili firmanın davacı tarafa borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine, davacının alacağın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava cari hesap alacağından kaynaklanan İİK’nin 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı şirket, davalı şirket hakkında 07/10/2016 tarihinde Bakırköy … İcra müdürlüğünde … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığı; 11.700,24 TL asıl alacak ve 140,08 TL işlemiş faiz olarak toplam 11.840,32 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %11,5 faizi ile icra gideri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Takip talebi (16/03/2016 tarih …. nolu 180.000,19 TL 22/03/2016 tarih …. nolu 27.601,73 TL 28/03/2016 tarihi …. nolu 2.775,36 TL 30/03/2016 tarih …. nolu 3.327,13 TL bedelli faturalar karşılığı 30/08/2016 ödeme tarihli 60.000,00 TL bedelli ….bank C1-…. nolu çekten kalan bakiye bedelli alacağa dayandığı),Takip talebi davalı şirkete 13/10/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. 14/10/2016 tarihinde itirazı üzerine takip durmuş ve 1 yıllık yasal süre içerisinde davacı eldeki davayı açmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ticari defter ve belgeleri yönünden SMMM …’dan alınan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; taraf 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında mal alışverişine dayandığı ticari bir ilişki bulunduğu ve ilişkinin cari hesap şeklinde işlediği davalının davacıyla arasındaki ilişkinin mal alışverişinden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki ihtilafın 03/09/2016 tarihli açık faturadan kaynaklı olduğu, 07/10/2016 tarihi itibariyle davacının defterlerine göre davalıdan 11.700,24 TL alacaklı olduğunu, davalının defterlerine göre 1.469,10 TL belirtmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır. Davalı yan ise davacının faturaya konu malları kendisine teslim etmediğini belirtmiştir. Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davalı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davacı yanca kabul edilmemiştir.
Kesilen dava konusu açık fatura 08/09/2016 tarihinde davalı şirket tarafından, davacı şirkete … taahhütlü numarasıyla gönderi reklamasyon ile haberleşme mektubu ile …./…. posta merkezinden gönderildiği, gönderiyi teslim alan …. adlı yazılı olduğu tespit edilmiş olup mahkememizce SGK’ya yazı yazılarak davacı çalışanı olup olmadığının tespiti sağlanmaya çalışılmış, davacı çalışanı olmadığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine davalının delil listesinde yemin deliline dayanmakla bu delili hatırlatılmıştır fakat davalı tarafından süresi içerisinde yemin metni mahkememize sunulmamıştır.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK.nun 229’ncu maddesinin birinci fıkrasında,”Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” şeklinde olup yemin etmemenin sonuçları düzenlenmiştir.
İhtilaf konusunun davalının davacıya düzenlemiş olduğu 1 adet iade faturası 31.08.2016 tarih 280799 nolu 10.248,30 TL bedelli faturanın , davacının teslim almamış olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca her iki taraf da tacir olmakla resmi ticari defter kayıtlarına itibar edilerek istemin kabulüne karar verilerek itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın 11.700,24 -TL olduğu kanaati mahkememizde oluşmakla davanın kısmen kabulü ile alacağın ticari defterlerde belli olduğu yani likit olduğundan davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş davalının işlemiş faiz talebinin ise davacının işlemiş faiz talebinin ise 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun Borçlunun Temerrüdü başlıklı 117’nci maddesine uygun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirli bir vade de olmadığından, takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığından işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 11.700,24-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 11.700,24-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 2.340,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 799,24 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 199,82 TL harcın mahsubuna, bakiye 599,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 31,40 TL başvurma harcı, 199,82 TL peşin harç, 834,85TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.066,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve,davalının vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza