Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/742 E. 2022/20 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/742 Esas
KARAR NO : 2022/20

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin dava dışı … Dağıtım Pazarlama A.Ş.’nin bayisi olduğunu, icra takibine konu olup karşılıksız kaldığı öne sürülen çekin davalı şirket tarafından … şirketine keşide edildiğini ve çekin kullanıldığını, müvekkillerinden ….’in … A.Ş. Nin yönetim kurulu başkanı olsa da … ve ….’in … A.Ş. İle hiçbir bağları olmadığını, takibin haksız olduğunun açık olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinde 71.374 TL asıl alacak ve 3.978,86 TL faiz toplamı olarak 75.352,86 TL yi müvekkillerden ve … A.Ş. Den talep ettiğini, icra takibine taraflarında itiraz edilmişse de itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiğini, davalı şirketin çekten kaynaklı bir alacağı eğer mevcut ise bu alacağın sadece … A.Ş. Ye karşı öne sürülebileceğini, şirketin ortaklarının ve ortakların ailesindeki kişilerin bu borçtan sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, karşılıksız kaldığı ileri sürülen çeke konu borcun temelinin davalı şirket ile … A.Ş. Arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklandığına göre bu alacağın gerçek şahıs olan müvekkillerden talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle İİK72/3 uyarınca icra dosyasına yatacak paranın dosya alacaklısına ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne, icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, kötü niyetli icra takibi nedeniyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının dosyaya sunmuş olduğu bir cevap dilekçesi bulunmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı icra takibinden kaynaklı olarak davacıların borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda;
– Davacıların ticaret odası kaydının bulunmadığı; davacı ….’ in vergi kaydının bulunmadığı; davacı ….’ un işletme usulüne uygun II. sınıfa tabi tüccar (esnaf) olduğu görülmüştür. Bu haliyle davanın bir tarafı olan davacıların tacir olmadığı; yine takibin kambiyo senetlerine mahsus takipten kaynaklanmayıp, genel haciz yoluyla takip olduğu; takibe konu borcun sebebinin “….Bankası …. sitesi (….) şubesine ait …. nolu çekin bedelsiz kalmasına rağmen …. Faktoring A.Ş. şirketine kullanılmasından dolayı bu çekle ilgili faktoring şirketine ödenen paranın bakiye kısmı” şeklinde olduğu; takibinin sebebinin doğrudan çek alacağı olmadığı; yine davacılar açısından da alacağın niteliğinin doğrudan çekle ilgili olmadığı, çekin tarafının davacılar olmadığı; bu haliyle davacılara rücunun da mümkün olmadığı; yukarıda ayrıntıları ile anlatıldığı üzere görev husunun nasıl belirlendiğinin açıklandığı; uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği; davanın Ticaret Mahkemeleri yargı alanı içerisinde bulunan Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza