Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/72 E. 2018/267 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/72
KARAR NO : 2018/267

DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalılardan … İle ticari ilişkisi olduğunu, var olan ilişkiye istinaden dava konusu olan … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek nolu 21/01/2017 keşide tarihli keşide yeri İstanbul ve 13.017,00-TL meblağlı çek ile ödeme yaptığını, davalı …nin söz konusu çeki kaybettiğinden dolayı 14/11/2016 tarihinde Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile çek iptali davası açtığını, aynı zamanda Bakırköy C.Başsavcılığına … soruşturma numarası ile şikayette bulunduklarını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ödeme yasağı kararı verdiğini ilgili bankaya müzekkere yazıldığını, müvekkilinin kaybolan çek ile ilgili olan borcunu ödemek için devam eden ticari ilişkiye güvenerek davalılardan …ye 21/01/2017 tarihli 13.017,00-TL meblağlı ve … numaralı yeni bir çek verdiğini, yani müvekkilinin borcunu ödemiş olduğunu, çalınan çeki elinde bulunduran diğer davalılar meşru hamil olmamalarına rağmen diğer davalı …nin imzasını taklit etmek suretiyle bankaya müracaat ederek dava konusu çekin ödenmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkili şirketi arayarak çek bedelinin ödenmesini aksi takdirde avukat aracılığıyla ihtiyati haciz yoluna müracaat edeceklerini beyan ettiklerini, yaptıkları araştırma neticesinde çeki elinde bulunduran şirketlerin paravan şirket olduklarını, ticari faaliyette bulunmadıklarını, her ne kadar çek üzerindeki ciro silsilesi usulen doğru ise de; davalı …nin cirosundaki imzanın bu şirkete ait olmadığını, imza sirkülerinden de bu durumun anlaşılacağını, izah edilen nedenlerle İİK 72/2 bendi hükmü uyarınca dava konusu çek hakkında davalılar tarafından ihtiyati haciz veya adi icra yoluyla haciz takibi başlatmaları halinde icra takibinin başlatılmaması durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulüne karar verilerek dava konusu çek tutarı olan 13.017,00-TL tutarında borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama sonucunda tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına, İstanbul …İcra Dairesine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … … Şubesine, … Bankası … Şubesine, İstanbul …İcra Dairesine ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
Davalı … vekili, müvekkilinin iyi niyetli ve yetkili hamil olduğunu davacının ileri sürdüğü defilerin çeki ciro ve teslim yoluyla teslim alan müvekkile karşı ileri
süremeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, takibe konu çekteki ilk cironun lehdara ait olmaması nedeniyle davacı keşideci tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı davaya konu çekin lehdarı olan … Ltd Şti’nin çekin arkasındaki cirosunun sahte olduğunu beyan etmiştir. Davalı … Ltd Şti’ yetkili temsilcisi de dava konusu çekin arkasındaki cironun kendilerinin eli ürünü olmadığına ilişkin beyanda bulunarak açılan davayı kabul etmiştir. Bu durumda TTK’nun 589. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince çekin keşidecisi olan ve imzası hakkında tartışma olmayan davacı şirketin davaya konu çekten dolayı sorumlu tutulmaması mümkün değildir.
Uyuşmazlık; davaya ve takibe konu çekteki lehtar imzasının sahte olması halinde ciro yolu ile hamil olan davalıların yetkili hamil olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre keşideci davacının hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; alacaklı … Ltd Şti vekili tarafından borçlular 1-… Ltd Şti, 2-… Limited Şirketi 3- … Ltd Şti hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde; takibe dayanak olarak 13.017,00-TL tutarında çek gösterilmiş, mahkememizce verilen tedbir kararı üzerine dosyaya teminat yatırılmış ve bahsi geçen icra takibi … Limited Şirketi yönünden durdurulmuştur.
Takibe ve eldeki davaya konu yapılan çek keşidecisi davacı; lehtarı davalı … Ltd Şti , senedin sırasıyla ilk cirantası lehtar, ondan sonraki cirantaları sırasıyla davalılar … Ltd Şti ve …’dır.
Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 sayılı TTK’nın 818. (eTTK.nun 730) maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK.nun589) maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677 (eTTK 589) maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (…; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, s. 141-142; …, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, Ankara 1997, s. 414 vd; … / … / …/ …; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, s. 126 vd; …; Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, s. 122 vd; …; Türk Ticaret Kanunu, Kıymetli Evrak ve Taşıma, Ankara 1988, s. 174 vd- s.286; Yargıtay …HD.3.11.1987 tarih, … Esas ve Karar sayılı kararı; …; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, s.58 vd; …; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c.II , 3. Baskı, Ankara 1990 s.1611 vd.).
6102 sayılı TTK’nun 686/1. (eTTK 598) maddesi ; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”. hükmünü içermektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı mülga TTK’nın 589. maddesi hükmü gereğince; ticari senetteki geçersiz imza zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (…; Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, s.295; …1646-1647; …; Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998, s. 255 vd; …; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; …/…; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998, s. 363).
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çekte davacı keşideci durumunda olup, davalılar senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Görünüşe göre ilk ciro, çekin lehtarı durumundaki … Ltd Şti imzası ile yapılmıştır. Davacı keşideci, kendi imzasını inkar etmemektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır. Davalılardan … Ltd Şti’ın yerine sahte imza atılarak senedin tedavüle sokulduğu yargılama sırasında davalı … Ltd Şti tarafından beyan edilmişse de ortada lehdarın açmış olduğu bir menfi tespit davası da bulunmadığından eldeki davada lehdarın imzasına yönelik bir incelemeye gidilmemiştir. Sonuç olarak yukarıda açıklanan imzaların istiklali ilkesi karşısında bu durum davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmaz.
Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı hamiller tarafından lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği dolayısıyla, davalı hamiller … Ltd Şti, … Limited Şirketi ve …’ın çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü ile lehdar-ilk ciranta … Ltd Şti’nin çekin arkasındaki ilk cironun kendilerinin elinin ürünü olmadığını ve açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmesi üzerine ona karşı açılan davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Çekte lehtar imzasının sahteliğinin davacı keşidecinin, çek hamili diğer davalılara karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerekir. Bu sebeple diğer davalılara karşı açılan dava reddedilmiştir. Sonuç olarak yukarıda anlatılanlar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı … Ltd. Şti ‘ne karşı açtığı davasının KABULÜNE; … Bankası A.Ş … Şubesine ait keşidecisi … Ltd. Şti olan … çek seri nolu, 21/01/2017 keşide tarihli, 13.017,00-TL tutarlı çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı dava dilekçesinde davalı lehdarın imzasının sahteliğine dayandığından davalı lehdar da bu hususu kabul ettiğinden davalı lehdar … Ltd. Şti aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Davacının diğer davalılara …, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti’ye karşı açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,
4-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının davalılar …, … Ltd. Şti. ve …. Ltd. Şti açısından KALDIRILMASINA,
5-Mahkememizin 24/01/2017 tarihli ara kararında İİK’nun 72/2 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verildiği, dosyaya 26/01/2017 tarihinde teminat yatırılmasıyla tedbirin infaz edildiği ve alacaklısı … Ltd. Şti olan İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibinin durduğu anlaşılmakla dava değeri olan 13.017,00-TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …. Ltd. Şti’ye VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 889,19-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 222,30-TL harcın mahsubuna, bakiye 666,89-TL harcın davalı … Ltd. Şti’den alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 222,30-TL peşin harcın davalı … Ltd. Şti’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davanın davalı … yönünden ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti yönünden yapılan yargılama giderleri ayrı tutulmak kaydıyla yapılan 206,40-TL tebligat ve 54,60-TL müzekkere olmak üzere toplam 261,00-TL yargılama giderinin davalı … Ltd. Şti’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 18/04/2018

KATİP …

HAKİM …