Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/659 E. 2020/616 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/659
KARAR NO : 2020/616

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 13/08/2014 tarihinde ….’nın TK 842 sefer sayılı uçağı ile İstanbul’dan Bağdat’a seyahat ettiğini, bu seyahat için müvekkilinin davalıya teslim ettiği bagajın kaybolduğunu, Irak’da … İnşaat firmasında inşaat kalfası olarak çalışmaya giden müvekkilinin buradaki terör olayları nedeniyle çalıştığı yerden havalimanına tekrar gelip gitmesi çok büyük sıkıntı olduğu için 1 gününü oradaki havalimanında geçirdiğini ancak bagajı bulunamadığını, ve çalıştığı iş yerine dönmek zorunda kaldığını, müvekkilinin doldurmuş olduğu kayıp/eksik bagaj Formuyla bagajında bulunan eşyaları tek tek bedelleri ile birlikte davalıya bildirdiğini ve formdan anlaşılacağı üzere müvekkilinin 1.770,00 TL maddi değerde zararı bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin şeker hastası olduğu ve ilaçlarının kaybolması nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığını, 1 hafta boyunca arkadaşlarından ödünç aldığı eşyalarla idare etmek zorunda kaldığını, güvenlik sebebiyle kolay kolay dışarı çıkamadığını, müvekkilinin işyerinde güvenliğini sağlayan anlaşmalı firma ile birlikte 1 hafta sonra çarşıya çıktığını , zorunlu ihtiyaçlarını görecek şekilde 240 USD tutarında nakit alış verişi yaptığını, ancak Irak’ta kredi karşı ya da fiş kullanılmaması sebebiyle bu harcamaları belgelendirememiş olduğunu, Irak’daki koşullar ve müvekkilinin zorunlu ihtiyaçları göz önüne alındığında bu tutarında olağan olduğu kabul edilmesini, davalıdan tazminini talep ettiklerini, müvekkilinin gerek hastalığı ve gerekse bulunduğu yer itibariyle yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında müvekkilinin manevi zarar talep etme hakkınında bulunduğunu, müvekkiline ait bagajın kaybolmasında bakım ve gözetim yükümlülüğünü ihlal eden , kusurlu davalı şirket olmasına rağmen , davalı şirket tarafından müvekkiline 09/10/2014 tarihinde sadece 452,00 TL gibi gerçek zararının oldukça altında ödeme yapıldığını, beyan ettiği eşyaların tutarı, yaptığı zorunlu 240 dolar harcama, ilçalarının olmaması sebebiyle yaşadığı sağlık sorunu, Irak’daki koşullar dolayısıyla bu ödemenin müvekkilinin maddi ve manevi zararını karşılamadığını, bu sebeplerle fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.318,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın kayıp tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının kabulünü, dosyanın ticaret mahkemelerine gönderilmesini, aksi halde diğer tüm taleplerin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ:
28/07/2020 tarihinde 7251 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beşyüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü gereğince, mahkememizde açılan 4.318.00 TL’lik dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın yurtiçi yolcu taşıma esnasında kaybolan bagaj içerisinde bulunan eşya nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık öncelikle Bakırköy … Tüketici Mahkemesi …. esas, … karar sayılı dosyasınca incelenmiş verilen hüküm Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2016/14600 Esas, 2017/281 sayılı kararıyla görev yönünden karar vermiş ve verilen görevsizlik kararı sonrası tevzi dağılımına göre dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır. Dosya kapsamından tüm deliller toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davanın 13/08/2014 tarihinde İstanbul-Bağdat TK842 sayılı seferinde davalıya teslim edilen bagajın varma yerinde teslim edilmediği, kayıp olduğu, havaalanında bir gün beklediği halde bagaj bulunamadığı, teker teker listesi verilen emtialar bakımından davacının 1.770 TL maddi zararı olduğu, orada zorluk çektiği, şeker hastası olduğu, ödünç eşyalarla idare ettiği, 240 USD nakit harcaması olduğu, davacıya 09/10/2014 tarihinde gerçek zararı karşılamaktan uzak sadece 452.00 TL tazminat ödendiği, bakiye 1.318.00 TL maddi, 3.000 TL manevi olmak üzere 4.318.00 TL zararının tazmini dava ve talep edilmiştir.
Davacının bagajının kaybolması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.770.00 TL TL maddi, 3.000 TL manevi tazminatın kayıp tarihi olan 13/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılması talebi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yurtiçi yolcu taşıma esnasında kaybolan bagaj içerisinde kaybolan eşya nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu, dolayısıyla konunun hukuki açıdan değerlendirilmesi yapılmadan önce olayın hangi hangi mevzuata göre değerlendirilmesi gerektiğinin tespit edilmesinin gerektiği, devamlı ve hızlı bir bir gelişme gösteren ileri teknolojinin uygulandığı, sürat ve emniyet faktörlerinin büyük önem arz ettiği sivil havacılık konusunda 14/10/1983 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun mevcut olduğu görülmektedir. TSHK’nın “Havayolu ile Taşımalar” başlıklı üçüncü kısmında “Uygulanacak Hükümler” başlıklı 106 Maddesine bakıldığında “Havayolu ile yurtiçinde yapılacak taşımalarda; bu kanunda hüküm bulunmadıkça, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.” denildiği görülmektedir. Buna göre hava yolu Türk hava sahası dahilinde yapılacak olan sivil havayolu taşımacılığı faaliyetlerine, öncelikle Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri ile bu paralelde düzenlenmiş bulunan Türk Sivil Havacılık mevzuatı uygulanacaktır. TSHK’da somut olaya uygulanacak hüküm bulunamaması halinde sırasıyla Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşma hükümleri, Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri uygulama alanı bulacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak her ne kadar TSHK madde 106’da özel olarak belirtilmemiş ise de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 5 Maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve (TMK) hükümlerinin uygun düştüğü ölçüde havayolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda tamamlayıcı olarak uygulanmasının uygun olacağı anlaşılmıştır.
Taraf beyanları incelendiğinde taşıma sözleşmesi hakkında herhangi bir ifadeyle rastlanmadığı, bu durunu taraflar arasında sözleşmenin kurulup kurulmadığı hususunun ihtilaf konusu olmadığını göstermektedir. TSHK’da “Yolcu Taşıma Sözleşmesi -Bilet ” başlığını taşıyan 107 Maddesinde ” yolcu taşıma sözleşmesinde taşıyıcı, yolcuya aşağıdaki kayıtları içeren ve uluslararası standartlara uygun olan bir bilet vermekle yükümlü olduğunu” hüküm altına almaktadır. Dosyada davacı adına düzenlenen 13/08/2014 tarih, … seri no.lu bir yolcu biletinin mevcut olduğu, bu yolcu biletinin iki tarafın belirli bir hukuk sonuca ulaşmak için karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklamaları üzerine düzenlendiği, dolayısıyla taraflar arasında bir sivil havayolu ile taşıma sözleşmesinin kurulduğunu kabul etmek gerektiği, daha önce de ifade edildiği gibi ihtilaf konusu yurtdışı havayolu ile yapılan taşıma esnasında kaybolan bagajdan kaynaklandığı, taşıyıcının yolcunun bagajını taşıma yükümlülüğü TSHK’nın 108 Maddesinde “Taşıyıcı, yolcunun bagajlarını ve beraberindeki kişisel eşyasını taşıma sözleşmesinde belirlenen şartlar dairesinde, ücretsiz olarak taşımaya mecburdur” şeklinde düzenlenmiştir. TSHK’nın 109 maddesinde ise “Taşıyıcıya teslim edilen her bir parça bagaj için, yolcuya aşağıdaki kayıtları içeren bir bagaj kuponu verilir”hususu düzenlenmiştir.
Dava konusu kaybolan bagajdan Türk Sivil Havacılık Kanunu 121/1 maddesi gereğince davalının sorumlu olduğu, bu sorumluluğun Türk Sivil Havacılık Kanunu 124/1 maddesinin yaptığı atıfla Varşova/Lahey sistemi ve onu tadil eden Türkiye’nin de taraf olduğu 1999 Montreal Konvansiyonu madde 22’ye göre sınırlı bir sorumluluk olduğu, bu sınırın her yolcu için 1.131 SDR olduğu, bu sınırın davalının şartlar dahilinde ödemek zorunda kaldığı tazminatın üst sınırı olduğu, davalının ödemek zorunda olduğu tazminat miktarının Türk Ticaret Kanunu’na göre hesaplanması gerektiği, bagajın tamamen veya kısmen ziyaı halinde zarar miktarının bagajın taşınmaz üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerektiği, zarar gören eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilmesi gerektiği, bagajın ziyaı veya hasara uğraması halinde ortaya çıkan zararın saptanması giçin yapılması gereken zorunlu giderlerin de maddi zarar kalemleri arasında yer aldığı, 1999 Montreal Konvansiyonu’nun 22/6 maddesi gereğince öngörülen sınırlamalara rağmen mahkeme masrafları, diğer yargılama giderleri ve faizler, konvansiyonda öngörülen sorumluluk sınırının kapsamına dahil olmadığı, ancak davalının davacıya mahkeme ve yargılama giderleri dışında mahkemece hükmedilen masrafı ödemeyi, olaydan 6 ay sonraki süreç içinde ya da her halükarda davadan önce ödemeyi yazılı olarak teklif etmesi halinde, davalının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyeceği, manevi tazminat hususunda Türk Sivil Havacılık Kanunu ve 1999 Montreal Konvansiyonunda açık bir düzenlemenin mevcut olmadığı, bu durumda Türk Borçlar Kanununun dava konusu olayda tamamlayıcı mevzuat olarak uygulanması gerektiği, davacının yaşanan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin tekrar yerine gelmesi ve duygusal olarak tatmin edilmesi açısından manevi tazminata hükmedilmesi, hükmedilecek manevi tazminatın davalıyı cezalandırılacak nitelikte olmaması gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, ve bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere; davacının 13/08/2014 tarihinde davalı şirkete ait uçak ile İstanbul’dan Bağdat’a uçtuğu, bagajının kaybolduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 09/10/2014 tarihinde davalıya bagaj kaybı yönünden başvurmuş ve davalıyı ibra etmiştir. Davacı tacirdir. Mahkememizce maddi tazminat yönünden yapılan ibra sözleşmesi geçerli bulunmuştur.
6098 sayılı BK’nun 58. maddesinde, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırı halinde, manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı BK’nun 58. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gereklidir. Bu şartlar; şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Somut olayda davacının haksız eylemi neticesinde davacının şeker hastası olması, bulunduğu ülkedeki güvenlik durumu nedeniyle ilaca ve ihtiyaçlarına ulaşamama durumunda olduğu açıktır. Bu nedenle davacının şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu açık olduğundan olayın mahiyeti ve kişi üzerinde bırakacak tesire göre manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A-Maddi tazminat yönünden davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 73,75 TL harçtan mahsubuna, artan 19.35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanıp takdir olunan 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 1.318.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 10.00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-Manevi tazminat yönünden 1.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 102.46 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanıp ve takdir olunan 1.500 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davanın manevi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanıp takdir olunan olunan 1.500 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davanın maddi tazminat talebi yönünden KESİN olmak üzere, (2) nolu karar yönünden; iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza