Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/642 E. 2019/155 K. 08.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/642
KARAR NO : 2019/155

DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı … tarafından %50-%50 olmak kaydı ile …AVM giriş blok …. adresinde…. Tur. Ltd. Şti adı altında yiyecek ağırlıklı faaliyet gösteren bir işletme kurduklarını, şirketin İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğunu, davalı …’ın Ocak 2016 yılında ortaklıktan ayrılmak istediğini, hisselerinin tamamını 75.000,00-TL’ye devir etmek istediğini diğer ortağı olan müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin davalının bu talebinden sonra nakit arayışına girdiğini, davalıya ancak istemiş olduğu bedeli Aralık 2016 tarihinde ödeyebileceğini, eline nakit geçtiğinden kendisine parayı gönderebileceğini beyan ederek bu sözüne karşılık kendisi tarafından düzenlenen ve düzenleme tarihi olarak 01/07/2016 olan ödeme tarihli, 29/12/2016 tarihi senedi de teminat olarak düzenleyerek verdiğini, senedin verilişinden sonra müvekkilinin arkadaşı olan….’dan 60.000,00-TL bedeli davalıya ödemesini söylediğini, davalı …’ın iban numaralı hesabına 60.000,00-TL gönderdiğini, bakiye 15.000,00-TL’yi de senedin vadesinden önce 20/05/2016 tarihinde davalı …’a elden teslim ettiğini, bu ücretin ödenmesinden sonra …’ın şirketteki paylarını 5.000,00-TL karşılığında müvekkiline devrettiğini, devir işleminin tamamlanmasından sonra müvekkilinin davalı …’dan daha önce düzenlediği senedin iadesini talep ettiğini, bir kaç gün içerisinde geri iade edeceğini söylediğini, ancak davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı icra ödeme emriyle icra takibine koyduğunu ileri sürerek, müvekkilinin Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına konu edilen asıl alacaktan dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, icra veznesine yatan paranın alacaklı yana ödenmemesi konusunda öngörülecek teminat karşılığından tedbir kararı verilmesine, yargılama gider ve masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hamili bulunduğu takibe konu bonoyu ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödenmemesi üzerin bono keşidecesi davacı … ve diğer davalı … aleyhine icra koyduğunu, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının soyut ve gerçek dışı olduğunu, hiç birinin kesin delil niteliği taşımadığını, senede karşı senetle ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin icra takibine ve de bononun tahsiline ilişkin yapmış olduğu işlemlerin tümünün usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın tanık deliline dayanmasına muvafakatlerinin olmadığını ileri sürerek, davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama masraflarının davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu senedin tanzim tarihinin 01/07/2016 ve ödeme tarihinin de 29/12/2016 olduğunu, davacının tarafına gönderdiği dekont tarihinin de 03/05/2016 ve elden ödediğini söylediği tarihin de 20/05/2016 olduğunu, davacının iddia ettiği tarihlerde senedin varlığından bahsedilemeyeceğini, banka yolu ile gönderilen bedelin senet bedeli ile bir alakası olmadığını, verilen borcun karşılığı olduğunu, elden ödendiği iddia edilen bir bedelin de olmadığını, davacının bunu ispatla yükümlü olduğunu, yatırılan teminatın %20 olmadığını, %15’e tekabül ettiğini, bunun usulsüz bir durum olduğunu, ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, mahkememizin yetkisiz olduğunu ileri sürerek, davanın reddine, davacının %40’dan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,hukuki niteliği itibariyle,icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bakırköy …. .İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalının,davacı aleyhine, 01/07/2016 tanzim tarihli ve 29/12/2016 vadeli 75.000,00-TL bedelli bonodan dolayı 75.000,00-TL asıl alacak, 2.228,43-TL işlemiş faiz ve 225,00-TL komisyon ücreti ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine geçildiği,itiraza uğramayan icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Somut olay değerlendirildiğinde;Dava, bonoya dayalı menfi tespit davasıdır.Davacı taraf, dava konusu bononun davalıya limited şirketi pay devri sözleşmesi kapsamında teminat amacıyla imzalanıp verildiğini, sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu idda etmiş, davalı ise, davacının borçlu olup amacının alacağı geç ödemek olduğunu savunmuştur. Bononun düzenleme nedeni bölümünde “malen” kaydı bulunmaktadır. Davacı her ne kadar tanık dinletme talebinde bulunmuşsa da davalı muvafakat etmemiştir. HMK m.200 gereği bu durumda davacı, bononun teminat amacıyla verildiği ve iade edilmediği yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır.Başka bir anlatımla, somut olayda ispat külfeti davacıdadır.Davacı taraf bononun teminat olarak verildiğini yazılı delille kanıtlayamadığından ve delil listesinde yemin deliline dayandığından davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış,davacı vekilinin hazırladığı yemin metni davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş,davalı duruşmaya gelerek yemini ifa ettiğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği,mahkememiz tarafından verilen tedbir kararı uygulanmadığından ve davalının alacağına geç kavuşması söz konusu olmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.280,82-TL harçtan mahsubuna, artan 1.236,42-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 8.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE dair ,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekili davalı … ın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 08/02/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza