Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/63 E. 2019/1061 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/63
KARAR NO : 2019/1061

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ….. Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesiyle sigortalı …. plakalı kamyon sürücüsü …..’in sevk ve idaresindeyken 28/07/2015 tarihinde …… plakalı araç ile çarpıştığını, müvekkili şirkete sigortalı kamyonu kullanan sürücü …..’in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada hasar gören …… plakalı araçta 57.412,79-TL hasarın tespit edildiğini, müvekkili şirketin bu tespit üzerine trafik poliçesi maddi zararlar azami teminatını teşkil eden 29.000,00-TL tazminatı 26/11/2015 tarihinde zarar görene ödediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebinde yazılı olan koşullarla aynen devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacının talibinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının dava dışı 3.kişi …… plakalı aracın malikine 29.000,00-TL ödeme yaptığını bu bedelin rücuen tahsili talibinde bulunduğunu, müvekkili şirkete ait aracın sürücüsü …..’in kusursuz olduğunu ileri sürerek, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili olduğunu iddia ettiği Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, davacı yanın kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava TTK’nun 1301. Maddesi kasapmında davacının trafik kazası soncunda dava dışı zarar görene ödenen değer kaybı bedelinin sigortalı davalıdan ZMMS kapsamında rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak,
Davaya konu trafik kazasıyla ilgili olarak taraflar arasında “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” dosya arasına alınmıştır.Dava konu aracın poliçesi ,Araçların tescil bilgileri, Hasar dosyası ruhsat bilgileri, hasarla ilgili ekspertiz raporu, davacının ödemeye ilişkin ödeme dekontu dosya arasına alınmıştır. Dava dışı sürücünün ehliyet bilgilerine dair cevap yazısı Kaza Raporu Tutanağı, Kesin Ekspertiz Raporu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. E sayılı dosya eklenmiştir.
HMK 266.madde kapsamında hasar bedelinin uygunluğu ve kusur tespiti bakımından Hasar ve Kusur durumunun tespiti için 2 farklı heyet tarafından bilirkişi incelemesi yapılmış olup her iki rapor da aynı mahiyettedir. Hükme esas alınan İkinci Bilirkişi Raporunda özetle: davalıya ait araç sürücüsü …..’in %75 kusurlu olduğu, …..’in sürdüğü araç için yetersiz sürücü belgesi olması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazasından müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu, diğer araç sürücüsü …….’ın da kavşaklara yaklaşırken hızını düşürmemekten doğan %25 kusurlu olduğu, …… plakalı araçta 54.000,00 TL değer kaybı olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacı sigorta şirketinin ZMMS kapsamında yeterli olmayan ehliyetle kullanım nedeniyle dava dışı kişiye ödediği bedelden dolayı davalı işletenden rücu hakkının bululup bulunmadığı noktasındadır.
Dava, TTK 1483.maddeye göre Zorunlu Mali Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, TTK.nun 1301. maddesi hükmüne dayalı olarak, davalının işleten ve dava dışı sürücüsü olduğu araç ile davacı şirket nezdinde sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle, dava dışı zarar görenlere ödenen hasar bedelinin tazmini isteminde bulunmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, TTK.nun 1301. maddesinde yer alan halefiyet ilkesine dayanan rücu hakkının doğabilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesi teminatı kapsamında yapılmış bir ödemenin olması gerekmektedir. Eldeki olayda, araç ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Davacı sigorta şirketi rizikonun gerçekleşmesi ile sigortalısının uğradığı zararı tazmin ederek, sigortalının halefi durumuna geçmiştir.
Davalı işleten şirket yönünden ise 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunu’ nun2918 sayılı KTK.nun 85/1. maddesine göre , “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu açıktır.
Talep, ZMSS sözleşmesine dayanılarak sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin sürücünün ehliyetsiz araç kullanması sebebi ile hasarın oluştuğunun tespit edilmesi sebebi ile rücuen tazminat talebi olduğu dikkate alındığında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı KTK’nın 95/2 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işleteninin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Mevzuat hükümlerine göre davacının rücu hakkı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi poliçe kapsamında davaya konu bedeli üçüncü kişiye ödediğine göre söz konusu bu bedeli KTK’nın 95 ve poliçe genel şartlarının 4/C maddesine göre araç maliki sigortalıya rücu etme hakkına sahiptir.
Davacı teminat dışı hal hususuna dayanmış olup TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Toplanan delilere göre kaza tespit tutanağı gelen yazı cevapları sürücü ehliyetnamesi olmayan kişi tarafından kullanılan araç ile meydana gelen kazada davalı şirket adına kayıtlı …. plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 oranında tam kusurlu olduğu, kazaya maruz kalan …… plakalı araç sürücülerinin olayda %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış olup ikinci bilirkişi raporu denetime elverişli olup aracın yaşı,cinsi km’si gibi aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değer ile kaza sonrası ikinci el piyasa rayici arasındaki fark kriterlerine göre değer kaybı hesaplaması yaptığı, hesaplamanın denetime elverişli, objektif, hesaplanabilir ve poliçe genel şartları eki değer kaybı hesaplama esaslarına uygun olduğu sebebiyle hükme esas alınmış olup hesaplanan değer kaybı rayice ve usule uygun olup davalı söz konusu zarar sigortasında gerçek zarardan sorumu olduğundan kusur durumu da dikkate alınarak 40.500,00-TL değer kaydından davalı işleten sorumlu olduğu, fakat davalının …. plaka no’lu aracını Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile sigortalayan davacı ….Sigorta A.Ş …… plakalı araca ait azami sorumlu olduğu ve ödediği 29.000,00-TL davalıdan rücu edebileceği anlaşılmış olup davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı tarafından ödenen ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hesaplanan değer kaybı ve söz konusu alacak likit olmayıp yargılama ile alınacak rapor ile ortaya çıktığından davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminat talebi ve fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile asıl alacak olan 29.000,00-TL olarak takibin devamına, bu asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren işleyecek %9 yıllık yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacının şartlar oluşmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacının fazlaya dair talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.980,99-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 379,88-TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 157,26-TL harcın mahsubuna, bakiye 1.443,85-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 379,88-TL peşin harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 157,26-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.480,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.452,68-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 171,00-TL tebligat, 2.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.321,00-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 2.140,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davalı tarafından yapılan 750,00-TL yargılama giderinden davanın ret miktarı dikkate alınarak 58,48-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzene karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/10/2019

KATİP …..
¸e-imza

HAKİM ……
¸e-imza