Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/620 E. 2018/743 K. 16.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/620
KARAR NO : 2018/743

DAVA : MENFİ TESPİT (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin isminin … olduğu, dosya içine çek fotokopisinin sunulduğu, çekin arka tarafında … ismi ve bir imza ile bir zamanlar müvekkilin kullandığı …. numaralı telefon numarası yazılı olduğu, bu yazıların ve imzanın hiç birisi müvekkilin el ürünü olmadığı, davalının 16.12.2008 yılında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasında Örnek 10 ile İcra takibine başlatıldığı, bu takip talebinde borçlu olarak … ismini yazdığı, ne adres ne de T.C.K.no su bu ödeme emrinde yazılı olmadığı, daha sonra neye istinaden olduğu dosyada mevcut olmayan şekilde yeniden bir ödeme emri dosyaya davalı tarafından konulduğu, ödeme emrinde müvekkilinin adı soyadı ….. olarak yazılmış ve Küçükçekmece’de bir adres yazıldığı, bunun için ek bir karar gerektiği halde ve böyle bir karar olmadan usule ve yasaya aykırı olarak müvekkil dosyaya dahil edildiği, ödeme emri müvekkiline yıllarca tebliğ edilemediği, dosyanın işlemden kaldırıldığı, 14.04.2015 tarihinde dosya yenilenmiş yenileme emrinden de anlaşılacağı üzere yine borçlu adı soyadı ….. yazıldığı, hem müvekkilinin soyadı ciroya aykırı şekilde farklı yazılırken hem de adı da bazen …. bazen ….. yazıldığı sunulan delillerden anlaşıldığı, bu yenileme emrinden sonra 22.05.2015 tarihinde yine yenileme emrine aykırı olarak müvekkilinin adı … olarak yazılarak müvekkilinin T.C.K.no’su ve mernis adresi yazılarak ödeme emri gönderilmesi davalı yanca talep edildiği, müvekkilinin adresini değiştirdiği halde maalesef bu adresini MERNİS sistemine kayıt ettirmediği, bu nedenle Tebligat Kanunu 21.Madde gereği muhtara teslim edilerek tebligat yapıldığını, son olarak müvekkilinin çalıştığı iş yerine maaş haczi yazısı yazılmış olup; henüz hiç bir maaş kesintisi olmadığı, işverenin müvekkiline 15.08.2016 tarihinde bu yazının geldiğini 16.08.2016 günü bildirdiğini, bu konu ile ilgili olarak karşı taraf hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş olup; UYAP sistemi üzerinden dilekçe gönderildiğinden soruşturma numarasının henüz bilinmediğini, soruşturma numarasının bilahare bildirileceğini, dava konusu icra dosyasının celbi ile İİK gereği İcra Müdürlüğü kasasında bulunması gereken çekin de celp edilerek incelenmesini; müvekkilinin imza ve yazı örnekleri alınarak ivedilikle imza ve yazı incelemesi yaptırılmasını; icra dosyasında bulunan evraklardan da anlaşılacağı üzere; müvekkilinin adı ve soyadının sonradan müvekkile değiştirilmesi sureti ile hem hukuka hem cezaya ilişkin yasaların çiğnendiği belli olduğundan; icra takibinden sonra icra takibini öğrenildiğinden dolayı menfi tespit davası açtığından yasal olarak takibin durdurulması tedbir kararı verilemeyeceğinden; yasaya uygun olan; müvekkilinin maaş haczi ve sair yollarla haciz edilecek olan meblağların karşı tarafa ödenmemesi için tensiple birlikte tedbir kararı verilmesini ve netice olarak dava konusu haksız durum sebebiyle, takibin müvekkil açısından iptalini; müvekkilin karşı tarafa borcu olmadığının tespitini talep etmek zorunluluğu doğduğu belirtilerek, davaya konu takip nedeni ile her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının Kabulüne; davalı şirkete müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu takibin müvekkili açısından iptaline, dava konusu icra dosyasına konu olan bedelin tahsili halinde, müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu icra dosyasının müvekkili hakkında tahsil edilecek ödemelerin karşı tarafa ödenmemesi için; teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bol miktarda samimi imzasının ve yazı örneklerinin alınması gerektiğini, mahkememiz dosyasına celbedilen mukayese belgelerinin yetersiz olduğunu, imza incelemesinin bononun düzenleme tarihinden önceki yıllara ait belgelerin mukayese alınarak ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/05/2015 tarih ve ….. Esas, …. Karar sayılı içtihatında belirtilen şekilde yapılması gerektiğini ileri sürerek Adli Tıp Kurumundan veya üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına, yargılama sonucunda huzurdaki davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/08/2016 tarih …. Esas ….. Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, icra takibine konu çekteki imzanın davacıya ait olmaması nedenine dayanan ve İİK. 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus ise davaya ve takibe esas çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı, keşide tarihi öncesi itibari ile davacıya atfedilebilecek herhangi bir mukayese imzanın bulunup bulunmadığı, davacının çekten dolayı borçlu bulunup bulunmadığı, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği notkasında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası kapsamına göre alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun dosyamız davalısı, 5.350,00-TL asıl alacak, 312,00-TL işlemiş faiz, 267,50-TL çek tazminatı, 16,05-TL komisyon olduğu, takibe esas olan çekin keşide tarihinin 05/10/2008, bedelinin 5.350,00-TL, muhatap bankasının ….. bank …. Şubesi olduğu tartışmasızdır.
Dayanak çek aslı, dayanak icra dosyasında ve tüm belgelerde davacıya atfedilen imzalı belgeler var ise bunların asılları ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, dava konusu çekteki imzanın diğer mukayese konusu belgelerdeki imzalar ile kıyaslandığında, aynı el ürünü olduğuna dair teknik bir veri olup olmadığı, çekteki imzanın davalı şirket temsilcisinin yokluğunda atıldığının, davalı tarafından savunulması da gözetildiğinde, çekteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, bu konuda davacıyı bağlayan teknik veri olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Sahtecilik ve grafoloji uzmanı üçlü bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 21/09/2018 tarihli raporunda mevcut inceleme şartları, belirlenen ve mukayese tablosunda gösterilen bulgular ışığında inceleme konusu …. bank ….. Şubesine ait, İstanbul-05/10/2008 keşide yer ve tarihli, 5.350,00-TL bedelli, …. seri numaralı çekin arka yüzünde atılı bulunan ikinci ciranta imzasının, mukayeseye esas imzalarına kıyasla … ‘in elinden çıktığını gösterir bulguların bulunmadığı teknik görüş olarak açıklamıştır.
Esasen bilirkişi raporu gerekçeli, ayrıntılı hükme elverişli olup teknik olarak yeterli niteliktedir. Zaten çıplak gözle yapılan incelemede dahi imzalar arasındaki farklılık hayatın olağan akışı içinde normal bir kişi tarafından dahi tespit edilebilecek niteliktedir.
T.T.K. ‘nun 818/1-c maddesi yollamasıyla ve TTK’ nun 677. maddesi uyarınca bir çek üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu çek ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsen sorumlu olmasını ise engeller.
Esasen çekteki imzanın sahte olduğunun açıklanmış olması imza atfedilen kişi tarafından ileri sürülen bir def’i niteliğindedir. Bu def’inin niteliği ve imzanın sahte olmasına dayanılmış olması, bu def’in herkese karşı ileri sürülmesinin mümkün kılan bir def’idir. Nitekim doktrinde dahi kambiyo evrakı niteliğindeki belgede yer alan imzanın sahte olması halinde ileri sürülen definin herkese karşı ileri sürülebilen bir defi olduğu kabul edilmektedir.(Prof Dr. …… , Kara Ticaret Hukuku Ders kitabı )
Açıklanan durum karşında davalı şahsın iyi niyetli olması dahi herhangi bir önem arzetmeyecek olup bu def’inin adı geçen davalıya karşı ileri sürülmesi de yasal olarak mümkün olacaktır.
“Çek, davalının huzurunda düzenlenip imzalanmamış olmakla imzası sahte çekin icra takibine konulmasında davalıyı kötü niyetli kabul etmek olanaksızdır (Yargıtay …… H.D. 19/11/1993 T. ve ….. sayılı kararı)” O halde davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Öte yandan davanın kabulü nedeniyle davalı lehine tazminata da hükmedilmemiştir.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı icra dosyasına konu çek sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine tarafların tazminat taleplerinin şartlarının oluşmaması nedeni ile ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE
a)Büyükçekmece …. .İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına konu ççek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Cebri icra baskısıyla davacı tarafından ödenmiş olan 6.185,99-TL’nin değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
c)Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 422,56-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 91,37-TL harç ile 10,17-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 321,02-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 29,20-TL başvurma harcı, 91,37-TL peşin harç, 10,17-TL tamamlama harcı, 139,00-TL tebligat. 33,40-TL müzekkere, 1.950,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.253,14-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı asil ile davacı vekilinini yüzlerine karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/11/2018

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza