Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/616 E. 2018/448 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/616
KARAR NO : 2018/448

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 11/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/06/2018

Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı 16/01/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine süresinde verilen gönderme talep dilekçesi nedeniyle mahkememize tevzii edilen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin akrabası olan …’nun miras yoluyla paylı olarak sahibi oldukları … mahallesindeki arazilerinin … tarafından kamulaştırıldığını, müvekkillerine 28/04/2011 tarihli ibraname başlıklı belge imzalatıldığını, Küçükçekmece … . Asliye Hukuk Mahkemesine … esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, müvekkillerinin güven sarsılması nedeniyle avukatlarını azlettiğini, azledilen avukatların … adına dosyaya vekalet sunarak davacı yanında asli müdahil olarak davaya katıldıklarını, müvekkilleri hakkında davanın tefrik edilerek aynı mahkemenin … esasına kaydedildiğini, bu davada 20/12/2016 tarihinde karar verildiğini, …’nun davasının reddedildiğini, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 236.000,00 TL’nin müvekkillerine ödemesine karar verildiğini, davası reddedilen asli müdahil …’nun bu defa müvekkilleri hakkında Bakırköy … .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlattığını, icra takibine konu 2 adet bononun vekaletname verilmesi esnasında müvekkillerine imzalatıldığını düşündüklerini, bonolardaki imzaların müvekkillerine ait olmakla beraber diğer kısımların davalı tarafça sonradan doldurulduğunu, 44.000,00 TL bedelli bononun satım bedelinin teminatı olarak, 100.000,00 TL bedelli bononun ise cezai şart olarak 50.000,00 TL’nin teminatı olarak sonradan doldurulduğunu, daha sonra bu bedelde tahrifat yapılarak bono bedelinin 100.000,00 TL olacak şekilde tahrif edildiğini, takip konusu bonoların boş olarak imzalanmasından sonra davalı tarafça anlaşmaya aykırı doldurulup bununla da yetinilmeyerek bedeli üzerinde tahrifat yapıldığını, bu hususun çıplak gözle dahi görüldüğünü, harici taşınmaz alım satım sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmedeki cezai şartın da hükmünün olmadığını, müvekkillerinin iradesinin fesada uğratıldığını, zira müvekillerinin yaşlı kimseler olup akrabalarının tavsiyesine güvenerek taşınmazları ile ilgili hukuki yardım almak istediklerini, avukatlarını azlettikten sonra kendilerini harici bir alım satım ilişkisinin içinde bulduklarını, Kamulaştırma Kanunu’nun 31.maddesinde yasak işlerin tanımlandığını, davalının alacaklı olmadığını bilerek tahrifat ve ekleme yaptığı bonoya dayanarak takip başlattığını, tüm işlemlerin davalının avukatları tarafından yapıldığı dikkate alındığında davalının en başından beri kötü niyetli olduğunu ileri sürerek öncelikle telafisi imkansız zararların önlenmesi için icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, bu mümkün değil ise tahsil edilecek meblağın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yapılacak yargılama sonucunda müvekkillerinin Bakırköy … .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ilerinden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu olmadıklarının tespitini istediklerini, oysa dava dilekçesinde tamamen başka davalardaki iddialardan bahsedildiğini, davaya konu bonoların vekillerle ilgisi olmayıp müvekkilinin nakden ödemiş olduğu borç ile ilgili olduğunu, bonoların sebepten mücerret bulunduğunu, senede bağlanmış bir hususun aksinin yine senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacıların icra dosyasına itirazda bulunmadıkları gibi bonolardaki imzalarını da inkar etmediklerini, ihtiyaten haczedilen bedel dışında kalan borcu bizzat gelip icra dosyasına ödediklerini, hile iddiasının hiçbir dayanağının bulunmadığını, kaldı ki bu iddianın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava; icra takibine konu edilen bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini ibraz etmişler, bir kısım taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Bakırköy C.Başsavcılığı’nın …. soruşturma, …. karar sayılı dosyasında mahkememizdeki davaya konu olan 100.000,00 TL’lik bonoyla ilgili mahkememiz dosyası davacılarının yapmış olduğu şikayet nedeniyle şüpheliler … ve mahkememiz dosyası davalısı … hakkında bonodaki yazılara itibar edilmesi gerektiğinden takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Bakırköy …. .İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celpedilmiş, incelenmesinde; davalı-alacaklı tarafından davacılar aleyhinde 01/04/2014 vade tarihli 100.000,00 TL tutarlı, 02/05/2014 vade tarihli 44.000,00 TL tutarlı iki adet bonoya dayalı olarak toplam 186.566,60 TL alacağın tahsili için 21/12/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin her iki borçlu yönünden kesinleştiği, dosya alacağının tamamının ödenmiş olması nedeniyle 10/03/2017 tarihinde infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizde ön inceleme duruşması yapılmadan önce davacılardan … 23/02/2018 tarihli dilekçesi ile davalı ile anlaşmış olmaları nedeniyle davadan feragat ettiğini bildirmiş, dilekçeye kimlik tespiti yapılmıştır.
Davacılar vekili her iki davacının vekilliğinden istifa etmiş, istifa dilekçeleri davacı asillere tebliğ edilmiş, yasal süre dolduğundan vekilin vekalet görevi sona ermiştir.
Davalı vekili 11/06/2018 tarihli duruşmada; her iki davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini , davacı …’nin davadan feragati nedeniyle karar verilmesini, diğer davacı … duruşmaya gelmediğinden bu davacı yönünden davayı takip etmediklerini ve dosyanın işlemden kaldırılmasını istemiştir.
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, davacının serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davacı … usulüne uygun davadan feragat ettiğinden bu davacının davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davacı … yönünden ise taraflarca takip edilmeyen dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, yasal süre içerisinde yenileme işlemi yapıldığında davacı …’nın açtığı davanın ayrı esasa kaydına, yasal sürede yenileme işlemi yapılmadığında dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karar yazılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … davadan feragat ettiğinden bu davacının davasının feragat nedeniyle reddine,
2-Davacı … yönünden taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK 150/1 maddesi uyarınca yasal sürede yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına,
Yasal süre içerisinde yenileme işlemi yapıldığında davacı …’nın açtığı davanın ayrı esasa kaydına,
Yasal sürede yenileme işlemi yapılmadığında dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karar yazılmasına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacılar tarafından peşin yatırılan 3.186,10-TL harçtan mahsubuna, artan 3.150,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/06/2018
Katip …

Hakim …