Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/604 E. 2020/643 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/604
KARAR NO : 2020/643

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 22/12/2015 tarih ve …. seri nolu faturaya istinaden davalı şirket hakkında icra takibi yapıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden ticari avans faiziyle birlikte devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının olduğunu, Büyükçekmece Adliyesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, takip dayanağı fatura tarihleri esas alındığında iddia olunan alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet ve haksız icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,davacının,faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 189.729,84 TL asıl alacak, 24.978,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.707,90 TL’nin tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca yetkiye ve faize itiraz ettiğini bildirerek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Davalının icra dosyasında yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla dava itirazın iptali davası olup para alacağının istenildiği, HMK 10 ve TBK 89.maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı icra dairesinin de yetkili olduğu, davacı şirket adresinin Bakırköy İcra Daireleri yetki alanında kalması nedeniyle davalı yanın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket adresinin Çorlu olması nedeniyle davalı şirket ticari kayıt ve defterleri talimat yolu ile incelenmiş olup, bilirkişi ….’ın 20/06/2018 tarihli raporunda özetle; davacının ibraz etmiş olduğu 2015 yılı resmi defterlerindeki TTK ve VUK ilgili maddesi gereği açılış tasdiki ve kapanış onamasının zamanında yapıldığı ve defterlerin usulüne uygun kayıt edildiği, dava konusu olan 22/12/2015 tarihli …. sıra numaralı KDV dahil 189.729,84 TL tutarlı makinelere ait fiyat farkı faturasının davallı tarafın kayıtlarında yer almadığını, davacı tarafın düzenlemiş olduğu takip konusu olmayan 03/11/2015 tarihli …. sıra numaralı KDV dahil 64.900,00 TL tutarlı makinelere ait faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığını, bu faturaya ait olarak 320,05 cari hesap kodunda 31/12/2015 dönem sonunda 14.500,00 TL borç bakiyesi bulunduğunu, davalı tarafın davacıya dava konusu edilmeyen fatura için 14.500 TL borçlu olarak gözüktüğünü bildirmiştir.
Dosya kapsamı üzerinde davalının defterleri ile mukayeseli olarak davacı ticari defterleri üzerinde bilirkişiye inceleme yaptırılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi … 17/05/2019 tarihli raporunda, dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla oluşan fatura alacağını dayanak göstererek yapmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacının 15, 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre, takip tarihi (03/04/2017) itibariyle davacının davalı şirketten 214.629, 84 TL alacaklı olduğunu, ancak takip dayanağı fatura nedeniyle 189.729, 84 TL alacaklı olduğunu, Çorlu …. Asliye Hukuk Mahkemesi … talimat sırasıyla incelenen davalı ticari defterlerine göre, takip dayanağı faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından bu fatura nedeniyle davacıya borçlu olmadığını, davacının takip talebinin davalıya düzenlenmiş olduğu 22/12/2015 tarihli …. no.lu fiyat farkı açıklamalı 189.729,84 TL tutarlı faturadan kaynaklandığını, faturaya dayanak olarak dosyaya mübrez evraklar içerisinde fiyat tekliflerinin bulunduğunu, ancak bu tekliflerin davalı tarafından kaşe/imza yapılmamış olduğunu, bununla birlikte düzenlenen ilk faturadaki tutarın satışı yapılan makinelerdeki fiyatlar ile uyumlu olup olmadığı hususunun uzmanlık alının dışında kaldığı, davalının ticari defterlerinde takip dayanağı faturanın kayıtlı olmadığından bu fatura nedeniyle borçlu olmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya satışını yapmış olduğu makine bedellerini resmiyette düşük göstermesi nedeniyle açıktan alacak tutarının ödenmemesi üzerine fiyat farkı faturası ile davalıdan alacaklı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu bildirmiştir.
Taraf itirazları değerlendirilerek dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi …. 06/08/2019 tarihli raporunda, teklif vermeye yetkili kişi tarafından her sayfası ad soyad/ticaret unvanı yazılarak imzalanmadığı, genel teklif hükümlerine uymadığı, teklif mektuplarının şekil ve içerik bakımından eksik olmasının teklifin esasını etkileyecek bir eksiklik olacağını, dava dosyasında bulunan tekliflerin makine alım satım sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği, dava dosyasında bulunan e-postaların takdirinin mahkemede olduğu, 03/11/2015 tarihli, davacı tarafından davalı şirkete kesilmiş …. no.lu faturada yer alan makine ve ekipmanların 03/11/2015 davacı tarafından davalı şirkete kesilmiş ….. numaralı sevk irsaliyesinde yer alan makine ve ekipmanların cinsi ve adediyle uyumlu olduğunu, aynı zamanda piyasa rayiç bedeli ile uygun olduğunu bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Akdi ilişki taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.Bunun sonucu olarak ta; herhangi bir hukuki işlem gibi, teslim de anılan hükümdeki senetle (yazılı delille) ispat kuralı çerçevesinde, ilişkin bulunduğu malın miktar ve değerine göre belirlenmelidir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 1990 5.basım,C:2,S:1534, S:1603, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Örneğin faturalara dayalı olarak karşı taraftan alacaklı olduğunu iddia eden taraf faturadaki mal ve hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini belge ile ispat etmelidir.Tek taraflı düzenlenen faturalar hiçbir zaman bir akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp , akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir.Bu nedenle faturanın geçerli olabilmesi için teslime dair belge sunulamaması durumunda faturaların karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olması gerekir.
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği toplam¨ 189.729,84 tutarındaki alacak için takibe girişmiştir.Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır. Davalı yan ise davacının faturaya konu malları kendisine teslim etmediğini belirtmiştir. Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca kabul edilmemiştir. Faturaya konu edilen malların davalıya teslim edildiği de yazılı belgeler ile ispat edilememiştir.Bunun üzerine davacı vekili delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığından davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış,davacı vekili yemin deliline dayandığını belirterek yemin metni oluşturmuş,mahkememiz tarafından uygun bulunan yemin metni davalıya tebliğe çıkartılmış,davalı yemin davetiyesi kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi …, dava onusu faturanın tarafından ve şirketi adına teslim alınmadığı yönünde yemin eda etmiştir.
Buna göre somut olaya döndüğümüzde davalı duruşmada yemini ifa ettiğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.166,58 TL harçtan mahsubuna, artan 2.112.18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 21.731.09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza