Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/556 E. 2022/230 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/556 Esas
KARAR NO : 2022/230

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/11/2013
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 30/07/2013 tarihinde saat …. sularında çalışmakta olduğu …. Sitelerinde bulunan işyerinden mesai bitiminde Seyit Nizam Mahallesinde bulunan evine gitmek üzere çıktıktan hemen sonra her zaman yürüdüğü ve site dışında bulunan kaldırımlarda inşaat malzemelerinin yığılmış olması nedeniyle kaldırımlardan yürümenin imkansız olmasını dikkate alarak inşaat araçlarının sağ kenarından ilerleyerek ileride boşalan kaldırımlardan yoluna devam etmek isteği ile hareket ettiği sırada …. plakalı …. Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adına kayıtlı ve yol kenarında duran halde bulunan çimento aracını araçtan bakıldığında görülebilecek kadar önden geçtikten sonra araç sürücüsünün dikkatsiz ve tedbirsizce hareket etmesi sonucu müvekkilin arkasından darbe aldığını ve araç altında kaldığını, üstelik kazaya sebebiyet veren aracın ters istikamette hareket ile kazaya neen olduğunu, kazaya karışan aracın ….. sigorta şirketi ile sigortalandığını, olay akabinde aynı gün mahallinde tutulan kaza tespit tutanağında kaza yeri krokileri çıkarılmak sureti ile güvenlik görevlileri tarafından tespit yapıldığı, söz konusu tutanakta müvekkilinde yaya kuralları gereğince sorumlu olduğu kanaatine varılmışsa da kaza yeri krokisi incelendiğinde kazaya sebebiyet veren aracın sol taraf yaya kaldırımında inşaat malzemelerinin var olduğu ile alakalı çizim ya da değerlendirme yer almamış olduğundan yanlış ve hakikate uymayan bir kanaat hasıl olduğu, kaza sonrası Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma açıldığını, söz konusu yolu kat etmek zorunda olan yayaların ister istemez araçların kenar kısımlarından geçmek zorunda kaldığını, uyuşmazlığa konu vakıada durum bu olduğu ahvalde gerçekleşmiş bir kazanın söz konusu olduğu, bu açıdan müvekkile isnat edilecek kusur oranı ya da bu anlamda sorumluluk tamamı ile davalı …. Şirketler Gurubu’na ait bulunmakta olduğunu, sürücünün emniyette olay günü alınan ifadesinde yardım için koştuğunu ifade etse de olay kamera kayıtlarının durumun tam aksini ortaya koymakta olduğu ve müvekkile yoldan geçen yayaların yardım ettiklerinin aşikar olduğu, müvekkilin …… hastanesine kaldırıldığı ve boyun bölgesinde yaralanma olduğu teşhisine varıldığını, müvekkilin tüyler ürperten kazadan bir şekilde kurtulmuş olsa da mucizevi olarak ölümden döndüğünü, müvekkilin kaza dolayısı ile uyku bozukluğu yaşadığını, uyurken de uyanıkken de olayı hatırlama durumu söz konusu olduğundan kazanın tekrar tekrar yeniden yaşanıyormuşçasına uyardığı etkiler ile yaşadığı gergin ve öfkeli ruh hali ile insanlardan ve hatta yakınlarından uzaklaşma isteği üzerinde hasıl olmakta ve bu vesile ile dikkat ve konsantrasyon bozukluğu nedeni ile gerek işi ve gerekse aile hayatı ile alakalı yükümlülükleri ister istemez aksadığını, oysa müvekkilin bu kaza öncesinde hayata bağlı dinamik ve üretken bir birey olarak sosyal ve ekonomik hayatta yer etmekte iken başından geçen bu şükre esas alınacak hadise karşısında ciddi rahatsızlıklarında ortasında kalmış bulunduğu, bu nedenlerle belirsiz alacak davası olarak davanın kabulü ile 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi taleplerinin haksız fiil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava masraf ve vekalet ücretinin taraflara müştereken ve müteselsilen sorumluluk hakkındaki esaslara göre yükletilmesine, müvekkillerin dava sonunda kesinleşecek olan zararının teminat altına alınması ve mağduriyetinin önlenmesi amacıyla ….. plaka sayılı aracın dava netice bulana kadar devrinin engellenmesi için araç kaydına tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … Tic .AŞ. Adına tescilli …. plakalı araç için müvekkil şirketçe … numaralı poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarar uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu, karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasının kara yolunda motorlu aracı işletenin işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, herhangi bir dayanak olmadan sigortalı sürücüye atfedilmiş olan kusur oranına itiraz ettiklerini, sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin sigortalı aracın sebep olduğu riziko nedeniyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, manevi tazminatların teminat dışı olduğunu, davacı yanın 5000 TL maddi tazminat talebi olduğunu, öncelikle gerçek zararın ve miktarının belirlenebilmesi için aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğu olduğunu, müvekkil şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, öncelikle genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ile birlikte usulüne uygun hasar başvurusu uygun hasar başvurusu yapılması gerektiği, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, sigortalı araç sürücüsü …. idaresinde …. plakalı aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespiti için bilirkişi atanmasına, tazminat hesabının sigortalının kusur oranınca yapılması gerektiğine, müvekkil şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. San ve Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerin bir inşaat sahası durumunda olduğunun tüm belge ve bilgiler ile sabit olduğunu, inşaat sahası durumunda olan bir yerde büyük inşaat araçlarının bulunması ve bu büyük araç sürücülerinin çok yakın kısımları göremedikleri hususunun dikkate alınması gerektiğini, kazanın yaya yol üzerinde değil araç yolu üzerinde meydana geldiği ve araç yolu üzerinde bulunan yayaların çok daha dikkatli olmaları gerektiği, kendi emniyetleri için daha fazla özen göstermek zorunda oldukları hususunun mevzuatları ve aklın gereğince ortada olduğu, böyle bir kazanın meydana gelmesi ve davacının yaralanmasının üzücü olduğunu, maddi tazminatın kanıtlanması ve kusur oranı ile paylaştırılması gerektiğini, davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu bu nedenlerle müvekkil şirket hakkındaki davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılılar …. Otelcilik ve ….. Gayrimenkul vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketlerce iddia edildiği şekilde gibi kaldırıma malzeme istiflenmesinin söz konusu olmadığını, buna ilişkin bir tespitte olmadığı, davacı tarafın bir internet sitesi ve … ismi yazılı inşaat dış cephe koruma bandından hareketle müvekkillerinde sorumlu olduğundan bahisle dava açıldığını, iddia edildiği gibi bir istifleme söz konusu olması, bu istiflemeden kaynaklı bir sorumluluk söz konusu olması halinde davacı tarafça bu kişinin kim olduğu bilinmediğinden eğer bir istifleme yapılmış ise bunun da ….’a bağlı bir şirket tarafından yapıldığı düşüncesi ile her iki şirketin birlikte davalı olarak gösterildiğini, öncelikle davacının bu şekilde bir kazaya uğramasının üzücü bir olay olduğunu , dava konusu olayda ise müvekkil şirketlerin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun söz konusu olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi davalı müvekkil şirketlerce yaya kaldırımına herhangi bir malzeme istiflemesi yapılmadığını, eğer bu şekilde bir istifleme yapılmış olduğu ve bundan kaynaklı bir sorumluluk söz konusu olması halinde bu sorumluluğun tek bir tüzel kişiye ait olması gerektiği, davanın haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkin bir dava olduğunu, haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı tazminat taleplerinde gerçek zarar ilkesinin kabul edildiğini, dava konusu olayda davacının yaralanmadığını, maddi bir zararının da bulunmadığını, bu nedenle maddi zarar adı altında tazminat talebinin yerinde olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda; ” Davalı sürücü …, idaresindeki araca binip harekete geçirmeden önce aynalardan çevresel kontrol yapmasını takiben ön manevra alanını da kontrol ettikten sonra vasıtayı harekete geçirmesi gerekirken belirtilen bu kurallara riayet etmemiş, vasıtayı harekete geçirmek üzere iken daha önce aracın yakın sağından geçerek vasıtanın önüne giriş yapıp aracın önüne yaklaşık olarak 3-4 m mesafede yürümekte olan davacı yayayı dikkatsizliğinden dolayı fark edemeyip bu yayaya çarparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. Olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile kusurludur.
2- Davacı yaya …., mahaldeki taşıt trafiğini dikkate alması çalışır vaziyette bulunan ve her an harekete geçirilebilecek durumda olan araçta gerekli ve yeterli korunma tedbiri alması, bu aracı izlemesi gerekirken belirtilen bu kurallara gereği gibi riayet etmemiş, vasıtanın yeteri kadar uzağından geçmeye özen göstermemiş, harekete geçirilen davalı yönetimindeki bu vasıtadan korunma adına yeterli önlem almamış, olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle kusurludur.
SONUÇ : Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
1- Davalı sürücü …’nin %60(yüzde altmış) oranında kusurlu,
2- Davacı yaya ….’in %40(yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde görüş bildirmiştir
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulunun …tarihli Adli Tıp Mütalası raporunda;
” … ve … kızı, … doğumlu, …..’in 30/07/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş bildirmiştir
Bilirkişi tarafından hazırlanan 12.10.2021 tarihli raporunda özetle; rapor tanzim tarihi 12.10.2021 tarihi itibariyle; davacı mağdur ….’e ilişkin olarak, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığından sürekli maluliyet / sakatlık tazminatının hesaplanmadığı; geçici iş göremezlik zarar tutarının 346,79 TL olarak hesaplandığı, kaza tarihinde geçerli, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesi azami teminat limiti 250.000,00 TL olduğu, davacı vekili tarafından toplam 5.000 TL Maddi ve 15.000 TL Manevi maddi tazminat talep edildiğine dair görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, 30/07/2013 tarihli trafik kazasındaki yaralanmasından dolayı geçici – sürekli iş göremezlik ve manevi tazminatlarının tazmini amacıyla kazaya karışan …. plaka plakalı aracın şoförü – maliki ve sigortalayan sigorta şirketi ile kazanın gerçekleştiği inşaatın sahipleri aleyhine bu dava açmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, … plakalı araca ilişkin başlangıç 19/03/2013, bitiş 19/04/2014 tarihli Motorlu Kara Taşıt Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesinin celp edildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda; Davalı sürücü ….’nin %60(yüzde altmış) oranında kusurlu, davacı yaya ….’in %40(yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulunun …. tarihli raporunda; “…. ve ….. kızı, …. doğumlu, ….’in 30/07/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı; İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş bildirmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi ….’ dan alınan 12.10.2021 tarihli raporda; davacı mağdur ….’e ilişkin olarak, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığından sürekli maluliyet / sakatlık tazminatının hesaplanmadığı; geçici iş göremezlik zarar tutarının 346,79 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Davacının hak edeceği maddi tazminatın dosya kapsamına ve delillere göre uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Davalı …..’ nin, kazaya karışan aracı şoför olarak kullanmaktadır. Diğer davalı şirketin aracın maliki ve sigorta şirketinin de sigorta poliçesinin tarafı olduğu görülerek, davalıların kaza kapsamında meydana gelen maddi tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
Davalılar …. Otelcilik ve ….. Gayrimenkul şirketlerinin, yaşanan kazada herhangi bir kusuru dosya kapsamında ispat edilemediğinden, bu davalılar yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi yönünden, davacının vazgeçme dilekçesi bulunduğundan, vazgeçme sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …. otelcilik ve …. Gayrimenkul şirketleri yönünden sübut bulmayan tüm taleplere ilişkin davanın REDDİNE,
2-Davacının davalılar …. ve …. yönünden açmış olduğu davasının KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
– 346,79 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar …. ve …. şirketi yönünden kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (…. ve …. şirketinden) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Sürekli iş göremezlik tazminatının sübut bulmadığından REDDİNE,
-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar …. ve ….. şirketi yönünden kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (…. ve …. şirketinden) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davalı Sigorta şirketi yönünden vazgeçme sebebiyle karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden toplam alınması gereken toplam 536,01 TL karar harcından, dava açılırken alınan 68,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 467,66 TL harcın davalılar ….. ve ….. şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 92,65 TL harcın davalılar …. ve … şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri( ATK ücretleri, bilirkişi ücretleri ve posta masrafları) olmak üzere toplam 3.124,20 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %40′ ı olan 1.249,68 TL’ nin davalılar ….. ve ….. şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6- Davalı ….. Sigorta tarafından yapılan yargılama giderleri 30,00 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %60′ ı olan 18,00 TL’ nin davacıdan alınarak davalı ….. Sigorta’ ya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
– Davalı ….. Şirketi tarafından yapılan yargılama giderleri 50,00 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %60′ ı olan 30,00 TL’ nin davacıdan alınarak davalı ….. şirketine VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
– Davalı ….. Gayrimenkul Şirketi tarafından yapılan yargılama giderleri 11,00 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %60′ ı olan 6,60 TL’ nin davacıdan alınarak davalı ….. Gayrimenkul şirketine VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
7- Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 346,79 TL vekalet ücretinin davalılar ….. ve ….. şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8- Reddedilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 346,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden tüm davalılara VERİLMESİNE,
9- Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ….. ve ….. şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10- Reddedilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden ( Davalı ….. sigorta şirketi dışındaki) davalılara VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza