Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/551 E. 2018/439 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/551
KARAR NO : 2018/439

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirket ile olan ticari ilişkisi kapsamında davalı Şirketten 11.107,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili amacı ile Bakırköy ….icra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, müvekkilin davalı şirket ile olan ticari ilişkisi gereği bazen TL bazen de döviz cinsinden satışlar yaptığını, bu kapsamda müvekkil tarafından davalıya 31/03/2017 tarih … sıra no.lu 11.107-TL’lik Kur farkı faturası kestiğini, iş bu faturanın Eyüp …. Noterliğinin 19/04/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnameyle davalı şirkete tebliğe gönderildiğini ve fatura aslının muhataba 21/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 8 günlük süre içinde itiraza uğramadığını, neticeten; davalı şirketin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile davalı şirketin takip miktarının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve eklerinin davalıya tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy 12.İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap geldiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi … tarafından düzenlenen 22/02/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (17/05/2017) itibariyle davacının davalıdan 9.858,47 TL alacaklı olduğu, davalının 2016 Yılı Defterleri lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (17/05/2017) itibariyle davalının davacıdan 1.689,24 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farkının (9,858,47+1.689,24) 11,547,71 TL olduğu, davacının davalıdan 11/06/2016 tarihinde tahsil edilen çek bedelinin davacı ticari defterinde 23.280,00 TL, davalı ticari defterinde ise 23.716,00-TL olarak gözüktüğü aradaki farkın 436 TL olduğu, olması geren tutarın (10.06.2016 Tarihli Döviz Alı; Kuru: 2,9100 X 8.000 USD =23.280,00-TL) olarak hesaplandığı ve davacının yapmış olduğu kaydın doğru olduğundan davacı kayıtlarındaki bu tutarın esas alınması gerektiği, taraflar arasındaki cari hesap farklılığına esas olan işlemin, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 31/03/2017 tarihli 285932 no.lu 11.107,32-TL tutarlı ‘‘Kur Farkı” faturasından kaynaklı olduğu, davacının kur farkı faturasına dayanak olabilecek nitelikte sözleşme veya taraflar arasında teamüI olup olmadığı yönünden yapılan inceleme neticesinde; davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 25/03/2016 tarihli 601919 no.lu 1,870,83 TL tutarlı kur farkı faturasının davalı tarafından kabul edilerek 10/05/2016 tarihinde ödenmiş olduğu, bu itibarla davacının kur farkı uygulamasına ilişkin taraflar arasında ticari teamülün bulunduğu, bu çerçevede davacının 31/03/2017 tarihli ihtilaf konusu 11.107.32-TL tutarındaki faturasının taraflar arasındaki ticari teamül gereftlnce kabul edilebileceği. neticeten, davacının düzenlemiş olduğu 31/03/2017 tarihli 285932 no.lu 11.107.32-TL tutarlı kur farkı faturasının taraflar arasındaki ticari teamüle uygun olduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.858.47 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasında ticari ilişki olduğu, bu ticari ilişkide faturaların ve ödemelerin döviz üzerinden yapıldığının anlaşıldığı, davacının davalıdan 11/06/2016 tarihinde tahsil etmiş olduğu çek bedelinin davacı ticari defterlerinde 23.280,00 TL, davalı ticari defterlerinde ise 23.716,00-TL olarak gözüktüğü, o tarihteki döviz alış kuru gözönünde bulundurularak hesaplama yapıldığında davacının ticari defterlerindeki kayda itibar edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 9.858,47-TL davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davacıdan 1.689,24-TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 31/03/2017 tarihli 11.107,32-TL tutarındaki kur farkı faturasından kaynaklandığı görülmektedir. Uyuşmazlığın temelini oluşturan husus, davacının kur farkı faturasına konu yaptığı ve bu davaya da konu olan miktarı davalının ödemekten kaçınıp kaçınamayacağı, bu yöne ilişkin itirazın haklı olup olmadığıdır.
Davacının düzenlemiş olduğu kur farkı faturasına dayanak olabilecek taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu noktada taraflar arasındaki ödemeler döviz bazında yapılsa dahi kur farkından dolayı oluşacak farklılıkların tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurması hususunda taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşmenin yapılmaması ve esasen kur farkının düzenlenmesi hususunda davalıyı bağlayabilecek bir sözleşme olmadığının da dosya kapsamından anlaşılması karşısında, taraflar arasında uyuşmazlığa esas kur farkı faturasından önce davacının kur farkı faturasının düzenlenmesini benimsediğini gösterir ve davalı aleyhine sonuç doğurabilecek herhangi bir kaydın tarafların ticari defter ve kayıtlarında bulunup bulunmadığına bakmak gerekecektir. Nitekim muhasebeci bilirkişi raporunda, ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 25/03/2016 tarihli kur farkı faturasının davalı tarafından kabul edilerek 10/05/2016 tarihinde ödenmiş olduğu davalının ticari defterlerinde dahi görülmektedir. O halde taraflar arasında kur farkı uygulamasının bulunduğu açıkça kabul edilmelidir. Sonuç olarak, ihtilaf konusu olan davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 31/03/2007 tarihli, 11.107,32 TL tutarlı kur farkı faturasının taraflar arasındaki ticari teamüle uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek, netice olarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.858,47-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne, Bakırköy ….İcra Dairesinin …. Esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın 9.858,47-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 9.858,47-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, alacak faturaya dayalı ve likit olmakla hükmolunan 9.858,47-TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen KABUL kısmen REDDİNE, Bakırköy ….İcra Dairesinin…. Esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın 9.858,47-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 9.858,47-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına,
2-Alacak faturaya dayalı ve likit olmakla hükmolunan 9.858,47-TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 673,43-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 189,68-TL harcın mahsubuna, bakiye 483,75-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 189,68-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.248,53-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 86,00-TL tebligat, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 736,00-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 653,26-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 06/06/2018

KATİP …

HAKİM …