Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/532 E. 2020/746 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/532 Esas
KARAR NO : 2020/746

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07/06/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tekstil aksesuar ve yan ürünleri satış ve pazarlaması yaptığını, davalının müvekkilinden muhtelif yan ürünü ve aksesuar satın aldığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında 2016 yılında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde müvekkilinin satışını yaptığı ürünlerin bedelini faturalandırdığını, davalının düzenlenen faturalara itiraz etmediğini, kısmi ödemeler yaparak müvekkilini oyaladığını, davalının haksız neticesinde takibin durduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunun ticari defterlerde görüleceğini bildirerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatı ile birlikte yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vekili cevap dilekçesi müvekkilinin davacı şirketi doğrudan tanımadığını, …. isimli tanıdığı aracılığı ile geçici bir süre ticari ilişkileri olduğunu, davalı tarafın ticari kayıtları dışında ileri sürülen bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin 08/04/2016 tarihli para makbuzu ile davacıya … aracılığı ile 15.000.00 TL ödendiğini, ayrıca 14/03/2016 tarihinde banka kanalı ile 2.500.00 TL ödendiğini, müvekkilinin kayıtlarına göre borcun … aracılığı ile elden makbuz karşılığı ödendiğini, …. isimli şahsın ödemeye ilişkin belgeyi henüz müvekkiline getirmediğini, davacı tarafın ilk olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından 11.973, 08 TL alacak iddiasında bulunulduğunu, bu dosyaya itiraz üzerine takibin iptali davası açmadığını, kötü niyetli olarak tekrardan dava konusu 23.794,89 TL’lik icra takibin başlattığını, davacı tarafın ilk takibinden sonra müvekkili ile yeni bir ticari ilişkisi olmadığını, davacının çelişkili taleplerinin haksızlığını ortaya çıkardığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından , davalı borçlu hakkında 23.794,89 TL cari hesap alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
SMMM … tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının 2016 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerini yaptırmadığı, lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirinde bulunduğu, dava konusu somut olayda, yanlar arasında davacı tarafından davalıya jakarlı lastik satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, iş bu ticari ilişki neticesinde davacının davalıdan 23.794,89 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacı ticari defterlerinde 2016 yılında davalıya toplam 5 adet 27.294,89 TL fatura tanzim edildiği ve davalı borcuna kaydedildiği, davalı tarafından davacıya 1.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davalı alacağına kaydedildiği, neticede icra takip tarihinde davacının davalıdan 26.294, 89 TL alacaklı olduğu, dava konusu icra takibinde ise 23.794,89 TL’nin tahsilini konu ettiği, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalı ticari defterlerinde, 2016 yılında davacıya 1.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacı borcuna işlendiği, 2016 yılında davacıdan toplam 3 adet 24.232,45 TL bedelli fatura girişi yapıldığı ve davacı alacağına kaydedildiği, neticede icra takip tarihinde davalının davacıya 23.232,45 TL borcu olduğunun gözüktüğünü, inceleme gününde davacı yan beyanlarında, davalıdan 2.500,00 TL banka havalesi ile tahsilat yapıldığı, ancak sehven ticari defter kayıtlarına işlenmediği, defterlerde gözüken 26.294, 89 TL alacak bakiyesinden 2.500,00 TL ödemenin mahsup edilerek 23.794,89 TL’nin takibe konu edildiğini beyan ettiğini, davalı ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davacıya 23.232,45 TL borçlu gözüktüğünü, davalı yanın ödediğine ilişkin 14/03/2016 tarihli 2.500,00 TL’lik banka dekontunu ibraz etmesine rağmen, kendisinin bu havaleyi ticari defterlerine işlemediği, davacının alacağından mahsup etmediği, o halde davacıya ödediği sabit olan 2.500.00 TL’nin mahsubu neticesinde davalının da davacıya 20. 732,45 TL borçlu gözüktüğünü, yanların düzeltilmiş kayıtları dikkate alındığında, yanlar arasında 23.794,89 TL -20.732,45 TL=3.062,44 TL ihtilaf bulunmadığını, davacının davalıya düzenlediği 03/05/2016 tarih … no.lu 1.177,79 TL ve 10/05/2016 tarih 291801 no.lu 1.884,65 TL bedelli toplam 3.062,44 TL bedelli faturaların davalı kayıtlarında bulunmadığını, davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı iddialarında 2.500.00 TL banka havalesi dışında (banka havalesi borçtan düşülmüştür.) 08/04/2016 tarihli 15.000.00 TL yazılı adi para makbuzuna dayanıldığını, bir diğer ifade ile davalının davacıya 15.000,00 TL ödeme yapıldığını iddia ettiğini, ödeme yapıldığına dair adi para makbuzu ibraz etmediğini, gerek davalının iddia ettiği 15.000 TL ödemenin kendi kayıtlarında olmamasının gerekse sunulan belgenin “resmi ” bir belge olmayıp, adi para makbuzu olması karşısında ödemeyi teşvik edici belge olarak nitelendirilmemesi nedeniyle bu aşamada davalı alacağı olarak değerlendirilmediğini, davalının 15.000.00 TL ödeme yaptığı iddialarının ispata muhtaç olduğu kanaati edinilmiştir şeklinde bildirmiştir.
İcra takibine konu fatura miktarları 5.000 TL altı olup BA/BS ile ispatlanamayacağından 2 adet fatura için faturalar altında imzası ve ismi bulunanların davalı çalışanları olup olmadığı konusunda beyanda bulunması için davalı adına çıkartılan ihtaratlı isticvap davetiyesine davalı tarafça icabet edilmiş, tebliğ almadıklarını, beyan etmişlerdir.
Aynı celse davacı şirket yetkililerinin isticvabı ile davalının sunmuş olduğu makbuzu gösterilmiş kendisinden sadır olmadığı bildirmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanana delillere göre yanlar arasında davacı tarafından davalıya jakarlı lastik satışı yapılması şeklinde ticari ilişkin kurulduğu, davacı ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davalının davacıya 23.232,45 TL borçlu olduğu, davalının davacıya banka kanalı ile ödediği sabit olan 2.500,00 TL’nin her iki yan ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığı, ancak davacı yan ticari defter kayıtlarına işlememekle birlikte zaten 2.500.00 TL’yi düşerek (26.294,89 TL-2.500,00 TL=23.794,89 TL’nin tahsilini talep tetiği, dolayısı ile her iki yan ticari defter ve kayıtlarının düzeltilmesi neticesinde, davacını davalıdan 23.794,89 TL alacaklı gözüktüğü, davalının ise davacıya 20.792,45 TL borcu gözüktüğü, yanlar arasında 3.062,44 TL ihtilaf olduğu, ihtilafın davacının 2 adet faturasının davalı kayıtlarına alınmamasından kaynaklandığı, faturanın incelenmesinde irsaliyeli fatura olarak düzenlendiğinin görüldüğü, ancak üzerinde herhangi bir teslim alan isim imzası olmadığından mahkememizce davalı şirket yetkilisinin isticvap edildiği, teslim almadıklarını beyan ettiğinden davacının bu 2 fatura yönünden davasını ispat edemediği, ayrıca davalı yanın davacıya 15.000, 00 TL ödeme yapıldığını iddia ettiği, bu konudaki ispat yükü kendine geçmekle ancak, gerek davalının ödediğini iddia ettiği 15.000,00 TL’nin kendi ticari defter kayıtlarında bulunmaması , gerek ibraz edilen makbuzun “Resmi olarak nitelendirdiğimiz bir makbuz niteliğine haiz olmayıp, adi para makbuzu olması, yapılan ödemeye ilişkin bir ibarenin bulunmaması ve davacı şirket yetkilisinin isticvabında inkarı nedeniyle ve tacir vasfına haiz davalının ödeme yaptığını teşvik edici belgeyi VUK hükümlerine uygun olarak ispat edememesi, gerekse de davalı yanın cevap dilkeçesinde delil olarak ticari defter kayıtlarına dayanmakla birlikte, 15.000, 00 TL ödemeyi ticari defter kayıtları ile de ispat edememesi nedeniyle 15.000,00 TL’nin davacıya ödendiğini ispatlamayamamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacağın 20.732,45 TL üzerinden devamı ile alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine ve davacının işlemiş faiz talebinin davacının işlemiş faiz talebinin ise 6098 sayılı Borçlar Kanunun Borçlunun Temerrütü başlıklı 117 maddesine uyun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirli bir vade de olmadığından takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığından işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın 20.732,45 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 4.146.40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.416.23 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 287,39 TL ve 118,97 TL peşin icra harcın mahsubuna, bakiye 1.009.87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ile 287,39 TL peşin harcın ve 118,97 TL icra peşin harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 3.062.44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından yapılan 750.00 TL bilirkişi ücreti, 172,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 922.30 TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 803,59 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan olur ise davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza