Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/505 E. 2019/102 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/505
KARAR NO : 2019/102

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile borçlu-davalı arasında bankacılık işlemleri sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden davalı borçlu adına açılan kredili mevduat hesabından kullanılan kredilerin kullanımından doğan borçların süresi içerisinde ödenmemesi nedeni ile borçluya müvekkilince hesabı kat ile muacciyet ihbarnamesi gönderilerek borç miktarının bildirildiğini, ihbarnamenin tebliğine rağmen borçların ödenmemesi nedeniyle borçlu hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı/borçlunun yetki itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas numarasını aldığını ve ödeme emri tebliği üzerine davalının borca, faize ve fer’lerine itirazda bulunduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kendisine tebliğ edilen icra emrine 21/05/2013 tarihinde süresi içerisinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı tarafından süresi içerisinde davanın açılmadığını, talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, huzurda ikame edilen işbu davada müvekkil davacının ticari sıfatı olmadığından görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davalı tarafa kredili mevduat hesabından kullandırıldığı iddia olunan kredi borcunun tahsili için davalı hakkında başkatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlenmiş ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin (l) bendinde “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”ifade edeceği belirtilmiş, yine anılan kanunun 83. maddesinin ikinci fıkrasında “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”denilmek suretiyle tüketici işlemi ile ilgili her türlü olayda bu Kanunun uygulanacağı, aynı kanunun 73. maddesinin birinci fıkrasında ise “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”denilerek tüketici işlemlerinde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı kanun, kart hamili veya kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeden tacirler hariç olmak üzere bütün bankacılık işlemlerini kanun kapsamına aldığından, 6502 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Somut olayda uyuşmazlık davacı banka tarafından açılan mevduat hesabından kullanılan kredi borcuna ilişkin olup davalı da tacir olmadığından, taraflar arasındaki işlemin yukarıda anılan Kanunun 3’ncü maddesinin (l) bendi uyarınca tüketici işlemi olması nedeniyle uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları ise HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından herç ve yargılama giderleri ile ilgili bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davaya başka mahkemede devam edilmemiş olması halinde ve talep üzerine dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildi.29/01/2019

Katip ….

Hakim ….