Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/488 E. 2019/520 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/488 Esas
KARAR NO : 2019/520

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 29/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ……. plakalı 2008 model …….. 1.5 Dci (100) model aracın İstanbul ili Esenyurt ilçesinde sürücü ……’nin sevk ve idaresinde seyir halindeyken yaşanan trafik kazası sonucu kullanılamaz hale geldiğini, meydana gelen olay sonrasında müvekkilinin aracında oluşan zararın sigorta poliçesi uyarınca tazmin edilmesi istemiyle davalı sigortacıya başvurduğunu, ancak talebin zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan poliçede kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarında gerçekleşen hasarların aracın pert sayılmasının teminat dışı olduğuna dair herhangi bir hüküm olmadığını, müvekkilinin poliçede ve genel şartlarda belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, primlerini zamanında yatırdığını, zamanında yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleşmişken davalının zararın tazmininden imtina etmesinin poliçe ve genel şartlar hükümleri ile kanun hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin sigortalı aracının pert sayılması sebebiyle araç bedelinin ve zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sonradan artırılmak kaydıyla şimdilik 26.000,00-TL zararın kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı … şirketi tarafından tazmin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda sürücü değişikliğine gidilmiş olması nedeniyle dava konusu riziko ve hasarın kasko poliçesi teminatı dışında kaldığını, davacının kaza esnasında sürücünün …… olduğunu iddia ettiğini, kazadan kısa bir süre sonra olaya el koyan polis ekibi tarafından düzenlenen 03/03/2017 tarihli tutanak ve görgü tanığı kişilerin ifade beyanları ile sabit olduğu üzere kaza esnasında araç içerisinde bulunan sürücünün araçtan inerek kaçtığını, aracın sürücüsü olduğunu iddia eden ……’nin araç içerisinde bulunmadığının açık bir şekilde ortada olduğunu, sürücünün kaza esnasında bulunmayan …… olduğunun iddia edilerek riziko sonrası doğru ihbarda bulunma yükümlülüğünün kasten ihlal edildiğini, Kasko Sigortası Genel Şartları B..I.1.5 ve TTK md.1446 maddeleri uyarınca sigortalının gerçekleşen rizikoyu doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde ihbar etmekle yükümlü olduğunu, dolayısıyla somut olayda hem MK m.2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını hem de Kasko Sigortası Genel Şartları B.I.1.5 ve TTK 1446 maddelerinde düzenlenen gerçekleşen rizikoyu doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde ihbar etme yükümlülüğünün ihlal edilmiş olması nedeniyle TTK.nun 1446.maddesi hükmü gereğince davacının sigortadan doğan haklarını kaybettiğini, sürücünün kaza yerini terk etmesi nedeniyle davacının taleplerinin Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10 maddesi gereği teminat dışında kalacağını, her durumda davacının tazminat miktarı ve faize ilişkin taleplerini de kabul etmediklerini belirterek kaza zaptını düzenleyen görevli polislerin tanık olarak dinlenmesine, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı tanığı (tutanak düzenleyici) … beyanında: “03/03/2017 tarihli trafik kaza tespit tutanağı doğrudur. İsmimin altındaki imza tarafıma aittir. Kaza bize ihbar suretiyle bildirildi. İhbarda araç içinde şahsın inip kaçtığı da özellikle söylendi. 155 ihbarda bunlar mevcuttur. Kaza yerine diğer görevli arkadaşımla beraber intikal ettik. Olay yerine geldiğimizde tutanakta belirtilen plakası yazılı ……. marka otomobilin tavan üzerine ters yatmış vaziyette olduğunu, aracın içinde ise kimsenin bulunmadığını gördük. Olay mahallinde vatandaşlar vardı. Ayrıca takla atan aracın yanında üç kişi vardı. Olayı gören görgü tanıkları bize bu üç kişinin bizden önce geldiklerini, kazanın olduğu sırada bu kişilerin araç içerisinde bulunmadığını, hatta kazadan sonra araçtan inip kaçan şoförün bu üç kişi arasında bulunmadığını, kaçan şoförün bu üç kişiye nazaran daha şişman olduğunu belirttiler. Bize sürücü olduğunu iddia eden ……’nin üzerine baktığımızda üzerindeki giysiler temizdi. Uykulu gözleri vardı. Takla atmış araçtan çıkmış bir hali yoktu. Ayrıca görgü tanıkları da bu şahsın sonradan geldiğini bize söylediler. Takla atan araç ağır hasarlı vaziyette idi. Kaçan şahsın yaralı olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündük. Görgü tanıklarının beyanları ve bizim de …… adlı şahısla ilgili gözlemlerimizi kaza tespit tutanağına geçirdik.” demiştir.
Davalı tanığı (tutanak düzenleyici) … beyanında,” bana okumuş olduğunuz ve gösterdiğiniz kaza tespit tutanağı doğrudur. İsmimin yanındaki imza tarafıma aittir. Kaza tespit tutanağını ben yazdım. Olay bize 155 ihbarı ile bildirilmiştir. İhbar tutanağını ve kaza mahallinde kendi cep telefonum ile çektiğim fotoğraf çıktılarını dosyaya ibraz ediyorum. Olay mahalline diğer görevli meslektaşım ile birlikte vardığımızda kaza yerinin karşısında kalabalık vatandaşlar vardı. Bunların içerisinde olayı gören görgü tanıkları da bulunmaktaydı. Görgü tanıkları bize takla atan otomobilin içinden birinin inip kaçtığını söylediler. Vardığımızda araç içinde kimse yoktu. Fakat araçla ilgilenen birkaç kişi bulunmaktaydı. Bu kişilerin içerisinde ismini …… olarak söyleyen kişi bize sürücü olduğunu belirtti. Ancak üzeri temiz ve gözleri uykuluydu. Takla atmış bir araçtan çıkmış bir halde değildi. Araç ağır hasarlıydı. Bu araçtan çıkan sürücünün yaralanmamış ya da üzerinin kirlenmemiş olması mümkün gözükmüyordu. Yine görgü tanıkları araç sürücüsü olduğunu iddia eden ……’nin kazadan sonra aracın içinden inip kaçan kişi olmadığını da bize belirttiler. Biz de bütün bu durumu kaza tespit tutanağına geçirdik ve ……’nin sürücü olarak dikkaet alınamayacağını tutanağa yazdık. Tutanak ve içeriği tamamen doğrudur. “demiştir.
Davacı tanığı … beyanında: “olay gecesi yanımızda iki bayan arkadaşla birlikte kırmızı ……. araba ile Bahçeşehir istikametinden Kıraç istikametine seyir halindeydik, benim bulunduğum ……. marka arabayı … kullanıyordu, …. benim arkadaşımdır, önümüzde de siyah ….. marka otomobili …… kullanmaktaydı, ……. bizim önümüzde seyrediyordu, ……. in kullandıığı arabada kendisinden başka kimse yoktu, hiçbirimizde alkol yoktu, …… hızlı şekilde seyrediyordu, viraya girdiğinde virajı alamayıp direksiyon hakimiyetini kaybetti, ortadaki refüje çarptı, bunun üzerine araba takla attı, araba ters döndü, bizde yol kenarına kendi arabamızı durdurduk, …… abisi …’nin yardımıyla arabadan çıktı, herhangi bir yerinde kanama yoktu, zaten araba refüje çarpınca hızı azalmıştı, arabanın içindeki hava yastıkları da açılmıştı, bu yüzden ……. de herhangi bir yaralanma olmadı, ….. abisi …….’i bizim içinde bulunduğumuz arabaya bindirip hastaneye götürmek istemişti, ancak ……. “benim birşeyim yok” deyince hastaneye gitmekten vazgeçtiler, tekrar olay yerine geldiler, kazadan yaklaşık 10-15 dk sonra olay yerine polisler geldi, polislerin akabinde ambulans ta geldi, …….’i ambulansa bindirip hastaneye götürdüler, bizim yanımızdaki kızlarda olayı gördü, hiçbirimizde alkol yoktu, trafik polisleri bize herhangi bir soru sormadılar, tek taraflı kaza yapan aracın sürücüsü ……’dir, tanık ücreti istemiyorum. “demiştir.
Davacı tanığı … beyanında: “olay gecesi yanımızda iki bayan arkadaşla birlikte kırmızı ……. araba ile Bahçeşehir istikametinden Kıraç istikametine arkadaşım … da olduğu halde seyir halindeydik, arabayı ben kullanıyordum,bizim önümüzde abim …… siyah ….. marka davacıya ait aracı kullanıyordu, …….’in kullandığı araçta başka kimse yoktu, peşpeşe giderken viraja geldik, virajı zeminin de ıslak olması nedeniyle önümüzde seyir halinde olan ……. alamadı, araba kaymaya başladı, yolun ortasındaki refüje çarptı, çarpmanın etkisiyle takla attı, ters vaziyette durdu, bizde olayı önümüzde olduğu için gördük, yol kenarına arabayı parkettim, önce şoför camından …….’i çıkarmaya çalıştım olmadı, sonra diğer kapıyı açıp …….’i arabadan çıkarttım, hemen hastaneye götürmek istedim, benim kullandığım arabaya bindirdim, arkadaşım …… ile iki bayan olay mahallinde kaldı, bir müddet devam ettim ancak ……. iyi olduğunu, hastaneye gitmeye gerek olmadığını söyleyince olay mahalline geri döndük, 112 ve 155’i arayıp kazayı haber veren benim, kaza caddede olduğu için insanlar toplanmıştı, kaza yerine önce ambulans geldi, kazadan yaklaşık 15 dk sonra trafik polisleri olay yerine geldiler, ben olayın heyecanıyla kendilerine durumu anlatmaya çalıştım, ancak beni dinlemediler, trafik polislerinden biri “bize gelen ihbarda kaza yapan aracın içerisinde kızların bulunduğunu,kızlarında olay yerinden uzaklaştırılmak istendiği, ihbar eden kişinin kaza yapıp kaçtılar” dediğini söyledi, bu nedenle bize bir türlü inanmadı, olayı bizzat biz gördük, …… alkollü değildi, hiçbirimiz alkol almamıştık, davacıya ait aracı …… kullanıyordu, sürücü değişikliği yapılması gibi bir durum söz konusu değildir, hatta cep telefonunda kazadan sonra çekilmiş fotoğraflarda bulunmaktadır, bu fotoğrafların çıktılarını alıp ibraz edebilirim, ” demiş , Davalı vekilinin talebi ile tanıktan sorulduğunda: “kaza ilk olduğunda bizden başka kimse yoktu, …….’i arabadan çıkartıp bizim arabayla götürüp tekrar geri döndüğümüzde yani bu süreç 5 veya 6 dakika sürmüştür, geri döndüğümüzde olay yerinde insanlar toplanmıştı, tanık ücreti istemiyorum” demiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, pert sayılan aracın bedelinin tahsili için açılan tazminat davasıdır.
Davacının vergi mükellefi olup olmadığı hususunda Vergi Dairesine müzekkere yazılmış, yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır. Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davaya konu araç bilgileri, tramer kayıtları dosyamız arasına alınmıştır. Trafik kazası tespit tutanağı dosyamız arasına alınmıştır. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden araç bilgileri sorulmuş, araca ait ağır hasar (pert) bilgisinin bulunamadığının bildirildiği görülmüştür. Ekspertiz raporları, genişletilmiş kasko poliçesi dosyamız arasına alınmıştır. Davacıya ait adli muayene raporları dosyamız arasına alınmıştır. Aracın kaza sonrası fotoğrafları dosyaya sunulmuştur.
13/09/2018 tarihli Makine Mühendisi ……. ile Bankacılık ve Sigortacılık Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. ……. tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle; KTK 83 m ve KTY 154 m uyarınca tanzim olunan trafik kazası tespit raporunun incelemesi neticesinde, sürücüsü belli olmayan sürücü tarafından sevk ve idare edilen ……plaka sayılı araç aşırı derecede hızlı bir şekilde kavşağa girdiği sırada direksiyon hâkimiyetini kaybederek aracın takla attığını, olaydan hemen sonra olay mahaline gelen polis tarafından tutulan tutanağın aynen şu şekilde olduğunu “03.03.2017 günü saat 01.20 de gelen ihbarda ….. Caddesi ile ….. Sokağın kavşağında plakası okunmayan bir otomobilin takla attığını ve araç içinde birinin inip kaçtığı ihbarına bağlı bahse konu yere gelindiğinde ……. plakalı aracın …. Caddesi ……. Sokak kavşağında takla atmış vaziyette görülmüştür. Araç içinde kimse görülmemiş, görgü tanıklarının beyanında aracın takla attıktan sonra araçtan inen bir kişinin kaçtığı ve bir müddet sonra aracın yanına başkalarının geldiğini beyan etmişlerdir. Aracın ağır hasarlı olduğu tavan üstüne takla atık vaziyette olduğundan kaçan şahsın yaralı olabileceği kendini daha sonra sürücü olduğunu iddia eden …… TC kimlik nolu ……’nin temiz uykulu gözlerinin olduğu takla atmış araçta çıkmış bir halinin olmadığı ayrıca görgü tanıklarının bu şahsı sonradan geldiğini bildirdiklerinden, sürücü olarak dikkate alınmamış aracın ön, arka tavan, tekerlekleri kopuk bir şekilde olduğu görülmüş olup, Polis tarafından olaydan hemen sonra tutulan trafik kazası tespit tutanağı esas alındığında sürücüsü belli olmayan …..plaka sayılı aracın sürücüsü KTK 47/d maddesi uyarınca kusur kabul ettiği, kusuru işlediği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak sürücünün olay yerinin geçerli bir neden göstermeden terkettiği kanaatine varılmış, sürücüsü belli olmayan sürücü tarafından sevk ve idare edilen ……. plaka sayılı araç sürücüsünün meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmış, sürücünün kasko genel şartları A.4.10 maddesine aykırı hareket ettiği kanaatine varılmıştır.
06/02/2019 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle; Kök raporun 03.03.2017 günü kolluk kuvvetleri tarafın hazırlanmış olan Maddi Hasarlı Trafik Kazası tespit Tutanağı esas alınarak hazırlandığını, kök raporda Kasko Sigortası Genel Şartları A.4.10 sehven yazılmış olup bu hatayı düzelterek doğrusunun A.5.10 olduğunu, sürücünün meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, sürücünün Kasko genel Şartları A.5.10 maddesine aykırı hareket ettiği kanaatine varıldığını ve araç üzerindeki hasarın 33.000,00 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, dinlenen tanıklar ve alınan bilirkişi raporları ile zarar miktarının tespit edildiği, bilirkişi raporu ile toplam zarar miktarının 33.000,00-TL olduğunun belirtildiği, ancak olay sonrası tutulan kaza tespit tutanağı içeriği ve bu içeriği doğrulayan tutanak tanıkları beyanları ile hükme esas alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde olayın hemen ardından çekilen araç fotoğrafları da dikkate alındığında kasko genel şartları A.5.10 maddesine aykırı hareket ettiği anlaşılan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 444,02 TL harçtan mahsubu ile kalan 399,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.120,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 137,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 29/04/2019

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸