Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/475 E. 2020/974 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/475 Esas
KARAR NO : 2020/974

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardan hem yurtiçi hem yurtdışı karayolu taşımacılığı hizmeti veren lojistik firması olduğunu, müvekkili şirketin, davalılardan …’un şoförlüğünü yaptığı araçlara, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan almış olduğu karayolu taşımacılığı yetki belgesini (C2 Taşıma Belgesi) sözleşme karşılığı kullandırdığını, ihracata konu araçların ise, yeni müvekkili şirketi illiyet bağı ile olmayan sözleşmeli araçları arasında dahi yer almayan … isimli şahsa ait araçlar olduğunu, müvekkili şirket çalışanı olmayan şoför …’un sevk ve idaresindeki, …’a ait a olmak üzere araçlarla ve akrabaları adına aldığı araçlarla, müvekkili şirketin herhangi bir bilgisi ve bağlantısı olmaksızın birçok usulsüz taşıma yapıldığını ve bu taşımalar neticesinde müvekkili şirketin çok ağır yaptırımlara maruz kaldığını, maddi-manevi zarara uğradığını, tır karnesinin iptali sonucu şirketin çalışamaz hale gelmesi neticesinde fesih nedeniyle maddi kayıplara uğradığını, yeni anlaşmalar yapamaz hale geldiğini, müvekkili firmanın hem sözleşmelerin feshi kaynaklı yüksek miktarlarda gelir kaybına uğradığını hem de uluslar arası alanda prestijinin sarsıldığını bildirerek, davalıların, dava sürecinde malını elinden çıkarması veya üçüncü kişilere devretmesi halinde davacı müvekkili şirketin hakkının haleldar olmaması ve davalılardan alacağını elde edebilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya imkansız hale gelmemesi amacıyla davalılar adına kayıtlı taşınmaz mal ve araçlara tedbir konularak davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın uğramış olduğunu iddia ettikleri zararlar ile müvekkili …’un yapmış olduğu iş arasında herhangi bir illiyet bağı olmadığını, müvekkili …’ın ise tırını davacı şirket ile yapmış olduğu kiralara sözleşmesi gereği davacı şirkete teslim ettiğini, aralarındaki sözleşme gereği müvekkili …’ın tırın sevk ve idaresini de davacı şirkete bıraktığını, müvekkili …’ın tırın çalıştırılması ve idaresinin tamamen davacı şirkete bırakmış olduğundan tırın işletilmesine zaten müdahale edemediğini, müvekkili …’un ise davacı şirketin taşıma sözleşmesi işletilmesinde olan tırın şoförlüğünü yaptığını, müvekkillerinden …’un davacı şirketin emir ve talimatları doğrultusunda hareket eden bir şoför olduğunu, müvekkilinin resim prosedürleri davacı tarafından tamamlanan malların sevkiyatını gerçekleştirdiğini, dolayısıyla müvekkillerinin resmi bir işlem yapma yetkisi olmadan bu evraklarla ilgili usulsüzlük yaptığını iddia etmenin hedef saptırmadan başka bir şey olmadığını, tırın tamamen işletilmesi ve tüm kontrolü davacı tarafta iken ve tırda takip sistemi bulunmasına rağmen müvekkillerinin davacıdan habersiz tırla değil yurt dışına taşıma işlemi yapmasının, şehir içinde bir ilçeden bir başka ilçeye dahi kendi kafalarına göre taşıma yapmalarının mümkün olmadığını bildirerek davacı tarafın uğramış olduğunu iddia ettiği maddi ve manevi zararlar bakımından müvekkilleri açısından illiyet bağının olmaması sebebiyle müvekkillerinin herhangi bir sorumluğu bulunmaması nedeniyle davacı tarafından açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili 30/11/2020 tarihinde, taraflar arasında yapılan sulh protokolü gereğince davadan feragat ettiğini bildirir dilekçesini ibraz etmiş, vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 307-312 maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça başlangıçta peşin olarak yatırılan 341,55 TL’den mahsubu ile kalan 287,15 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Taraflar arasında yapılan sulh protokolü gereğince taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde talep halinde kalan gider gider avansının yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 30/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza