Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/474 E. 2018/325 K. 07.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/474
KARAR NO : 2018/325

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan enerji tedarik sözleşmesi uyarınca davalı şirketin müvekkiline elektrik enerjisi hizmeti verdiğini, müvekkili adına düzenlenen faturalarda kayıp enerji bedeli ibaresi ile sözleşme harici tahsilat yapıldığını, yapılan bu tahsilatların bedellerinin toplamının 47.097,80-TL olduğunu, 31/03/2015 tarih … nolu 62.783,10 TL tutarlı elektrik faturasının yüksek ve fahiş bir şekilde tanzim edildiğini, önceki aylarda tahakkuk edilen bedellerin 7.000,00-TL’yi aşmadığını, en son yansıtılan fatura ile önceki aylarda yansıtılan fatura bedelleri arasında tutarsızlık bulunduğunu beyan etmesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkiline bu konuda somut bir delil sunulmadığını, bunun üzerine Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine… Esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.600,00-TL talep edildiğini, dava dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kayıp enerji bedeli adı altında tahakkuk ettirilen miktarın 62.783,10-TL, tahakkuk ettirilmesi gereken miktarın 16.090,50-TL olduğu, müvekkiline fazla tahakkuk ettirilen 46.692,60-TL’nin ise hukuki dayanağının bulunmadığının tespit edildiğini, bilirkişi tarafından belirlenen işbu değer üzerinden harç yatırılarak davayı ıslah ettiklerini, ancak ıslah dilekçesinde sehven bilirkişi raporunda belirtilen borç miktarı olan 16.090,50-TL yazıldığından davayı ıslah etmelerine rağmen mahkemece sehven bilirkişi raporunda belirtilen borç miktarı olan 16.090,50-TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, öncelikle davanın ek dava olması dikkate alınarak müvekkilinin işletmesinin sürdürebilirliği için zaruri olan elektrik ihtiyacının kullanıma kapatılmasının tedbiren önlenmesine ve müvekkili icra tehdidi altında olduğundan müvekkili aleyhine icra takibi yapılmasının durdurulmasına, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilinin söz konusu faturadan dolayı 30.692,00-TL tutarında davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … numaralı elektrik tesisatı abonesi olduğunu, davacının kullanmış olduğu elektrik tüketim bedelinin 139.346,650 kWh miktarın tahsil edilemeyeceği, fatura döneminde eksik tüketim bedeli 2015/03 dönem faturasına yansıtıldığını, davacının Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın karara bağlandığını, kararı istinaf ettiklerini ve henüz kesinleşmediğini, öncelikle delil listesinde yer alan …. nolu tesisata ait “tesisat cari endeks dökümü”, ” tesisat kullanım dökümü” abonman karton bilgileri ile kurulu güç bilgilerinin celbinin gerektiğini, diğer taraftan davacıya tahakkuk ettirilen faturanın ayrıntılı dökümü ve neye göre bu faturanın tahakkuk ettirildiğinin de davalı kurumdan sorulması gerektiğini, davacının dayandığı bilirkişi raporunun yetersiz olup eksik inceleme sonucu düzenlendiğini, diğer taraftan kayıp kaçak-dağıtım bedeli- TRT payı vs. diğer bedellerin son değişen kanun gereğince faturaya dahil edilmesinin uygun olduğunu, yine aynı şekilde KDV hesaplamasının da faturaya yansıtılması gerektiğini, ancak bilirkişinin beyana ve tahmine dayanarak elektrik faturalarında olması gereken diğer tüm yasal kalemler göz ardı edilerek yasal kalemler dahil edilmeden hesaplama yaptığını, bu nedenle bilimsel ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınması gerektiğini, davacı taleplerinin kanun, yönetmelik ve içtihatlara aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; elektrik enerjisi hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 31/03/2015 tarihli, … nolu faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleri ile yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır. 23/10/2017 tarihli duruşmada davacı yanın tedbir talebi değerlendirilmiş, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içeriği, verilen karar kapsamında yaklaşık ispat koşulu sağlandığından, huzurdaki davaya konu 31/03/2015 tarih, … nolu, 62.783,10-TL’lik faturanın 30.692,00-TL’si yönünden bununla sınırlı olmak üzere … nolu tesisatın kurulu bulunduğu davacı işyerinde elektriğin kesilmesinin tedbiren durdurulmasına, ayrıca aynı faturanın 30.692,00-TL’lik kısmıyla ilgili davalı tarafından davacı hakkında yapılacak icra takibinin de tedbiren durdurulmasına, dava değeri olan 30.692,00-TL’nin takdiren %20’si tutarı 6.138,40-TL nakti veya kesin ve süresiz teminat mektubu alınmasına karar verilmiş, davacı tarafça 25/10/2017 tarihinde takdir olunan teminat nakit olarak yatırılmış olmakla davalı kuruma tedbir kararının infazı için müzekkere yazılmıştır. Davalı kurumdan gönderilen 29/01/2018 tarihli yazıda davaya konu faturaya ilişkin kuruma herhangi bir ödemenin yapılmadığı, tedbir kararının fiili olarak uygulanamadığı, tedbir kararının kapsamı dışında kalan tutar ile bu tutara ödeme tarihine kadar işleyen faiz ödendiğinde tedbirin fiilen uygulanabileceği bildirilmiştir.
Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekili tarafından davalı … A.Ş aleyhine 08/12/2015 tarihinde davalı tarafça düzenlenen 31/03/2015 tarihli … nolu 62.783,10 TL’lik faturadan dolayı kısmi menfi tespit davası açıldığı, yapılan yargılamada mahkemece alınan 14/03/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacıya tahakkuk ettirilen 62.783,10 TL’lik tutarın hatalı olduğu, 31/03/2015 tarihli … numaralı fatura ile davacı tarafa tahakkuk ettirilmesi gereken bedelin 16.090,50 TL olduğu, 46.692,60 TL tutarındaki fazlalığın hukuki dayanağının bulunmadığının tespit edildiği, davacı vekilinin talebini ıslah dilekçesiyle 16.090,50 TL’ye yükselttiği, yargılama sonucunda 17/04/2017 tarih … Esas, …Karar sayılı kararla davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne 62.783,10 TL bedelli faturanın 16.090,50 TL’lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği,kararın davalı vekilince istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesi’nin 26/01/2018 tarih … esas, … karar sayılı ilamı ile davalı tarafça dava konusu faturada yer alan tüketim miktarının dayanağı, bu bedelin faturada yer almasının sebebinin açıklanamadığı, bu miktardaki tüketimin (139,346,650 kWh) endeks hesabına dayalı olmadığının anlaşıldığı, bilirkişi kurulunca bu sebeple gerçek tüketim miktarı üzerinden yapılan hesaplamanın doğru olduğu, söz konusu raporda 6719 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme sebebiyle maliyet unsuruna dahil edilen kayıp kaçak vs.bedellerin de hesaplamaya dahil edildiği, enerji fonu, KDV eklenmek suretiyle yapılan hesaplama ve tespitlerin yöntemince yapıldığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı tarafın İstinaf talebinin reddine kesin olarak karar verildiği, böylece yerel mahkeme kararının kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller,kesinleşen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilamı ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; mahkememize açılan dava, davacının işyerinde kurulu bulunan … numaralı tesisattan dolayı tahakkuk ettirilen 31/03/2015 tarihli … nolu 62.783,10 TL’lik elektrik faturasından 30.692,00 TL borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin ek dava niteliğindedir.Davacı tarafından aynı faturayla ilgili Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında benimsenen 14/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne, dava konusu 31/03/2015 tarih, … nolu, 62.783,10 TL tutarlı faturanın 16.090,50 TL’lik kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, anılan karar İstinaf incelemesinden geçerek 26/01/2018 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu kesinleşmiş karar huzurdaki dava yönünden güçlü delil niteliğindedir. Kesinleşen karara dayanak olan 14/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce de benimsenmiştir. Davalı tarafça davacı tarafa tahakkuk ettirilmiş olan 31/03/2015 tarihli fatura incelendiğinde endeks esasına dayalı olarak 16/02/2015 ile 25/03/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 51,163,50 kWh aktif tüketim ve endeks hesaba dayalı olmadığı tespit edilen 139,346,650 kWh tüketim miktarının toplanarak 190,346,650 kWh tüketim miktarının davacı tarafa fatura edildiği, toplam tüketim miktarı üzerinden PSH, sayaç okuma, iletim ve dağıtım bedellerinin faturaya yansıtıldığı ve bahse konu tüketim miktarı üzerinden yasal vergi kalemleri TRT payı, enerji fonu, BTV(Belediye Tüketim Vergisi)’nin faturada yer aldığı, toplam miktara KDV eklenerek 62.783,10 TL fatura bedeli hesaplandığı tespit edilmiştir. Bilirkişi kurulu ile yapılan inceleme ve hesaplama neticesinde faturadaki endeks esasına dayalı olmadığı tespit edilen 139,346,650 kWh tüketim miktarının neye istinaden faturaya yansıtıldığı davalı tarafça açıklanamamış olup, bu miktardaki tüketimin endeks hesabına dayalı olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi kurulunca bu sebeple gerçek tüketim miktarı üzerinden yapılan hesaplamanın doğru olduğu, raporda 6719 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme sebebiyle maliyet unsuruna dahil edilen kayıp kaçak vs.bedellerin de hesaplamaya dahil edildiği, enerji fonu, KDV eklenmek suretiyle yapılan hesaplama ve tespitlerin yöntemince yapıldığı, dava konusu fatura dönemindeki gerçek tüketim miktarının sayaç endeksine dayalı olarak tespit edilen 51.163,650 kWh olması gerektiği, bu nedenle davacıya tahakkuk etttirilen 62.783,10 TL tutarındaki faturanın hatalı olduğu, gerçekte davacı tarafa tahakkuk ettirilmesi gereken bedelin 16.090,50 TL olduğu, 46.692,60 TL tutarındaki fazlalığın hukuki bir dayanağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde; borçlu olunmayan 46.692,60-TL’den kesinleşen mahkeme kararına göre hükmolunan 16.090,50-TL tenzil edildiğinde davacının iş bu davada borçlu olmadığı miktar 30.602,10-TL olarak hesaplanmıştır. Böylece davacının dava konusu 31/03/2015 tarih … nolu 62.783,10-TL tutarlı faturanın 30.602,10-TL’lik kısmından daha davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu faturanın 30.602,10-TL’lik kısmından daha davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, mahkememizce verilen 23/10/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kabul edilen 30.602,10-TL yönünden karar kesinleşinceye kadar devamına, davalının cevabi yazısına göre ihtiyati tedbir kararı fiilen uygulanmadığından reddedilen miktar yönünden davalı lehine tazminata karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Dava konusu 31/03/2015 tarih ve … nolu 62.783,10-TL bedelli faturanın 30.602,10-TL lik kısmından daha davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Mahkememizce verilen 23/10/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kabul edilen 30.602,10-TL yönünden karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Davalı kurumun cevabi yazısına göre tedbir kararı fiilen uygulanmadığından reddedilen miktar yönünden davalı lehine tazminata karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK 392/2 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmadığı takdirde ve talep halinde teminatın davacıya iadesine,
6-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.090,43 TL ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 524,15 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 1.566,28 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı ile 524,15-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 3.672,25 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 89,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 59,50 TL tebligat, 28,55 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 88,05-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 87,79 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 07/05/2018

Katip …

Hakim …