Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/468 E. 2019/768 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/468 Esas
KARAR NO : 2019/768

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/07/2014
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2019

Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/07/2014 tarih ve …… esas ve ….. karar sayılı görevsizlik kararı gereğince davacı vekilinin süresi içerisinde verdiği gönderme talep dilekçesi üzerine mahkememize tevzi edilen dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;13.07.2014 günü ….. Mah. …… Bulvarı Esenkent istikametinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin ağır derecede yaralanmış ve sağ bacağı kurtarılamadığından hastanede kesildiğini, sağ bacağının kesilmesinin yanı sıra müvekkilinin çene kemiğinin kırıldığını, kalça ve bel kemiklerinde çatlaklar oluştuğunu, vücudunda morlukların meydana geldiğini, müvekkilinin tedavi işlemleri ….Hastanesi ve …. Tıp Fakültesinde yapıldığını, müvekkilinin, eşi … ile birlikte yaya kaldırımda yürürken, sürücüsü … olan ….. plakalı araç boş yolda aşırı hız ve makas olarak tabir edilen zikzaklar sebebiyle kontrolden çıktığını ,müvekkili ile eşi ……’e çarptığını,kaza sırasında müvekkilinin araç ile aydınlatma direği arasına sıkıştığını ve sağ ayağının parçalandığını, olayda araç şoförü olan davalının tam ve asli kusurlu,müvekkilinin ise kusursuz olduğunu,müvekkilinin 15 yıldır konfeksiyon atölyelerinde ve tekstil firmalarında makine dikim ustası olarak çalıştığını, müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın davalı araç şoförünün kusurlu eylemleri yüzünden bacağından olmuş ve iş göremez bir noktaya geldiğini, bu sebeple maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin 5 çocuğunun bulunduğunu, çocuklardan ikisinin 18 yaşın altında olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin 40 yaşında sakat kaldığını,sağ bacağı kesildiğinden mesleği olan tekstil işçiliğini yapamaz hale geldiğini, iş gücünü kaybettiğini, müvekkilinin tedavi sürecinde maddi olarak oldukça yıprandığını, kaza nedeniyle taksi masrafları, refakat masrafları, tıbbi gider, ilaç vs tedavisi masrafları bakım masrafları hastane giderleri pansuman giderleri, protez masrafları psikolog giderleri, maaş kaybı, geçici ve sürekli iş göremezlik vaziyetinin müvekkillinin yüklü harcamalarına ve maddi kayıplarına sebep olduğunu, müvekkilinin geçindirmek zorunda olduğu bir evi, bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının olduğunu, ancak müvekkilinin şu anda çalışamamakta ve tedavisinin halen devam ettiğini,müvekkilinin yaşadığı kaza ruhsal bir travma yarattığını ve halen olayın şokundan kurtulamadığını, geceleri acı çektiğinden uykudan çığlık atarak uyandığını, müvekkilinin artık bedenini eskisi gibi kullanmasının mümkün olmadığını, artık hayatına eskisi gibi devam etmesi mümkün olmayıp bu husus müvekkili açısından büyük bir üzüntü kaynağının oluşturduğunu, davalılar tazminat sorumluluğundan kurtulmak ve alacağın tahsilini imkansız hale getirmek için adlarına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları kaçırması kuvvetle muhtemel olduğunu,açıklanan nedenlerle;trafik kazasında yaralanan müvekkilinin maddi zararları henüz belli olmadığından ve hesaplama gerektirdiğinden fazlaya dair haklarım saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden ve sigorta şirketi yönünden dava tarihinden işletilecek faizi, ( sigorta şirketi tacir olduğundan ticari faiz) yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline, (Sigorta şirketi poliçe üst limiti kadar sorumlu olmak kaydıyla] ,müvekkili için 200.000 -TL manevi tazminatın manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı … ve …’den müşterek ve müteselsilen tahsiline,kazada müvekkilinin kusursuz olması, araç işleteninin tam kusurlu olması, alacağın tahsilinin imkansız olmaması adına davalılar adlarına kayıtlı taşınmaz ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca kazaya karışan ….. plakalı araç üzerine tedbir konulmasınakarar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin … plakalı araçla, ….. Mah. …… Bulvarı Esenkent istikametinde giderken, trafik kurallarını ihlal etmek suretiyle aniden karşısına çıkan …. minibüsüne çarpmamak için sol şeritten sağ şerite direksiyonu kırmak mecburiyetinde kalmış ve bu sert manevranın tesiriyle arabanın lastiğinin patladığını,meydana gelen bu durum karşısında müvekkilinin kullandığı aracın sağ tarafa doğru kaymağa başladığını ve müvekkilinin tüm çabalarına rağmen, arabayı yeniden sol şeride sokabilmesinin mümkün olmadığını,saniyeler içerisinde şekillenen bu olumsuz durumda, kaldırımdaki kalabalıklara çarpmamak için müvekkilinin insan üstü bir gayret sarf etmiş ve başkalarına zarar vermektense kendisine zarar vermeyi tercih ederek, kullanmakta olduğu aracı, kaldırım kenarındaki elektrik direğine yönlendirdiğini, aracın elektrik direğine çarpması sonucunda başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan müvekkilinin, kan revan içerisinde kalmış bir şekilde, hiç kimseye zarar , vermediğini sanarak arabadan çıkmış ve kullandığı LPG’li aracın tüpünün patlamaması için tüpün gaz hortumunu çıkararak tüpü emniyete aldığını ve o esnada arabanın çarpma anındaki savrulmasının tesiriyle, kaldırım kenarındaki bir bayanın (…’ın) sağ ayağının zarar gördüğünü tespit ettiğini, müvekkilinin sağ ayağında sorun yaşayan ….’ı bizzat ambulansa bindirmiş ve akabinde de olay yerine gelen ikinci ambulansa da, çok korktuğu için şoka girmiş olmanın ötesinde hiç bir sorunu olmayan, …’i, yine kendi elleriyle ambulansa yerleştirdiğini, yüzü gözü kan deryası olan müvekkilinin olay yerine gelen üçüncü ambulansa binerken aşırı kan kaybı nedeniyle bayıldığını, hastane raporlarında da görüleceği gibi müvekkilinin kulağı kesildiğini ve hem kafasının ve hem de vücudunun pek çok yerinde çarpmanın tesiriyle kanayan yaralar oluştuğunu,…’ın, Adli Tıp Kurumu raporuyla, nerelerinde kırık ve yaralanmaların olduğu, iş gücü kaybının mevcut olup olmadığı ve eğer varsa bunun yüzde kaç olduğunun tespitinin yapılması gerektiğini, Karaduman’ın yaşam koşullarını kötüleştirecek bir yaralanmanın vuku bulup bulmadığını, acilen, şeffaflık içerecek şekilde Adli Tıp Kurumu raporuyla ortaya konulduğunu,kaza sonrası üzerine düşen görevini yaptığını, kaza sonrasında müvekkilinin, olay yerini terk etmeyerek yaralıyı acilen hastaneye kaldırmak için gerekli çabayı gösterdiğini, müvekkilinin, söz konusu olayın meydana gelmesinden dolayı son derece müteessir olduğunu, İstenilen manevi tazminat miktarı çok yüksek olmaktan da öte had safhada fahiş olduğunu,tazminat isteğinin red edilmesi gerektiğini,olay günü müvekkilinin kullandığı aracın, saatte 50 km. hızla, “yasal bir hızla” gittiği Trafik Kazası Tespit Tutanağında yer aldığını, müvekkilinin hız yapmak suretiyle kazaya sebebiyet vermiş olmadığını, kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin 2918 Sayılı Trafik Kanununun 52/1-b maddesini ihlal etmekten kusurlu bulunamayacağını, davacının haksız ve yersiz davasının ve hukukizdayanaktan yoksun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 13-07-20l4 günü saat l3.45’te, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan müvekkilinin ……”nün maliki olduğu … Plakalı aracın karşısına trafik kurallarını ihlal etmek suretiyle aniden çıkan dolmuş tabir edilen yolcu minibüsüne çarpmamak için sol şeritten sağ şerite direksiyonu kırmak mecburiyetinde kaldığını ve o esnada yapılan sert manevranın tesiriyle arabanın lastiğinin patladığını ve aracın sağ tarafa doğru kaymaya başladığını, araç sürücüsü davalı …’ın hiçbir kusuru olmaksızın ortaya çıkan bu mücbir sebebe dayalı durum karşısında, yol kenarındaki yayalara çarpmamak için, aracı, etrafında yaya olmayan elektrik direğine doğru yönlendirdiğini, müvekkili ……, …’ın komşu olduğunu, hastaneye gitmek için komşusu ……’den, … plakalı aracı talep etmiş ve …… de komşuluk hatırına bu talebe olumsuz yanıt vermediğini, … ile …… arasında herhangi bir iş ortaklığı veya işçi – işveren ilişkisi mevcut olmadığını, komşuluk hatırına, sağlıkla ilgili bir talep olmasının da tesiriyle, müvekkilinin aracını, …’a teslim ettiğini, …’ın da mağdur olduğu trafik kazasının akabinde,müvekkilinin ……’ye ait … Plakalı … Marka …. Model, 5000 TL değerindeki araç tamamıyla hurdaya dönüşmüş ve tamiri mümkün olmayacak halde olduğu için önce trafik araçları sicilinden kaydının silindiğini, 500 TL.’ye ‘ hurdacıya satılmıştır. Zor şartlarda hayatını idame ettirmekte olan Müvekkilinin …… için arabasının elden çıkmasının önemli bir ekonomik kayıp oluşturduğunu,sürücü …’ın müvekkiline ait araçla istikamet şeridi içindeki seyri sırasında. kontrolsüzce Onun yoluna girip istikamet şeridini kapatan yolcu minibüsü, …’ın, geçiş hakkını engelleyip, gelen araçların hız ve ımesafelerini dikkate almadan, dik bir şekilde ve ani olarak yola girmek suretiyle sebebiyet verdiği kazada, tedbirsiz, dikkatsiz ve nizamlara aykırı hareketi ile asli kusurlu olduğunu, araç sürücüsü …’ı hedef alan bir “mücbir sebep” oluşturarak, kazanın meydana gelmesinde yüzde yüz (%l00) kusuru bulunan yolcu minibüsünün şöförünün ve kusursuz sorumluluk taşıyan minibüs sahibinin dava edilmeleri gerekirken, davacının … ve müvekkili ……’yü dava etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle;davacının haksız ve yersiz davasının ve hukuki dayanaktan yoksun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; ….. plakalı aracın sigortacı şirketi tarafından tanzim edilen, 09.10.2013/2014 vadeli …… poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.11.2013 tarihli ……… E. …….. K. sayılı kararında, trafik sigortasının, araç işleteninin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğu sonucuna ulaştığını, sorumluluğun da ancak sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun doğması ile ortaya çıkacağını, Karayolları Trafik Kanunıı’nun 91. Maddesi delaletiyle 85. Maddesinde aracın işletilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan araç işleteninin sorumlu olduğu ve işletenin bu sorumluluğunun karşılanması için trafik sigortası yaptırmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, HMK 119. Madde f. Fıkrası gereğince iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği açıkça belirtilmesi gerektiği gibi, HMK 119. Madde g. fıkrası gereğince talep edilen tazminat kalemlerinin hukuki sebeplerinin de açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerektiğini, bu nedenle davacı taraftan hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğini ve tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyanının alınması gerektiğini,davacı yanın avans faizine yönelik taleplerinin reddinin gerektiğini, davaya konu edilen kazadan dolayı açılanBüyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığrnın ….. sayılı dosyasının celbini talep ettiklerini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olmadığını, Yargıtay …… HD. ……… E. ……… K. Sayılı ilamında ceza davasında şikayetçi olmayan kişinin beyanının yorumlanması gerektiğinin belirtildiğini,davacının kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kayııaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ettiklerini, aktuer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini,davacıların Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş görenıezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirket ….. Sigortaya rücu imkanı doğduğunu, …… Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların resen yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle aleyhlerine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine,sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle davacıda meydana geldiği iddia edilen maluliyetin kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 54, 56) maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddelerinden ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartları hükümlerinden kaynaklanan trafik kazası şeklinde gerçekleşen haksız eylem nedeni ile geçici ve sürekli işgöremezlik (maluliyet) gelir kaybına bağlı olarak oluşan maddi zararın giderimi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 13/07/2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının yaralanması ve maluliyetine sebebiyet vermesinden dolayı trafik kazasında tarafların ve kazaya karışanların kusur,sebep ve oranları ,davacının maddi ve manevi zararlarının davalılardan tahsilinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış,davacıya ait tüm tedavi evrakları getirtilmiş,Adli Tıp Kurumu’ndan 16/03/2016 tarihli adli tıp raporu ve 22/12/2016 tarihli adli tıp kurumu raporu aldırılmıştır.
….. plaka sayılı aracın ….. kaydının dosya içerisine alındığı anlaşıldı.
…. Devlet Hastanesine, ……. Tıp Fakültesine, B.Çekmece Cumhuriyet Başsavcılığına , Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikasına,Tekstil İşçileri Sendikasına,…. İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazılara cevap var.
Adli Tıp Kurumu …. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 16/03/2016 tarihli raporunda; Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nın 12/01/2016 tarihli ve …… sayılı yazısı ile gönderilen … hakkında …….Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 13.07.2014 tarihli, ……. sayılı raporunda; ADTK nedeniyle yapılan muayenesinde; şuur açık, aktif, koopere olduğu, sağ ayağın bilek altından ampute olduğu görüldüğü, Ortopedi muayenesinde; L4 sağ transvers process kırığı + üst endplate kırığı + sol ayakta travmatik amputasyon tespit edildiği, hastanın tedavi amacı ile interne edildiği,5.10.2015 tarihli grafilerde sağ ayak bileği seviyesinde itibaren ampute, fibula kırığının kaynadığı görüldüğüne göre; ……. kızı 1974 doğumlu …’ın 12.7.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (12Ca…..33)A %37 E cetveline göre %37.2(yüzdeotuzyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresi 4 (dört) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 22/12/2016 tarihli raporunda; ……. Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 13.07.2014 tarihli, ……. sayılı raporunda; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Genel Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; …… kızı 1974 doğumlu …’ın 12.7.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı ayak amputasyonu arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (12Ca————-33)A %37 E cetveline göre %37.2 (yüzde otuz yedi nokta iki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Küçükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/01/2017 tarih ve …… Esas sayılı ara kararıyla; davacı tarafın geçici ödeme talebi değerlendirilmiş, BK md. 76 uyarınca 20.000,00 TL (Yirmibin) geçici ödemenin davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davacıya verilmesine, davalıların ödeme yapması halinde, yapılan geçici ödemelerin, davanın kabul edilmesi ve tazminata hükmedilmesi halinde hükmedilen tazminattan mahsup edilmesine, tazminata hükmedilmediği takdirde davacının aldığı geçici ödemelerin, yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalılara geri verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili 16/05/2019 tarihli duruşmadaki beyanında:20 bin TL ile ilgili geçici ödemeyi sigorta şirketinden aldık ve bu sulh protokolüylede mahsup ettikdemiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi sunduğu, tebliğ edildiği, harcı tamamladığı ve davanın değerinin 379.414,86-TL maddi , 200.000,00-TL manevi tazminat talebi olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,
İstanbul Trafik İhtisas Dairesi 23/12/2016 tarihli AATK kusur raporuna göre ;Sanık sürücü … olay yerinde seyrini taşıt yolu üzerinde emniyetli ve güvenli şekilde sürdürmesi gerekirken sevk ve idare hatasıyla yönetimindeki otomobilin sağa yönelip yaya kaldırımı üzerinde bulunan yayalara çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurludur. Müşteki yayalar … ve … yaya kaldırımı üzerinde bulundukları sırada yol dışına çıkan otomobilin kendilerine çarptığı olayda atfı kabil kusurları bulunmamaktadır. Sanık sürücü …’ın asli kusurlu Müşteki yayalar …’in ve …’ın kusursuz olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ancak kusur tespitiyle bağlı olmadığından mahkemelerde kusur tespiti yaptırılmış buna göre sürücü davalının meydana gelen kazadan dolayı asli ve tam kusurlu olduğu tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür.
Mahkememizce K.ÇEKMECE ….. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’nin …… Esas KARAR NO : ….. (Ceza Dava Dosyası) sayılı dosyası esas sayılı dosyasının celp olunduğu, dosyanın tetkikinde;
Alınan Ceza dosyasında kusur raporunda ve gerekçede ;sanığın suç tarihinde sevk ve idaresindeki araç ile …… Bulvarı üzerinde Esenkent istikametine seyir halinde iken gidiş istikametine göre sağa yönelip ön ve sol yan kısmının yolun sağ tarafındaki kaldırım üzerinde bulunan müştekilere çarptığı, meydana gelen kaza sonucunda katılan …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike oluşturacak, vücutta ağır şekilde kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, müşteki …’in ise Büyükçekmece Adli Tıp Şube Müdürlüğnün raporuna göre yaralanmadığı, mahkememizce oluşa uygun olduğu kabul edilen bilirkişi raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre meydana gelen kazada sanığın asli olarak tamamen kusurlu olduğu, müştekilerin kusursuz olduğunun tespit edildiği, Davalı hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce olayın oluş şekline göre ceza dosyasında alınan raporlar net açık ve denetime elverişli bulunduğundan usül ekonomisi uzuluk basitlik ilkesi kapsamında yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemiş mevcut haliyle dosya Aktüer bilirkişiye gönderilerek kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ZMMS genel şartlarına göre oluşan maddi zararla ilgili alınan raporda özetle Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 16.386,18 TL olduğu, -Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 363.028,68 TL olduğu hesaplanarak ve toplam rakamın 379.414,86 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kural olarak Ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır.Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693)bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücü tarafından ceza ve hukuk mahkemesinde alınan raporlarla davalı sürücü tarafından asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüsü ve işleten sorumludur. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluştuğundan ruhsat sahibi şirketin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Sonuç olarak davalıların kaza kapsamında meydana tedavi giderleri ve iş göremezlik tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuş olup Dosya kapsamında usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporlarına göre iş göremezlik sebebiyle tespit edilen ve sigorta şirketinin ödemesi sonrası oluşan bakiye 114.414,86 maluliyet sonucu ulaşan tazminadan davalı sürücünün kusuru oranında bütün davalıların söz konusu zarar olan davalı … kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi kapsamından TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümlerinde de belirtildiği üzere, sigorta şirketi poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla dava tarihi itibariyle davacının yolun sağ tarafındaki kaldırım üzerinde bulunan davacıya çarptığı, meydana gelen kaza sonucunda katılan …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike oluşturacak, vücutta ağır şekilde kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı sabit olup bu haksiz fiilden sürücü ve işleten sorumlu olup davacıya çarpması ile meydana gelen yaralamalı kazadan dolayı iş göremez duruma gelen davacı geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik maluliyet için süresine göre yapılan hesaplama ve ceza dosyasına alınan kusur raporu ve davacının tekstil sektöründe işçi olduğu husus sabit olduğundan hükme esas alınan aktüerya raporu usul ve yasaya uygun bulunmuş olup davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı için talep edilen Manevi tazminat yönünden ise olayın oluş şekli davalının kusuru meydana gelen yaralamanın ağır derecede kemik kırığı ve bacağının kopması sonucunu oluşturması maluliyet oranının yüksekliği dikkate alındığında kaza sebebiyle oluşan zarar sebebiyle davacı üzerinde olumsuz ağır olumsuz psikolojik etkilere ve elem üzüntü kedere neden olacağı açıktır. Manevi tazminatın amacı kişilerde bir nebze olsun elem ızdırabı gidermeye araç olduğu hususu dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacıda zenginleşmeye neden olmayacak ayrıca davalıyı da böyle bir fiilden vazgeçirecek ve tekrarlamayacak şekilde manevi tazminat hükmedilmesi gerekir. Dosya kapsamına göre davacının kaza sebebiyle bacağının koptuğu ve bir daha ilgili sektörde çalışamayacağı ve meydana gelen kazada davalının tsaa kusurlu oluşu maluliyet oranın yüksekliği dikkate alınarak Ancak hükmedilecek bu manevi tazminatın sembolik bir düzeyde kalmaması da dikkate alınarak davacının acı ve elemini bir nebze giderecek bu fiilin ağırlığı ve gerçekleşme şekli tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak TMK 4. Maddesi uyarınca davalının maddi durumu da dikkate alınarak haksız fiilden zarar gören davacı yararına takdir edilen hakkaniyet bu yarınca uygun manevi tazminat takdir edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 114.414,86 TL’lik maddi zararın tamamının (maluliyet sebebiyle), haksız fiil tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, maddi tazminat yönünden davalı … A.Ş. Yönünden ayrıca davacının tedavi giderleri ve iş görmezlik geçici ödeme talebi yönünden yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle TBK 1166/1 maddesi uyarınca borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur hükmü ve TBK 166/1 maddeye göre de borcun amamı borçlulardan biri tarafından ödenirse diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur hükümleri dikkate alınarak tedavi giderleri yönünden de sigorta şirketi dava aşamasında ödeme yaptığından diğer bütün borçlular yönünden de ödeme oranında sorumluluktan kurtarmış olup davalı … aleyhine açtığı davanın söz konusu ZMMS poliçesi kapsamında limit dahilinde ödeme yaptığı da gözetilerek davacının protokole göre feragati nedeniyle reddine, limiti aşan kısım yönünden ise sürücü ve işletenin sorumlu tutularak müsteselsilen tahsili ile manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 75.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

1- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ;
114.414,86 TL’lik maddi zararın tamamının (maluliyet sebebiyle), haksız fiil tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Maddi tazminat yönünden davalı … A.Ş. yönünden feragat nedeniyle reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 75.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
5-Davalı … lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmaıdğına
6-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 12.938,92 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 785,60 TL peşin harç ile 1.390,36 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 10.762,96 TL harcın davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 785,60- TL peşin harç, 1.390,36-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.201,16 TL harcın davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça sarf edilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 441,70 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.541,70 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı (%60,24) dikkate alınarak takdiren 928,72 TL yargılama giderinin davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

9-K.Çekmece. …..Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı nedeniyle dosya mahkememize tevzi edildiğinden ve ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra görevsizlik kararı verildiğinden davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1.maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2780,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak sigorta şirketi dışındaki davalılara verilmesine,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 11.903,19 TL vekalet ücretinin davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 8.600,00TL vekalet ücretinin davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin , davalı gerçek kişilerin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/07/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸