Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/451 E. 2019/22 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/451
KARAR NO : 2019/22

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 11/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki uzun yıllara dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafın müvekkilinin kiracısı durumunda olduğunu, müvekkili firmanın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 278.754,51-TL tutarında bir cari hesap alacağı bulunduğunu, kira alacaklarının bu cari hesap alacak tutarının içinde bulunmadığını, kira bedeline ilişkin talep haklarının saklı olduğunu, davalı şirketin söz konusu cari hesap borcunu ödemediğini, müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın cari hesap alacağının 143.741,75-TL’lik kısmına itirazda bulunduğunu, kötü niyetli olarak icra takibini durdurduğunu ileri sürerek davalı şirketin Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, alacak likit olduğundan davalı şirketin %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kendisine tebliğ edilen faturaları kayda almamak suretiyle müvekkili aleyhine borç yarattığını, davacının müvekkilinin itiraz ederek iade ettiği faturaları cari hesabında alacak gibi gösterdiğini, bu yolla lehine hak yaratmayı amaçladığını, yine müvekkilinin davacıya tanzim ettiği faturaların cari hesap kayıtlarına alınmadığını, müvekkilinin borçlu olarak gösterilmeye çalışıldığını ancak müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bilirkişi incelemesi neticesinde bu hususun nitelik kazanacağını, müvekkili tarafından icra takibine kısmi itirazla 135.012,76-TL’lik borç kısmının kabul edilerek bu tutar tüm icra masrafları ile birlikte icra dosyasına yatırıldığını, müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığını, alacaklının icra takibini başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu bu nedenle davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatının talep etme zaruretlerinin doğduğunu ileri sürerek, davacının itirazın iptali talebinin reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 278.574,51-TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının borcun 135.012,76-TL’lik kısmını ödediği, kalan kısmın itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Her iki tacirin ticari defterleri de lehlerine delil oluşturmaktadır. Takip tarihi itibariyle davacının defterlerine göre 278.754,51-TL alacağı davalının defterlerine göre 135.012,76-TL alacağı bulunmaktadır.
Dava konusu ihtilaf 5 adet faturadan kaynaklı olup cari hesap ekstresine kayıtlı olmamalarından kaynaklanan 01/02/2014 tarih, 04/03/2014 tarih, 30/04/2014 tarih, 31/05/2014 tarih, 26/12/2015 tarihli faturalardan doğan alacaktır.
22/07/2015 tarihli fatura incelendiğinde davalının davacı adına 500.000,00-TL kredi çektiği bunun faiz kalan miktarı için bu faturanın kesildiği anlaşılmaktadır.
16/11/2016 tarihli fatura ise davacı adına ilan, reklam vergileri için diğer 07/12/2015, 31/12/2015 ve 18/07/2016 tarihli faturalar ise yemek fatura bedelleri olarak kesilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafa konu diğer bir faturada 23/03/2017 tarihli 11.210,00-TL’lik faturadır. 27/03/2017 tarihinde …nolu fatura elektrik kompanzasyon tamir bakım yansıtma bedeli, elektrik trafo bakım onarım yansıtma bedeli yer almaktadır. 22.420,00-TL fatura bedelinin yarısı olan 11.210,00-TL KDV dahil davalıya fatura edilmiştir. Davacı genel gider iddiasında bulunmuş, davalı ise esaslı gider olduğunu savunmuştur.
Kompanzasyon sistemi fabrikalarda makinelerini çalışırken boşa enerji tüketimini engelleyen bir sistem olup alalade bir kullanımdan doğmamaktadır. Bu sistem bir iş yeri için faydalı ve zorunlu bir masraftır. Fakat Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 17/10/2017 tarih ve … E… K.sayılı kararında “Davacı vekilinin taşınmazda yaptığı faydalı masrafların tespitine ilişkin temyiz itirazları yönünden; sözleşmede aksine bir hüküm yoksa davacı kiracı ikti ilişkisinin devamı sırasında kiralananda yaptığı değer artırıcı masraf ve harcamalarını TBK’nın 527 ve (BK.’nun 414) maddelerinde düzenlenen vekaletsiz işgörme hükümlerine göre davalılardan talep etme hakkına sahiptir. Ancak bunun için kiracının yaptığı giderlerin mal varlığından çıkarak kiralayanın malvarlığına geçmiş olması ve kiralananın tahliye edilmiş olması gerekir. Davacı tarafça kiralanan taşınmazın tahliye edildiği iddia edilmemiştir. Bu nedenle taşınmaza yapılan faydalı masrafların tespiti talebinin taşınmazın tahliye edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın gerekçesinin düzeltilerek, davacı vekilinin aşağıdaki bendini kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.” denilmiştir. Buna göre davalının davacıdan faydalı ve zorunlu masraflarını istemesi için davacıya ait iş yerini tahliye etmesi sonrası isteyebileceğinden davalının bu fatura alacağına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden taraflar arasında davacı adına davalı tarafından 500.000,00-TL kredi çekilip ödeneceği, davalının davacı adına ilan, reklam masrafları ile yemek giderlerini karşılayacağına dair sözleşmelerini olmadığı anlaşılmakla davalı tarafça da buna ilişkin ispata yarar delil sunulmamıştır.
Kredi sözleşmesinin ispatı bakımından davalı tarafça banka kayıtlarının istenmesini talep etmişlerse de taraflar arasında 2013 yılında cari hesabın kredi sözleşmesi yoluyla ödemeye yapılacağına dair bir sözleşme bulunmadığından kredi evraklarının celbinin yargılamaya katkı sağlamayacağı anlaşılarak talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf, davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine iş bu dava açılmıştır. Davalı taraf ayrıca 5 adet cari hesap faturaları kesmiş olup, dava konusu faturalar davacı defter ve cari hesap ekstresinde kayıtlı olmamakla, içeriklerine göre istenebilmeleri için davalı tarafça bu alacakların ispatlanması gerekmektedir. Buna göre davacı toplamda (243.088,51-TL + 11.210,00-TL = 254.298,51-TL) alacak iddiasını ispatlayabilmiş olup, davalı tarafından 135.012,76-TL ödenmekle 119.285,75-TL alacaklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiş, ispat edilen alacak miktarı likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden 119.285,75-TL yönünden İPTALİ ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla yıllık % 9,75 ve değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 23.857,15-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 8.148,40-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.060,98-TL harcın mahsubuna, bakiye 7.087,42-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL başvurma harcı ile 1.060,98-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 12.292,86-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.934,72-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 108,00-TL tebligat, 16,50-TL müzekkere, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 774,50-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 642,72-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 11/01/2019
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza