Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/417 E. 2021/780 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/417 Esas
KARAR NO : 2021/780

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/09/2016 tarihinde davalı …..’un maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile 30 Ağustos caddesinde ilerlerken yaya olan davacı küçük …’ya çarptığını, … plakalı aracın davalı … Sigorta şirketi bünyesinde 30/06/2016- 2017 tarihlerini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının 16 yaşında olduğunu, kaza sebebiyle yürüyememesinden dolayı ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davanın kabulü ile şimdilik 100,00 TL geçici / sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderlerine ilişkin zararın ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … Sigorta şirketinden tahsiline, ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalı …..’tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde; olayda kendisinin kusuru olmadığını, …..’nın …..’un aracının sağ ön kapı tarafına aynanın olduğu yere üştüğünü veya çarptığını, aracı ile şahsa çarpmadığını, zaten çarpmış olsaydı kemik hastalıkları olan birisinin sonucunun daha ağır olacağını, kendisinin davayı gördükten sonra dengesiz yürüdüğünü fark ettiğini, hızını düşürdüğünü ve kornaya bastığını, davacıya kendisinin çarpmadığını, davacının gelip araca çarptığını veya aracın yanında düştüğünü, kazadan sonra davacıyı kendi aracıyla … Devlet Hastanesine götürdüğünü, daha sonra …Hastanesine sevk edildiğini, daha sonra davacıyı ziyarete gittiğini, bu olayda kendisinin kusuru olmadığını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın 30/06/2016 – 2017 tarihli Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, meblağ sigortası olmadığından poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini. Trafik kazalarında hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağı hükmü gereğince masraflarından SGK sorumlu olduğunu, açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine, tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ev sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazedenin Adlı Tıp’a sevk edilmesini, müterafik kusur kusur nedeniyle hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasına karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 23/11/2018 tarihli duruşmasında dosyanın bilirkişi …’e tevdi edilmesi suretiyle meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranının tespitinin istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/12/2018 havale tarihli raporda; yaya …..’nın meydana gelen trafik kazasından dolayı %30 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, sürücü …..’un %70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin 19.07.2018 tarihli dilekçe ile maddi tazminat davasından feragat ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta vekili tarafından taraflar arasında imzalanan 04/08/2018 tarihli sulh protokolü sunulmuş olup, sulh protokolü kapsamında davacı tarafın maddi tazminat talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 12/03/2019 tarihli duruşmada; manevi tazminat isteminin değerlendirilmesi bakımından mevzuat ve Yargıtay uygulamasına göre malüliyet raporu alınması zorunlu olduğundan dosyanın ATK’ya gönderilmesi suretiyle davacının meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik süresi ve sürekli iş göremezlik oranı yönünden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulu’nun 23/12/2020 tarihli, 16794 karar no.lu raporu ile; 2001 doğumlu …..’nın 10.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Tablo 3.10’a göre alt esktremite özür oranı % 7, Tablo 3.2’ye göre tüm vücut özür oranı % 4 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 4 (yüzdedört) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar çocuğu Küçük …..’ nın 10/09/2016 tarihli trafik kazasındaki yaralanmasından dolayı maddi ve manevi tazminat istemi amacıyla kazaya karışan … plaka plakalı aracın şoförü – maliki ve sigortalayan sigorta şirketi aleyhine bu dava açmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur ve maluliyet yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Kusur bilirkişi tarafından düzenlenen 25/12/2018 havale tarihli raporda; yaya …..’nın meydana gelen trafik kazasından dolayı %30 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, sürücü …..’un %70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulu’nun 23/12/2020 tarihli, … karar no.lu raporu ile; 2001 doğumlu …..’nın 10.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Tablo 3.10’a göre alt esktremite özür oranı % 7, Tablo 3.2’ye göre tüm vücut özür oranı % 4 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 4 (yüzdedört) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında maddi tazminat talepleri yönünden tüm davalılar açısından feragat ettiğini ve vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını beyan etmiştir. Bu sebeple maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …..’dan alınarak davacılara verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca toplam alınması gereken 683,10 TL karar harcından, dava açılırken alınan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 651,70 TL harcın davalı …..’ tan alınarak alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 67,40 TL harcın davalı …..’ tan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderleri( ATK fatura ücreti, bilirkişi ücreti ve posta masrafları) olmak üzere toplam 1.689,80 TL’ nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %33′ ü olan 557,63 TL’ nin davalı …..’ tan alınarak davacılara VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,(gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
5- Kabul edilen Manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …..’ tan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/09/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza