Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/403 E. 2019/1143 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/403
KARAR NO : 2019/1143

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan ticari iş nedeni ile bir kısım faturalara dayalı müvekkili şirketin kısmen alacağının kaldığını, tüm uyarılara rağmen ödemediğini, davalı aleyhine Bakırköy …..İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile takip yapmak zorunda kalındığını, davalının icra takibine yaptığı itirazla takibin durduğunu, borçlunun bu itirazının haksız olduğunu, borçlunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, borçlunun itirazının iptaline, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün……Esas sayılı dosyasındaki takibin asıl alacak tutarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte devamına, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de borçlu-davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aradaki ticari ilişkiye istinaden müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünleri müvekkiline teslim etmediğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davacı yanın müvekkiline karşı alacaklı değil borçlu durumda olduğunu ileri sürerek, davacı tarafın davasının reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ‘inci İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 8.082,52-TL asıl alacak 1.016,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.098,56-TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, taraf teşkili tamamlanarak uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi ….. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının 2013, 2015, 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2012 yılı envanter defteri ile 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin eksikliği nedeniyle bu defterlerin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (04/03/2016) itibariyle davacının davalıdan 8.082,52 TL alacaklı olduğu, davalının 2013 yılı defter-i kebir defterinin açılış tasdiki ibraz edilmediği, 2012, 2014, 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (04/03/2016) itibariyle davalının davacıdan 14.322,38 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap ekstrelerine bakıldığında tarafların 06/02/2013 tarihi itibari ile defter ve belgelerin birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki farkın 22.404,90-TL olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu 5 adet toplamda 14.207,20-TL tutarlı faturalardaki ürünleri kargo/ kurye / ambar aracılığı ile gönderildiğini, fatura tarihleri ve fatura içerisindeki ürünleri içerip içermediği konusu veyahut ürünleri davalıya teslimini gösteren bir belge olmadığından 5 adet toplamda 14.207,20-TL bedelli faturaların davacının ispatına muhtaç olduğu, bu itibarla hesaplama dışı bırakıldığı, taraf ticari defterleri arasındaki diğer uyuşmazlığın, davacının 10/07/2014 tarihli ve 31/12/2014 tarihli yapmış olduğu toplamda 8.199,83-TL tutarlı hesap hareketlerinden kaynaklandığı ve bu kayıtların açıklamalarına istinaden dosyaya mübrez delil teşkil edecek herhangi bir evrak v.b. argüman bulunmadığından 8.199,83-TL hesap hareketinin tutarının davacının ispatına muhtaç olduğu, bu itibarla hesaplama dışı bırakıldığı, neticeten; davacının 22.404,90-TL tutarlı fatura ve kayıtlarının davacının ispatına muhtaç olduğundan, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacalının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bunun üzerine davalı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilmiş olup, irsaliye faturalardaki imzaların şirket çalışanlarına ait olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tarafça irsaliyelerdeki malların teslimin gerçekleştirdiklerine dair araçlara ait uydu takip çıktıları dosyaya ibraz edilmişse de davalı tarafça aynı celse bu delile muvafakat edilmemiştir. HMK madde 145 ve Hukuk Genel Kurulunun ….. Esas, … Kararı uyarınca davacının süresinde sunulmayan bu deliline karşı davalının açık muvafakatı da bulunmadığından dikkate alınmamasına karar verilmiştir. Kaldı ki, çıplak gözle incelendiğinde bile araçların gidiş tarihleri ile irsaliye tarihleri uyuşmamaktadır.
Davacı ile davalı arasında alüminyum çamaşırlık satışına dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma veya cari hesap sözleşmesi olmadığı, davacının 5 adet faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 04/03/2016 tarihinde, cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının ibraz ettiği yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği olmadığı, davalı şirketin yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı tarafın davalı şirketten defterlerine göre 8.082,52-TL alacak, davalının defterlerine göre davacıdan 14.322,08-TL alacak tutarında alacaklı durumda olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu 5 adet fatura davalı ticari defter ve kayıtlarında yer almamaktadır. Davacı bu faturaların davalıya teslim edildiğini ispat edememiştir.
6100 sayılı HMK’nın 119/f maddesinde uyarınca, dava dilekçesinde iddianın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin yazılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Davacı vekili ne dava dilekçesinde ne de delil listesinde açıkça uydu ve kamera kayıtlarına dayanmış değildir.
Yine davacı yemin deliline de dayanmadığından davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamış olup ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 92,54-TL harç ile 17,35-TL tamamlama harcından mahsubuna, artan 65,49-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …… sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 06/11/2019Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza