Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/384 E. 2019/645 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/384 Esas
KARAR NO : 2019/645

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/01/2012 tarihli hisse devir sözleşmesinin 4.madde hükmü çerçevesinde davalıların hissedarı bulundukları İstanbul ili, …… …… köyü …. Mevkii ….. pafta ….. ada …. parselde kain …. hissesi … adına kayıtlı, İstanbul ili, …… …….köyü …..Mevkii ….. pafta ….. ada …. parselde kain ….. hissesi … adına kayıtlı, İstanbul ili, …… ……. köyü …..Mevkii ….. pafta ….. ada …. parselde kain…. hissesi … adına kayıtlı, İstanbul ili, …… ….. köyü …..Mevkii ….. pafta ….. ada …..parselde kain …. hissesi … adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının davalılardan terkini ile müvekkili şahıslar … ve … adlarına 1/2’şer hisse oranında tesciline, aksi halde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile söz konusu taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itiaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 24/01/2012 tarihli hisse devir sözleşmesinin 5.madde hükmü çerçevesinde belirtilen ve müvekkili şirkete devri yapılmayan …., …., ….., …., ….,….ve …. plakalı 7 adet aracın müvekkili şirket …..ve Tic.Ltd.Şti.adına devir ve tesciline, aksi durum ve kanaat hasılı halinde plakalı araçların dava tarihindeki değerlerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 7.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davaların süreç içerisindeki kötüniyet tutumları da dikkate alınarak taşınmazların başkaca şahıslara devrinin önlenmesi için tapu kayıtlarına ve araçların trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 24.01.2012 tarihli sözleşme hükümlerine riayet ettiğini ve üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiklerini müvekkilime bildirmediklerinden, müvekkilinin bu sözleşme gereği olarak üzerine düşen edimleri yerine getiremediğini, müvekkilinin 24.01.2012 tarihli sözleşmeyi ve içeriğini aynen kabul etmekle birlikte, müvekkilime atfı kabil kusur yoktur ve davacıların belirtilen sözleşme gereklerini yerine getirdiklerini öğrendiğini, davacıların 24.01.2012 tarihli sözleşme hükümleri gereği edimlerini yerine getirdiklerini müvekkili yeni öğrenmiş olduğundan, müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesi kaydı ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde;birden fazla davacının aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık olmayan iki ayrı işleme karşı tek bir dilekçe ile dava açtıklarını, tapu iptali istenen taşınmazın maliklerinin …-… olup adlarına tescil istenenler … ve … olduğunu, davacı görünen …..ve Tic.Ltd.Şti.nin tapu iptali ve tescil talebinin olmadığını, bu davacının mahkemeden araç devri istediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının aktif husumet hakkının olmadığını, 24/02/2012 tarihli protokole müvekkilinin taraf olmadığını bu nedenle pasif husumet yokluğundan da reddi gerektiğini, …. Gıda ile müvekkilinin ilgisi bulunmadığını, davacı tarafın 4 adet taşınmaza 10.000,00 TL , 7 adet araca ise 7.000,00 TL harç değeri göstererek eksik harç yatırdığını, davacının müvekkilinin taşınmazları üzerine dayanaksız olarak açtığı işbu davaya dayanarak tedbir koyduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; hisse devir sözleşmesindan kaynaklanan tapu kayıt ve tescil istemine ilşikindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki 24/01/2012 tarihli hisse devri sözleşmesi kapsamında davacı tarafça tüm edimlerin yerine getirilmiş olmasına rağmen davalılarca sözleşmesini 4. Maddesi kapsamındaki taşınmazların ve 5. Maddesi kapsamındaki araçların davacı şirket adına devrinin yapılmadığı iddiası ile taşınmazların davalı şahısları adına tescili olmadığı takdirde dava tarihindeki değeri tespit edilerek dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yine davaya konu araçların davacı şirket adına tescili olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle belirlenecek olan değerlerinin davalılardan tahsili ile davacı şirkete yasal faizi ile birlikte verilmesi hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Tensip zaptının (19) nolu ara kararı ile davacı vekilinin tedbir talebinin HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde aranan yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından bu aşamada reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilini tensip zaptının (16) maddesi gereği talep konusu taşınmazlar ve araçların herbirinin dava tarihi itibariyle makul ve kabul edilebilir değerlerinin bildirilerek toplam değer üzerinden peşin harcı tamamlaması için tebliğden itibaren bir aylık kesin süre verilmiş, aksi halde Harçlar Kanunun 30-32 maddeleri uyarınca müteakip işlemlerin yapılamayacağı ve davanın takipsiz bırakılmış sayılacağı hususu ihtar edilmiş, 23/05/2017 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
Bakırköy….Noterliğine, Beyoğlu ….. Noterliğine, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne, …… Tapu Müdürlüğüne, …… Belediye Başkanlığına yazılan müzekkerelere cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye de cevap verildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….. sicil numarasında kayıtlı …..ve Ticaret Limited Şirketi’nin 24/08/1993 tarihinde kurulduğu, şirket ortağının 850.000,00 TL sermaye ile …, yetkililerin ise münferiden temsil ve ilzama yetkili … ve … oldukları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı ….ayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 04/06/2001 tarihinde kurulduğu, şirket ortaklarının 6.500.000,00 TL ile … ve 15.500.000,00 TL sermaye ile … oldukları, şirket yetkililerinin ise münferiden temsil ve ilzama yetkili …, …. oldukları anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 23/05/2017 tarihli dilekçesi ekine sözleşmenin tasdikli suretini sunmuştur.
İş bu dava konusu ihtilaf hisse devir sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğundan mahkememiz iş bu davaya bakmakta görevli bulunduğundan davalı … vekilinin mahkememizin görevine ilişkin itirazının yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar mahkememiz yargı alanı içinde bulunduğundan yetkiye itirazların yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından sunulan 19/04/2018 tarihli dilekçede davaya konu araçlarla ilgili olarak taleplerini ati’ye terk ettiklerini bildirdiği, ancak davalı … vekili sunmuş olduğu 16/04/2018 tarihli dilekçe ile araçlar yönünden karşı tarafın davayı ati’ye terk etmesine muvafakatlarının olmadığını bildirmiştir.
Davalılardan … vekili sunmuş olduğu 05/10/2017 tarihli dilekçesi ile bir kısım yazı beyanları ile birlikte bu davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeden davayı kabul beyanını bildirmiştir.
10/05/2018 tarihli ara karar ile her ne kadar davacı vekili tarafından sunulan 19/04/2018 tarihli dilekçede davaya konu araçlarla ilgili olarak açılan davanın atiye terk edildiği bildirilmiş ise de, davalı … vekilince sunulan 16/04/2018 tarihli dilekçede davacı tarafın araçlarla ilgili olarak davayı atiye terk etmesine muvafakatları’nın bulunmadığını bildirmiş olması karşısında; davaya konu taşınmazlarla davaya konu araçların dava tarihi itibarıyla rayiç değerlerinin tespiti açısından davaya konu taşınmazlar üzerinde bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından keşfen inceleme yapılmak ve yine davaya konu araçlar yönünden de dosya kapsamı belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle dava tarihi itibarıyla davaya konu araç ve gayrimenkullerin rayiç değerinin tespiti açısından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 06/07/2018 tarihli raporda; dava konusu taşınmazın konut alanında bulunan işyeri vasıflı ruhsat ve eklerine aykırı bir yapı olduğu, yapının toplam inşaat alanının yaklaşık 1200 m² olduğu, binanın yaklaşık 40 yaşında olduğu, dava konusu taşınmazlardan ….. ada, ….. parselde ……. m² ye tekabül eden …. hisse… Kurumuna ait olduğundan bu kısma isabet eden arsa değeri ayrılarak davalılara isabet eden yerin değeri, ana taşınmazın özellikleri, yapının büyüklüğü, yapının yaşı, değeri etkileyen diğer hususların incelenmesi sonucunda 3.425.000,00 TL olabileceği tespit edilmiştir.
Doç. Dr….12/03/2019 tarihli mütalaasında; davalı …’in, dava konusu sözleşme kapsamında ilişkisi olmadığı, başka bir ifadeyle, sözleşmenin ilk sayfasında taraf olarak kişiler arasında karşılıklı edim taahhütlerini içeren bu sözleşme denklcı …’in yer almadığı, sözleşmenin herhangi hir maddesinde davalı … için açık ve anlaşılır bir gayrimenkul mülkiyeti devir borcunun tarif ve tanzim edilmediği, sözleşmede gayrimenkul mülkiyeti devri borcu altına girildiği kabul edilse dahi bu ihtimalde, TMK 706, TBK 237, Tapu K. 26 hükümlerine aykırı olarak, sözleşme adi yazılı olarak kurulmuş olup resmi şekil şartına uyulmadığından sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşme hukukunda şekle aykırılığın görmezden gelinebilmesi için Yargıtay, her iki tarafın da şekle aykırı sözleşme ile üstlendikleri edimleri fiilen ve tam olarak yerine getirmesini aradığı, işbu mütalaanın konusu olan davada davalı …’in maliki olduğu gayrimenkulü fiilen dahi davacılara teslim etmesinin söz konusu olmadığı, bu sebeple, hukukumuzda şekle aykırılığın olarak doktrinde ve yargı uygulamalarında genel olarak kabul gören kesin hükümsüzlük yaptırımının işbu dava konusu sözleşme bakımından da kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği mütalaa olunmuştur.
14/12/2018 tarihli duruşmada davacı vekiline dava konusu edilen taşınmazların bilirkişi tarafından tespit edilen değeri üzerinden alınması gerekli peşin nispi harcı yatırıp makbuzunu sunması için gelecek duruşma gününe kadar kesin süre verilmiş, davacı tarafça davanın ıslahı sonucunda dava değeri dikkate alınarak 5235 sayılı yasanın 5.maddesi gereğince dosyanın 16/04/2019 tarihinde mahkememiz heyetine tevdiine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi raporu, tapu kayıtları, TRAMER kayıtları, sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık talebe konu 24.01.2012 tarihli sözleşmeye göre yanlar arasında imzalanan protokolle şirket hisselerinin, belirtilen taşınmazların ve araçların davacılara devri hususlarından dolayı imaladıkları sözleşme kapsamında davalının hissesi davacılara devredilen sözleşmeden dolayı sözleşmesini 4. Maddesi kapsamındaki taşınmazların taşınmaz devri borcu altına girip girmediği noktasında olup incelenen 24.01.2012 tarihli sözleşme davacılar …, … ile…. TİC.LTD. ŞTİ ….. SANVE TİC LTD.ŞTİ, …..VE TİC. LTD.ŞTİ şirket hlssedarları …, ….., …., …, …. ve …. arasındaki protokolle şirket hisselerinin, belirtilen taşınmazların ve araçların müvekkil davacılara devri hususlarında sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür. Sözleşmeye göre davacılar hisse devrini aldıkları şirketin borçlarının ödenmesi ve iflas ertelemeden çıkarılması tahhüt edilmiş olup gelen mahkeme kararı ve belgelerden söz konusu sözleşmeye konu şirketin iflas erteleme aşamasından çıktığı görülmüş olup dava aşamasına kadar da davalılar ya da diğer hissedarlar yönünden sözleşmenin davacılar tarafından yerine getirilmediğine dair ihtar ya da itiraza rastlanmamıştır. Davalı tarafın sözleşmeyi tapuyu devreden sıfatıyla imzaladığı anlaşılmış olup davalı…… her ne kadar Sözleşmenin konusunun da …, …. ve …’in üç şirketteki hisselerini … ve …….’e devretmelerine ilişkin olduğu ve tanık sıfatıyla sözleşmeyi imaladığı edim yükümlülüğü altına girmediği savunmasında bulunmuş ise de davalı taraf sözleşmeye göre hisse devri sahibi olmayıp edim yükümlüğü olmasa da sözleşmeyi tapuyu devreden olarak açıkça imzalamış olup bir anlamda davacıların hissedarlardan olan alacağını taahhüt borcu altına girmiştir. Kural olarak Borçlar hukukuna hakim olan olan nisbilik ilkesine göre borç ilişkisi sadece ilişkinin tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurduğundan, üçüncü kişiler söz konusu ilişkiye yabancı kabul edilirler. Bu nedenle, hiç kimse tarafı olmadığı bir borç ilişkisinden alacak hakkı kazanamaz. Somut olayda ise sözleşmenin 4.maddesine göre davalı … adına kayıtlı olan taşınmaz hissesinin devrinden açekça bahsedilmekte ve davalıyı devir yükümlülüğüne sokmakta olup davalı bu sözleşmeyi tanık sıfatıyla değil tapuyu devreden olarak imzaladığı nalaşılmış olup bu devri taahhüdü niteliği itibariyle bir anlamda üçüncü kişi yararına edim yükümlüğü altına girerek borçlanmıştır. Davalı sözleşmenin şekil şartlarına aykırı yapıldığını savunmuş ise de taşınmaz devir taahhüdünü içeren bu sözleşmenin kural olarak satış vaadi değerlendirilmesi halinde resmi şekil şartına tabi olduğu tartışmasızdır. Ancak diğer hissedarların ve davacıların sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirdikleri araçları devrettikleri davacıların da şirketleri borçtan kurtardıkları konusunda tarafların itirazları olmadığı dikkate alındığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun 6 Haziran 1979 gün 14/190-799 sayılı kararı ile Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi Kararlarına göre: “… Bir sözleşmenin taraflarından birinin o sözleşmenin ifa olunacağı hususunda o güne kadar süre gelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermiş ve karşı taraf da sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyi niyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmiş ise, artık sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğini ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşır ve bu husus yasal himayeden yoksun kalır. Bu durumlarda sözleşmenin geçersizliğine dayanılarak akdin icrasından kaçınılamaz… olayın özelliğine göre cebri tescil davası kabul edilmelidir…” şeklindeki emsal kararında dikkate alınarak davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosyaya celb edilen nüfus kayıtlarında davalı……’in tapuyu devir yükümlüğü altına girdiği kişi …’in davalının oğlu olduğu dikkate alındığında davalının sözleşmeye tanık olarak imzalamadığı edim yükümlülüğü altına gireceğini bilebilecek durumda olduğu dikkate alınarak davalının tanık sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı savunması yerinde görülmeyerek davacıların hisse devri sözleşmesi kapsamında edimlerini yerine getiriği ve diğer davalıların devri beyanları dikkate alındığında sözleşme kapsamında taahhüt edilen taşınmazlardaki hisselerin davacılar adına tapuda tesciline karar vermek gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı … dilekçesi ile ve duruşmadaki beyanıyla davayı kabul ettiğinden HMK.nun “Davaya Son Veren Taraf İşlemleri” isimli 3.bölümünde yer almıştır. Davalının davayı kabul etmesi ile dava sona erer. 311.maddeye göre ” kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü dikkate alınarak davalı … yönünden de davanın bu sebeple kabulüne ve dava açılmasına sebebiyet verdiği içim yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir. Talebe konu araçlar yönünden davaya konu ve sözleşmenin 5.maddesinde yer alan …., …., ….., …., …., … VE …. plaka sayı araçların mülkiyeti davacı şirkete devredildiğinden davacı …. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından atiye terk talebi bir anlamda davanın geri alınması talebi olup bu hususu davalının muvafakatına bağlı olduğundan araçlar yönünden yargılamaya devam edilerek söz konusu araçları sözleşme kapsamında davacıya red edildiğinden şirket yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; talebe konu araçlar yönünden davacı …. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından açılan davanın reddine, davacılar … ve … tarafından açılan davanın kabulüne, İstanbul ili, …… ilçesi, …. mahallesinde bulunan ….. ada,….. parsel sayılı taşınmaz ile aynı yerde bulunan ….. ada, …. parsel sayılı taşınmazın davalılar …… …. ile ….. …. adına kayıtlı paylarının tapu kaydının iptali ile 1/2 hisseler halinde davacılar ……ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Talebe konu araçlar yönünden davacı …. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-Davacılar … ve … tarafından açılan davanın KABULÜNE;
3-İstanbul ili, …. ilçesi, …. mahallesinde bulunan ….. ada, … parsel sayılı taşınmaz ile aynı yerde bulunan ….. ada,….parsel sayılı taşınmazın davalılar …… …. ile …. …. adına kayıtlı paylarının tapu kaydının iptali ile 1/2 hisseler halinde davacılar ……ve … adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE,
4-Hüküm özetinin İİK’nun 28.maddesi gereğince ilgili tapu müdürlüğüne gönderilmesine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 233.961,75-TL nispi ilam ve karar harcından davacılar tarafından yatırılan 290,32-TL peşin harç, 1.674,00-TL tamamlama harcı ile 57.124,24 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 174.873,19 TL ilam ve karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı … yönünden kabul beyanı sebebiyle Harçlar Kanunun 22.maddesine göre 1/3 oranıyla sınırlı olmak üzere 58.291,06TL’sinden sorumlu tutulmak üzere)

6- Davacılar tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 290,32-TL peşin harç, 1.674,00-TL tamamlama harcı ile 57.124,24 TL ıslah harcının davalılardan alınarak davacılar ……ve …’e verilmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar yararına tayin ve takdir olunan 99.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılar ……ve …’e verilmesine, (davalı … yönünden kabul beyanı nedeniyle A.A.Ü.T. 6.maddeye göre yarısına karşılık gelen 49.725,00 TL’si ile sınırlı olmak üzere)
8-Davacılar ……ve … tarafından yapılan sarf edilen 253,80-TL keşif harcı, 220,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.673,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılar ……ve …’e verilmesine,
9-Davacı …. ve Tic. Ltd. Şti.tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı …. ve Tic. Ltd. Şti.yönünden davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin …. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davalılara verilmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
12-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi.30/05/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸