Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/327 E. 2019/443 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/327
KARAR NO : 2019/443

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile Silivri İlçesi ……Mahallesinde bulunan…… Ada ….. Parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda anlaştıkları, taşınmazın ….. vasfında olması nedeniyle tapu alındığında davalı adına tescili, davalının ise müvekkiline 57.000,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, davalının bu bedeli müvekkiline ödediğini, ancak kendisini garanti altına almak için müvekkiline 65.000,00 TL bedelli senet imzalattığını, bu senedin davalı tarafından ödenen bedelin teminatı olarak verildiğini, taşınmazın tapusunun müvekkilinin kardeşi adına çıktığını, arsanın büyük kısmını müvekkilinin davalıya devrettiğini, ancak kardeşinin kendi hissesini devretmek istemediğini, bu nedenle davalının senedi iade etmeyip müvekkili hakkında Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin davacıya o kadar borcunun olmadığını, taşınmazın sadece küçük bir hissesinin verilmediğini, taşınmazın büyük bir kısmı adına tescil edilmesine rağmen davalının senedi takibe koyduğunu belirterek Bakırköy ….. icra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına dayanak olan senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin senet alacağı nedeniyle davacı hakkında başlattıkları takibin kesinleştiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, senedin teminat senedi olmadığını, taraflar arasındaki tapu devrine ilişkin işlemlerin kısmi olarak gerçekleştiğini, davacının tapunun yarısını devrettiğini, müvekkilinin tapunun devrinin olmaması ihtimaline karşı 60.000,00 TL değerinde bir senet aldığını, şu durumda davacının taşınmazın kalan kısmını devretmediğini, menfi tespit davasına konu olan takip ve senedin dava dilekçesinden tamamen ayrı olarak alınmış, şahsi borç ilişkisine dayandığını davacının müvekkilinden kısım kısım paralar aldığını, icra takibinde bu paraların geri alınmasının hedeflendiğini, davacının kötüniyetli olarak üzerindeki taşınmazları alacaklıdan kaçırarak akrabalarına devrettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; keşidecisi … olan 03/09/2016 keşide tarihli ve 03/10/2016 ödeme tarihli, 65.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak alacaklı … tarafından Borçlu … hakkında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, borçlu … tarafından borcun 32.500,00 TL kısmına itiraz edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan diğer bononun incelenmesinde ise; keşidecisi … olan 17/03/2016 keşide ve 17/05/2016 ödeme tarihli, 60.000,00 TL bononun arkasında, iş bu bononun ……mevkiinde bulunan … Ada ….. Parsele istinaden alındığı, tapu teslim edildiğinde iade edileceği, teminat senedi olduğuna dair kayıt bulunduğu görülmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından Bakırköy …….İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında davacının keşidecisi olduğu 65.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafından söz konusu takibe dayanak senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla iş bu davanın açıldığı, ancak davalı vekilince sunulan 60.000,00 TL bedelli ve keşidecisi yine … olan bononun arkasında açıkça taraflar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin teminat senedi olduğuna dair şerh bulunduğu, takibe ve davaya dayanak bononun teminat senedi olduğuna dair şerh veya bonoya atıf yapan yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının söz konusu bononun teminat senedi olduğunu ve teminat fonksiyonunun ortadan kalktığını yazılı delille kanıtlaması gerekmesine rağmen bu hususta bir delil ileri sürülmediği, yemin deliline dayanılmış olması nedeniyle davacı vekiline yemin teklif hakkı hatırlatıldığı, ancak davacı vekilinin duruşma sırasında yemin delilinden feragat ettiklerini beyan ettiği, bu suretle davanın kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, takibin tedbiren durdurulmamış olması nedeniyle davalı lehine tazminat koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 1.110,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.065,64 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince 7.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.09/04/2019

Katip …

Hakim …