Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/284 E. 2021/144 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/284 Esas
KARAR NO : 2021/144

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında arasında taşıma sözleşmesi akdedildiğini, 28/12/2015 tarihinde gelindiğinde davalı şirkette 382.642,65 TL bakiyesinin olduğunu, 134.692,92 TL havale yolladığını, 13/01/2016 tarihinde bakiyenin 267.125,69 TL olduğunu, 20/01/2016 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı şirketin icra takibine kısmi itirazda bulunarak borcun 92.134,15 TL olan kısmını kabul ile 174.991,54 TL olan kısmına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borcun 92.134,15 TL olan kısmı ve ferilerinin ödendiğini, 13/01/2016 tarihinden 18/02/2016 tarihine kadar olan sürede tahakkuk eden işler için oluşan 18.643,26 TL tutar için 23/02/2016 tarihinde Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, haricen 2.936,55 TL’ sinin haricen tahsil edildiğini, takibe davalı şirketin itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı şirketin iade faturaları düzenlediğini, bunları kabul etmediklerini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve … esas sayılı dosyaları ile açılan icra takiplerinin devamına, davalının alacak tutarının %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, taraflar arasında satış sözleşmesi imzaladıklarını; işbu sözleşme kapsamında davacı tarafın taşıma ürünleri ölçüm yaparak faturalandığını, 2014 – 2015 yılları içindeki sevk edilen ürünlerin hacimlerinin hatalı ölçüldüğünü, buna dayalı faturalandırma yapıldığını, davacı tarafın bu hataları kabul ettiğini, davacı tarafa iade fatura düzenlendiğini, davacı şirketin bu faturaları teslim aldığını 8 gün içerisinde içeriğine itiraz etmediğini, ticari defterlerine işlediğini, davacı şirketin yasal süreler içinde hiçbir itiraza uğramayan ve ticari defterlere işlenen faturaların kesinleştiğini, sonrasında davacı tarafından iade e-fatura düzenlendiğini, bunun da yasal süresi içinde iade edildiğini, davanın reddini ve davacının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafın her iki takip dosyası açısından davaya konu edilen miktar kadar alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23/04/2018 tarihli raporda; her iki icra dosyasından toplam 190.698,25 TL tutarın davaya konu edildiği, davacının kayıtlarında 128 hesapta davaya konu edilen 190.698,25 TL tutar alacağının mevcut olduğu, davalıda ise davacının talep ettiği kısım ile ilgili iade faturaları düzenlendiği ve en son davacı tarafından e- fatura olarak düzenlenen faturaların kayıtlara alınmaması sebebiyle talebe konu davacı alacağının takip tarihinde ve dava tarihinde kayıtlı olmadığı, ihtilafa konu faturaların taşınan ürünün ebat fiyatlandırmasından kaynaklı olduğu ve sektörel açıdan incelemeye tabi tutulan bu kısıma ilişkin tespit ve değerlendirmeler yapıldığını, zamanaşımının dolduğunu, kargo şirketlerinde desi hesaplamasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, kargo şirketlerinin aktarma merkezlerinde ayrıca bu kolilerin fotoğraflarının çekilmesi gerektiğini, dolayısıyla bu fotoğrafların kargonun gerçek ölçüleri ile fiyatlamanın örtüşüp örtüşmediği hususunda önemli bir ispat malzemesi olduğundan bu fotoğrafların sunulmasının gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir .
Taraf vekillerinin itirazlarını değerlendirecek şekilde ve beyanlarını dikkate alacak şekilde yeni bilirkişi heyeti oluşturularak Mali müşavir …. ve taşıma sigorta hukukçusu … ‘e dosyanın tevdii ile bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinden aldırılan 27.02.2019 tarihli raporda; davacının çerçeve taşıma ve cari hesap sözleşmesi kapsamında yapılan taşımalar sebebi ile düzenlediği faturaların hizmet – taşıma edimini ortaya koyduğu, davacı kayıtlarında toplam 190.698,25 TL alacaklı olduğu, ancak davalının düzenlediği ve davacı yanca cari hesaba işlenen ve hesapta takas-mahsup ile hesaplamada kullanılan toplam 163.166,46 TL iade faturalarının mutabakata dayandığı gözetilerek davacı alacak miktarında düşülmesi gerektiği, bu durumda davacının bakiye 27.531,39 TL alacaklı olduğu, davalının düzenlediği faturaları kayda aldıktan sonra her hangi bir mutabakat ve anlaşma olmaksızın davacının düzenlediği iade faturalarının hesaptan düşme sebebi olarak kabul edilemeyeceği, davalının 2016 yılında düzenlenen iade faturaları bakımından ise bu mutabakatı ayrıca ispat etmesi gerektiği, davalının borçlu olmadığı ve davacının alacaklı olduğu iddialarının karşılıklı düzenlenen iade faturalarından kaynaklandığı ve davalı yanca ilk düzenlenen ve davacı ticari defter kayıtlarına işlenen ilk faturalardan sonra iade faturalar düzenlemek konusunda taraflar arasında mutabakat olmadığı gözetilerek taraflar arasında ihtilafın çözümünde sonradan düzenlenen karşılıklı iade faturaların hesaplaşmada dikkate alınmaması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile tarafların bilirkişi kurulu raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi, daha önce alınmış olan bilirkişi kurulu raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, sonuçta her iki icra takibi bakımından takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, mevcutsa miktarının tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 16.07.2019 tarihli raporda; davacı şirket ile davalı şirket cari hesap ekstreleri karşılaştırıldığında davacı şirketin cari hesap ekstresinde 31/12/2017 tarihli kapanış kaydı ile 190.698,25 Tl alacaklı olduğu, davalı şirketin cari hesap ekstresinde 11/10/2017 tarihi itibariyle bakiyenin kapandığı ve borcunun olmadığı, ihtilafa konu iade faturalar yönünden mutabakat belgesi sunulu olmadığından ölçüm yanlışlığını irdeleme imkanı olmadığından davacının verdiği hizmete istinaden kesilen faturaların davalı defterlerinde işlenmiş olduğundan davacı tarafından verilen hizmetin alındığı , davacının davalıdan 190.698,25 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Tarafların tüm beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi, UMO programının incelenerek ölçümleme hatası yönündeki iddialar bakımından değerlendirme yapılması bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09.10.2020 tarihli raporda; ihtilafa konu iade faturaları yönünden mutabakat belgesi sunulu olmadığından, ölçüm yanlışlığı da olmadığı tespit edildiğinden, davacının verdiği hizmete istinaden kesilen faturaların davalı defterlerinde işlenmiş olduğundan, davacı tarafından verilen hizmetin alındığı değerlendirilerek, davacının davalıdan 04.03.2016 tarihi itibariyle 190.698,25 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, davacı tarafça davalıya verildiği iddia olunan taşıma hizmet bedelinin tahsili için davalı hakkında başlatılan davaya konu iki ayrı icra takibine vaki davalının kısmi itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemi ve aralarındaki taşıma sözleşmesi kapsamında dava konusu edilen miktar kadar davacının davalıdan alacaklı olup olmadığını ilişkindir.
Yargılamaya konu Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 18.643,26 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür. İş bu takip dosyası yönünden, davacı vekili dava dilekçesinde 2.936,55 TL harici ödeme yapıldığını belirtmiş olup, bu takip yönünden 15.706,71 TL’ nin dava konusu olduğu anlaşılmıştır.
Yargılamaya konu Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 267.125,69 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca kısmi itiraz ettiğini belirtmiştir. Kısmi itiraz sonrasında 174.991,54 TL üzerinden takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı ve davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura, ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
16.07.2019 kök ve 09.10.2020 tarihli ek rapor içeriklerine göre, tarafların ticari defterler ile kayıtlarının ve sistemlerindeki UMO programının incelenmesinde;
– Davacının ticari defterlerinde dava tarihi öncesinde davalıdan alacağının 190.698,25 TL olarak gözüktüğü anlaşılmıştır.
– Davalının ticari defterlerinde dava tarihi öncesinde davacıya borcunun 3.925,56 TL olarak gözüktüğü anlaşılmıştır.
– 2015 yılında ticari ilişkiye dayalı fatura alacaklarının 09.10.2015 tarihine kadar tarafların defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, birbirin teyit ettiği; bu yıl içerisinde en son davacı tarafından düzenlenen ve yasal defterlerine işlenen 09.10.2015 tarih ve … yevmiye numaralı 8 adet 197.513,91 TL toplam tutarlı faturanın olduğu, bu 8 adet faturanın davalı şirket tarafından tebliğ alındığı ve süresi içerisinde 13.10.2015 tarihli ihtarname ile kabul etmeyip, yasal süresi içerisinde iade ettiği anlaşılmıştır.
– 2016 yılında ticari ilişkiye dayalı fatura alacaklarının 10.02.2016 tarihine kadar tarafların defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, birbirin teyit ettiği; bu yıl içerisinde en son davacı tarafından düzenlenen ve yasal defterlerine işlenen 10.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı 2 adet 23.650,16 TL toplam tutarlı faturanın olduğu, bu 2 adet faturanın davalı şirket tarafından tebliğ alındığı ve süresi içerisinde 15.02.2016 tarihli ihtarname ile kabul etmeyip, yasal süresi içerisinde iade ettiği anlaşılmıştır.
– Taraflar arasında akdedilen 10.09.20212 tarihli yurt içi taşıma ve cari hesap sözleşmesine göre; UMO – online kargo takip sistemi kurulduğu, kargoların bilgilerinin sisteme girilmesi ile birlikte taraflarca kargoların takip edilebildiği anlaşılmıştır.
– Davalı tarafça iade faturalarının mutabakat ile düzenlendiği belirtilmişse de, dosya kapsamında herhangi bir mutabakata metnine dair yazılı kayda rastlanılmamıştır.
– İade faturalarının davacı defterine kaydedilmesi işleminin, zımni bir mutabakat ile olduğu ya da borcun sona erdiği anlamına gelmediği; hizmetin verildiğinin ispat edilmesi halinde alacağın varlığını koruyacağı, son bulmayacağı bilinmektedir.
– Davacı tarafça verilen hizmete karşılık kestiği faturaların davalı şirketin kayıtlarına işlendiği, hizmetin varlığının davacı tarafça ispat edildiği; davalının eksik ve yanlış ölçüm yapılması neticesinde fazladan ödeme alındığı iddiasını somutlaştıramadığı, bu iddiasını destekleyecek herhangi bir belge sunamadığı, UMO kayıtlarındaki inceleme neticesinde de taraflar arasındaki sözleşme ve fiyatlandırma tablolarına aykırı hatalı ölçüm yapıldığının da tespit edilemediği görülmüştür.
16.07.2019 kök ve 09.10.2020 tarihli ek raporlar içeriğinde de, davacının alacak miktarının dava konusu yapılan 174.991,54 ve 15.706,71 TL’ nin toplam miktarı olan 190.698,25 TL olarak hesap edildiği görülerek, davacının iddiasını ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı görülerek, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
A)-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile kısmi ödeme düşüldükten sonra bakiye kalan 174.991,54 TL üzerinden takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Takibin davacının talebi aşılmamak üzere yıllara göre değişen ticari avans faizi ile yürütülmesine,
-Asıl alacağın %20’si olan icra inkar tazminatı 34.998,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile davacının mahsup ettiği 2.936,55 TL alacak düşüldükten sonra 15.706,71 TL üzerinden takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Takibin davacının talebi aşılmamak üzere yıllara göre değişen ticari avans faizi ile yürütülmesine,
-Asıl alacağın %20’si olan icra inkar tazminatı 3.141,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C)- Davalı tarafın yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 13.026,59 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.827,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.198,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.863,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen toplam 4.964,10 TL yargılama giderinin (ödenecek bilirkişi ücreti dahil olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen …’ ın ücreti olan 800,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
– Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde Bırakılmasına,
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 21.798,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 09/02/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …..
¸e-imza