Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/272 E. 2018/641 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/272
KARAR NO : 2018/641

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 10/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete … nolu poliçe ile kasko sigortalı …. plakalı aracın davalıların maliki ve sürücüsü olduğu …plakalı aracın KTK madde 62.aykırı biçiminde kamyonun park edilmesi sebebiyle park halindeki araca müvekkili şirkete kasko sigortalı …. plakalı çekicinin çarpması biçiminde gerçekleşen trafik kazasında davalı tarafa ait aracın bu kazanın meydana gelmesinde %75 kusurlu olduğunun kabul edildiğini, ekspertiz raporu sonucu 126.000,00-TL hasar tazminatının 20/05/2016 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalı aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş’den 31.000,00-TL’nin haricen tahsil edildiğini, bakiye 63.500,00-TL hasar bedelini ödeme tarihi olan 20/05/2016 tarihinden itibaren davalılardan talep etme zaruretinin hasıl olduğunu ileri sürerek, 63.500,00-TL tazminatın davalılardan ödeme tarihi olan 20/05/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıya ait ….. plakalı aracın 3.şahıslara devrinin önlenmesi için trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı sigortacının kendi sigortalısı ile müvekkilleri arasında ticari herhangi bir ilişki olmadığını, zararın doğumuna neden olayın davacının sigortalısı olan araç ile müvekkillerinin sahip olduğu araç arasında meydana gelen bir trafik kazası olduğunu, sigortalı aracın maliki ile davalılar arasındaki ihtilafın haksız fiil hükümlerine göre çözüleceğini, davacı sigorta şirketinin müvekkillerine karşı açmış olduğu davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle mahkememizin görevine itiraz ettiklerini ileri sürerek, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne ve davacı … Sigorta Şirketine yazılan müzekkerelere cevap geldiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile(trafik kazasına) sebebiyet veren davalılardan rücuen tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Davalı ….’nün aracın işleteni, davalı…’nün aracın şoförüdür.
TTK’nın 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’i halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatıyla sigortası tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, ilke olarak 31/03/1954 gün ve….. E. ….. K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17/01/1972 tarih ve…. E. ….. K. Sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücu davasının kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış, velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği, sigortacının sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/03/1944 tarihli ve ….. E./…….K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbahis olmayıp konundan aldığı bir salahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Somut olayda, davacı şirketin halefi olduğu … Sigorta Şirketi ile kazaya sebebiyet veren …. ve… arasında bir sigorta sözleşmesi olmadığı, davacı kasko sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 10/10/2018

KATİP ….
¸e-imza

HAKİM ….
¸e-imza