Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/265 E. 2019/357 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/265
KARAR NO : 2019/357

DAVA : İSTİRDAT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/10/2016 tarihinde müvekkili şirketin bulunduğu …. Mah. … Cad. … Sok. No:…. Mahmutbey/İstanbul adresinde gerçekleşen hırsızlık olayı sonucunda müvekkilinin kasasının patlatılması suretiyle bir çok evrakının çalındığını, söz konusu olayla ilgili olarak Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı… soruşturma nolu dosya ile soruşturma başlatıldığını, yargılamanın devam ettiğini, dava konusu çekin davalı … tarafından bankaya ibraz edildiğini, bu konuya ilişkin olarak Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile çek iptali davasının açıldığını ileri sürerek, çekin dalıdan alınarak yasal ve meşru hamili olduğunu iddia ettiği müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin müvekkilinin elinde bulunmaması nedeniyle iadesinin mümkün olmadığını, müvekkili ile… Ltd. Şti arasında ticari ilişki nedeniyle davaya konu çekin …. Ltd. Şti tarafından müvekkiline cirolandığını, müvekkili ile dava dışı …. Ltd. Şti arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacağını çek yoluyla tahsil edemeyen müvekkiline dava dışı şirket tarafından …. Bankası aracılığıyla 03/04/2017 tarihinde 25.000,00-TL tutarındaki paranın EFT yoluyla gönderildiğini, davaya konu edilen çekin müvekkili nezdinde bulunmaması nedeniyle davanın taraflarına yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu yönüyle husumet itirazında bulunduklarını ileri sürerek, öncelikle davanın husumetten reddine, davanın esas ve usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çek istirdatı istemine ilişkindir.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının elinden rızası dışında çıkan istirdada konu çekin iktisabında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, söz konusu çekin istirdadının gerekip gerekmediği, noktalarında toplandığının tespitine karar verilmiştir.
Dava 2004 sayılı İİK’nun 72.maddesine göre açılan menfi tespit davası değil, 6102sayılı TTK’nun 792.maddesine dayalı istirdat istemine ilişkindir. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur.
Davacı meşru hamil olarak ispat bakımından tanık deliline dayanmış olup davacının gösterdiği tanık duruşmada dinlenmiştir.
Tanık …: ” Ben davacı şirkette sigortalı eleman olarak çalışmaktayım. Pazar günü düğündeyken bir haber geldi. Şirketin kapısının kilidi kırılmış, Biz şirkete gittik. Kasa patlatılmıştı. Kasanın içinde bir miktar para ve bir sürü çek ve senet vardı. Bunların içinde vadesi gelmemiş çekler de vardı. Ben …’ın ismini şu an ilk defa duyuyorum. Tanıklık ücreti istemiyorum.” demiştir.
Kural olarak çekin istirdatı ile ilgili davalarda; ispat yükünün davacıdan bulunduğu; bu nedenle; bu davada da davacının, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu bulunduğu ispat etmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı tanık deliline dayanmışsa da tanıklar çekin iktisabında davalının kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduğunu beyan edecek kayıtlar değil, dava konusu çekin hırsızlıkla çalındığını ispat etmiş olup davalının ağır kusurunu ve kötüniyetini ispat etmiş değildir.
Davalı … dava konusu çeki ticari ilişkiden kaynaklı ….İnşaattan aldığını, karşılıksız çıktığında da dava dışı …. Ltd. Şti ‘ye iade ettiğini belirtmiş olup davacı söz konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile meşru hamili konumunda olan davalı …’ın çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu davacı tarafça kanıtlanamamıştır.
Mahkememizin 04/07/2018 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararında açılmış bir davaya teşmil yolu ile üçüncü bir kişinin davalı sıfatı ile dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi zorunlu dava arkadaşlığı hali dışında davacı tarafın istemi ile “ıslah” yoluyla dahi olsa, davada taraf arttırılması dava dilekçesinde yer almayan başka gerçek ya da tüzel kişilerin davaya dahil edilmesinin usulen mümkün olmadığı hususu gözetilerek davacıya dava dışı … Ltd. Şti’ye karşı dava açarak; mahkeme ve esas numarasını mahkememize bildirmek üzere 2 hafta kesin süre verilmesine; aksi takdirde mevcut duruma göre değerlendirme yapılacağının ihtarına karar verildiği ve verilen süre içerisinde dava açılmadığı bildirilmiştir. Huzurdaki dava istirdat davası olup söz konusu çekin davalı … uhdesinde olmadığı anlaşılmakla, davacının davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 426,94-TL harçtan mahsubuna, artan 382,54-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 20/03/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza