Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/241 E. 2020/191 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
.
ESAS NO : 2017/241 Esas
KARAR NO : 2020/191

BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 29/01/2016
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ…… : 10/03/2017

KARAR TARİHİ : 20/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2020

… Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/01/2017 tarih …. Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı nedeniyle davacılar vekilinin süresi içerisinde vermiş olduğu gönderme talep dilekçesi üzerine mahkememize tevzi edilen dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde;müvekkili …’un özel bir şirketin muhasebe sorumlusu olarak çalışan 1982 doğumlu 33 yaşında evli ve tek çocuk sahibi anne olduğunu, müvekkili …’ın 08/10/2013 günü saat 22:00 sıralarında …. Mah. …. Bulvarı …./…. üzerinde arkadaşı …. ile birlikte karşıdan karşıya geçerken dava taraf aracıyla kendisine yanan kırmızı ışıkta geçtiğini, haksız ve sorumsuz fiiliyle müvekkilinin ve ailesinin hayatını altüst ettiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile ceza davasının açıldığını,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … adına maddi 10.000,00 TL – manevi 250.000,00 TL , eşi … adına manevi 100.000,00 TL , müvekkilinin oğlu … adına 50.000,00 TL manevi, müvekkilinin annesi ….. için 50.000,00 TL manevi, müvekkilinin babası … için 50.000,00 TL manevi, müvekkilinin kardeşleri adına … için 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL , …. için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL ve 560.000,00 TL manevi tazmiatın zararın kusurlu ve sorumlu davalılar tarafından somut durum ve hakkaniyet nispetinde TCMB ‘nin uyguladığı en yüksek faiz oranıyla müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’nun (boşanmadan önceki soyadı ….’dur) 08/10/2013 günü saat 22:00 sıralarında …. Mah. … Bulvarı …./…. üzerinde arkadaşı …. ile birlikte karşıdan karşıya geçerken davalı …’nın oğlunun sevk ve idaresindeki araçla kırmızı ışıkta süratle geçerek kendisine yanan yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, ameliyat edildiğini, 8 ay yoğun bakımda kaldığını, maddi-manevi kayıplara uğradığını, olayla ilgili Küçükçekmece … .Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 15/01/2015 tarihli raporda sanık-sürücünün asli kusurlu, müvekkili …’un ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinde davalının oğlu hakkında dava açıldığını, davaların birleştirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin muhasebe departmanında çalıştığını, yaşadığı travma sonucu epilepsi krizleri ve kısmi hafıza kaybı yaşamakta olduğunu, bu sebeple mesleğini tam olarak yerine getiremediğini, yine kaza sonucu dizinde oluşan hasar sonucu yürüme problemi çekmekte olup, dizindeki problemin kalıcı hasara yol açtığını, kaza sonrası sigorta şirketine zorunlu trafik sigortası kapsamında başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından 90.800,- TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin halen ahde vefa gereği istihdam edilmekte olup, işverenlerinin iyi niyetiyle çalışmakta olduğunu, meydana gelen olay nedeniyle müvekkilinin yanı sıra annesi, kardeşleri, eşi ve oğlunun da büyük sarsıntı yaşadıklarını, elem ve acı duyduklarını, ayrıca olay anında müvekkilinin yanında bulunan arkadaşı …’ın da aylarca olayın travmasını ve korkusunu yaşadığını, haksız fiil sonucu meydana gelen kaza nedeniyle davalının ruhsat sahibi sıfatıyla müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin maddi manevi zararları ile ailesinin ve arkadaşının manevi zararlarının tazmininin gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi, eşi … için 100.000,00 TL, oğlu … için 50.000,00 TL, annesi … için 50.000,00 TL, babası … için 50.000,00 TL, kardeşleri …… …, …, …, … ve arkadaşı … için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi, 560.000,00 TL manevi tazminatın … Bankasının uyguladığı en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğinden görevsizlik kararı verildiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı aleyine ikame edilen davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, tüm delillerin toplanması ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda maluliyet oranının tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu ….. İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesine, yine aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına, davacının teminat dışında bulunan geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebinin reddine, müevkkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğun bakiye limit ile sınırlı olduğuna dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet evrmediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; soyut iddiadan ibaret olan haksız ve mesnetsiz ,usul ve esastan yasaya aykırı ve çelikli beyanları kabul etmediklerini, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini bildirmiştir.
Birleşen dosya davalısı …’ya usulüne uygun tebligat yapılmış cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
Davalı … Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesindeki beyanında; olayın tarafı olmamasına rağmen davada taraf olarak gösterildiğini ve kendisinden para talep ettiklerini bildirmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 54, 56 maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 .maddelerinden ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartları hükümlerinden kaynaklanan trafik kazası şeklinde gerçekleşen haksız eylem nedeni oluşan maddi zararın giderimi ve manevi tazminat isteminden ibarettir
Dosyaya delil olarak;
Taraflara ait Sosyal ekonomik durum , araç tescil bilgileri, nüfus kaydı ,Tedavi görülen hastane kayıtları, kaza tespit tutanağı,SGK kayıtları, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi dosyası , davalı Sigortaca yapılmış Zorunlu trafik poliçesi, Adli Tıp kurumu raporu, dosya arasına alınmştır.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır. Kazaya karışan araçların trafik kayıtları celp edilmiştir.
Gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
Asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 08/10/2013 tarihindeki trafik kazası neticesinde davacılardan …’un yaralanıp yaralanmadığı, bu olaydan dolayı davacı … için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000 TL maddi 250.000 TL manevi, … için 100.000 TL manevi, … için 50.000 TL manevi, … için 50.000 TL manevi, … için 50.000 TL manevi, …, …, …, … ve … için her biri için ayrı ayrı 10.000 TL maddi ve … için 10.000 TL manevi tazminata karar verilip verilmeyeceği ve merkez bankasının uyuguladığı en yüksek faiz oranının uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplandığı anlaşıldı, mahkememizin yetkili olduğu, ancak görev ititazındaz bulunulduğu anlaşıldı, ilk itirazlardan olmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen Küçükçekmece … Esas sayılı dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; söz konusu trafik kazasından dolayı tarafların kusur durumları ve kusur oranlarının tespiti, davacı …’nun (…. bu kazadan dolayı geçici iş göremezlik süresi, kalıcı maluliyeti olup olmadığı, maluliyet var ise maluliyet oranının tespiti, davacıların maddi ve manevi zararlarının oluşup oluşmadığı, tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı … vekilinin davacıların teminat göstermesi talebinde bulunduğu, Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen 11/06/2015 tarihli ara kararla, davacıların Türkiye’de mutlak meskenlerinin bulunduğu, vekaletnamelerde bu adreslerin yazılı olduğu, HMK 84 maddesi uyarınca teminat gösterilmesini gerektirir bir durum bulunmadığından davalı … vekilinin teminat gösterilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı …’den …. numaralı poliçe ve …. numaralı hasar dosyasının örneği, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğinden istenen evrakları gönderilmiş, … İcra Müdürlüğüne, Küçükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesine, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne ve …. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğine yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
05/04/2018 tarihli duruşmada her ne kadar davacılar vekili 13/06/2017 tarihinde Uyap üzerinden göndermiş olduğu dilekçesi ile birleşen dosyadaki yatırılan başvurma ve peşin nispi harcın iadesine karar verilmesini istemiş ise de; müşterek ve müteselsil sorumluluk dahi olsa birleşen davada asıl davadaki davalılardan farklı kişiye karşı aynı taleplerle ilgili dava açıldığı, birleşen davanın ayrı dava niteliği taşıdığı, ileride hüküm verilecek olsa dahi birleşen dava için ayrı hüküm kurulması gerektiği, sadece tahsilde tekerrür oluşturmamasının dikkate alınacağı nedeniyle birleşen dava için ayrı başvurma ve peşin nispi harcın alınması doğru olduğundan davacılar vekilinin birleşen davadaki harçların iadesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 15/01/2018 tarihli raporda; …. kızı, 1982 doğumlu …(….)’nun 08/10/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle dosya içeriğinden muhasebeci olduğu anlaşılarak Grup 23 kabul olunarak:
Gr 23 I ( 12a—30) İ 51
Gr23 X (1C—-10) F %25
Balthazard formülüne göre; %63.25
E cetveline göre: %60.0(yüzdealtmışnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Davacı vekili 11/12/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 17.09.2019 tarihli bilirkişi raporu davalılardan alacağın taleplerinden daha fazla olduğu yönünde olduğunu, anılan sebeple 1.090.000 TL üzerinden fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydı ile davayı ıslah etme gereği doğduğunu, bu itibarla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL olarak açmış olduğu maddi tazminat talebini 1.090.000 TL arttırdıklarını beyan etmiş, ıslah harcını ikmal etmiştir.
Davalı … vekili 23/12/2019 tarihli dilekçesi ile, davalı … vekili 06/01/2019 tarihli dilekçesi ile reddi hakim talebin bulunmuşlar, 16/01/2020 tarihli duruşmada davalı … yönünden vekilin vekaletnamesinde hakimin reddi yetkisi bulunmadığından hakimin reddi talebinin usulden reddine, davalı … yönünden ise HMK 41/b ve c maddeleri uyarınca yerinde görülmeyen hakimin reddi talebinin reddine, esas hükümle birlikte İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir.
Davalı …’ya 16/01/2020 tarihli duruşmada vekilin hakimin reddi konusundaki talebi sorulmu avukatının hakimin reddi beyanını kabul ettiğini beyan etmesi üzerine HMK 41/b ve c maddeleri uyarınca yerinde görülmeyen hakimin reddi talebinin reddine, esas hükümle birlikte İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir.
19/06/2019 tarihli raporda özetle; HMK madde 266 uyarınca, tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların hukuken oluşup oluşmadığına dair takdir mahkemeye ait olmak üzere, dosyadaki bilgi ve belgelerden hareketle davacı … (…)’un dava konusu 08/10/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak daimi işgöremezlik oranı açısından ATK raporunda tespit edilen %60 maluliyet oranına itibar edilerek, geçici işgöremczlik süresi bakımından ise davacının istirahat raporları ve hizmet dökümüne itibar edilerek, kusur konusunda dosyadaki ATK raporuna (%100) itibar edilerek, sigorta şirketi tarafından yanılan 90.802 TL ödeme güncellenerek ve toplam tazminattan mahsup edilerek; davacı … (….)’un 08/10/2013 tarihli trafik kazası sonucu (sigorta şirketi tarafından yapılan 90.802 TL ödeme güncellenerek ve tazminattan mahsup edilerek) karşılanmamış/bakiye daimi işgöremezlik tazminatının 1063.092,71 TL olduğu olduğu (29.Paragraf), davacının kaza nedeniyle bakiye geçici işgöremezlik tazminatı ise, SGK tarafından davacıya yapılan geçici işgöremezlik ödemelerinin 5510 sayılı kanunun 21 .maddesi İH fıkrası gereği sorumlulara rilcu edileceği gözetilerek bu ödemelerin mahsubu sonucu 18.625.82 TL olarak tespit edildiği, (22. Paragraf) , asıl dava davalısı … ve Birlesen dava davalısı …’nın hesaplanan zararın tamamı alan 1.063.092.71 TL + 18.625,82 TL = 1.081.718,53 TL’den müştereken ve müteselsilim sorumlu olduğu, asıl dava davalısı …. Sigorta A.Ş’nin ise ödediği 90.802 TL sonrası poliçedeki 250.000 TL ölüm/sakatlık teminatında 159.198,00 TL bakiye teminat kaldığı, şirketin davacının tespit edilen toplam bakiye daimi işgöremezlik tazminatı olan 1.063.092,71 TL’nin teminat limitinde kalan sınır olan 159.198,00 TL’lik kısmından asıl ve birleşen dava davalıları ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu yönünde kanaat oluştuğu, bu yönde nihai takdirin mahkemenin olduğu, (33.Paragraf) asıl dava davalısı …. Sigorta A.Ş.’nin . geçici işgöremezlık tazminatının sağlık giderleri teminatı kapsamında kalması sebebivle ve bu teminat klozunun 2013 yılında 250.000 TL limiti olması nedeniyle 18.625,82 TL bakyie geçici işgöremezlik tazminatının tamamından sorumlu olduğu, uygulanacak faiz türünün aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faiz, faiz başlangıç tarihinin ise araç sürücüsü … ve işleteni … için kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihi (31 ve 33. Paragraf) , asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş. için ise temerrüt tarihi otan 16/12/2014 tarihi (32.Paragraf) olduğu yönünde kanaat oluştuğu, davacının manevi tazminata ilişkin talepleri hakkında değerlendirme yapılmadığı, 35. paragrafta dosvada belgelendirilmiş tedavi giderlerinin toplamı 727,75 TL olarak hesaplandığı, 36.paıagrafta belirtildiği üzere, sağlık hizmeti giderleri kapsamında olan bu giderlerin davalıların sorumluluğunda olmadığını, dava dışı sgk sorumluluğunda olduğunu, 36.paragrafta belirtildiği şekilde iyileşme giderleri hususunda ise (yaşam boyu kullanılacak ilaçlar, protez ve benzeri ilaçlar, ileride yapılması olası tedaviler, henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilaçlar için yapılacak masraflar vb) davalıların müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi sağlık giderleri teminat limiti olan 250.000 TL ile sınırlı olmak üzere) sorumlu olduklarını, ancak bu giderlerin tespiti uzmanlık alanına girmediğinden bu hususta uzman hekim bilirkişi tarafından hesaplama yapılması gerektiği bildirilmiştir.
16/09/2019 tarihli raporda özetle;davacı …’nun 08/10/2013 tarihli trafik kazası sonucu (sigorta şirketi tarafından yapılan 90.802 TL ödeme güncellenerek ve tazminattan mahsup edilerek) karşılanmamış / bakiye daimi işgöremezlik tazminatının 1.063.092.71 TL olduğu, davacının kaza nedeniyle bakiye geçici işgöremezlik tazminatı ise, SGK. tarafından davacıya yapılan geçici işgöremezlik ödemelerinin 5510 sayılı kanunun 21.maddesi f/4 fıkrası gereği sorumlulara rücu edileceği gözetilerek bu ödemelerin mahsubu sonucu asıl dava davalısı … ve birlesen dava davalısı …’nın hesaplanan zararın tamamı olan 1.063.092,71 TL + 18.625,82 TL = 1.081.718,53 TL’den müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, asıl dava davalısı …. SİGORTA ….’nin ise ödediği 90.802 TL sonrası poliçedeki 250.000 TL ölüm/sakatlık teminatında 159.198,00 TL bakiye teminat kaldığı, şirketin davacının tespit edilen toplam bakiye daimi işgöremezlik tazminatı olan 1.063.092,71 TL’nin teminat limitinde kalan sınır olan 159.198,00 TL’lik kısmından asıl ve birleşen dava davalıları ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluğu olduğu, asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş.’nin , geçici işgöremezlik tazminatının sağlık giderleri teminatı kapsamında kalması sebebiyle ve bu teminat klozunun 2013 yılında 250.000 TL limiti olması nedeniyle 18.625,82 TL bakiye geçici işgöremezlik tazminatının tamamından sorumlu olduğu, uygulanacak faiz türünün aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faiz, faiz başlangıç tarihinin İse araç sürücüsü … ve işleteni … için kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihi (31. ve 33. Paragraf), asıl dava davalısı …. Sigorta A,S, için ise, temerrüt tarihi olan 16/12/2014 tarihi (32.Paragraf) olduğu, davacının manevi tazminata ilişkin talepleri hakkında değerlendirme yapılmadığı. 35. paragrafta dosyada belgelendirilmiş tedavi giderlerinin toplamı 727,75 TL olarak hesaplandığı, 36.paragrafta belirtildiği üzere, sağlık hizmeti giderleri kapsamında olan bu giderler, davalıların sorumluluğunda olmadığı, dava dışı SGK’nın sorumluluğunda olduğu, iyileşme giderleri hususunda ise (yasam boyu kutlanılacak ilaçlar, protez ye benzeri araçlar . ileride yanılması olası tedaviler, henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilaçlar için yapılacak masraflar vb.) davacının yukarıda incelenen tedavi evrakları, kaza sebebiyle oluşan maluliyeti ve bu maluliyetin muhteviyatı dikkate alındığında ileride gerçekleşmesi muhtemel iyileşme giderlerinden SGK tarafından karşılanmayacak herhangi bir iyileşme gideri tespit edilmediği bildirilmiştir.
10/12/2019 tarihli ek raporda özetle; tarafların itirazlarının değerlendirilmesinde 16/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun daimi ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin aktüeryel hesaplamaları içerir kısımlarında değişiklik yapılmasını gereken bir husus saptanmadığından 16/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kamındaki 1,2,3,4,5 ve 6 nolu maddelerindeki tespit ve görüşlerimizin geçerli olduğu, eklenmesi gereken bir hususun mevcut olmadığı, tarafların itirazlarının değerlendirilmesinde 16/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun tedavi ve iyileşme giderleri hususundaki tespitlerimizde değişiklik yapmayı gerektirir yeni bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, kök raporda da yer alan ve yukarıdaki tabloda yer alan 9 kalem harcama karşılığı 752,18 -TL’nin 4-S-6-7-8-9, sıradaki harcamalar toplamı 388,75 -TL olup … EAH’de yapılan Adli Hekimlik hizmetlerine karşılık ödendiği, yargılama giderleri içinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin mahkemenin takdirinde bulunduğu, geriye kalan 363,43 -TL ise … Hastanesinde yapılan muayene ve tedavilere harcandığı, kaza sonucu gerçekleşen yaralanmaya dair olduğunda şüphe bulunmadığı tespit edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı …’nun 08/10/2013 tarihinde …’nın sürücüsü olduğu aracın  neden olduğu trafik kazası sonucunda vücudunda kemik kırıkları oluşacak boyutta ağır yaralandığı, bu trafik kazasına binaen yapılan ceza yargılaması neticesinde verilen Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. … K. Sayılı kararının Yargıtay … Ceza Dairesi’nin 04/03/2019 tarih, … E. …. K. Sayılı kararı ile bozulduğu ancak bozma kapsamının -uzlaştırma hususu gözetilmeksizin karar verilmiş olduğu gerekçesiyle- usule ilişkin olduğu anlaşılmış, dolayısıyla ceza dosyasının esas yönünden kesinleştiği anlaşılmıştır. Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından yapılan ceza yargılaması esnasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 15/01/2015 günlü …. sayılı raporuna göre sürücü …’nın kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalılar … ve … vekilleri mahkememizce yeniden keşif ve kusur incelemesi yapılmasını talep etmiş iseler de, ceza yargılamasında kusur tespitinin konusunda ehil olan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapıldığı ve dosyada olay anını gösterir kamera kayıtları soruştura aşmasında tutanakla incelendiğine dair kayıt da yer aldığı ve Kamera kaydının olduğu CD’nin çözümünün kriminal raporuyla bu aşamada mümmün olmadığı da gözetilerek, karşıdan kaşrıya gerçerken davalının kırmızı ışşıkta geip geçmediği hususu olayın üzerinden uzun süre geçtikten yeniden bilirkişi incelemesi ve olay yerinde keşif yapılmasında olayın aydınlatılmasına yardımcı olmayacağı yanında taraflar yönünden hukuki yarar olmayacağı ve yargılamayı geciktireceği değerlendirilmiş usul ekonomisi de gözetilerek keşif ara kararından rücu edilerek davalıların keşif talepleri mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki soruşturma aşamasında kazanın oluşundan kısa bir süre sonra davalı sürücünün ifadesi alınmış olup kolluktaki ilk ifadesinde ” kaza yerinde seyir halindeyken ışıklara geldiğinde yaya olarak yürümekte olan bir bayanın bir anda önüne çıktığını bayana çarpamamk için ilk olarak frene bastığını yerleirn ıslak vce kaygan olması nedeniyle duramayarak fren bastığı için bayana çarptığını beyna etmiş ve havanın karanlık olmasından aydınlatma olamamasından dolayı fark etmediğini beyan etmiş olup tanık ….ülşah ise yeşil ışıkta geçtiklerini beyan etmiştir. Ayrıca kolluk tarafından düznelenen görüntü izleme tuatnağına göre de kırmızı ışıkta koyu renkli aracın durdurğu daha sonra davalı sürücünün kullandığı beyaz renkli aracaın ışıkları geçer geçmez durduruğu tespitleri dikkate alınığında olayın ATK raporu ve kesinleşen ceza dosyasındaki gibi davalı sürücünün kırmızı ışıkta geçerek karşıdan karşıya geçmek için kaplamaya giren davacı yayaya çarptığı şeklinde gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca sonraki davalı ifadelerinde yolun ıslak ve kayganlığından bahsetmemiş yeşil ışık yanarken geçtiğini henüz kırmızı ışık yanmadığını beyan etmiş ceza mahkemesindeki beyanında ise hanavın yağışlı olduğunu kırmızı ışık yandığını gördüğünü ışılara doğru hızını azalttığını ve yeşil yandığını görünce kontrol ederek geçtiğinde refüjde bir bayanın yerde olduğunu beyan etmiş olup kısmen değişen ifadeler yanında davalının havanın ıslak ve yağmurlu olduğunu doğrular hernegi kayıt tuanaka ya da tanık beyanına ratlanmamış olup ATK raporunda da olay anı görüntü CDsi incleendiğinde beyaz renkli aracın kavşakta kırmızı ışıkta geçiş yaptığıfren yaparak durduğu tespiti de dikkate alınnığında olayın kusur yönündne kesinleşn ceza dosyasında olduğu gibi kanatti güçlenmiş olup davalının kazanın meydana gelişinde tam ve asli kusurlu olduğu analşılmıştır.
Bununla birlikte; kural olarak ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (Yargıtay 4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (Yargıtay 4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693) Bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücü tarafından ceza mahkemesinde alınan raporlarla davalı sürücü tarafından asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ceza mahkeemsin ATK aracılığıyla kusur tespiti yaptırılmış olup buna göre sürücü davalının meydana gelen kazadan dolayı asli ve tam kusurlu olduğu tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür.
Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüsü ve işleten sorumludur. Ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesi de “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluşmuştur.
Yapılan yargılama esnasında, davacının yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin tespiti, kalıcı maluliyeti olup olmadığı, varsa mesuliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, ilgili kurum tarafından davacı …’nun E cetveline göre %60 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğuna ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğine dair 15/01/2018 tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir. Bu rapor akabinde tazminat hesabı için dosya bilirkişiye gönderilmiş, aldırılan bilirkişi raporunun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiş, rapor mahkememizce tatminkar görülerek rapora itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalıların itirazları somut buunmadığından yeniden ATKya gönderilmesi talepleri yerinde görülmemiştir.Hükme esas alınan 16/09/2019 tarihli raporda bilirkişi heyeti tarafından davacının 1.063.092,71 TL daimi iş göremezlik süresinden, 18.625,82 TL geçici işgöremezlik süresinden kaynaklı maddi zararın olduğu mütala edilmiştir.Davalının kazanç durumuna göre davacının muhasebe bölümünde çalıştığından hizmet dökümüne göre geliri tespit edilerek net maaş üzerinden aktüer bilrikişinin yaptığı hesaplama üsüle uygun bulunduğundan davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesi yer almaktadır. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Bu durumda davacının 727,25 TL belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğu anlaşılmış, ancak dava SGK’ya yöneltilmemiş olduğundan, davacının belgeli tedavi giderleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi, sürücü ve işletenin sorumluluğu devam etmekte ise de, dava konusu olay neticesinde gerçekleşen yaralama ile ilgili tedavilerin çoğunluğunun kamu hastanelerinde yapıldığı ve bedellerinin SUT hükümlerince ödendiği bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Davalı sigorat hesaplama yönetemi ve uygulana genel şartlar bakımından itiraz etmiş ise de Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır.Somut olayda kazaya karışan davalı … tarafından sigortalanan aracın ZMMS poliçesi incelendiğinde poliçenin 2013 yılında düzenlendiği gibi olayın olduğu tarihteki mevzuat da dikkate alınığından bu kapsamda 01/06/2015 tarihinde değiştirilen genel şartlardan önceki genel şartlara tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Davalı vekilinin yeni genel şartların ekindeki ve TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmadığına yönelik itiraz incelendiğinde; TRH 2010 yaşam tablosuna ve 1,8 teknik faiz indirimli hesaplama yeni ZMMS genel şartları bakımından geçerli olup kazanın ve poliçenin bu davadaki tarihleri dikkate alındığında, PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve teknik faizin de eski şartlara göre esas alınarak yapılan hesaplamaya göre maddi zararın belirlendiği görülmüştür. Poliçe başlangıç tarihi itibariyle TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesap yapılamayacağından PMF 1931 yaşam tablosuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı … tarafından Davacı …’na 19/03/2015 tarihinde 90.802 TL maluliyet tazminatı ödemesi yaptığı anlaşılmış, 250.000 TL olan teminat limitinden bakiye 159.198 TL kaldığı görülmüştür. Davanın cismani zarar sonucu açılan tazminat davası olması nedeniylr Karayolları Trafik Kanunu’nda belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, kaldı ki tedbirsizlik dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek eyleminin aynı zamanda suç teşkil etmesi nedeniyle ceza zamanaşımı süresi de dolmadığından ve bunun her iki davalı içinde uygulanması gerektiğinden davalıların zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Davacının ıslah dilekçesi ile talep etmiş olduğu maddi tazminat kalemleri yönünden tazminatının kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep etmiş ise de, Sigorta Şirketleri yönünden poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu’ nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden sigorta şirketi yönünden başvurudan sonraki süre eklenerek 16.12.2014 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiştir. Davacının avans faizi talebi ise davacının ve haksız fiil faili sürücünün de tacir olmadığı dikkate alındığında ,diğer davalılar tacir olsa da her iki taraf için de ticari iş sayılması gereken bir fiil olması yanında TTK’da ticari iş, ticari işletme esasına göre belirlendiğinden dolayısıyla söz konusu aracın haksız eyleminin de TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda davalılardan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu davalının hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı … şirketinden de ancak aynı oranda yasal faizi istenebileceğinden davacının avans faizi talebi yerinde görülmeyerek yasal faize hükmedilmiştir.
Dosyada mevcut ZMSS poliçesine göre; …. plakalı araç 01.03.2013-01.03.2014 vadeli ,şahıs başına ölüm/sakatlık 250.000 TL teminatlı olarak davalı … tarafından sigortalanmış ise de kaza tarihi itibarı ile geçerli teminat limiti 290.000,00 TL olduğu görülmüştür.Sonuç olarak davalıların kaza sebebiyle …’na karşı 1.063.092,71 TL daimi iş göremezlik ve 18.625,82 TL geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu oldukları sabit olmuş olup, davalı … şirketinin TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümleri uyarınca, dava öncesi başvuru sonrası ödenen bedel güncellenerek ödenen bedel mahsup edildikten sonra sigorta şirketi poliçedeki limitle yani 159.198,00 TL bakiye teminat limiti ile- sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Manevi tazminat yönünden ise meydana gelen olay nedeniyle duyulan acı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesine yöneliktir. Bir teselli ve avunma tatmin aracı yaratmaktan ibarettir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine erilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. (bkz. Yargıtay 17. HD, 23/10/2018 T., 2015/18074 E., 2018/9484 K. sayılı kararı) Hâkim manevi tazminatı belirlerken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. (bkz. Yargıtay HGK 28.05.2003T., 2003/21-368-355 sayılı; 23.06.2004 T. 2004/13-291-370 sayılı kararları) Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Buna göre; meydana gelen trafik kazası sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hak ve adalet düşüncesi, kazanın oluş şekli, davacıda meydana gelen kemik kırığının derecesinin yüksek olması yanında kaza sonrası yoğun bakımda kaldığı ve maluliyet derecesinin oranı dikkate alındığında davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu hususları da gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu gerekçe ile davacı …’nun manevi tazminat talebi kısmen kabul edilmiş, lehine 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacının kaza tarihinde 3 yaşında olan oğlu …, uzun süren tedavi sürecinde annesinin ilgisinden mahrum kalmış ve annesine en çok ihtiyaç duyduğu yaşlarda annesinin tedavi süreci sebebiyle yaşadığı derin elem ve üzüntü gözetilerek çocuk lehine de 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun bulunmuştur.
Dava açıldığı tarihte davacı … ile evli olan ancak dava devam ederken Bakırköy Küçükçekmece …. Aile Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamı ile boşanmış olduğu anlaşılan davacı … lehine manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun bulunmamış, yine davacının annesi ve kardeşleri ile olay günü yanında olan en yakın arkadaşı …’ın manevi tazminat talepleri de hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun görülmemiştir. Davacı …’nun babası … dava devam ederken 28/10/2016 tarihinde vefat etmiş olduğundan ve ölü kişi aleyhine hüküm kurulamayacağından manevi tazminat talebinin reddi hususunda bu davacı bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen kabulü ile, 1.063.092,71 sürekli iş göremezlik tazminatı ve 18.625,82 geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihinden itibaren, sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere davalı ….’den temerrüt tarihi olan 16/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacılar … için 50.000 TL, çocuk … için 10.000 TLmanevi tazminatın kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı … 28/10/2016 tarihinde ölmüş olduğundan manevi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar …, …, …, …, …, …, … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin reddine, SGK’ya karşı usulüne göre açılmış bir dava olmadığından SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerine yönelik talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

1-Asıl ve birleşen davaların kısmen KABULÜNE,
A) Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen kabulü ile, 1.063.092,71 sürekli iş göremezlik tazminatı ve 18.625,82 geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihinden itibaren, sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere davalı ….’den temerrüt tarihi olan 16/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine,
B) Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile davacılar;
a) … için 50.000 TL
b) Çocuk … için 10.000 TL
manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/10/2013 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davacıların fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Davacı … 28/10/2016 tarihinde ölmüş olduğundan manevi tazminat talebi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Davacılar …, …, …, …, …, …, … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
5-SGK’ya karşı usulüne göre açılmış bir dava olmadığından SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerine yönelik talepler bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 73.892,19 TL ilam ve karar harcından davacılar tarafından yatırılan 9.563,40 TL peşin harç ile 9.734,18 TL peşin harcın, 4.507,95 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 50.086,66 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı …. 10.872,08 TL’sinden sorumlu olmak üzere)
7-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 70.660,15 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine,
8-Maddi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
9-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 4.098,60 TL ilam ve karar harcından davacılar tarafından yatırılan 9.563,40 TL peşin harç ile 9.734,18 TL peşin harcın, 4.507,95 TL ıslah harcının mahsubuna, artan 19.706,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
10-Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 29,20 TL başvurma harcı, peşin harçtan mahsup edilen 19.706,93 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
11-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
12-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine,
13-Davacı tarafça sarf edilen 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 22,00 TL tebligat ve posta masrafı, 694,90 TL Adli Tıp Faturası olmak üzere toplam 2.116,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.455,96 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
14-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
15-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/02/2020

Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Katip …
¸